Bölüm 110: Harekete Geçme Zamanı

avatar
4962 4

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 110: Harekete Geçme Zamanı


Çeviri: Deuce

 

Dövüşün sonucu, izleyicilerin beklentilerin tamamen tersine cereyan etmişti. Duvardan aşağıya doğru süzülen Song Qing’in perişan haline bakarlarken, Bin Altın Derneğinin iki yaşlı kıdemlisinin yüz ifadeleri anında çirkinleşip bozulmadan önce kalplerinde derin bir şok yaşıyorlardı. Sadece birkaç dakika önce, Song Qing’in ne kadar yetenekli olduğu konusunda konuşuyorlardı. Ancak ne var ki, mücadelenin bu şekilde sonuçlanacağını asla tahmin etmiyorlardı.

 

“Hehe sanırım seçimimde yanılmamışım, öyle değil mi?” Xuan Su iki yaşlı adama bakarak gülümsüyordu. Şu an, kalbindeki derin hayreti gizlemekle meşgulken, aynı zamanda, ceylan gözleri Lin Dong’a garip bir şekilde bakıyordu. Bu gencin Zihinsel Enerjisi görünüşe göre sıradan bir 1.Mühür Sembol Ustasından çok daha fazla güçlüydü. Eğer öyle olmasaydı, Göksel Yuan Orta Seviyede olan Song Qing’i böyle kolayca yenmesi mümkün olmazdı.

 

İki yaşlı adam içi boş, sahte kahkahalar atarken onaylarcasına kafalarını sallamaktan kendilerini alamamışlardı: “Bu iki yaşlı adam, Yönetici Su’nun mükemmel muhakeme yeteneğine hayran kaldı…”

 

İki yaşlı adamın daha fazla muhalefet etmediğini gördüğünde Xia Zhilan, derin bir nefes aldı. Birden, güzel yüzündeki ifade aniden değişirken bakışları hızlıca Song Qing’in perişan haline doğru kaydı ve zaman kaybetmeden bağırarak: “Song Qing, ne yapıyorsun sen?”

 

“Bang!”

 

Xia Zhilan’ın bağırması bitmeden önce, yüzünde iğrenç bir ifade bulunan Song Qing bir kez daha ileri fırlamıştı. Lin Dong’a doğru acımasızca hamle yaparken elinde keskin bir hançer ortaya çıkmıştı.

 

Bu gencin pes etmeyi reddedişini gören Lin Dong’un kaşları çatılmıştı. Tam harekete geçmeye planlıyordu ki birden gözlerinin önüne bir figür girdi. Hiç ummadığı anda önünde olgun ve sevecen bir kadın figürü belirmişti. Yeşim ellerini bir dalga gibi savurarak tayfun misali ortaya bir Yuan Gücü şok dalgası çıktı ve Song Qing’i geriye doğru savurdu.

 

“Ne güç ama!”

 

Lin Dong, bir yandan önünde beliren çekici güzelliğe bakakalmışken diğer yandansa kalbi kıpır kıpır olmuştu. Güzeller güzeli Yönetici Su’nun bu kadar güçlü olabileceğini asla ve asla tahmin etmezdi. Az önce yaptığı harekete dayanarak söyleyebiliriz ki; Xuan Su, Kanlı Kumaş Tarikatının lideri Wei Tong’dan aşağı kalır yanı yoktu.*

*Deuce: Şu son iki paragrafı bu kez de ağır çekimde hayal ederek (Bayhan – My love) şarkısı eşliğinde okuyun :D

 

“Bin Altın Derneği, gerçekten de kayda değer bir yermiş…” Lin Dong kendi kendine mırıldanırken gözlerinin içi parlıyordu. İlk defa, bu klanın Yan Şehrinde ilk üç gruptan biri olabileceğini kabullenmişti.

 

“Song Qing, burası Bin Altın Derneğine ait bir yer, Song Ailesine değil. Lin Dong ise şuan Bin Altın Derneğinin bir misafiri. Umarım buna biraz saygı gösterebilirsin.” Xuan Su, Song Qing’e bakarken kaşları çatılmıştı. Her zamanki nazik ve hoş sesinde bu kez hafif bir soğukluk vardı. Açıkçası, Song Qing’in eylemleri onu bir miktar kızdırmıştı.

 

“Şimdi burayı terk et. Bugünkü meseleyi babana ben anlatırım.”

 

Xuan Su’nun sözlerini işitmesi üzerine Song Qing’in yüzü renkten renge girmişti. Ancak bu kadına karşı gelecek yüreği yoktu. Ayrılmadan önce Lin Dong’a nefret dolu bakış atmayı da unutmadı.

 

“Kıdemliler, geç oldu. Siz de gitseniz iyi olacak.” Song Qing’i fırçaladıktan sonra iki yaşlıya dönüp kayıtsız bir ifadeyle konuşurken ses tonundaki öfke hala hissedilebiliyordu.

 

“Hıh, bu iki yaşlı adam muhtemelen Song Ailesinden bir takım menfaatler elde etmiş olmalı ki Song Qing üzerinde bu kadar ısrarcıydılar.” Kaybolan iki yaşlı adamın figürüne bakan Xia Zhilan, kendi kendine homurdanıyordu.

 

“Song Ailesi oldukça fırsatçıdır. Dışarıdan bakınca, Bin Altın Derneğiyle iyi ilişkiler içindeymiş gibi görünürler. Ancak içten içe, Kanlı Kurt Çetesi ile Şehir Valiliği arasında gizli ilişkileri var. O yüzden, nasıl olur da Song Qing’in bu konuda kolayca avantaj elde etmesine izin verebiliriz.”

 

Sözlerini bitirmesi üzerine Xuan Su’nun güzel gözleri yanında duran Lin Dong’a çevrilmişti. Arkasında derin manalar taşıyormuş gibi görünen bir gülümsemeyle birlikte devam ederek: “Genç adam, görünüşe göre yeteneklerinin çoğunu gizliyor gibisin.”

 

“Yönetici Su, gerçekten gönlü bol birisi. Yeteneklerim, sizinkilerle kıyaslanınca oldukça yetersizler.” Lin Dong cevap verirken kuru bir kahkaha koyvermişti.

 

“Pekala, bu kadar çene çaldığımız yeter. Gitme zamanımız geldi…” Xuan Su konuşmadan önce gözlerini Lin Dong’a doğru devirmişti. Daha fazla oyalanmadan, yeşim ellerini sallayıp Bin Altın Derneğinin çıkışına doğru önderlik etti.

 

“En azından biraz yeteneğin varmış. Eğer Song Qing’i bile yenemeseydin, mücadelede aday olsan bile, göz zevkini boşan bir şey olmaktan fazlası olamazdın.” Xia Zhilan, düşüncelerini ilgisiz bir tavırla dile getirirken Lin Dong’a doğru yürüyordu.*

*Deuce: Allahım sen sabır ver…

 

Lin Dong ise, elden ne gelir dercesine ellerini iki yana açıp yorum yapmamıştı.

 

“Merak etme, ard arda iki zafer elde etmek için elimizden geleni yapacağız. Bu yüzden hiçbir şey için endişelenmene gerek kalmayacak.”

 

“Ve böylece, ben de Göksel Dan Havuzu’nun zevkine varamayacağım, öyle değil mi?” Lin Dong bu sefer gülümseyerek karşılık vermişti.

 

Bu sözleri işitmesi üzerine Xia Zhilan’ın yüzünde, insanın aklını başından alan bir gülümseme meydana gelmişti: “Aynen öyle.” Sözlerini bitirmesi üzerine Zhilan daha fazla devam etmeyip kendine güvenen, tatlı bir ifadeyle arkasını dönüp hızlıca Xuan Su’yu arkadan takip etmeye koyuldu.

 

“Umalım da dediğin gibi olsun…” Lin Dong onları takip ederken gülümsüyordu.

 

Lin Dong dışarı çıktığında, birkaç düzine iyi bakımlı atların Bin Altın Derneğinin hemen dışında kendilerini beklediğini gördü. Etrafını gözleriyle tararken, kalabalığın ortasında Xia Zhilan ile konuşan ve gülümseyen yakışıklı bir erkek gördü.

 

“Bu, Song Qing’in yerini alacak olan kişi. Adı, Lin Dong ve biraz yetenekli. Biraz önce Song Qing’i mağlup etmeyi başardı…” Lin Dong ikiliye doğru yürürken Xia Zhilan da onu takdim ediyordu.

 

“Yaa? Hehe buna hiç şüphe yok. Az önce Song Qing dışarı çıkarken yüzünde iğrenç bir ifade vardı. Anlaşılan o ki, bunun sebebi Lin Dong’dan dayak yemesiymiş.” Zhilan’ın sözlerini duyması üzerine, yakışıklı genç hafiften afallamıştı. Konuşurken, birden, ellerini birleştirip Lin Dong’a gülümsemişti. Song Qing’e kıyasla bu yakışıklı genç kat be kat daha iyiydi.

 

Karşısındaki grubun nezaketi Lin Dong’ta iyi bir izlenim bırakmıştı ve karşılık olarak o da ellerini birleştirip selamını verdi.

 

“Ancak ikimizin aksine o, bugünkü Göksel Dan Havuz Mücadelesinde Bin Altın Derneğinin en son adayı, Liu Yi. Ama yine de oldukça güvenilir biri. Tıpkı benim gibi o da Göksel Yuan Son Seviyesinde.” Diyerek araya girmişti Xia Zhilan.

 

“Hehe Lin Dong kardeşim, sen bu kızın saçmalıklarına kulak asma.” Xia Zhilan’ın sözlerini işitmesinin ardından alelacele gülümseyip konuşmuştu.

 

Lin Dong kıkırdadı. Bu kızın zehirli diline alışmıştı ve onun seviyesine inme zahmetinde bile bulunmadı.

 

“Pekala, konuşarak fazla vakit kaybetmeyelim. Yola çıkıyoruz…” Öte yandan Xuan Su ise iyi bakımlı atına atlayıp hafif bir bağırışla, Yan Şehrinin eteklerine doğru yol alırken gruba önderlik ediyordu.

 

“Lin Dong kardeşim, hadi gidelim. İstikametimiz, Yan Şehrinin doğusundaki dağların derinlikleri. Yolculuk yaklaşık bir saat kadar sürecek.” Liu Yi, atın sırtına hızlıca atlayıp süratle ana konvoyu yakalamadan önce Lin Dong’u bilgilendirmişti. Hemen arkasında Lin Dong da hızlıca atına atlayıp onların peşini takip ediyordu.

 

 

Lin Dong ve diğerlerinin varacağı yer, Yan Şehrinin doğu tarafında kalan dağın derinliklerinde bir yerdi. “Göksel Dan Havuzu”nun kullanım hakkı meselesi açıklığa kavuşturulamadığından her iki grup da orayı koruması için bir miktar adam göndermişti. Her iki taraf da birbirlerini dikkatlice gözlemlerken en ufak rahatlamayı bile göze alamıyorlardı.

 

Böylelikle, mücadelenin olacağı yer Göksel Dan Havuzu’nun yakınlarında bir yerde olacaktı. Dolayısıyla, galibin belirlenmesiyle havuzu hemen kullanabileceklerdi.

 

Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından grup azar azar yavaşlamaya başlamıştı. Lin Dong gözlerini kaldırıp karşısındaki sık ormana doğru bakıyordu. Belli belirsiz bazı canavarların seslerini duyabiliyordu. Burası, Şeytani Canavarların kol gezdiği yerdi. Bu yüzden, sadece Kanlı Kurt Çetesi ile Bin Altın Derneğinin gibi grupların kendilerini tehlikeye atmaya cesaret edebileceği türden bir yerdi.

 

“Hadi gidiyoruz. Dağa doğru yol alırken herkes dikkatli olsun. Her ne kadar, Çoğu Şeytani Canavarın üstesinden gelsek de hala ortaya çıkabilecekleri çok fazla yer var.” Xuan Su atından atladıktan sonra fazla oyalanmadan dağın derinliklerine doğru ilerlemeye başladı. Hemen arkasındaki büyük birlikse, ormanda ağaçların arasında sürekli esen rüzgarla birlikte hızlıca Xuan Su’yu takip etmeye koyuldular.

 

Lin Dong, hemen hemen grubun ortalarındaydı. Çevresini dikkatlice gözlemlerken, dağdaki bazı Şeytani Canavarların varlığını gerçekten de hissedebiliyordu. Yolculuk ettiği grup her ne kadar güçlü olsa da herhangi bir saldırı, oldukça sıkıntı verici olabilirdi. Bu sebeple, tedbiri elden bırakmamak en iyisiydi.

 

Neyse ki, Lin Dong’un korktuğu başına gelmemişti. Yaklaşık on dakika sonra, sık orman seyrekleşmeye başlamıştı. Kısa bir sürenin ardından, Lin Dong’un görüş alanı genişlemişti. Görünüşe göre dağın zirvesine kazasız belasız varmışlardı.

 

Lin Dong ve diğerleri tam dağın zirvesinde belirmişlerdi ki her yönden gelen yayın gerilme sesi duyulmuştu. Lin Dong aceleyle geri çekilmeden önce, önünde bir bağırış yankı buldu.

 

Bakışlarını kaldırıp dağın zirvesine bakmasıyla Lin Dong, yüksek alarm durumunda olan iki grup fark etmişti. Dağın kanarında yer alan, göklere doğru yükselen taştan bir oluşum vardı. Aşağındaysa, yaklaşık üç metre uzunluğunda ufak tertemiz bir havuz vardı. Havuzdaki suyun bir yarısı sürekli kaynayıp baloncuklar çıkarırken diğer yarısıysa tüyler ürpertici soğuk bir sis havuzun üstünde dolanıyordu ve bu görüntü havuza olağanüstü derecede büyülü bir hava katıyordu. Herkes biliyordu ki bu iki element birbirine zıttı fakat her nasılsa bu havuzda aynı anda var olabiliyorlardı.

 

“Sanırım bu bahsi edilen Göksel Dan Havuzu…” Lin Dong’un gözleri ufak havuzda gezdirirken kendi kendine mırıldanmıştı.

 

“Yönetici Su, gelmeniz çok uzun sürdü…” Lin Dong, hayran hayran havuzu seyrederken buz gibi bir ses birden yankı bulmuştu. Bakışlarını çevirmesiyle gördüğü tek şey; devasa grubun önünde Lin Dong’un bulunduğu gruba doğru bakan, uzun, iri yapılı, vücudunda kanlı kurt dövmesi bulunan orta yaşlı bir adamdı.

 

Adamın bedeninden belli bir güçlü Yuan Gücü dalgalanmıyordu. Ancak ayakta dikilen adam tıpkı koca bir dağ gibi hissettiriyordu. Öyle ki kimse onu hafife almaya cesaret edemezdi.

 

Bakışlarını hemen geri çekmeden önce Lin Dong’un gözleri o adamla kısa bir süreliğine karşılaşmıştı. Bedeni inanılmaz derece büyük bir baskı hissetmiş ve bu baskı Wei Tong’dan bile hissetmediği bir şeydi.

 

“Bu adam, Kanlı Kurt Çetesinin lideri ve insanlar ona Dağ El Yue Shan diye sesleniyor. Ayrıca Kusursuz Yuan Dan Seviyesinde bir uzman. Tüm Yan Şehrinde, Yan Şehrinin tiranı olarak bilinen bu adama karşı mücadele edebilecek pek insan yok!” Lin Dong’un yanındaki Liu Yi fısıldayarak konuşmuştu.

 

Lin Dong hafifçe başını sallayarak onayladı. Kusursuz Yuan Dan Seviyesi… Bu seviyeye ulaştıktan sonra, “Yakala, Yarat ve Dönüştür” olarak adlandırılan üç aşamalı seviyeye ulaşmaya sadece bir adım kalıyordu. Eğer Yue Shan bu seviyeye ulaşırsa, sadece Yan şehrinde değil, bütün Tiandu Vilayetinde efsanevi bir figür haline gelirdi…

 

“Hehe Çete Lideri Yue, neden bu kadar sabırsızsın?” Yue Shan’ın konuşmasının hemen ardından Bin Altın Derneği taraflarında yüzünde gülümseme bulunan, tüccar görünümlü, ipek elbiseli bir adam ortaya çıkmıştı. Görünüşe göre, Yue Shan’ın baskıcı aurasından etkilenmeyen tek kişi oydu.

 

“Bu adam da… Tahminimce Bin Altın Derneğinin lideri, Xia Wanjin olmalı…”

 

Bu sefer, Liu Yi’nin yardımı olmadan Lin Dong bu adamın kimliğini anlayabilmişti. Yan Şehrinde, Yue Shan’la bu şekilde konuşabilecek sadece Bin Altın Derneğinden Xia Wanjin ile Şehir Valisi Shi Haotin vardı.

 

“Kusursuz Yuan Dan Seviyesinde iki kişi…”

 

Bu iki etkileyici figüre bakarken Lin Dong’un kalbinde küçük bir kıvılcım alev almıştı. Ne de olsa, Qingyang Kasabasında böyle güçlü insanlarla karşılaşmayı hayal dahi edemezdi.

 

Yue Shan, Xia Wanjin’e bakarak ellerini salladı ve: “Bu saçmalıkları boş verelim. Hepimiz geldiğimize göre artık başlayabiliriz. Eğer daha fazla oyalanırsak, Göksel Dan Havuzundaki enerji yok olacak…

 

------------Deuce Not------------------

 

Arkadaşlar kafa karışıklığını ortadan kaldırmak için seviyelerin tablosunu yaptım. Yeni seviyelerle karşılaştıkça tabloyu güncelleyeceğim. Keyifli okumalar…

 

 

Eğitilmiş Beden

9 Seviyeden oluşur

Dünyevi Yuan Seviyesi

·        İlk

·        Orta

·        Son

Göksel Yuan Seviyesi

·        İlk

·        Orta

·        Son

Yuan Dan  Seviyesi

·        Başlangıç

·        Gelişmiş

·        Kusursuz

 

 

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr