Bölüm 97: Öldür!!

avatar
5112 7

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 97: Öldür!!


 

 

Çeviri: Deuce

 

En başından sonuna dek, Lin Dong’un hareketleri en ufak bir tereddüt içermemişti. Gu Ying bile toy gözüken bu tüysüz gencin son öldürücü darbeyi yaparken bu kadar acımasız olabileceğini düşünmemişti.

 

Boğazındaki keskin acı; Gu Ying’in ağzından kanlar durmadan taşarken herhangi bir ses çıkarmasına mani oluyor, korku dolu gözlerle karşısındaki gence bakıyordu. Sonuçta kendisi; Yan Şehri’ndeki Kanlı Kumaş Tarikatı’nın başkan yardımcısıydı. Bundan dolayı, herhangi bir aksilik çıkmazsa sahip olduğu statüden dolayı Lin Ailesi’nin kendisine zarar vermeye cüret bile edemeyeceğini sanıyordu. Ancak gerçeklik ona gösterdi ki kendisini çok büyütmüştü…

 

Eğer yanında birkaç uzman getirseydi hiç bu zavallı duruma düşer miydi?

 

Gu Ying’in görüşü hızla kararırken, elleri meydan okurcasına Lin Dong’un kollarını tutuyordu. Ağzının kenarından çıkan kanlı baloncuklarla beraber kin ve nefret dolu sesi Lin Dong’un kulağında yankılandı: “Kanlı Kumaş Tarikatı bu işin peşini bırakmayacak!”

 

Lin Dong’un yüz ifadesi değişmedi. Kısa süre içerisinde anladı ki Gu Ying; en ufak bir sorunda kesinlikle intikam arayan biriydi. Az önce onu zar zor püskürtmeseydi ilerde Lin Ailesi’ne kesinlikle bela olurdu. Zaten gözü Lin Ailesi’nin Yang Yuan Madeni’nde olduğundan bir dahaki gelişinde muhtemelen beraberinde Kanlı Kumaş Tarikatı’nın bütün uzmanlarını da getirecekti.

 

Lin Dong hala genç olsa da bir kaplanın kafesini açıp tekrar dağa salmanın sonuçlarını biliyordu. Bu yüzden, Gu Ying gibi birinin işini şuan bitirmek daha iyi olacaktı. Sonuçta Gu Ying, bir kez geri döndü mü Lin Ailesi kesinlikle şuandaki durumdan daha elim, daha vahim bir durumla karşı karşıya kalacaktı.

 

Lin Dong Yuan Parçaları’nı Gu Ying’in boğazından çekip çıkartırken birden kolunu Gu Ying’in elbisesinin içine uzattı. Bir Qian Kun Çantası çıkartıp kendisine sakladı. Ardından, ellerini geri çekmesiyle Gu Ying’in cesedi yavaşça yere düştü.

 

“Thud!”

 

O kaotik ortamda düşen cesedin sesi çok da belirgin değildi. Ancak o esnada, bakışlar Lin Dong’un olduğu tarafa dönünce birçok insanın aklı başından gitmişti.

 

Tüm bakışlar Gu Ying’in cesediyle karşılaşınca koca salondaki hava donmuş gibiydi. Hatta dışarıdaki savaş sesleri bile yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı.

 

“Gu Ying öldü mü?”

 

Salondaki herkes sanki şikayet edercesine ölen gözleri sonuna kadar açılmış Gu Ying’e bakarken kalpleri kargaşa içersindeydi. Önceki o görkemli 2. Mühür Sembol Ustası’nı* şuan ki mühür ustasıyla bağdaştıramadıkları apaçık ortadaydı.

*Deuce Not: Önceki çevirmen “2 Kader Sembolüne sahip mühür ustası” şeklinde çevirmiş. Bense bu şekilde daha doğru bulduğum için bu haliyle devam edeceğim.

 

Salondakilerin bakışları yakındaki gence hızla dönmeden önce bir süre cesette takılı kaldı. Gencin elindeki kanlı Yuan Parçaları’nı gördükleri anda herkesin tüyleri diken diken olmuştu.

 

2.Mühür Sembol Ustası... Yan Şehri’nde bile, bu güce sahip bir insan her klanda bir VIP* gibi muamele görürdü. Ancak şu anda bu “VIP” 16-17 yaşındaki bir genç tarafından öldürülmüştü.

*Deuce Not: VIP: Very Important Person ( Çok önemli kişi )

 

Bu sahne; akıl almaz, inanılması güç bir sahneydi.

 

“Lin Ailesi kazanacak…”

 

Salondaki herkes yavaş yavaş kendine gelirken birçok kişinin aklından aynı düşünce geçiyordu. Lin Ailesi’nin bugün sergilediği güç; herkesin beklentisinin dışındaydı ve bu güç; Lie ve Xie Aileleri ittifak olsalar dahi karşı duramayacakları bir güçtü.

 

“Bang!”

 

Geniş salonun ortasında, iki figür tıpkı birer kasırga gibi birbirleriyle çarpışıyordu. Kimse onların yoluna çıkmaya cesaret dahi edemiyordu. İki Başlangıç Yuan Dan uygulayıcısının arasında meydana gelen şok dalgaları bile Göksel Yuan Uzmanı’nın üstesinden gelebileceği birşey değildi.

 

Lin Zhentian ile Lei Bao bir süredir hummalı bir şekilde dövüşüyorlardı. Ancak ikisi de Başlangıç Yuan Dan Seviyesi’nde olduğundan dövüşü kısa sürede neticeye erdirmek her ikisi için de imkansızdı.

 

Her şeye rağmen uzun bir dövüşün ardından, iki Yuan Dan uygulayıcısının bedenleri sayısız kan izleriyle dolmuş, güçleri de tükenmeye yakın görünüyordu. Uzun süre karşılıklı hamle yapmalarından dolayı çok fazla enerji harcamaları gayet doğal, beklenen bir şeydi.

 

“Gu Ying öldü!”

 

Bu ses geniş salonda yankılanırken başlangıçta sağlam olan o iki figür sersemlemeye başladı. Yerdeki soğuk ceset ikilinin görüş alanına girerken anında bakışlarını aynı yöne çevirdiler.

 

“Yutkunma!”

 

İkili yerdeki cesedi gördükleri esnada neredeyse aynı anda yutkundular. O esnada, Lei Bao’nun suratı tavuk götü gibi bembeyaz olmuştu. Neticede, Gu Ying Lin Dong’u öldürmekte başarısız olmakla kalmasını geç onun tarafından öldürülmesini hiç ama hiç ummuyordu.

 

Lei Bao’nun yanı sıra, Lin Dong’a her zaman kalpten inanan Lin Zhentian bile meydana gelen rüyavari bu olayı kabullenmeden önce iki nefes almak zorunda kalmıştı.

 

Başlangıçta, Lin Dong’un Gu Ying’i oyalayacağını sanıyordu. Ancak torunun daha etkili bir yöntem kullanacağı aklının ucundan dahi geçmezdi.

 

“Gu Ying, artık gizli kozun kalmadı!” Lin Zhentian yavaşça söyledi.

 

Lei Bao, Lin Zhentian’a bakarken suratında karanlık bir ifade belirdi. Ürkütücü bir kahkaha patlatırken mırıldandı: “Seni yaşlı hayalet Lin! Hemen kutlamaya başlama. Lin Dong’un elinde ölen kişi Kanlı Kumaş Tarikatı’nın başkan yardımcısıydı ve o tarikat kesinlikle bu işin peşini bırakmaz. Zamanı gelince, Lin Ailen yediden yetmişe alayı tavuk gibi kesilecek!”

 

“Daha önceden de söyledim: Lin Ailem sağlam bir kemik gibidir. Kim onu ısırmak isterse dişlerinin kırılmasına hazırlıklı olsun. İşte senin Lei Aile’nin başına gelen de budur ve Kanlı Kumaş Tarikatı da aynı akıbetle karşılaşacak!” Lin Zhentian soğuk soğuk kırkırdadı. Olaylar bu raddeye geldiğinden artık konuşmaya pek de hacet yoktu. Sonuçta, Gu Ying’i öldürmeseler bile bu işin peşini kolay kolay bırakmayacaklardı. Bu yüzden direkt Gu Ying’in işini bitirmek en iyisiydi.

 

“Bir kez kemiğini kırarsam, doğal olarak Lin Ailesi de çatırdayacaktır!” Lei Bao bunu söylerken şeytani bir şekilde gülüyordu. Ne de olsa, Lin Ailesi zayıftı ve ana güçleri Lin Zhentian’dı. Bu yüzden eğer o düşerse, tüm ailenin var olması mümkün değildi.

 

“Bu yaşlı adamın kemiklerini kırmak istiyorsun ancak korkarım ki sen bu yeteneğe sahip değilsin!” bunu söylerken Lin Zhentian kibirli bir şekilde gülüyordu.

 

“Göreceğiz!”

 

Lei Bao, Saf Yuan Gang Enerjisi’ni koluna yoğunlaştırırken sırıtıyordu. Derin bir kükreme hızla yayılırken elektriğe benzer bir ışıltı yayıyordu. Bu; Lei Ailesi’nin 4. Seviye Dövüş Sanatları’na ait “Gösterişli Yıldırım Topu”ydu. Ancak Lei Bao’nun elinde bu sanat; binlerce yıldırım kıvılcımının bir araya toplanması gibiydi, aşırı korkutucuydu.

 

“Bang!”

 

Lei Bao ayağını şiddetle yere vurdu. Hızlı bir şekilde Lin Zhentian’a doğru hamle yaparken bedeni yıldırımdan dolayı dalgalanıyormuş gibiydi. İleri doğru hamle yaparken, devasa salonun zemini karşılaştığı güçten dolayı parçalara ayrılmış yerde koca koca yarıkların meydana gelmesine sebep olmuştu.

 

Lei Bao’nun neredeyse tüm gücünü kullanarak saldırıya geçtiğini gören Lin Zhentian bir an olsun geri çekilmeyi düşünmedi bile. Birtakım elmührü serisine başlarken ellerini bir araya getirdi.

 

Bu el mühürleri oldukça tanıdıktı. Eğer birisi yakından inceleyecek olsa bunun Lin Ailesine ait “Mucize Geçit Mührü” olduğunun fark ederdi. Ancak Lei Zhentian tamamlanmamış bölümün sonuna geldiğinde durmadı. Onun yerine farklı el mührünü yapmaya devam etti. Bunun sebebiyse Lin Dong’un, Mucize Geçit Mührü’nün geri kalanını Lin Zhentian’a çok önceden öğretmesiydi. Bu yüzden, Mucize Geçit Mührü artık “tamamlanmamış” değildi.

 

Güçlü ve sağlam Saf Yuan Gang Enerjisi Lin Zhentian’ın elinde hızla yoğunlaştı ve mührün üçüncü bölümü bitirdiğinde hızla değişen el mühürlerini sonunda bitirdi. O anda, ışıl ışıl parlayan bir mühür kristalize olup belirginleşti.

 

Işıldayan mühür belirgin hale gelince Lin Zhentian başını kaldırdı. Işıktan bir figür hızla gözlerinde büyürken, bir an olsun tereddüt etmeden yumruğunu anında ileriye doğru savurdu. Sonrasında ise, ışıldayan mühür elektrikle parlayan kütleyle çarpışınca meydana muazzam bir ses patlaması çıktı.

 

“Boom!”

 

Güçlü bir şok dalgasının geniş salonda patlamasından dolayı salonun tüm kapı ve pencereleri tuzla buz oldu. Patlamanın merkezinde çılgın ve güçlü bir rüzgar meydana geldi ve zavallı Göksel Yuan Seviyeli uzmanlar patlamanın gücüyle geniş salondan avluya doğru savruldular.

 

“Bang!”

 

Herkes geniş salonda savrulurken salonun sütunları çökmeye başladı. Birkaç saniye içersinde, yüksek sesli kargaşanın ortasında tüm koca salon moloz yığını haline geldi.

 

Salonun dışındaki açık alan hızla kaotik bir hal almaya başladı. Her iki tarafın güçleri yere indiklerinde hemen kafalarını moloz yığınına çevirdiler. Neticede herkes biliyordu ki bu dövüş her şeyin kaderini belirliyecekti.

 

Kalabalığın meraklı bakışları arasında, çökmenin eşiğinde olan kanlı bir beden beceriksizce yere inmeden önce molozun üstünde seyreden toz bulutunun ortasından kanlı bir figür hızlıca ortaya çıkmıştı.

 

“Baba!”

 

Figürün kime ait olduğu belli olunca Lin Xiao ve diğerleri mutlu oldular.

 

Ancak, mutlulukları yüzlerinden bıçak gibi kesilmeden önce, yakınlardaki bir figür hızla ileri atıldı. O anda, elinde keskin bir hançer olan biri sendeleyen Lin Zhentian’a doğru hızlıca ilerliyordu.

 

“Xie Qian!”

 

Ani gelişen olay, Lin Xiao ve diğerlerinin yüz ifadelerini kötü bir şekilde değiştirdi. Saldıranın kim olduğunu öğrenince anında bağırmışlardı.

 

Ancak Xie Qian aldırış etmemişti. Çünkü Lin Zhentian’ın Lin Ailesi için ne kadar önemli olduğunun çok iyi farkındaydı. Eğer bu yaşlı adamın hayatını alırsa Lin Ailesi mutlaka parçalanacaktı.

 

Şuan, Lei ve Xie Aileleri kesinlikle dezavantajlı durumdaydılar. Eğer Lin Zhentian yaşarsa sonsuza kadar mahvolurlardı.

 

“Geberme zamanı yaşlı hayalet!”

 

Xie Qian’ın hızı korkutucuydu. Kaşla göz arasında Lin Zhentian’ın burnunun dibinde bitmişti. O arada, Lin Xiao ve diğerlerinin korkutucu bakışları altında hançer boğaza doğru yay şeklinde hamle yaptı.

 

“Shlick!”

 

Taze kan etrafa saçılırken bıçağın eti kesen derin sesi yankılandı. Xie Qian, göğsünü delen gizemli, sapsız bir bıçağı görmek için başını yavaşça eğerken kolları anından durmuştu. Birden ağzı dolusu taze kan püskürttü.

 

Yere düşerken tozlu yığının arasından genç bir figürün yavaşça ortaya çıkışını gördü. Birden iki soğuk ceset usulca meydana çıkmış oldu.

 

Gu Ying ve Lei Bao.

 

Bütün kalabalık cesetleri gördükleri anda gözleri faltaşı gibi açılmış şekilde sessizliğe bürünmüştü. Şuan herkes biliyordu ki…

 

Lei Ailesi sona erdi…

Deuce Not: Arkadaşlar ilk defa novel çevirisi yapıyorum o yüzden hatalarım olursa mazur görün. Eğer eksik veya hatalı bir yer bulursanız lütfen yorumlarda uygun bir şekilde belirtin. Bu sayede sizlere daha kaliteli bir çeviri şansı bulurum. İyi okumalar…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr