Çevirmen: Mavimsigrii

Düzenleyen: Cqnn

“Zihinsel Enerjinin gücü bu mu yani…” 

Darmadağın olmuş mağaranın ortasında kalakalan Lin Dong kendi kendine mırıldanıyordu. Gözlerinde şaşkınlık ifadesi vardı. Zihinsel Enerjinin sahip olduğu yıkım gücü Göksel Yuan Kullanıcılarıyla yarışır derecedeydi. 

“Bu ağzına tükürdüğümün çiçeği de neyin nesi lan böyle?!” 

Lin Dong kendini toplayınca acı içinde kıvranarak geçirdiği anları düşündü, yüzü bembeyaz olmuştu. Zihinsel Enerjisinin kat kat güçlendiğini hissedebiliyordu, buna sebep olan şey muhtemelen kızıl renkli çiçekti. 

Konu zihinsel enerjiye gelince Lin Dong anca bir amatördü. Bir zamanalar yetersiz kaldığını düşündüğü Zihinsel Enerjinin, şimdi en büyük silahı haline gelebileceğini hiç düşünmemişti. 

Sahip olduğu Zihinsel Enerjiyi test etmemiş olsa da düellolarda rakibine karşı kullanıldığında Göksel Yuan Gücünün son aşamasında olan kullanıcıları bile yenebileceğinin farkındaydı. 

“Yuan Gücüyle karşılaştırınca Zihinsel Enerjiyi geliştirmek daha olay gibi duruyor.” Lin Dong başını kaşıdı. Kaderin cilveleri sayesinde ‘Ruhani İlerleyiş Bölümü’nün son iki kısmında dakikalar önce ustalaşmış olsa da, bu yardım olmadan da Lin Dong bu kısımlarda yarım yıl içinde ustalaşırdı zaten. Yuan Gücü Eğitimine bakınca Zihinsel Enerjiyi geliştirmek daha kolaydı. 

Tabii bunların hepsi Lin Dong’un tahminleri üzerine kurulu şeylerdi. Ruo Usta'nın bu olaylardan haberi olsa adam kan kusardı resmen. Sonuçta kendisi ‘Ruhani İlerleyiş Bölümü’nde ustalaşmayı denediğinde bu onun birkaç yılını almıştı. Zihinsel Enerjiyi eğitmenin Yuan Gücüne sahip olmaktan çok daha kolay olduğunu ona söyleyecek adam daha anasının karnından doğmamıştı. 

Başını sallayıp korkunç acının son kırıntılarından da kurtulan Lin Dong yukarı tırmandı. Aniden sağ avucuna bakası geldi, yaşananların hepsi avucuna gömülü olan Taş Tılsım sayesinde gerçekleşmişti. Lin Dong nedenini açıklayamasa da kızıl çiçeğin sahip olduğu enerjinin bir kısmının Taş Tılsım tarafından emildiğini biliyordu. 

Hal böyle olunca bedenine geçirdiği enerji yalnızca bir avuç kadar kalıyordu. Tanrılara şükür ki bu küçük bir miktardı aksi halde Lin Dong çoktan kanlar içinde bir et yığınına dönüşmüş olurdu.  

Parmaklarını yavaşça avucunda gezdiren Lin Dong’un kaşları çatılmıştı. Taş Tılsım şimdi çok daha gizemli geliyordu. Keşke hikayesini bilseydi… 

“Bam!” 

Lin Dong kaşlarını çatmıştı, yuvarlanmakta olan kayaların seslerini duydu, sesler mağaranın girişinden geliyordu. Birkaç figür hızla içeri daldı. Lin Dong’u mağaranın içindeki kayanın üzerinde görünce hepsi rahat birer nefes çektiler. 

“Baba, büyükbaba!” 

Onları gören Lin Dong şaşkınlığa uğramıştı. Hemen onarı selamladı. Gelenler Lin Zhentian, Lin Xiao ve diğerleriydi.  

“Seni haylaz çocuk. Dünyanın ne kadar derin ve büyük bir yer olduğunu aklın almıyor mu senin? Dünya üzerinde girmeyeceğin delik var mı acaba?” 

Lin Zhentian ve diğerleri Lin Dong’un yanına geldiler. Etraflarına bir bakış attıktan sonra sıra onu azarlamaya gelmişti elbette. 

Lin Dong karşılığında yalnızca boş boş gülebildi. 

Lin Dong’a bir şey olmadığını görünce hepsi rahatlamıştı. Mağarayı incelemeye anca vakit bulabildiler. Yüzlerinde afallamış birer ifade vardı. 

“Ne kadar da yoğun bir Yang Enerjisi var burada!” 

Lin Zhentian ve diğerleri nihayet birer nefes çektiklerinde neşelenmişlerdi. Ama çok vakit geçmeden hüzünlenmeye başladılar. “Ne kadar da yazık olmuş. Buradaki Yang Enerjisi oldukça vahşi bir yapıya sahip, bedene geçirilmesi güç. Öyle olmasa eğitim için vazgeçilmez bir yer olurdu be!” 

Konuşmalarına devam ederlerken Lin Zhentian’ın yüzünde bu defa hayal kırıklığı vardı. Buradaki Yang Enerjisi Cennet ve Dünya arasında bulunan Yang Enerjisinden çok daha yoğundu. Buradaki Yang Enerjisini kendi bedenine geçirmenin bir yolunu bulsa yıllar boyu hâkim olan duraksamanın ardından kendini geliştirebilirdi belki. 

Lin Zhentian şuanda Göksel Yuan Gücünün son seviyesindeydi. Bir adım daha ilerlese Yuan Dan seviyesine ulaşacaktı. Bu tüm Lin ailesi üyelerinin dünyasını sallamaya yeter de artardı.  

Lin Zhentian’ın yüzündeki hayal kırıklığını sezen Lin Xiao ve diğerleri sessizce iç çektiler. Lin Zhentian Yuan Dan seviyesine ulaşabilse, bırakın Qingyang Kasabasını Lin ailesi Yan Şehrinde söz söyleme hakkına sahip olurdu. Dahası Lei ve Xie aileleri birlik olsalar da Lin ailesine karşı anca minik bir tehdit oluşturabilirlerdi. 

Lin Zhentian ve diğerlerinin sessizliğe gömüldüğünü gören Lin Dong’un yüz ifadesi ciddileşti. Sağ elini yavaşça salladı ve güçlü bir emme kuvveti ortaya çıktı, etraftaki Yang Enerjisini avucuna emerek biriktiriyordu. 

Lin Dong, Yang Enerjisini bedenine geçirmek yerine Taş Tılsım sayesinde Yang Enerjisini filtreleyip yumuşatıyordu. Zihinsel Enerjisi şimdi çok daha güçlüydü, Lin Dong bu sayede Taş Tılsımın güçlerine karşı bir farkındalık kazanmıştı. 

“Dong-er sen ne yapıyorsun?!” 

Etraflarındaki Yang Enerjisinin titremeye başladığını sezen Lin Xiao paniklemişti. Lin Dong’a bağırırken yüz ifadesi değişmişti. 

Lin Xiao’nun bağırışını duyan Lin Zhentian ve diğerleri kendini toparladılar. Lin Dong’un etraftaki Yang Enerjisini emdiğini görünce yüz ifadeleri bambaşka bir hal almıştı. 

“Baba, hepinizin ihtiyacı olan bu yumuşaklığa sahip bir Yang Enerjisi değil mi?” 

Kalabalığın çılgın bakışları üzerine toplanmış Lin Dong nazikçe gülümsedi ve sağ elini havaya kaldırdı. Kırmızı renkte belirgin bir enerji Lin Dong avucunda toplanmıştı. 

Lin Dong’un avucunda toplanan sisten oluşma topa bakan Lin Zhentian ve diğerleri sersemlemişti. Avucundaki enerjinin etraflarını çevreleyen Yang Enerjisiyle aynı olduğunu sezebiliyorlardı. Ama avucundaki Yang Enerjisi etraftakine kıyasla çok daha yumuşaktı, saldırgan doğası yok olmuştu. 

Bu Yang Enerjisi bedene geçirmek için mü-kem-mel-di! 

“bu…” 

Bu sahneye tanık olanlardan bir kaçı şok geçirme evresine gelmişlerdi. Anca dakikalar sonra kendilerini toparlayabildiler. Lin Zhentian heyecandan titreyen kollarıyla Lin Dong’a tutundu ve sordu: “Harikasın be Torunum benim. Bunu nasıl yapıyorsun sen?” 

Lin Zhentian’ın duygusallaşmış olduğu her halinden belliydi. Yuan Dan seviyesine ulaşma şansı artmış oluyordu sonuçta. Bu hem onun için hem de tüm Lin ailesi için önem taşıyan bir meseleydi. 

“Şey… etraftaki Yang Enerjisini bedenime geçirip onu içimde dolandırdım ve bu sayede Yang Enerjisinin sertliği yumuşamış oldu…” Lin Dong Taş Tılsımın varlığından asla söz etmeyecekti tabii ki. Bu yüzden gözlerini kırpıştırarak masum bir ses tonuyla konuştu. 

Cevabını duyan Lin Zhentian ve diğerleri taş kesilmişlerdi. Bu nasıl mümkün olurdu ki? 

“Baba belki de Lin Dong’un bedenine özel yetenekler bahşedilmiştir. İnsanlara zararlı olan kaynakları filtreleme yeteneği olabilir mi?” Lin Xiao kaşlarını çatmış bir neden arıyordu. 

Lin Zhentian da kaşlarını çattı. Bu açıklama deli saçmasıydı. Ama başka bir şey de gelmiyordu aklına. Bu yüzden tek yapabildiği başını sallamak oldu.  

“Haha baba. Neden ne olursa olsun, bu iyi haber sonuçta” kenarda duran Lin Ken konuşurken gülümsüyordu. 

“Büyük babacığım, eğitimine devam etmek istediğin zaman buradaki Yang Enerjisini bedenime geçirip onu yumuşatacağım böylece sana geçecek. Bu şekilde Yang Enerjisini emebilirsin değil mi?” Lin Dong alçakgönüllülükle başını kaşıdı ve bir öneride bulundu. 

Lin Zhentian bu sözlere bir çocuk sevinciyle karışık verdi, zevk çığlıkları atıyordu. Sesi yankılanırken kendine geldi ve Lin Xiao ve diğerlerinin garip bakışlarıyla karşılaştı. Bunu görenler gülmekten kırılıyorlardı! Asil ve şerefli görüntüsü tamamen paramparça olmuştu… 

Lin Xiao ve diğerlerinin neşe saçtığını gören Lin Dong’un içi sıcacık oldu. Ailede Dan Yuan seviyesine en hızlı ulaşabilecek kişi elbette ki Lin Zhentian’dı. Dahası Lin ailesi bir Dan Yuan kullanıcısına sahip oldu mu ortalığın birbirine gireceğinden emindi.  

O zamanlar bi gelsin, Lin ailesi bir daha Xie ve Lei ailelerini hiç dert etmeyeceklerdi!