Bölüm 72: Düşmanı Geri Püskürtmek

avatar
5292 5

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 72: Düşmanı Geri Püskürtmek


 

Çevirmen: Mavimsigrii

Düzenleyen: Cqnn

 

“Başardık…”

Malikane duvarının üzerinde duran Lin Ken, gücü inanılmaz derecede artan Lin Dong’a baktı. Yüzünü aydınlatan vahşi bir gülümsemesi vardı.

Lin Dong’un mutluluğuna karşılık Yan Kuo oldukça mutsuzdu. Gücün kendinde olduğu bir durumun tersine dönmesini hiç beklememişti!

Bunların hepsinin sebebi Lin ailesindeki o çocuktu!

“Göksel Yuan Gücünü test sürüşüne çıkarmanın vakti geldi…”

Yan Kuo’nun yüzündeki çirkin ifade silinmemişti. Göksel Yuan Gücüne ulaşan Lin Dong gerildi ve gözlerini Kara Ejder Ardiyesi’nin haydutlarına dikti.

Lin Dong’un bakışını sezen haydutların tehlikeli görünüşlerinden eser kalmamıştı, paniklediler ve geri çekilmeye başladılar. Göksel Yuan Gücü kullanıcısına, karşı çıkamayacaklarının bal gibi farkındaydılar.

“Bam!”

Lin Dong onlara zaman tanımamıştı, yerde duran kara ağaç parçasını aldığı gibi içindeki Yuan Gücü büyümeye başladı. Kendini koyun sürüsüne dalmış bir kurt gibi haydutların arasına attı, metalden yapılma parçayı her salladığında ‘wu wu’ sesleri duyuluyordu. Salladığı ağaç parçasının isabet ettiği herkes istisnasız yere seriliyor ve kan tükürmeye başlıyorlardı.

Lin Dong’un gösterdiği kahramanlık Lin ailesi korumalarının cesaretini yerine getirmişti. Silahlarını doldurup çakallar ve kurtlardan oluşan bir sürüyü andırırcasına haydutların peşlerine düştüler.

Lin Dong’un liderliğinde, önceden kazanmakta olan haydutlar birer birer dökülmeye başladı. Lin ailesinin karşı çıktığını görünce geri çekilmeye başladılar, önceki gibi dehşet verici değillerdi artık.

Adamlarının geri püskürtüldüğünü gören Yan Kuo’nun yüzü neredeyse kül rengine dönmüştü. Bugünün başarısızlıktan başka bir şey getirmediğini çok iyi biliyordu.

“whee!” (ıslık sesi)

(EN: "fiyuu" diye değiştiresim geldi )

Yan Kuo geri çekilme planları yaparken yakınlardan gelen kesin bir ıslık duyuldu. Islığı duyan Yan Kuo’nun yüz ifadesi yeniden değişti. Hiç tereddüt etmeden malikanenin duvarından atladı ve geri çekilmeleri için adamlarına işaret verdi.

“Geri çekilin!”

Yan Kuo’nun emrini duyunca zaten harap haldeki haydutlar çıkışa doğru koşuştular. Arkalarında bir yığın ceset bırakan haydutlar Çelik Koru Malikanesini hızla terk ettiler. Acı içindeki bedenleri dağların derinliklerinde gözden kayboldu.

Haydutların perişan bir hale düştüğünü gören Lin ailesi neşelenmişti. İçlerinden birkaçı haydutların peşine takılmayı planlıyordu ki Lin Ken onlara durmalarını işaret etti.

Kara Ejder Ardiyesi haydutları çabucak geri çekilince savaş alanına dönen malikane eski sakinliğini kazandı. Ama malikanenin içi yıkık dökük haldeydi. Toprağa yüksek miktarda taze kan karışmış durumdaydı, ağır kan kokusu etrafı kaplamıştı.

Kara Ejder Ardiyesi bu defa devasa bir orduyla saldırmıştı. En sonunda geri püskürtülmüş olsalar da Lin ailesinin birçok yönden canı yanmıştı.

Bazı istisnalar vardı tabi ama bundan kaçınmak neredeyse imkansızdı. Bu yüzden haydutlar malikaneyi terk edince Lin ailesinde coşkulu sesler yükselmeye başladı.

“Yaşasın! Genç Efendi Lin Dong!”

Mutlu gözlerin kendisine bakmakta olduğunu gören Lin Dong gülümsedi. Gerilmiş sinirleri yatışmaya başladı. Tam bu sırada bedenin keskin bir acı içinde olduğunu fark etti. Wu Sha’yı yenmek için Mucize Geçidi Mührünün üçüncü kısmını kullanmıştı ama aynı zamanda kendi bedeni de kötü bir yan etki göstermişti. Doğru anda gelişim gösterme şansına erişmemiş olsaydı Wu Sha kadar kötü yaralanabilirdi.

“Lin Dong, sen iyi misin?”

Lin Xia ve diğer gençler hızla etrafında toplandılar ve hayranlıkla Lin Dong’a baktılar. Genelde gururlu davranan Lin Hong bile Lin Dong’a karşı saygı duymaya başlamıştı. Lin Dong’un tek başına durumları nasıl da tersine çevirebildiğini düşününce hala tüyleri diken diken oluyordu.

“haha tamam bakalım. Bırakın da Lin Dong biraz dinlensin artık”

Lin Dong kalabalık tarafından sarılmıştı ki Lin Ken içten bir kahkaha attı. Kalabalığa doğru yürüdü ve Lin Dong'un omuzlarını sıvazlarken şöyle dedi: “Aferin çocuk!”

Sözlerini duyan Lin Dong edecek tek kelime bulamadı. Çelik Koru Malikanesi bugün çok büyük bir şey atlatmıştı. Tek bir yanlış hareketleri olsa hem Lin ailesinin gücü zarar görmüş olur ve hem onur ve saygınlık kaybına uğramış olurlardı.

En önemli ansa Lin Dong’un cesaretli davranıp Wu Sha’nın karşısına çıkışıydı. Sonunda Göksel Yuan Gücü'ne ulaşmayı başarmıştı ve Kara Ejder Ardiyesi Haydutları'nın canına okumuştu. Çelik Koru Malikanesini kurtaran şüpesiz Lin Dong’tu.

“Bu sefer hepsi senin sayende evlat…”

Lin Ken’in sözlerini duyan Lin Dong alçak gönüllülükle başını kaşıdı ve kıkırdadı: “Böyle iltifatlara hiç gerek yok amca. Sonuçta bu benim görevim. Lin ailesi tehlikedeyken nasıl bir kenarda durup bekleyebilirdim ki? Yoksa babam döndüğünde beni eşek sudan gelinceye kadar döverdi”

“Haha” Lin Ken kahkaha attı ve başını iki yana salladı. Lin Dong'la biraz daha konuştuktan sonra arkasını döndü ve malikanenin temizlenmesi için emir verdi.

“Bum bum!”

Lin Ken emirler yağdırmaya başlamıştı ki yaklaşmakta olan at nallarının sesi duyuldu. Malikanedeki herkesin benzi attı. Az önceki yoğun savaştan sonra herkes tetikteydi.

“Endişelenmeye gerek yok, Hiddetli Bıçak Dojosu’nun gönderdiği destek gelmiş!”

Lin Ken’in tatlı ses tonu gergin havayı dağıttı. Lin Dong ve diğerlerini malikanenin girişine çağırdı. Bekledikleri gibi tanıdık yüzlerin yaklaşmakta olduğunu gördüler.

Atlar iyice yaklaşınca Lin Dong guruba liderlik eden adamı tanıdı. Bu adam Hiddetli Bıçak Dojosu’nun lideri Luo Cheng’ti.

“Lin Ken kardeş, malikanenin durumu nasıl? Duyar duymaz elimizden geldiğince çabuk geldik” Lin Ken ve diğerlerinin çıkışa doğru yürüdüğünü gören Luo Cheng rahat bir nefes aldı ve sorular sormaya başladı.

“Heh Heh endişeleriniz için teşekkür ederim Bay Luo. Kara Ejder Ardiyesi malikanemize baskın düzenledi ama onları geri püskürtmeyi başardık.” Lin Ken gülümsedi ve saygıyla eğildi.

“Öyle mi? Yani gelenler gerçekten de Kara Ejder Ardiyesi’ymiş ha” sözleri duyan Luo Cheng kaşlarını çattı. Sonra devam etti: “adamlara liderlik eden Wu Sha mıydı Yan Kuo mu?”

“Heh iki lider de kapımızdaydı vallahi” Lin Ken’in yüzünde acı bir gülümseme vardı.

Luo Cheng çok şaşırmıştı. Çelik Koru Malikanesinde yalnızca bir Göksel Yuan Gücü kullanıcısı olduğunu biliyordu, bu da Lin Ken’di. Yan Kuo ve Wu Sha’yı te başına yenebilmiş miydi?

Luo Cheng’in şaşkın bakışını gören Lin Ken, adamın aklından geçenleri az çok tahmin edebiliyordu. Yüzünde bir gülümsemeyle konuştu: “Ben o kadar da yetenekli değilim. Tek yapabildiğim Yan Kuo’yu tutmaktı. Wu Sha’ya gelince, onu yenen kişi Lin Dong’tu”

Lin Dong’un Wu Sha’yı yenmiş olduğu saklanamaz bir gerçekti. Hiddetli Bıçak Dojosu bağlantıları sayesinde savaşta ne olduğunu kolayca öğrenebilirdi. Bu yüzden saklamaya hiç mi hiç gerek yoktu.

“Lin Dong mu?”

Bu sözler karşısında taş kesilen sadece Luo Cheng değildi, atlılardan birçoğu da şaşkınlığa uğramışlardı. Yüzlerinde kulaklarına inanamayan ifadeler vardı. Wu Sha Göksel Yuan Gücü kullanıcısıydı sonuçta!

Sersemlemiş bir halde olan Luo Cheng başını çevirip Lin Dong’a baktı. Adamın bakışları keskin ve dikkatliydi, karşısındakine neler olduğunu hemen sezdi.

“Göksel Yuan Gücü mü?”

Luo Cheng’in yuları tutan elleri titremeye başladı. Dakikalar sonra yumuşak bir sesle konuştu: “Lin ailesi gerçekten de kutsanmış olmalı”

Luo Cheng bu 16 yaşındaki çocuğun ne büyük bir yeteneğe sahip olduğunu anladı. Belki de birkaç yıl içinde Lin ailesi bir Dan Yuan kullanıcısına sahip olacaktı. Bu zaman geldiğinde kesinlikle Yan Şehrinde karşı konulamaz bir güç haline geleceklerdi.

Ama şimdi Luo Cheng gibi bir adam bile neşelenmişti. Sonuçta Hiddetli Bıçak Dojosu ve Lin ailesi birbirlerine çok yakındı. Eğer öyle olmasa Lei ve Xie aileleri gibi sabah akşam kara kara düşünüp dururdu!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr