Bölüm 65: Engel

avatar
5459 7

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 65: Engel


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: TıknazKadın

 

Lin Dong ve diğerlerinin bulunduğu yer yaşlı adamın ağzından çıkan sözlerden sonra sessizleşiverdi. Sadece kırmızılı genç kız değil bir kenarda saygıyla dikilen dükkan sahibi ve asistanı da şaşkınlıktan kat katı kesilmişti.

“Mühür Ustası mı?”

Grili adama bakakalan Lin Dong da afallamıştı. Etraftaki insanların saygılı davranışları hesaba katılınca yaşlı adam Yan Şehrinde önde gelen isimlerden birine sahip olmalıydı. Lin Dong’un anlamadığı şeyse bu ün yapmış kişinin birden bire neden böyle bir soru sorduğu…

Lin Dong yabancılara karşı her zaman dikkatli davranırdı özellikle de gerçek olamayacak kadar güzel durumlar sunuyorlarsa. Parmaklarıyla avucunda daireler çizdi, en büyük sırrının avucuna gömülü olduğunu biliyordu. Bu sırrı gerçekten yetenek sahibi olan kullanıcıların yanında saklayabileceğini düşünmüyordu.

“Saygıdeğer Usta, ben yeteri kadar güçlü değilim. Eğer Mühür Ustalığıyla ilgilenmeye başlarsam korkarım gelişimimi yavaşlatırım. Umarım anlayış gösterip af buyurursunuz.”

Lin Dong bir süre düşüncelerinde kaybolduktan sonra bir cevap düşünebildi. Verdiği cevap kırmızılı genç kadının ve diğerlerinin geçirmekte olduğu şoku daha da şiddetlendirmişti. Sersemlemiş bir halde Lin Dong’a bakakalmışlardı. Bu çocuk… Kaç kişinin en büyük hayali Yüce Usta Yan’ın öğrencisi olmaktı hiç haberi var mıydı be? Teklifini reddetmeye nasıl cüret ederdi?!

“Haha, Mühür ustası olmak sadece Gizemli Nesnelerin üzerine mühür kazımaktan ibaret değildir. Gerçek bir mühür ustası kolaylıkla dağları yerinden oynatıp nehirlerin akışını durdurabilir.” teklifin reddedilmesi yaşlı adamı şaşırtmıştı. Aceleyle açıklama yaparken yüzü gülüyordu. Böyle kuvvetli bir Zihinsel Enerjiyi geliştirmezse çok büyük yazık olurdu.

Ama sorun şuydu ki, yüceliği arttıkça Lin Dong’un kabul etme cesareti de azalıyordu. Saklayacak sırrı olmasaydı sıra dışı bir yüceliğe sahip olan bu adamın teklifini memnuniyetle kabul ederdi. Taş Tılsıma sahip olması bu defa şanssızlıktı. Karşısındaki adam bu sırrı keşfedince aynı arkadaşlığı sürdürebilir miydi emin değildi...

“Yüce Efendi, lütfen bana izin verin aileme danışayım. Bir karara vardığım zaman geri gelip sizi bulurum.” Lin Dong biraz tereddüt ettikten sonra yanıtladı.

“Madem teklifimle ilgilenmiyorsun seni zorlamayacağım. Etraflıca düşündükten sonra bu nesnelerini Yüz Bin Altın Tüccarı’na getir ve beni bul. Karşılaşmamız kaderin bir oyunu olmalı bu yüzden bu nesneleri sana veriyorum ki Mühür Ustası olmanın ne demek olduğunu daha iyi anla.” Lin Dong’un direncini gören adam fazla ısrarcı olmadı. Daha fazla beklemeden göğsünden iki nesne çıkardı, biri tılsım biri de kitaptı. Nesneleri Lin Dong’a uzattı.

“Minnettarım Yüce usta.”

Lin Dong nesneleri alır almaz Qian Kun çantasına koydu. Yakındaki insanların şaşkın suratlarını gören Lin Dong daha fazla orada kalmadı. Aniden arkasını döndü ve hala yolunda durmakta olan yakışıklı adama bakıp sordu: “Geçebilir miyim?”

Sözlerini duyan adam irkildi ve kendine geldi. Dudakları titreyen adam nihayet bir adım kenara çekildi. Biraz önce sahip olduğu köklü geçmiş sayesinde Lin Dong’u bir böcek olarak görebilirdi. Ama durum tersine dönüvermişti. Yüce Usta Yan, Lin Dong’tan hoşlandığı için artık böyle davranamazdı.

Kenarda duran kadının dudakları titrese de sonunda sakinleşmeyi başardı. Eğer Lin Dong yaşlı adamın öğrencisi olursa Yan Şehrinde önemli biri olurdu. Bu yüzden ona kafa tutmak akıllıca olmazdı.

Sessizlik çökünce Lin Dong genç adamın yanından geçip Gizemli Nesneler Kulesinden hızla uzaklaşıp kalabalıkta kayboldu.

Kalabalığa giren Lin Dong rahat bir nefes aldı. Daha fazla alış veriş etmeden dinlendikleri hana geri döndü. Hana ulaştıktan sonra Lin Zhentian ve diğerleri de birer birer gelmeye başladı.

“Baba, nasıl geçti?”

Lin Xaio ve diğerlerinin geldiğini gören Lin Dong kendine hakim olamayıp sordu.

“Haha, fena değil. Sonuçta Yang Yuan taşlarını satıp iyi bir fiyat almak çok da kolay değil. 300 Yang Yuan taşına karşılık 32 Yang Yuan hapı aldık.” Lin Xiao gülümsedi ve başını salladı. İfadesine bakılınca satıştan memnun olduğu belli oluyordu.

Yanında duran Lin Zhentian da başını sallayıp gülümsedi.

Sohbet ederlerken kapı kapanma sesi duyuldu ve Lin Mang yüzünde karanlık bir ifadeyle içeri geldi.

“Ne oldu?” Lin Mang’ın yüz ifadesini gören Lin Zhentian kaşları çatık bir şekilde sordu.

“Çelik Koru Malikanesinin geliri zorla %30 düşürüldü. Lanet olsun. Lei ailesinin bize kumpas kurduğunu bulabilmem için çok çaba harcamam gerekti!” Lin Mang konuşurken dişlerini sıkıyordu.

Sözlerini duyan Lin Xiao ve lin Zhentian’ın yüz ifadeleri ciddileşti. Lei ailesi olarak bela çıkarmaya yeminliydi sanki.

“Siktir et, bu konuyu bırakalım şimdilik. Şuan önemli olan tek şey Yang Yuan taşı. Gelecekte onlarla ödeştiğimizden emin oluruz!” birkaç dakika sonra elini sallayan Lin Zhentian belirtti. Madenin işleri yolunda gittiği sürece Çelik Koru Malikanesi çok da büyük mesela sayılmazdı.

“Evet!”

Lin Xiao ve Lin Mang başlarını salladı. Lin Zhentian’ın söylediği gibi şuanda en önemlisi Yang Yuan taşlarıydı.

“Buradaki işimiz bittiğine göre yola koyulmalıyız.” Lin Zhentian mırıldandı. Lin ailesinin sahip olduğu en iyi adamları yanlarında getirmişlerdi ve uzun süre uzak kalmaları pek akıllıca sayılmazdı

Lin Zhentian’ın kararına saygı duymak adına kimse itiraz etmedi. Sonra yola çıkmak için düzen alınması emirlerini verdiler ve yola çıktılar.

Lin Zhentian ve diğerleri şehri terk ediyorken, Yan Şehrindeki bir odada iki adam karşılıklı oturmuştu. İçlerinden biri Lei ailesinden Lei Pi’ydi.

“Haha, bu defa teşekkür etmemiz gereken kişi, yönetici Hua.” Lei Pi yanında oturan devasa şişkolukta ki adama bir fincan çay koydu.

“Ortaklığımızı göz önüne alınca bu meselenin hiç önemi yok. Yan Şehrine gelen her Koru bizimle bağlantılı. Alınabilecek miktarı biz belirliyoruz. Minnacık Lin ailesi bu konuda ne yapabilir ki?”

Lei Pi başını salladı ve gülümsedi.

Şişkoş adam yağlı ve tombul suratını sıvazladı, Lei Pi’ye baktı ve şöyle dedi: “Bildiğim kadarıyla, Lin ailesi nesne satmak için iki yere gitti. Çelik Koru Malikanesi bunlardan sadece biri…”

“Öyle mi?” sözlerini duyan Lei Pi afallamıştı. Adamın yağlı yüzündeki anlaşılması güç sırıtışa bakan Lei Pi olayı çözünce şişko adamın önüne 5 parça Yang Yuan taşı koydu. Lei Pi yüzünde bir gülümsemeyle: “Bu girdiğin zahmetler için yönetici Hua.”

“İki gruba ayrıldılar. Lin Mang Çelik Koru satarken Lin Zhentian ve diğerleri de tüccarla görüşmeye gittiler. Kaynağım yeterince güvenilirse orada birkaç deste Yang Yuan taşı sattılar.” Şişko gülümsedi ve Yang Yuan taşlarını kolunun içine gizledi.

“Haha, bu gerçekten de garip. Lin ailesinin birkaç yüz adet Yang Yuan taşına sahip olması… Merak ediyorum da kaç yıldır biriktiriyorlardı acaba…”

“Birkaç Yüz adet Yang Yuan taşı mı?”

Şişko adamın tatmin olmamış mırıldanmalarını duyan Lei Pi’nin ifadesi değişiverdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr