Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Turkuazgrii

Lin Dong sisli ormanın içinde sıkıca kapadığı gözlerini yavaş yavaş açtı. Yüzünde bir parça mutluluk vardı. Parıldayan gölgenin yaptığı değişimler sayesinde, Qingyuan Sanatı tekniğinde açılabilecek damar yolu sayısı 4’ten 7’ye yükselmişti. Böylece sahip olduğu güç ikiye katlanıyordu.

''Huff...''

Lin Dong güçlükle soluk verirken nefesi beyaz bir bulutçuk oluşturdu. Lin Dong giysisinin içinden bir şişe çıkardı, şişenin içinden 2 adet kan kırmızı hap çıkardı. Bu hapları üçüncü sınıf bir iksirden, Işıldayan Meyveden elde etmişti. Lin Dong bir aydan beri Taş Tılsımdan elde ettiği Ling Sıvısını, iksirlerle takas etmeye gizlice gider olmuştu. Sonuçta Dünyevi Yuan Gücüne ulaşmıştı artık, eğitimini hızlandırmak için yüksek miktarda iksire ihtiyaç duyduğunun farkındaydı.

Lin Dong iki adet iksir hapını ağzına attı ama hapları hemen yutmak yerine aklında bir düşünceyle gözlerini kapadı. Koyu mavi renkte bir Yuan Enerjisi, Dan Tian'ından fışkırmaya başladı. Yuan Gücü bedeninde dolaştıktan sonra daha önce keşfedilmemiş bir iç damar yoluna doldu.

Bu gizli damar Qingyuan Sanatları çalışan birinin açması gereken ilk iç damar yoluydu. Parıldayan Gölge, gücün dolması gereken yolu net bir şekilde gösterdiği için Lin Dong bedenindeki bu damar yolunu kolayca keşfedebilmişti.

Yuan Gücü iç damar yoluna dolmaya başladığında aniden koca bir engelle karşılaştı. Sonuçta bu gizli damar yolu daha önce hiç aşılmamıştı. Bu süreç dağın içine bir yol açmaya benziyordu. Başarması oldukça güçtü.

Yuan Gücü bu engel karşısında tükenip giderken, iç damar yolunun yalnızca küçük bir kısmını açmayı başarabilmişti. Ama Ling Dong hemen başka bir Yuan Enerjisi dalgası gönderdi. Tıpkı çalışkan bir işçi gibi yorulmak bilmeden ilerliyordu…

Yuan Gücü dalgaları birleşti ve iç damar yolunu tıkayan engeli aşındırmaya başladı. Yarım saat sonra Ling Dong'un Dan Tianı içindeki Yuan enerjisi neredeyse tükenmişti ama Lin Dong damar yolunun yalnızca onda birini açmayı başarabilmişti. Lin Dong damar yolunu aşmanın ne kadar zor olduğunu şimdi kavramıştı işte.

Üstelik bu açması gereken ilk damardı. Daha sonraki damar yollarını açmak oldukça zorlayıcı olacak gibiydi. Lin Xiao'nun bile dört damar yolunu açmak için 3 aya ihtiyaç duyması şaşılacak şeydi.

''Gulp!''

Dan Tian'ın içindeki Yuan enerjisi bitmek üzereydi, Lin Dong 2 iksir hapı daha yuttu. Haplar midesinin yolunu tutmuştu ki saf bir ilaç etkisi vücuduna yayılmaya başladı. Dan Tian bu etkinin hepsinin emiverdi. Böylece Dan Tian’ındaki tükenmişlik hissi giderek azaldı.

Yuan Gücü yeniden bedeninde dolaşmaya başlayınca, Lin Dong iç damar yolunu açma çalışmalarına kaldığı yerden devam etti.

Damar yollarından birini açmak tek günde başarılacak şey değildi. Ama Lin Dong’un sahip olduğu bol kaynak sayesinde bu onun için hiç de sorun olmuyordu. İksir haplarını kullanarak Dan Tian’ını tam 6 kez yeniden doldurmuştu, sonunda ilk damar yolunu başarıyla açmayı başardı!

Damar yolu açılınca, Lin Dong Dünya ile Cennet arasında bulunan Yuan Enerjisine karşı daha duyarlı hale geldi. Cildinde damarın geçtiği bölümden yayılan bir emme hissi sezebiliyordu, Dünya ile Cennet arasındaki Yuan Enerjisini emiyordu. Yuan Gücü vücudunda dolaştı ve Dan Tian’ını doldurdu.

Bedenindeki Yuan Gücü miktarı artınca Lin Dong’un gözleri mutlulukla parladı. Gizli Sanatları çalışmaya başladığından beri sahip olduğu güç giderek artmaktaydı.

Lin Dong neşeyle gözlerini açtı, gecenin çöktüğünü görünce dudaklarından küçük bir ses çıktı. Eğitimine devam ederken zaman uçup gidiyordu sanki.

Bedenini gerdi ve ‘Qingyuan Sanatları’ el kitabını giysilerinin içine yerleştirdi. Birinci damar yolunu yalnızca bir günde açmıştı. Lin Zhentian ve diğerleri bu hızı duyacak olsalar dillerini yutarlardı. Ama Lin Dong bu olayı büyük bir başarı olarak görmüyordu. Eğitimine katkı sağlaması için bir sürü iksir hapı kullanmıştı sonuçta. O kadar haptan sonra bu kadar hızlı ilerlemese şaşılacak bir durum olurdu zaten.

Lin Dong ayağa kalkınca ormana doğru baktı ve bir ıslık çaldı. Dakikalar sonra alev kırmızısı bir gölge ormanın içinden koşarak çıktı ve Lin Dong’un kucağına atladı.

Batmakta olan güneşin son ışıkları alev kırmızısı gölgenin yüzünü aydınlatıyordu. Küçük bir köpek boyutlarında bir yaratıktı bu ve vücudu yanıyormuşcasına görünen alev kırmızısı bir renkti. Bedeni bir kaplanınki ile aynıydı ama ona sıra dışılılık ve gizem katan Alev Pitonu şeklinde bir kuyruğa sahipti.

Lin Dong bu yaratığın adını Alev topu koymuştu. Alev Topu yalnızca bir ay içinde inanılmaz derecede büyümüştü. Lin Dong’un tahminlerine göre, Alev Topunun sahip olduğu güç Eğitimli Bedenin 5. Seviyesinde olan bir kullanıcıya eşdeğerdi.

Alev Topu, Lin Zhentian ve diğerlerinin tahminlerinden de hızlı büyümekteydi. Ama Lin Dong’a göre bu durum hiç de garip değildi çünkü yaratığa her gün bir damla Ling Sıvısı veriyordu. Ling Sıvısını onu yıkamak için bile kullandığı oluyordu. Lin Zhentian ve diğerleri yaratığa böyle özen gösterdiğini bilseler muhtemelen kan ağlarlardı.

Alev Topu Lin Dong’a sırnaştı ve şefkatle ona sarılmasına izin verdi. Gözlerini açar açmaz gördüğü yüz Lin Dong’a aitti ve Lin Dong bir ay içinde küçük yaratığın en yakın ailesi olmuştu.

Şeytani yaratıklar yetişkinliğe ulaşınca vahşi ve agresif olurlardı. Ama gençken eğitilirlerse görülebilecek en sadık yoldaş oluverirlerdi.

“Seni açgözlü küçük yaratık!”

Alev Topunun cilveleştiğini gören Lin Dong çaresizce başını salladı. Giysilerinin arasına gizlenmiş şeffaf şişeyi çıkardı ve Alev Topunun ağzına iki damla Ling Sıvısı döktü.

Ling Sıvısının tadını alan Alev Topu tatmin olmuştu, dilini çıkardı ve Lin Dong’un yüzünü yalamaya koyuldu.

“Hadi artık eve gitme zamanı. Bugünlük bu kadar yeter.”

Lin Dong şişeyi kaldırdı ve Alev Topunu omzuna yerleştirdi. Ani bir hareketle arkasını döndü ve hızla ormanın içine daldı. Alev Topunun neşeli ciyaklamaları ormanın içinde yankılanıyordu.

…

Ay gökyüzünde asılı duran beyaz bir porseleni andırıyordu, sakinleştirici ışıkları toprağı öpmekteydi.

Qing Tan odasının yatağında yatıyordu, üzerinde bir genç kızın baştan çıkarıcı ve dolgun kıvrımlarını saklayamayacak kadar ince bir battaniye vardı.

Rahatça uyuyan Qing Tan’ın yanında, yerde bağdaş kurmuş bir figür vardı. Dikkatlice bakınca bu kişinin Lin Dong olduğu görülebiliyordu. Gözünde bir gram uyku yoktu, yüzünde ciddi bir ifadeyle Qing Tan’ın bedeninden yayılan Yin Enerjisini emiyor böylece Qingyuan Sanatlarına katkı sağlıyordu.

Dünyevi Yuan Gücüne ulaştıktan sonra yüklü miktarda Yin Enerjisine ihtiyaç duyar olmuştu. Ama Dünya ve Cennet arasında bulunan sıradan Yin Enerjisi hiç ilgisini çekmiyordu doğrusu. Bu yüzden tek seçeneği Qing Tan’dı.

Bu konuyu Qing Tan ile konuştuğunda Qing Tan utançtan kıpkırmızı kesilse de başını sallayıp onaylamıştı. O günden beri Qing Tan uyuyana kadar bekler, sonrada odasına gidip 2 saat boyunca eğitimine devam ederdi.

Geçen 2 saat boyunca Lin Dong utanmak nedir bilmeden Qing Tan’ın bedenindeki Yin Enerjisini istediği kadar emer dururdu…

İlk günler Qing Tan oldukça rahatsız olmuştu. Sonuçta Qing Tan genç bir kızdı ve yatağının yanı başında oturan bir erkek varken uyumak garip hissettiriyordu. Ama Lin Dong’a olan güveni sonsuzdu. Yine de bu olay duyulacak olsa genç kızın gururu incinirdi.

Gün geçtikçe o da bu duruma alışmaya başladı. Ayrıca zaman zaman ortaya çıkan Dondurucu Soğuğun da yavaş yavaş geçmeye başladığını hissedebiliyordu. Bu sayede bebekler gibi uyuyabiliyordu artık.

Qing Tan bunun yararını fark edince Lin Dong’un azıcık utandırıcı isteğine daha fazla direnmedi…

“Huff...”

Sessizlik dolu odada Lin Dong’un soluk verme sesi yankılandı, sıkıca kapatmış olduğu gözlerini açmaktaydı. Dikkatlice yataktan indi ve Alev Topuna sımsıkı sarılmış uyumakta olan genç kıza baktı.

Ay ışığının nazik ışıkları genç kızın huzurlu ve tatlı yüzüne dokunuyordu. Nefes kesici bir manzaraydı.

Lin Dong dikkatlice Qing Tan’ın üzerini örttü ve odadan çıktı.

Lin Dong odadan çıkarken, geç kızın yüzündeki hoş gülümseme biraz daha tatlılaştı…

(ED: Merhaba gençler, haftada  4 bölüm atılacağı için (Tabi ki bağış gelmezse) bunları Pazartesi-Çarşamba-Cuma-Pazar şeklinde birer birer atıcağım, kendinize iyi bakın!!)