Bölüm 44: Başarı

avatar
4922 8

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 44: Başarı


 

Çeviren: Mavimsigrii

 

“Güm güm!”

Lei Li beceriksizce doğruldu ve başını kaldırıp şok içinde Lin Dong’a baktı. Dudaklarından istemsizce şu kelimeler döküldü: “Dünyevi Yuan Gücüne mi ulaştın sen? Bu nasıl mümkün olur lan?!”

Lei Li’nin inkar içindeki ses tonunu duyanlar da şok içinde titretiyordu. Zorlukla çıkan sesi ormanda yankılandı.

“Sen Dünyevi Yuan Gücüne ulaşabiliyorsun da ben niye ulaşamıyor muşum?” Lin Dong, Lei Li’nin şüpheci ve korku dolu ifadesini görünce gülümsedi. Çocuk hayalet görmüşe dönmüştü.

“Seni...!”

Lei Li’nin gözü seğirmeye başladı, vücudu isteğinin dışında titriyordu. Eğitimine 3 yıl önce başlamıştı ve Lei ailesinden elde ettiği bol kaynaklar sayesinde bile Dünyevi Yuan Gücü seviyesine sadece birkaç ay önce ulaşabilmişti. Lin Dong’a ne demeli peki? Bildiği kadarıyla Lin Dong eğitimine yaklaşık bir yıl önce başlamıştı!

Sadece bir yıl içinde, 3 yıllık çalışmaya eşdeğer hale gelmişti!

Bu ne saçmaydı lan böyle? Lei Li böylesine hızlı bir gelişmeyi daha önce hiçbir yerde duymamıştı!

“İmkansız lan bu!”

Lei Li’nin yüzü şekilden şekle giriyordu, suratında çarpık bir ifadeyle iki adım attı. Lin Dong’un Dünyevi Yuan Gücüne ulaşmış olduğunu kabullenmesine imkan yoktu!

“Lei Li abi! Alev Pitonu Kaplanının yavrularını çalacaklar!” Lei Li kalbindeki şüphe ile savaşırken, Wu Yun’un kayalara tırmandığını gören Xie Yingying paniklemeye başladı.

“Orospu çocuğu!”

Sözlerini duyan Lei Li kendini hemen topladı. Wu Yun’un çoktan kayalara tırmanmış olduğunu görünce sinirden köpürecek hale geldi ve kalın bir Yuan Gücü ışığı tüm bedenini sardı! Yuan Gücüne karışan Yin Enerjisi parçaları vardı. Biraz Yin enerjisi emmeyi başarmış ve bu enerjiyi Yuan Gücüyle biraz olsun harmanlayabilmiş gibi görünüyordu. Ama Lei Li’den yayılan enerji Dünya ile Cennet arasında bulunan sıradan Yin enerjisiydi.

“Lin Dong, gücünü nasıl arttırmayı başardığın gram umurumda değil, beni yenecek kabiliyet yok sende!”

Vücudunu dolduran Yuan Gücü Lei Li’yi neşelendirmişti, kendini yenilenmiş hissediyordu. Önceki hamlesini yaparken Lin Dong’un böylesine büyük bir güce ulaşmış olduğunu tahmin etmemişti. Bu yüzden dikkatsiz davranmıştı ve neredeyse kaybediyordu. Şimdi tamamen hazır hissettiğine göre, Lin Dong Dünyevi Yuan Gücüne sahip olsa yenilmeyecekti.

Lei Li haykırdı ve ileri atıldı, ellerini aynı kartal pençeleri gibi bükmüş Lin Dong’un başını hedef almıştı.

“Yingying, git Wu Yun’u hallet!”

Lin Dong’a karşı hamle yapan Lei Li aynı zamanda Xie Yingying’e bağırdı.

Lei Li’nin sesini duyunca Yingying başını salladı. İleri atılmak üzereydi ki Lin Dong, Lei Li ile uğraşmayı bırakıp biranda Yingying’in önünde belirdi. Basit bir yumruk hareketiyle Xie Yingying’i geri püskürttü.

“Hepiniz saldırın!”

Lin Dong’un kendisinden uzaklaşıp Xie Yingying’e sataştığını gören Lei Li’nin yüzü kıpkırmızı kesildi ve arkasında duranlara hiddetle emretti.

Lei Li’nin kükrediğini duyan grup biraz tereddüt etti. Lei Li’nin onlara ne söz verdiğini anımsayan birkaç kişi sinirle dişlerini birbirine kenetlediler. Hamlelerini yapmak üzereydiler ki ormanın içinden fırlayan oklar yollarını kesti.

Lin Dong ve Mu Lingsha, Lei Li ve diğerlerinin yolunu kestiği sırada, Wu Yun nihayet kayalıkların üzerine tırmanmayı başarmıştı. Göğsünden bir parça kumaş çıkardı ve 3 Alev Pitonu Yavrusunu kumaşın içine sarıp kayalardan aşağı atladı. İşaret ıslığını çaldı ve ormanın içinde hızla gözden kayboldu.

“Koş!”

Islığı duyan Lin Dong keyiflenmişti. Mu Lingsha’ya döndü ve sevinçle haykırdı.

“Swish Swish!”

Ormanlıkta saklanan Mu Lingsha başını salladı ve koşarak uzaklaşmadan önce elinde kalan okları da fırlattı.

“Haha Lei Li. Gerçek karşılaşmamız sahneye çıkınca olacak. Ama şimdi benim gidip ganimetleri mi paylaşmam lazım…”

Mu Lingsha’nın başarıyla uzaklaştığını ve Lei Li’nin burnundan solumaya başladığını gören Lin Dong hiçbir tasa taşımadan oradan ayrıldı. İçten bir kahkaha patlattıktan sonra hızla uzaklaştı. Kolunda sakladığı taş parçalarını Lei Li ve diğerlerine doğru hızla fırlatmaya başladı.

Lei Li kendisine doğru fırlayan taş parçalarından kurtulmakla meşgulken tek görebildiği ormanın içinde kaybolan Lin Dong’un gölgesi oldu. öfkeden patlamak üzereydi. Hiddetli haykırışlarının içerdiği nefret ormanın her yanında yankılanıyordu.

“Lin Dong sana yemin ederim seni geberteceğim!”

Lin Dong balta girmemiş ormanın içinde koşuşturan arkasından gelen öfkeli haykırışları duyabiliyordu! Sadece gülümsemekle yetindi. Sahip olduğu güç sayesinde, Lei Li’den gram korkmuyordu. Lei ve Xie ailelerini kızdırmaktan da hiç mi hiç çekinmiyordu doğrusu. Sonuçta Lin ailesine karşı düşmanca davranan onlardı. Ne diye kafasına taksaydı ki?

Lin Dong ormanın içinde çevik bir şekilde hareket ediyordu. Yaklaşık on dakika sonra durdu ve etrafını dikkatlice izledi, sonra da koca bir ağacın gölgesinde oturdu.

Çok zaman geçmeden etraftan gelen hışırtı seslerini duydu. Wu Yun ve Mu Lingsha çalılıkların arasından çıkıp Lin Dong’un yanına geldiler.

“Bu harikaydı be!”

Wu Yu gelince kendine engel olamayıp kahkaha attı. Lin Dong’a hayranlık içinde baktı ve şöyle dedi: “Doğru kişiyi bulmuşuz demek ki. Lin Dong kardeş, eğitim hızın akıl almaz be. Sadece 4 aylık süre içinde Eğitimli Bedenin 8. Seviyesinden Dünyevi Yuan Gücüne kadar yükseldin!”

“Aman şans işte.” Lin Dong geçiştirmek ister gibi bir cevap verdi ve gülümsedi.

“Hadi ganimetleri paylaşalım.”

Wu Yun kumaştan bohçayı sırtından çıkardı ve dikkatle bir kayanın üzerine yerleştirdi. Kumaşın içinde kan lekeleriyle kaplı 3 Alev pitonu Kaplanı duruyordu. Minnacık bedenleriyle etrafa dağılmak için çaba sarf ediyorlardı, inanılmaz tatlı yaratıklardı. Mu Lingsha’nın bile gözleri parlıyordu. Mu Lingsha hala çok gençti ama görünüşe göre anne içgüdüsü her kadının doğasında vardı.

“Lin Dong kardeş, en çok senin yardımın dokundu. Önce sen seçmelisin.” Wu Yun gülümsedi. Yanında duran Mu Lingsha da ona katıldı ve başını salladı. O da Wu Yun ile aynı düşünüyordu.

Bu sözleri duyan Lin Dong hiç inkar etmeden sağ elini uzattı ve nazikçe minik yavrulara dokundu. İnsan dokunuşunu hisseden yavrular, minnacık bedenleriyle oldukları yerde kıvrılıyorlardı.

Lin Dong bir süre tereddüt etti, elini yavruların üzerlerinde gezdiriyordu. Biraz zaman geçtikten sonra sol taraftaki yavruya dokundu. Bu yavruya dokunur dokunmaz gözleri ışıldamaya başladı. Gülümseyerek bu yavruyu kollarına aldı ve “Bunu alayım o zaman ben.” dedi.

“Bu yavru mu… Lin Dong kardeş, elindeki yavru üçü arasındaki en zayıf olanı gibi gözüküyor. Bakımı zor olacak gibi. bu yavruyu almak istediğine emin misin?” Lin Dong’un yaptığı seçimi gören Wu Yun ve Mu Lingsha hayrete düşmüşlerdi.

“Sorun değil, ben bunu istiyorum.”

Lin Dong başını iki yana sallarken gülümsüyordu. Elbette ki bu yavruyu seçmesinin arkasında yatan bir sebep vardı. Sağ eli ile yavruları sıvazlarken, bu minik yavruya dokunur dokunmaz avucuna gömülü olan Taş Tılsım titreşim yaymaya başlamıştı.

Taş Tılsım genelde hiç işaret vermezdi, bu yüzden herhangi bir harekette bulunduğunda mutlaka sıra dışı bir şeye rastlamış olurdu.

Lin Dong başını eğdi ve kollarında duran Alev Pitonu Kaplanı yavrusuna baktı, yaratık henüz gözlerini açmamıştı. Bu yavrunun neden böylesine özel olduğunu sezememişti. Yine de Taş Tılsıma inanmayı seçti.

“Bu arkadaş diğerlerinden biraz daha farklı olmalı değil mi?”

Lin Dong küçük yavruya sarılırken kendi kendine mırıldandı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44238 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr