Bölüm 42: Alev Pitonu Kaplanı

avatar
4990 8

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 42: Alev Pitonu Kaplanı


 

Çeviren: Mavimsigrii

 

Lin Dong kollarını sallayarak yürürken balta girmemiş ormanda göz gezdirdi. Ormanı incelemek üzere etrafa bakarken büyük bir insan kalabalığı gördü. Gördüğü manzara başını döndürdü, aklı karışmıştı. Kalabalık yayılmaya başlayınca ortaya çıkan kargaşa da dağılmaya başladı.

Ormana doğru giden bir sürü insan vardı. Herkes diken üstündeydi sanki.

Av çoktan başlamış sayıldığı için, Lin Dong tereddüt etmedi ve balta girmemiş ormana doğru sabit bir hızla yürüdü. Ormana giren insanların sayısı arttıkça kalabalığın gürültüsü de azaldı, geniş orman seslerini filtreliyordu.

Lin Dong ormanda bir süre yürüdükten sonra yakınlarda birkaç insan olduğunu gördü. Birkaç açgözlü insan vücudunda asılı duran etikete gözlerini diktikten sonra yavaşça geri çekildiler. Lin Dong’un kolay bir hedef olmadığını anlamış olmalıydılar.

Lin Dong kaçanların peşinden gitmedi. Bir süre düşündükten sonra ormanın ortasındaki devasa sahneye gitmeye karar verdi. Sonuçta tüm yarışmacılar devasa sahneye gidecekti, bu Lin Dong’a zaman kazandırırdı ve onları avlamasın da kolaylık sağlardı.

Genelde sakin olan orman bir anda insan kaynamaya başlamıştı. Vahşi yaratıkların korkunç gürlemeleri ormanda yankılanıyor ve çığlık sesleri duyuluyordu. Birkaç şanssız genç, boylarını aşan dehşet verici bir yaratıkla karşılaşmış olmalıydı.

Lin Dong hız kesmeden arenanın merkezine doğru yürümeye devam etti. Birkaç dakika sonra nihayet karşısında bir figür belirdi. Figürü görünce hızını yavaşlattı ve karşısında duran 3 figüre bakakaldı.

Karşısında duran 3 kişi Lin Dong ile aynı yaşlardaydı. Bedenleri oldukça gelişmişti, iri yapılı vücutları onlara tehditkar bir hava katıyordu. Lin Dong’u asıl şaşırtan şey ise ormana giren birçok insanın birlik olmuş olmasıydı bile, karşısında duran 3 kişi çoktan müttefik kurmuştu bile.

“Etiketini bize ver!”

Üçlünün merkezinde duran iri yarı genç Lin Dong’a dik dik baktı. O Konuşurken yanındaki gençler de Lin Dong’un etrafını sardı.

Paşa paşa Lin Dong’un eline düştüklerini görünce, Lin Dong kendine engel olamadı ve kahkahalara boğuldu. Etiketini vermeye hiç niyeti yoktu, umursamazca ileri yürüdü.

“Saldırın!”

Lin Dong'un hareketlerine şahit olan üçlünün yüz ifadeleri karanlıklaştı, vücutlarını saran zayıf bir ışık belirdi, görünüşe göre bu üçlü Eğitimli Bedenin 6. Seviyesini geçmişti bile.

Yuan Gücü üçlünün bedenlerini sarınca, vahşice Lin Dong’a doğru atıldılar.

Sayıca fazla olsalar bile Lin Dong için bir tehdit oluşturmuyorlardı. Sahip olduğu güç sayesinde üçünü de göz açıp kapayıncaya kadar ezip geçebilirdi. Tehditler savuran üçlünün kendilerini çaresizce yerde yatarken bulması yalnızca 10 saniye sürmüştü.

Lin Dong’un yüzünde kocaman bir gülümseme vardı, yerde yatan gençlerin etiketlerini aldı ve “Teşekkürler!” dedi.

İşi bitince, rahat tavırlarla üçlünün yanından ayrıldı ve balta girmemiş ormandaki yolcuğuna devam etti. Kaderlerine boyun eğmek zorunda kalan üçlünün yüzlerinde acı bir ifade vardı.

Lin Dong, üçlüyü alt ettikten sonra ona saldırmak isteyen birkaç gençle daha karşılaştı. İki tanesi çok güçlüydü, Eğitimli Bedenin 7. Seviyesine ulaşmışlardı. Ama Dünyevi Yuan Gücüne ulaşmış Lin Dong için bu ikisi kurbanlık koyundan farksızdı.

Rahatlatıcı bir geziden sonra Lin Dong 5 etiket toplamıştı bile. Kendi etiketini de sayınca, taş arenaya girmeye hak kazanması için yalnızca 4 etikete daha ihtiyaç duyuyordu.

Ama Lin Dong hiç endişeli değildi. Sahip olduğu Dünyevi Yuan gücü sayesinde, burada yürümek onun için parkta bir gezintiden farksızdı.

Yolculuğuna devam ederken, Lin Dong etiketini aşırmak isteyen gençler dışında birkaç yaratıkla da karşılaşmıştı. Ama bu yaratıklar da Lin Dong’a karşı büyük bir tehdit oluşturmuyordu ve hepsi kolayca yere serilmişti.

Biraz zaman geçtikten sonra Lin Dong nihayet ormanın derinliklerine ulaşabildi. burada karşılaşacağı her genç oldukça yetenekli olmalıydı. Buraya kadar gelmek için birkaç numara bilmek gerekliydi sonuçta.

Gittikçe daha da derine yürüyen Lin Dong 2 etiketin daha başarıyla sahibi oldu. Şimdi 8 tane etiketi vardı ve taş arenaya girmek için gerekli olan şartları neredeyse sağlamıştı. Lin Dong’u şaşkına çeviren şey ise şimdiye kadar Lei Li ya da Xie Yingying ile karşılaşmamış olmasıydı.

Lin Dong ormanlıktaki koca bir ağacın gölgesine kuruldu ve önceden hazırlamış olduğu bisküvileri ağzına attı. Gözlerini kapattı, küçük bir mola vermeye hazırdı.

“Bızz!”

Lin Dong gözlerini kapatır kapatmaz yanında duran ağaç sallanmaya başladı, bir ok hızla Lin Dong’a doğru gelmekteydi.

Ok, Lin Dong’un bedenini delmekten birkaç milim uzaktı ki Lin Dong elini uzatıp oku yakaladı. Hiç vakit kaybeden yakaladığı oku geldiği yöne doğru hızla fırlattı.

Ok ormanlığın içine doğru yol alırken, ağacın dallarına saklanmış bir figür zıpladı ve yere indi, dikkatle Lin Dong’a bakıyordu.

Lin Dong yavaşça başını kaldırıp karşısında duran figüre baktı. Karşısında duranın bir kız olduğunu fark edince gözlerinde şaşkın bir ifade belirdi.

Ağaç dalında oturan deriden etek giymiş bir kız vardı. Dar kıyafetleri vücudunun bütün kıvrımlarını belli ediyordu. Ten rengi diğer kızlar gibi solgun veya beyaz değildi, hayat dolu bir bronzluğa sahipti. Vahşi ve asi bir cazibesi vardı. Karşısında duran genç kız dişi bir panteri andırıyordu, tıpkı her an patlamaya hazır muazzam bir güçlü doluymuş gibi…

Genç kız pür dikkat kesilmiş Lin Dong’a bakıyordu. Elinde, çoktan başka bir ok yerleştirdiği tahta bir yay vardı.

Lin Dong’u asıl şaşırtan karşısında duranın bir kız oluşu değildi aslında. Hızlı ve becerikli hareketleri karşısında hayrete düşmüştü. Tahmin edecek olsa, bu kızın Eğitimli Bedenim 8. Seviyesinde olduğunu söylerdi, kesinlikle güçsüz değildi.

“Vücudumdaki etikete göz diktiysen üzgünüm ama yanlış çocuğa geldin.” Lin Dong hızlıca yanıtladı ve elinde duran kurumuş bisküviyi ağzına attı.

“Sen Lin Dong olmalısın?” Deri ile sarmalanmış genç kız gözlerini Lin Dong’tan ayırmıyordu. Sesi aynı bir şarkı gibiydi, genç bir kadını andırıyordu ama aynı zamanda boğuktu da. Sesindeki boğukluk kıvrımlı vücudunu daha da seksi bir hale sokuyordu.

“Evet?” Lin Dong şaşırmıştı, genç kızın adını biliyor olacağını düşünmemişti.

“Hehe, ona söyleyen kişi bendim.” Lin Dong şaşkınlıkla cevap verdiği sırada, yakınlardan bir kahkaha duyuldu. Çalıların arasından çıkıp yaklaşmakta olan bir figür vardı. Bu Wu Yun’du.

Wu Yun’un gelişini gören Lin Dong kaşlarını çattı. “Ne planlıyorsunuz siz?”

''Beni yanlış anlama. Etrafta bu kadar çok etiket varken seninkine göz dikmeyeceğim elbette ki. Seni bulmaya çalışmamın sebebi, işbirliği teklifinde bulunmaktı.'' Wu Yun ellerini kullanarak hızlıca konuştu.

“İş birliği mi? Neden ki? Sahip olduğun güç sayesinde kolayca 10 etiket biriktirebileceğini biliyorum.” Lin Dong yanıtladı.

“Yakınlarda bir Şeytani Yaratık var.” Wu Yun ileri yürürken kısık bir ses tonuyla konuştu.

“Öyle mi? Hangi türden bir Şeytani Yaratık?” Lin Dong kaşlarını kaldırmıştı, bu ormanda yaşayan Şeytani Yaratıklar mı vardı gerçekten?

“Alev Pitonu Kaplanı.” Wu Yun’un sesi giderek kısılıyordu.

“Alev Pitonu Kaplanı mı… Böyle bir yaratık neden buraya gelsin ki?”

Yaratığın adını duyan Lin Dong’un elleri istemsizce titremeye başladı. Garip bir ifade takındı ve bakışlarını Wu Yun’a çevirdi: “Senin niyetin ölmek mi dostum? Yetişkin bir Alev Pitonu Kaplanı’nın gücü Göksel Yuan Gücü kullanıcılarıyla eş değer! Biz nasıl haklayalım onu?!”

Alev Pitonu Kaplanı. Lin Dong Dövüş Sanatları kütüphanesine gittiği bir gün, Şeytani Yaratıklar hakkında bir kitaba rastlamıştı. Alev Pitonu Kaplanı acımasız bir hayvan olarak geçiyordu. Erişkinliğe ulaştığında sahip olduğu güç, Göksel Yuan Gücü kullanıcılarının sahip olduğu güç ile aynıydı. Ama bu türden Şeytani Yaratıklar genelde dağların derinliklerinde bulunurlardı, neden bir tanesi buraya gelmiş olsun ki?

“Merak etme sen. Alev Pitonu kaplanı şuanda ağır yaralı. Haline bakılırsa ormanın derinliklerinden bu tarafa kaçmış gibi görünüyor. Dahası, az önce doğum yaptı.” Wu Yun, Lin Donga yaklaşırken olabilecek en kısık sesle fısıldıyordu.

“Doğum mu yaptı?”

Bu sözleri duyan Lin Dong derin bir nefes aldı, yüz ifadesi değişmişti. Alev Pitonu Kaplanı yetişkinliğe ulaşınca çok saldırgan olurdu. Öfkeli bir doğaya sahip olduğu için onları evcilleştirmenin tek yolu küçükken başlamaktı. Bu yüzden Alev Pitonu Kaplanı yavrusuna sahip olan her kullanıcı, Göksel Yuan Gücü Kullanıcılarına taş çıkaracak bir evcil hayvana sahip olurdu!

Bu haber duyulsa, Qingyang Şehrindeki herkesin ağzının suları akardı. Bunca yıllık gelişmeden sonra bile Lin ailesinde yalnızca 4 adet Göksel Yuan Gücü kullanıcısı vardı.

“Lei Li ve Xie Yingying çoktan o yöne gidiyor bile, yanlarında da bir sürü insan vardı bile. Bu yüzden sana ihtiyacım var. Lei ve Xie ailelerinin Alev Pitonu Kaplanına sahip olmalarına izin veremeyiz. Bu Lin ailesine ve Hiddetli Bıçak Dojosuna beladan başka bir şey getirmez.” Wu Yun’un ifadesi ciddiydi.

Lin Dong kaşlarını çattı. Av’da böyle bir gelişme olmasını beklemiyordu. Xie ve Lei aileleri bu hayvanın varlığını öğrenirlerse, Lei Bao Av’ı erteleyip yaratığı avlamaya bizzat gidebilirdi bile. Neyse ki, haberler henüz yayılmamıştı.

“Ne diyorsun?” Wu Yun gergin bir şekilde sordu, Lin Dong’un kafası karışmış yüzüne bakıyordu. Lei Li’nin tarafının daha güçlü olduğunu ve Lin Dong’un yardımı olmadan ganimete ulaşamayacağının farkındaydı.

Lin Dong dudaklarını ısırdı. Kısa bir sessizlikten sonra, Wu Yun’a baktı ve başını salladı.

“Tamam, hadi yapalım!”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr