Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

Yaratık Arenasının etrafında binlerce koltuk vardı. Bugün o koltuklardan hiç biri boş değildi, ağzına kadar insan dolup taşıyordu. İnsan kaynayan manzara, görebileceğiniz en uzak noktaya kadar uzanıyordu. Bu kalabalık, biraz sonra yapılacak olan Av’ın, Qingyang Şehrinin en önemli etkinliği olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

Lin ailesi, Yaratık Arenasının merkezine giden yolda Lin Zhentian’ı takip etti. Arena muhteşem bir manzaraya sahipti, balta girmemiş ormanın her kıyısını görebilir, devasa sahnenin üzerinde olanları dikkatle inceleyebilirdiniz.

Bu kısma sadece isim yapmış gruplar girebiliyordu. Lin ailesinin diğer gruplarla arası iyi olduğundan, arenaya adım atar atmazlar insanlar onları selamlamak için sıraya girdi. Lin Zhentin hepsini neşeli bir gülümseme ile yanıtladı.

Selamlaşma sona erdikten sonra, Lin Zehntian aile üyelerini oturmaları için bir yere götürdü. Xie ve Lei aileleri de yakınlarda oturuyordu. Lin ailesine bir bakış atmakla kaldılar. Ne kadar sakin görünürlerse görünsünler, niyetleri ‘yabancı’ Lin ailesini ezip geçmekti.

Lei ve Xie aileleri tarafından hiçe sayılan Lin Zhentian, aynı tavrı iade etti. Uzun yıllar boyunca aralarında hem soğuk savaş hem de yakın savaş gerçekleşmişti. Lin Zhentian’ın sahip olduğu teknik ve stratejiler olmasaydı, Lin ailesi Qingyang Şehrinin itleri tarafından çoktan şehir dışına kadar kovalanmış olurdu. Lei ve Xie aileleri Lin ailesinden hiç hoşlanmıyordu. Lin Zhentian’ın kalbindeki öfke ise, saf düşmanlık üzerine kurulmuş krallıklarını bile yıkacak türdendi.

Lin ailesi yerlerini aldıktan sonra, ün kazanmış diğer insanlar da yavaş yavaş gelmeye başladılar. Ortam giderek canlanıyordu.

Lin Dong, köşedeki taş koltukta oturmuştu. Gözlerini balta girmemiş ormanın derinliklerine dikmişti, kulağına vahşi yaratıkların ulumaları geliyordu zaman zaman.

Ama Lin Dong ormandaki yaratıklar hakkında endişelenmiyordu. Sahip olduğu güç sayesinde Şeytani Yaratık hariç tüm canlıları böcek gibi ezip geçebileceğinin farkındaydı.

Şeytani Yaratık, tüm yırtıcı hayvanlardan daha fazla dehşet vericiydi. Şeytani Yaratıklardan en az gelişmiş olanı bile, Eğitimli beden kullanıcılarının 7. Seviyesine ulaşmış olanları dahi öldürürdü. Gelişmiş Şeytani Yaratık ise, hem zekaya hem de enerji kullanımı tekniklerine sahipti. Karşısındakileri korkudan taşa çevirecek bir ölüm makinesi.

Şeytani Yaratıklar genellikle devasa dağların derinliklerinde saklanırlardı. Burada çok fazla insan bulunduğundan Şeytani Yaratığın ortaya çıkma olasılığı çok azdı. Bu yüzden bu Av’da en büyük tehlike insanlardı. Katılımcıların etiketlerini koparmak için yapmayacakları şey yoktu.

Elbette ki yapacakları çirkin hileler, gerçek bir kullanıcı karşısında işe yaramazdı. Lin Dong bu seviyede bir öz güvene sahip olmak için çalışmış ve sahip olduğu güce ulaşmıştı.

Lin Dong balta girmemiş ormanın, kuş bakışı haritasını kafasında çizmeye çalışırken, Yaratık Arenasındaki atmosferin birden değiştiğini fark etti. Başını çevirince büyük bir insan kalabalığının bu bölüme girmekte olduğunu gördü. Hepsinin göğsüne aynı sembol işlenmişti.

“Hiddetli Bıçak Dojosu!”

Qingyang şehrinde en hızlı gelişen grup. Hiddetli Bıçak Dojosu ortama girince, birçok meraklı göz üzerlerine çevrildi.

Lin Dong da Hiddetli Bıçak Dojosu’nun üyelerini süzüyordu, öndeki figürü görünce bakışlarını ona kilitledi. Eğri büğrü, yüzünde duygudan eser taşımayan bir adamdı bu. Yüzündeki bıçak yarası izleri ona tehditkar bir hava katıyordu. Belinde, siyah kumaşa sarılmış uzun bir bıçak vardı.

“Bu adam Hiddetli Bıçak Dojosunun Lideri, Deli Yıldırım Bıçak Luo Cheng. Hiddetli Bıçak Dojusunun bu kadar hızlı gelişebilmesi, onun sayesinde. Eğer yanılmıyorsam Göksel Yuan Gücü kullanıcısı. Aslında bakarsan, Göksel Yuan Gücünün en üst seviyelerine ulaşmış olmalı. Yuan Dan’a ulaşmasına yalnızca bir adım kaldı. Tüm Qingyang Şehrinde ona kafa tutabilecek anca bir iki kişi çıkar.” Lin Xiao, Lin Dong’un kulağına fısıldadı.

Lin Dong şaşkınlıkla başını salladı, Luo Cheng’in bu denli güçlü olacağını tahmin etmemişti. Qingyang Şehrine gelip de Hiddetli Bıçak Dojosu’nu kurmayı ilk planladığında Lei ve Xie aileleri buna karşı çıkmak istedi. Bu yüzde Lei Bao’ya meydan okudu. Lei Bao’nun 3 yumruk tekniğini yüzüne yedi ve Lei Bao’nun göğsünde bir bıçak izi bıraktı. Hayatını riske atmaktan çekinmemesi ve kararlığı Lei ve Xie ailelerinin tüylerini diken diken etti adeta. Bu yüzden geri çekildiler.”

“Hehe heh, Luo Cheng çok öfkeli ve oluşabilecek her tehdide karşı önceden hazırlıklı. Lei ve Xie aileleri şimdi Hiddetli Bıçak Dojosu’na fazla bela olamıyorlar. Karşında dikilen adamlar, bir avuç inatçı düzenbaz.”

Lin Dong sessizce başını salladı. Luo Cheng de Lin Zhentian gibi ailelerini yoktan var eden adamlardı. Ama her ikisi de şuan sahip olduklarını pozisyona ulaşmak için farklı yollar seçmişlerdi ve farklı mizaçlara sahiptiler. Luo Cheng yılmayan ve soğuk bir kişiliğe sahipti, Lin Zhentian ise kendini geliştirmeye devam ederken sahip olduğu gerçek gücü gizleyen biriydi. Her ikisi de gerçekten yetenekli adamlardı.

Lin Dong ve Lin Xiao kendi aralarında fısıldaşırlarken, Hiddetli Bıçak Dojosu onlara yaklaştı. Lin Zhentian ayağa kalktı ve gülümsedi, avuçlarını birleştirdi ve Luo Cheng’i saygıyla selamladı. Luo Cheng’in genellikle ifadesiz duran yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. her iki grup da Xie ve Lei aileleri tarafından dışlandığı için birbirlerine olan yakınlıkları artmıştı. Böylece arkadaş canlısı bir ilişkiye sahip olmuşlardı.

“Heh beklediğim gibi, bu sene Av’a katılmışsın.” Luo Cheng ve Lin Zhentian selamlaşırken, birisi Lin Dong’a doğru yürüdü. Bu Wu Yun’du, ikisi pazarda tanışmışlardı.

Lin Dong, Wu Yun’a karşı iyi hisler besliyordu, yüzünde parlak bir gülümseme belirdi ve başını salladı.

“Av başlayınca, senin için de uygunsa müttefik olmalıyız. Lei Li’nin, Xie Yingying ile birlik olacağına hiç şüphe yok ne de olsa.” Wu Yun güldü.

Wu Yun’un önerisini duyan Lin Dong gülümsedi ve onaylar biçimde başını salladı.

“Bu daha önce bahsettiğin Lin Dong mu? Lei Li’nin yumruğuna karşı koyabilen genç?” kenarda Lin Zhentian ile sohbete dalan Luo Cheng, bakışlarını Lin Dong’a çevirdi ve sordu.

“Lin Dong Hiddetli Bıçak Dojosu Liderine saygılarını sunar.” Lin Dong saygıyla selamlarken başını indirdi.

Luo Cheng’in keskin bakışları Lin Dong üzerinde gezindi ve başını salladıktan sonra şöyle dedi: “İyi bir fide, Lin ailesi çok şanslı.”

Bu sözleri duyan Lin Zhentian sakalını okşamaya başladı, yüzü gülümsüyordu. Luo Cheng’in yüksek beklentilere sahip olduğunu ve zor beğendiğini biliyordu. Kolay kolay böyle bir söz söylemezdi.

Luo Cheng çok fazla kelime sarf eden birisi değildi, genelde sessiz kalmayı tercih ederdi. Kısa bir sohbetten sonra veda etti ve Hiddetli Bıçak Dojosu üyelerini yerlerine götürdü.

Luo Cheng, başından beri Lei ve Xie ailelerine bakmamıştı bile, onlara selam vermeye hiç niyeti yoktu. Lin Zhentian bile onlara nadiren selam verirdi, bu Luo Cheng’in yapacağı bir şey değildi.

Hiddetli Bıçak Dojosu’nun gelişiyle, Qingyang Şehrinin önde gelen 4 grubu da tamamlandı. Güneş yavaşça zirveye yükseliyordu, Lei Bao ayağa kalktı ve çökmüş gözleriyle etrafı inceledi. Soğuk bakışlarının altında, yaratık arenasındaki curcuna Lei ailesinin varlığını kanıtlayacak şekilde sessizleşti.

“Herkese selam olsun, bu gün Qingyang Şehrinde en kalabalık gün. Av’ın kurallarını basitçe özetleyecek olursak, 10 adet etiket toplamayı başaranlar, devasa sahneye çıkmaya hak kazanırlar. Av’ın gerçek kazananı bu sahnede belirlenecektir.”

Lei Bao’nun, Yuan Gücüyle kuvvetlenmiş sesi yaratık arenasında yankılandı, arenada bulunan herkes, Lei Bao’nun sesini açık ve net bir şekilde duyabiliyordu.

“Etiketler, aileler tarafından sağlanmış bulunmaktadır. Her aile bu Etiketleri, Av’a katılacak olan gençlere dağıtsın. Dağıtım tamamlandıktan sonra, herkes arenaya girecek ve Av başlatılacaktır!”

“Dong-er, bu Etiketi al ve çok dikkatli ol!” Lin Xiao, Lin Zhentian’a bakıp vereceği işareti bekledi. Yaşlı adam işaret verince, Lin Xiao giysilerinin arasından, sarı ve siyaha benzeyen tahta bir parça çıkardı. Tahta parçanın üzerine, ‘Lin’ kelimesi ve bazı semboller kazınmıştı.

Lin ailesi üyelerinin imrenen bakışları altında, Lin Dong etiketi aldı. Lin Zhentian’ın etiketi daha önce Lin Xiao’ya teslim etmesi, Lin Dong’un, Av’a katılmasına ve Lin ailesi için savaşmasına karar verdiğinin göstergesiydi.

Lin Dong tahta parçasını kıyafetlerinin arasına sıkıca bağlarken, hafifçe başını salladı. Vakit kaybetmeden, dağdan inen insanlara baktı, Yaratık Arenasına doğru gidiyorlardı. Derin bir nefes aldı ve iki adım atarak platformun ucunda dikildi.

Lin Dong gitmeye hazırlanırken, Lei Li ve Xie Yingying de bir araya gelmiş arenaya doğru gidiyorlardı. Lei Li piç bir sırıtış takınmıştı, Lin Dong’a bakarken havaya kaldırmış olduğu başparmağını yere doğrulttu. Dudaklarından birkaç kelime döküldü.

Sesini duyamasa da, Lin Dong dudaklarından dökülen kelimeleri tanımıştı. Lei Li şunları söylemişti: “Borçlarını ödemenin vakti geldi.”

Lei Li’ye bakan Lin Dong aynı şekilde gülümsedi, birkaç kelime sarf ettikten sonra arkasını döndü, platformdan atladı ve Yaratık Arenasına doğru yol aldı.

Lin Dong’un gidişini izleyen Lei Li gözlerini kıstı. Alayla küçük bir kahkaha attı, gözleri buz gibi bir ışıkla parlıyordu. Lin Dong’un sesini duymasa da, ne dediğini gayet iyi anlamıştı.

Lin Dong şöyle demişti: “Seni bekliyor olacağım!”