Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

Lin Xia ve diğerleri Lei Li’nin nihayet gittiğini görünce rahat birer nefes aldılar. Lin Dong az önce şaşırtıcı bir güç sergilemiş olsa da, efsanevi Lei Li karşısında şansı olmadığını biliyorlardı. Bu yüzden kavgadan kaçınmak en iyisi olurdu.

“Hehe, Lin Xia, Lin ailesinde de bir dahi ortaya çıkmış sonunda ha!” Lei Li’nin gidişini izledikten sonra Wu Yun gözlerini Lin Dong’a dikti. Daha sonra Lin Xia’ya baktı ve gülümsedi.

Lin Xia cevap olarak gözlerini devirdi. Sonra da Lin Dong’un omuzlarını sıvazladı. Yüzünde gururlu bir ifade ile şöyle dedi: “Tabii. Lin Dong’un bu hızı göze alınırsa, hepinizi kolayca geçebilir.”

Lin Dong, Lin Xia’nın ona ne kadar çok güvendiğini görünce başını iki yana salladı. Gülümsedi ve Wu Yun’a döndü “Bugünkü yardımın için teşekkürler”

Wu Yun’un birden bire gelip de ortalığı karıştırmasının asıl nedeninin, Lei Li’yi Lin Dong’a saldırmaktan alıkoymak olduğunu biliyordu. 

“Teşekkür etmene gerek yok. Sonuçta hepimiz Lei Li’den nefret ediyoruz. Onun acı çekmesini sağlayabileceksem, mutlulukla araya karışırım.” Wu Yun gülümsedi ve elini bir şey değil anlamında salladı. Lin Dong’un önünde güç gösterisi yapmamıştı ama Lei Li ile nasıl konuştuğunu düşününce ondan çok daha güçlü olduğu anlaşılıyordu. 

Lin Dong gülümsedi. Hiddetli Bıçak Dojosu’nun, Lei ve Xie aileleriyle arasının bozuk olduğu kesindi. Bu durum Lin ailesinin işine gelirdi. Bu üç büyük grup birleşse, Lin ailesini mutlaka ezip geçerlerdi.

“Hava kararıyor. İlk ayrılan biz olacağız. Haha Lin dong, seninle Av’da görüşürüz. Umarım iyi bir karşılaşma olur.”

İkisi bir süre konuştular ve Wu Yun gülerek ayrılırken el salladı. Arkadaşlarını da yanına alıp gitti.

“Hadi biz de kaçalım.”

Ortalığın boşaldığını gören Lin Dong, Lin Xia ve diğerlerine gidelim demek için döndü.

“Olur!”

Az önceki geçici çarpışmadan sonra Lin Xia ve diğerleri daha fazla oyalanmak niyetinde değillerdi, hemen başlarını sallayıp kabul ettiler. İnsan kalabalığı meraklı bakışlar altında olay yerini terk etti.

…

Lin ailesi evine gelince, Qing Tan ve Lin Dong yalnız kalmak için küçük tepelerine çıkmadılar bu sefer. Ayın sonu gelmişti ve Aile Toplantısının vakti gelmişti. Bu toplantıda ay boyunca olan olaylar konuşulur, raporlar verilirdi. 

Lin Dong önceden Aile Toplantısına davet edilmezdi. Ama Aile Yarışması yapıldığından beri Lin ailesinde sahip olduğu ün artmıştı. Böylece Aile Toplantısına ona ayrılan bir koltuğa sahip olmuştu.

Gökyüzünde asılı duran koca bir ay vardı, ay ışıkları toprağın üzerini örtüyor, dünyayı tıpkı bir zarf gibi sarıyordu.

Lin ailesinin arka bahçesi çok fazla kalabalıktı, onlarca insan bir masa etrafında toplanmış konuşup gülüşüyorlardı.

Lin Dong sol köşede, Lin Xia, Lin Hong ve diğer önde gelen gençlerin oturduğu bölümde oturuyordu.

Aile Toplantısının Lin Dong’a en çok zevk veren kısmı ise sonunda Lin Xiao’yu görebilmiş olmasıydı. Lin Xiao Alevli Malikane’yi yönetmekle çok meşguldü.

Lin Zhentian masanın başına oturmuştu. Yaşlı adam şu anda Lin Xiao ile konuşuyor ona da Alevli Malikanede neler olup bittiğini soruyordu. Küçük bir konuşmadan sonra, yaşı adam memnuniyetle başını salladı sonra da neşeyle Lin Dong’a baktı.

“Bugün kulağıma birkaç haber geldi. Görünüşe göre bizim gençler Xie ailesinin gençleriyle biraz çarpışmış. Kavganın sonlarına doğru Lei Li’nin bile ilgisini çekmişler”

Herkes Lin Zhentian’a pür dikkat kesilmişti. Bu sözleri duyan bazı ebeveynler yüz ifadeleri karardı ve sinirle çocuklarına baktılar. 

Bu tür olaylar sıkça olurdu. Ama her seferinde bu çocuklar kuyruklarını bacaklarının arasına kıstırır geri dönerlerdi, aileleri bu durum karşısında hayal kırıklığına uğrardı. Sorumluluk alan ebeveynler diğer çocukların aileleri ile konuşmak istediğinde genelde başarısız olurlardı çünkü maalesef bu durumu göz ardı eden çok kişi vardı. 

“Baba, bu olayın sorumlusu büyük ihtimalle kızım Lin Xia’dır. Eve gidince ona dersini vereceğim.” Kenarda oturan Lin Ken gürledi.

“Haha, endişelenmene gerek yok. Bu sefer ailemizi utandırmadılar.”

Lin Zhentian gülümsedi ve ellerini iki yana salladı. Yaşlı adam çok mutlu görünüyordu. Neşeyle sözlerine devam etti: “Görünüşe göre küçük Lin Dong babası Lin Xiao’dan daha yetenekli çıktı. Eğitimli Bedenin 7. Seviyesindeki kullanıcıların hakkından geldiği gibi Lei Li’nin hamlesine de karşılık vermeyi başarmış. Bu övgüye değer bir başarı.”

“Öyle mi?”

Bu sözleri duyan kalabalık biraz şaşırmıştı. Lin Xiao da çok şaşkındı, Lin Dong’un Lei Li’ye karşı çıkabileceği aklının ucundan geçmemişti.

“Bu doğru mu?” Lin Xiao kendine engel olamayıp sordu.

Kalabalık merakla onu izliyordu, Lin Dong kendisini başını sallamaya zorladı ve cevap verdi: “Delip Geçen Yumruğu kullandım, Lei Li ise hiçbir Dövüş Sanatına başvurmadı. Berabere kalmak olarak bile sayılmamalı.”

“Ama Lei Li Eğitimli Bedenin 9. Seviyesine uzun zaman önce ulaşmıştı. Aradaki boşluğu kapamak için Delip Geçen yumruğu kullanman şaşırtıcı.” Lin Ken gülümseyerek konuştu.

“Lin Dong Eğitimli Bedeninin 8. Seviyesine ulaşmıştı değil mi?” Lin Zhentian’ın ağzı kulaklarına varıyordu.

Lin Dong gizlice iç çekse de başını salladı.

“İyi, bu iyi bir şey torun. Lin ailemizde nihayet Lei ailesine karşı çıkabilecek bir dahi çıktı!” Lin Zhentian, Lin Dong’un onayladığını görünce kahkahalara boğuldu. Lin Ken ve Lin Xiao da gülüyordu ama Lin Mang’ın yüzünde kafası karışmış bir ifade vardı.

“Şehir avına sadece 4 ay kaldı. Bu zaman içinde elinden gelenin en iyisini yapmalısın. Eğer bir şeye ihtiyaç duyarsan, istemekten çekinme. Benim olan her şey senindir!” Lin Zhentian gülerek konuştu ve sakallarını okşadı.

Bu sözleri duyan kalabalık hayrete düşmüştü. Lin Zhentian’ın sözleri, Lin Dong’a en değerli üye olarak muamele edeceğine işaret ediyordu. Tıpkı geçmişte Lin Xiao’ya yaptığı gibi.

Lin Xia ve diğerlerinin yüzünde bir imreniş söz konusuydu. Ama Lin Dong’un son zamandaki başarıları taklit edilemez başarılardı gerçekten de.

“Teşekkürler büyükbaba”

Kalabalığın bakışlarını gören Lin Dong, söze dökmese içinden başını iki yana sallamak geçiyordu. Taş Tılsıma sahip olduğu için Lin ailesinin sahip olduğu kaynaklar ona yetersiz geliyordu.

Tabii ki de onlara bundan bahsetmeyecekti. Dahası, Lin ailesinden bir şeye ihtiyacı olmasa da ara sıra bir şeyler istemeye karar vermişti. Taş Tılsımın ona sağladığı hızın kimsenin kalbine şüphe düşürmesini istemiyordu.

Lin Zhentian ellerini salladı ve Lin ailesiyle diğer meseleler hakkında tartışmaya devam etti. Lin ailesi toplantısı nihayet sona ermişti.

Lin Zhentian ayrılırken bile net ve neşeli bir kahkaha duyulabiliyordu. Lin Dong, yaşlı adamın tüm umutlarını kendine bağladığını görünce yumruklarını sıktı. Bir zamanlar tüm umudunu Lin Xiao’ya bağlamıştı.

“Merak etme büyükbaba. İsteğini yerine getireceğim!”

Lin Dong kendi kendine mırıldandı. Başını kaldırdı, yüzünde soğuk bir gülümseme belirdi.

“Tabii… Bir de şu Lin Langtian var…”