Bölüm 33: Xie Ting

avatar
5050 7

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 33: Xie Ting


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

 

“Buraya eğlenmek için gelmiştik. Sonra da Xie Ailesinin puştlarıyla karşılaştık işte. Lin Xia küçük bir biblo almak istedi ama bahsi geçen puştlar bilerek tantana çıkardılar. Lin Xia o kadar sinirlendi ki kendine engel olamayıp kavga başlattı…”

“Xie ailesinin başında duran kişi de o sefil yaratık Xie Ting’miş şansımıza. Xie Yingying’in kız kardeşi işte, Eğitimli Bedenin 7. Seviyesindeymiş. Sayıca bizden fazlalardı…  Ortaya çıkan kargaşa içinde o sefil yaratık Lin Xia’ya bir tokat geçirme fırsatını yakaladı.”

Üçlü ilerideki geniş binaya doğru koştular. Lin Shan olan her şeyi detaylarıyla açıklamıştı, konuşurken yumruklarını sıkıyordu. Kızgınlığı hareketlerinden açıkça okunuyordu.

Lin Dong’un siniri bozuldu, Xie ailesinin üyeleri dizginlenemeyen türdendi. Lin Xia-jie bir kadındı ve yüzüne vurmak çizgiyi aşmak anlamına geliyordu.

“Xie ailesinin üyeleri cidden tiksindirici.” dedi Qing Tan. Kendi aralarında ne yaşanmış olursa olsun böyle bir durumla karşı karşıya kalınca, Lin ailesinin üyeleri olarak yan yana durmalı, birbirlerine deste olmalıydılar.

“Biraz daha acele edelim hadi.” Lin Dong başını salladı ve hızlandılar.

Yapının derinliklerinde moloz ve çakıllarla kirlenmiş geniş bir alan vardı. Alanın etrafında ise oldukça popüler dükkanlar yer alıyordu. Her türden iksirler, silahlar hatta Dövüş Sanatları el kitapları ve kristaller bile satılıyordu.

Bu alan pazardaki üst düzey yerlerden biriydi. Buraya gelenler genelde Qingyang Şehrinin önde gelen isimleri olurdu. Bahsi geçen dakikada ise açıklık alanın etrafında daire oluşturmuş bir kalabalık vardı, dairenin içindeki iki gruba gözlerini dikmişlerdi.

Gruplardaki üyeler bayağı gençti ama oluşturdukları atmosfer kesinlikle etkileyiciydi.

Xie ailesi de Lin ailesi de Qingyang Şehrinde isim yapmış gruplardı. İnsanlar Lei ve Xie ailelerinin son zamanlarda Lin ailesini yerin dibine gömmeye çalıştığını biliyordu. Bu yüzden gençlerin kapışmasına şaşırmamışlardı.

Xie ailesindeki genç grubun başındaki yuvarlak yüzlü kumral kız alayla emretti: “Lin Xia, Tilki Kristali Gerdanlığını hemen bana ver, yoksa elimden kurtulmana izin vermeyeceğim.” Zarif giysiler giymişti, grubun önünde gururla dikiliyordu. İnce dudakları haşin bir hava yayıyordu.

“Sana mı vereyim?” Lin Xia karşısında dikilen kıza bakarken öfkeyle burnundan soluyordu. Yanağında hafifçe kızarmış bir el izi vardı, diğerleriyle savaşırken o orospu çocuğu kurnazlık edip yüzüne vurmuştu.

Lin Xia kar beyaz gerdanlığı sert bir hareketle kopardı. Bu gerdanlığın sadece bir aksesuar olduğunu biliyordu, Xie Ting gibi biri böyle bir eşyayı umursamazdı bile. Onun tek amacı ortalığı karıştırmaktı.

Lin Xia’nın beklediği tepkiyi verdi, Xie Ting şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdıktan sonra alayla gülümsedi: “Vay be cidden de inatçısın ha. Sana gününü göstermem gerecek sanırım.”

“Bu kadar küstah olma Xie Ting.” Lin Xia’nın arkasında duran Lin Hong bağırarak konuştu. Az önce bir kavgadan çıkmış gibi üstü başı dağınıktı.

“Öf siz neye yararsınız ki? Sevgili Xie ailemizin bağışlayıcılığı olmasaydı Qingyang Şehrinde sağ kalabilir miydiniz?” Bu sözleri söylerken Xie Ting’in dudaklarının kenarları kıvrıldı, onları aşağıladığı için mutlu olmuştu.

“Hehe, bırak da şunların canlarına okuyalım. Bir daha ki sefere efendilerinin kim olduğunu unutmazlar.” Xie Ting’in yanında duran sarı kıyafetli genç adam garip biçimde kahkaha attı.

“Doğru” sarı kıyafetli çocuk sözlerini bitirince, arkalarda duran bir genç de ona katıldı ve güldü. Görünüşe göre bu iki genç Xie ailesinde bir çekiciliğe sahipti.

Konuşmalarına tanık olan Lin Hong’un yüz ifadesi karanlıklaştı. Kendi taraflarında Eğitimli Bedenin 7. Seviyesine ulaşmış tek kişilerin kendisi ve Lin Xia olduğunun farkındaydı. Diğer tarafta ise 7. Seviyeye ulaşmış 3 kişi vardı. Kapışsalar kaybeden taraf Lin Xia’nın tarafı olurdu.

“Güzel, şunlara bir ders verelim de yerlerini bilsinler, dağdan gelen bağdakini kovamaz.” Xie Ting küçük bir şeytan gibi gülümsedi, bakışlarını Lin Xia’dan ayırmıyordu.

Xie Ting’in kabul ettiğini gören gençler heyecanlanıp coşkulanmaya başladılar, Lin ailesi grubuna düşmanca bakışlar atıyorlardı.

“Saldır!”

Xie Ting ve diğer iki gencin bedenleri biranda sarı bir ışıkla parlamaya başladı. Üçü Lin Xia’ya doğru koşarken diğerleri de rakibin diğer üyelerine saldırıyorlardı.

Üçünün kendilerine doğru saldırıya geçtiğini gören Lin Xia ve Lin Hong’un yüzleri düştü. Üçe karşı iki, acı çekmeleri kaçınılmazdı.

“Swoosh!”

Üçlü tam da Lin Hong ve Lin Xia’nınn yanına ulaşmıştı ki, yan taraftan gelen bir ses yankılandı. Üç kaya parçasının güm sesleriyle kendilerine doğru yuvarlandığı görünce kenara çekildiler.

“Bu kim lan?!”

Üçlünün kaşları çatıldı, böyle bir manzarayla karşılaşmayı beklemiyorlardı. Bakmak için kafalarını çevirince kendilerine doğru koşan 3 kişi gördüler. Gurubun önünde dayak yedikten sonra ortadan kaybolan Lin Shan vardı.

“Lin Dong!”

Lin Xia ve Lin Hong, Lin Shan’ın arkasından geleni görünce aynı anda haykırdılar. Gözleri aniden mutluluk doldu.

“Siz iyi misiniz?” Lin Dong grubun liderliğini alarak sordu. Lin Xia’nın yanağındaki kırmızı el izini görünce sinirlendi ve kaşları çatıldı.

“Lin Dong mu? Lin ailesinde birden bire yükseliş gösteren çocuk sen misin?” dedi Xie Ting, Lin Dong’u tepeden tırnağa inceliyordu, dudakları bu defa aşağı doğru kıvrıldı.

“Neden buradasın sen?” kısa bir mutluluk anı yaşayan Lin Xia yeniden endişelenmeye başladı. Lin Dong gelmiş olsa da bir çıkmazın içindeydiler.

“Buraya gezmeye gelmiştik ama sonra Lin Shan’la karşılaştık.” Lin Dong gülümseyerek cevapladı. Geldiğinden beri yüzünü o kendini beğenmiş Xie Ting’e çevirmemiş ve sorularını yanıtlamamıştı.

Lin Dong’un hareketleri, Xie Ting’in öfkelenmesine sebep oldu. Ciddiye alınmamaya alışık değildi. Öfkeden köpürüyordu ki arkasında duranlardan biri kulağına fısıldadı.

“Hey, onu önemli biri sanmıştım ama görüşüne göre o şu engelli Lin Xiao’nun oğlu.”

Xie Ting alayla gülümsedi. Lin Dong hiç kıpırdamadan duruyordu, sonra Xie Ting’in yüzüne bakmak üzere başını çevirdi ve kahkahalara boğuldu. İleri doğru bir adım attı ve Xie Ting’e yaklaştı.

“Dikkatli ol!” Lin Dong’un davranışını gören Lin Xia onu uyardı. Rakibi Eğitimli Bedenin 7. seviyesine ulaşmış 3 kişiydi sonuçta.

“Heh heh şu Lin ailesinin sözde dahisini test edelim bakalım söyledikleri gibi miymiş.” yakınlaşan Lin Dong’a gözünü dikmiş bakan sarı kıyafetli genç kendine hakim olamayıp alay edercesine sırıttı. Hızla ileri atıldı ve avucunun ortasında bir ışık huzmesi oluştu.

“Güm!”

Sarılar içindeki genç Lin Dong’a hamle yapmaya hazırlanırken bir güm sesi duyuldu be genç kalabalığın şaşkın bakışları altında geriye savrulup yere yapıştı.

Sarılar içindeki üzgün gence bakanların gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuştu. Etraf da toplanıp onları izleyen herkes bakışlarını Lin Dong’a çevirdi, Eğitimli Bedenin 7. Seviyesine ulaşmış bir kullanıcıyı hiçbir şey değilmişçesine kolayca yere sermişti. Lin ailesinde yenice ortaya çıkan dahi çocuk, söyledikleri kadar varmış demek ki.

“Xie Zhen!”

Lin Dong’un sarı kıyafetli çocuğu elinin tersiyle tek hamlede yere serdiğini görünce, Xie ailesi üyelerinin yüzlerinde ifade çabucak değişti.

“Xie ailesinin üyelerinden biriye saldırmaya cüret ettin! Az önce ölüm fermanını imzaladın çocuk!” gruptaki diğer 7. Seviye kullanıcı da hiddetle ileri atıldı, az önce olanlara inanmakta zorluk çekiyordu. Lin Dong’un bir hamlesiyle o da yerin dibini boyladı.

“Hsss…”

Bu defa onları izleyen insanlar nefeslerini tutuyordu. İlk seferi şans eseri meydana gelmiş olsa da ikince defa kesinlikle tesadüf olamazdı…

“Eğitimli Bedenin 8. Seviyesi…”

Lin Xia, Lin Hong ve diğerleri dehşete düşmüş bir ifadeyle Lin Dong’a bakıyorlardı. Eğitimli Bedenin 7. Seviyesine ulaşan bir kullanıcıyı böyle kolayca yenmiş olması tek bir şeye işaret ediyordu; Lin Dong 8. Seviyeye ulaşmıştı!

“Sen.. Amacın ne be senin? Kız kardeşim ve onun grubu da burada tamam mı. Öldüresiye dayak yemek istemiyorsan yanındakileri de al da defol git buradan!”

Lin Dong’un nasıl da çaba sarf etmeden iki kişiyi yendiğini ve aralarındaki mesafeyi kapattığını gören Xie Ting’in yüzü bembeyaz kesildi. Yine de başını dimdik tuttu ve öfkeyle Lin Dong’ baktı. Lin Dong’un kendisine dokunmaya cüret edebileceğine inanmıyordu!

Karşısında duran soluk ve yuvarlak yüze bakan Lin Dong buz gibi bakışlar attı ve kahkahaya boğuldu. Elini kaldırdı.

“Dur!”

Lin Dong elini kaldırır kaldırmaz keskin ve net bir ses yükseldi. Lin Dong’un yüzüne güçlü bir rüzgar çarptı.

“Pa!”

Ses yankılanmaya devam ediyordu ki Lin Dong’un yüz ifadesi karardı. Herkes ona inanamayarak bakarken, Lin Dong elini hızla hareket ettirdi ve Xie Ting’in yüzüne bir tokat indirdi. Fırtına gibi yankılanan bu ses ortalığı sessizliğe bürüdü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr