Bölüm 17: Akrep Kaplanı

avatar
5443 9

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 17: Akrep Kaplanı


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

 

Ruhsal Etki alanının karanlığında dans eder gibi görünen iki parıldayan gölge vardı, sırayla el ve yumruk hareketlerini tekrarlıyorlardı.

Lin Dong, dikkatini ikinci parıldayan gölgeye verdi,  bu gölge Lin Xiao’nun bugün öğrettiği Sekizli Yok Ediş Tokat’ını sergiliyordu.

“Taş Tılsım gerçekten de muhteşem. Anılarımdan yola çıkarak öğrendiğim şeyleri eşsiz bir şekilde oluşturuyor. Ayrıca hamleleri de mükemmelleştiriyor…”

Lin Dong bu durumun akıl almazlığına şaşırıp kalmıştı. Bu mistik güçlerin varlığına inanması oldukça zordu, ama gördüklerine inanmaktan başka seçeneği yoktu.

Taş Tılsımın gizemini çözemediği için eğitimine odaklanmayı tercih etmişti. Taş Tılsım ona zarar vermiyordu sonuçta, niye bu konu üzerinde kafa patlatsın ki?

Lin Dong parıldayan gölgenin Sekizli Yok Edici Tokat’ı sergilemesini pür dikkat izliyordu. Sekizli Yok Edici Tokat, gaddarlığı ile bilinirdi. Basit gözüküyordu ama her hamlede canavarımsı bir güç saklıydı.

Parıldayan gölgenin Sekizli Yok Edici Tokat’ı tekrar tekrar sergilemesine dalıp giden Lin Dong, daha iyi odaklandıkça kaşlarını çatıyordu. Parıldayan gölge Sekizli Yok Edici Tokat hareketlerini sergilerken, kuvvetli rüzgarın, zarif vuruşlar sayesinde ortaya çıktığını anladı. Zariflik ve güç muazzam bir uyum içinde harmanlandığında ortaya çıkan kuvvet, karşısına çıkabilecek her türlü rakibi yok ederdi.

“Hamlelerde birkaç düzenleme yapınca, Sekizli Yok Edici Yumruğun saldırgan doğasına gerçekten de zarif vuruşlar karışabiliyor. Taş Tılsım sahiden muhteşem.”

Lin Dong Taş Tılsıma hayret etti. Bu Dövüş Sanatları alt kategoriye aitti ama oldukça yetenekli kullanıcılar bu hamleleri bile düzenleyip geliştirebiliyordu. Taş Tılsım bir insan değildi gerçi…

“Saldırgan ve zarif vuruşları harmanlamak Sekizli Yok Edici Tokat’ın gücünü arttırır. Düzgün yapılırsa, Delip Geçen Yumruğun gücüne bile rakip olabilir. Bunu başarması kesinlikle çok yorucu bir savaş olacak”

Lin Dong böyle bir şey için kendini hazırlamıştı bu yüzden cesareti kırılmadı. Parıldayan gölgeyi izlerken gözleri şehvetle parlıyordu, Sekizli Yok Edici Tokat’ın başlangıç pozisyonunu aldı ve çalıştı…

Kendini çalışmaya vermişti, zaman parmakların arasından kayıp giden kum taneleri kadar hızlı geçti. Yarım ay göz açıp kapayıncaya kadar geçivermişti.

Geçen birkaç ay içinde Lin ailesindeki herkes yoğun bir çalışma içerisindeydi. Sorun çıkaran baş belaları bile aileleri tarafından sıkı çalışmaya zorlanıyordu. İki ay sonra yapılacak olan Lin Ailesi Yarışı, Lin ailesinin her üyesi için büyük bir önem taşıyordu.

Bu yarışmada fark yaratmayı başarabilenler hem harika bir muamele görecek hem de başaranların aileleri havai fişek gibi yükselen bir üne kavuşacaktı. Bu yüzden tüm ebeveynler çocuklarının yarışmada iyi bir performans göstermesini diliyordu.

Bu yarım aylık zaman içinde, Lin Dong’un kemiklerinin derinliklerinden gelen yanma hissi arttıkça arttı. Ama Yuan Gücü hala tomurcuklanmamıştı, bu olay Lin Dong’un boynunu büküyordu.

Yine de Sekizli Yok Edici Tokat’ı çalışırken huzur buldu. Parıldayan gölgenin rehberliği sayesinde Sekizli Yok Edici Tokat’ta ustalaşmasına çok az kalmıştı. Saldırgan ve zarif hamleleri çok iyi harmanlayamıyordu ama Sekizli Yok Edici Tokat’ı sergilediğinde ortaya çıkan kuvvet muazzamdı.

Lin Xiao, tamamen iyileşmişti. Bir kaç günlük terbiyeden sonra, Yin İncilerinde bulunan Yin Enerjisini de bedenine geçirmeye başlamıştı. Lin Dong babasının dış görünüşüne bakınca pek değişen bir şey fark edemese de, Lin Xiao’nun gücünün dağlar taşlar kadar arttığını sezebiliyordu.

Hızı göze alınınca Göksel Yuan Gücüne ulaşmasına çok az kaldığı belliydi.

Lin Dong balta girmemiş ormanın içinde genişçe bir ağacın tepesine tırmanmış, dikkatle ormanı inceliyordu. Vücudu kan lekeleriyle kaplıydı, etrafına kan kokusu yayılmıştı.

Bu taze kan Lin Dong’un değil avladığı yırtıcı yaratığın kanıydı. Geçen 2 hafta içinde Lin Dong iliklerinde bir şeylerin tomurcuklanmaya hazırlandığını hissedebiliyordu. Ama ne kadar sıkı çalışırsa çalışsın, son engeli aşmayı başaramamıştı.

Lin Dong çaresiz kalınca, yeteneklerini vahşi doğada denemekte karar kılmıştı, Yuan Gücünün Tohumlarının gerçek bir dövüş sırasında doğacağını umuyordu. Bu sayede hırsını test etmek için iyi bir şans elde etmişti.

Gerçekte çarpışacak birini bulamadığı için şansını yırtıcı yaratıklarda denemeye karar vermişti.

Birkaç gün içinde kendini Lin Dong’un ellerinde bulan birkaç tane yırtıcı yaratık olmuştu. Lin Dong önceden yaptığı dövüşlerde soğukkanlılık kazandığı için, yırtıcı yaratıkları öldürmeye alışmıştı.

“Hareket!”

Lin Dong hareketsiz kaldı, sonra birden ağaçtan atladı ve ok gibi fırladı. Ama karşısındaki yırtıcı hayvana bakınca korku içinde donakaldı.

“Akrep kaplanı!”

Bu kahverengi bir yaratıktı, vücudu bir kaplana benziyordu. Ama kuyruğu bıçak kadar keskindi ve aynı bir akrebi andırıyordu.

Akrep Kaplanı çelik gibi sert tüylerle kaplı vahşi bir hayvandı, bu yaratığı yere sermesi oldukça güçtü. Lin Dong yeni ‘rakibinin’ kim olduğunu anlayınca geri çekilmeyi düşündü.

Ama Lin Dong Akrep Kaplanını görür görmez, akrep kaplanı da Lin Dong’u görmüştü. Yaratık kan kırmızı gözlerini Lin Dong’a çevirdi, ayağa kalkarken yüksek sesle kükredi.

Yaratık ayağa kalkınca, Lin Dong gözünün ucuyla kristalize olmuş bordo renkli bir meyve gördü, tam da yaratığın arkasındaki ağacın altında duruyordu. Bu meyveden gelen hafif bir koku ortalığı sarmıştı.

“Bu… 3. Sınıf iksir olan, Kırmızı Kristal Meyve mi?”

Kırmızı Kristal Meyve gözlerine yansımıştı, Lin Dong soğuk havayı içine çekti. 3. Sınıf bir iksiri burada bulmuştu, şanslı gününde olmalıydı.

Lin Dong, Kırmızı Kristal Meyve’yi daha önce Qingyang Şehrinde görmüştü, bu meyve yüksek fiyata satılıyordu.

Bu rastlantı karşısında Lin Dong adım atmayı kesti. Bunu gören Akrep Kaplanı’nın gözlerinde öldürücü bir ifade belirdi. Yüksek sesle kükredi ve Lin Dong’a doğru savruldu.

Lin Dong hemen geri çekildi, yaratık kafasını kolu kalınlığında bir ağaca çarptı.

“Güm!”

Lin Dong yaratığın arkasına geçti ve yaratığın vücuduna sert yumruklar indirdi. Yumruklarının gücü yaratığı yere serdi. Ama yaratık hiç zarar görmüşe benzemiyordu.

“Oldukça sert bir deri…”

Lin Dong bu manzara karşısında donup kaldı. Bu yaratığı hafife aldığını anlamıştı.

“Rwaaar”

Akrep kaplanı yeniden ayaklandı ve şaha kalktı, güçlü kaplan bacaklarıyla Lin Dong’un göğsünü deşmek niyetindeydi.

“Pa Pa Pa…”

Ortalığı bir misk kokusu kapladı. Böylesine şiddetli bir saldırıya uğrayan Lin Dong işini şansa bırakamazdı. Lin Dong Delip Geçen Yumruğun son hamlesini yaratığın sırtına indirdi, 10 sert yankı duyuldu.

“Bum!”

Yumruk ve kaplan pençesi havada buluştu. Devasa ve minik beden zıt taraflara doğru savruldu. Lin Dong bir ağaca çarptı, ağzından taptaze kan akıyordu. Vücudunda dolaşan öfke yerini inanılmaz bir yanma hissine bıraktı. Lin Dong bu yanma hissiyle mücadele ederken, iliklerinde doğan gizemli gücün farkına vardı!

“Yuan Gücü Tohumu?!”

Lin Dong’un bedeni taşlaştı. Şoktan ağzı açık kalmıştı, vücudu heyecandan titriyordu. Lin Dong hayrete düşmüştü, Akrep Kaplanıyla olan çarpışması bir türlü tomurcuklanmayan Yuan Gücü Tohumunu ortaya çıkarmıştı!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44258 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr