Çevirmen: heisennibal

Ertesi gün şafak sökmeden önce Lin Dong, eğitimini bitirmişti. Bugün klan koleksiyonuna gidecekti. Bu konuyla çok ilgileniyordu. Lin Klanının kaynakları oldukça sağlamdı. Klan koleksiyonunun içinde sayısız büyülü eserin olduğu kesindi. Bunun yanında bir Ruh Hazinesi eksikliği çekiyordu. Bu yüzden klan hazinesine girme imkanıyla ne olursa olsun birçok avantaj elde edecekti. 

Lin Dong sakin bahçeye doğru ilerledi ve Kıdemli Lin Mu ile buluşması gereken yere giden yolu takip etti. Yolda birçok Lin Klanı üyesiyle karşılaşmıştı. Onu görenler yolu açarken gözlerinde takdir ve şaşkınlık hisleri vardı. Ama Lin Dong bu bakışları çok önemsemedi. Sağa döndü ve yürümeye devam etti. Karşısına bir eğitim alanı çıkmıştı.

Eğitim alanı, Lin Klanı üyelerinin her gün antrenman yaptıkları yerdi. Sabah çok erken bir saat olsa da birçok genç erkek ve kadın alıştırmalarını yapıyorlardı.

Lin Dong’un ani belirişi alanı sessizleştirmişti. O anda genelde kibirli olan klan üyelerinin yüzlerinde alışkın olmadıkları bir ifade oluşmuştu. Ama kimse dalga geçmiyordu. Dünkü epik savaştan sonra kibirleri sarsılmış olmalıydı. Lin Langtian gibi güçlü biri bile Lin Dong’u yenemediyse onlar nasıl yapacaktı?

Lin Dong’un da bu kişilerle uğraşmaya hiç niyeti yoktu, doğrudan geçip gitti. Yolu takip edip taş köşke ulaştığında Lin Mu’nun çoktan orada onu beklediğini gördü. Özür diler gibi gülümsedi; Lin Mu da sırıttı ve el salladı.

“Gel, beni takip et. Normalde klan hazinesi, Lin Klanında yasaklı bölge olarak geçer. Sadece Lin Klanına değerli hizmetler katan yetenekli kişilerin oraya girip hazine aramasına müsaade edilir. Klan hazinesinin içinde çok sayıda büyülü eser var. Bunlar Yüz İmparatorluk Savaşı’nda özel bir başarı gösteren atadan kalma. Tabi ki bazı güçlü Dünyevi Ruh Hazineleri de var. Onları elde edip edemeyeceğin senin kaderine bağlı.” Onlar Lin Klanının içine doğru yürürken Lin Mu da Lin Dong’a klan hazinesinden bahsediyordu. “Bugün Lin Langtian inzivaya çekiliyor. Eğer yanılmıyorsam ileri Dışavurum kademesine bir atılım gerçekleştirmeye çalışacak. Kaynaklarına bakılırsa zaten bu o kadar da zor olmaz. O an geldiğinde gücü de artacak,” dedi Lin Mu ciddiyetle. Sesi aniden değişmişti.

Dediklerini duyunca Lin Dong yavaşladı ve kafasını salladı. Eğer Lin Langtian’ın gücü artarsa bu onun için kötü olurdu. Şu an ikisi tam ucu ucuna eşleşiyorlardı bu yüzden Lin Langtian gücünü artırırsa bu Lin Dong için iyi olmazdı.

“Aurandan hissedebildiğim kadarıyla gelişim seviyen Dışavurum kademesine yarım adım. Klan hazinesine bu yolculuk senin için büyük bir şans. Bu fırsattan yararlanıp yararlanmayacağın ve Dışavurum kademesine resmi olarak ulaşığ ulaşamayacağın ise senin yeteneğine bağlı.”

“Hatırlatma için teşekkürler, kıdemli Lin Mu.” Lin Dong gülümsedi. Lin Mu’nun sözlerindeki teşvik etmeyi hissedebiliyordu.

Lin Dong’un cevabını duyduğunda Lin Mu kafasını salladı. Hiçbir şey söylemeden adımlarını hızlandırdı ve Lin Dong’u, Lin Klanının daha karmaşık yerlerine soktu. Yaklaşık yarım saat sonra klanın iç sığınağına varmışlardı.

Lin Klanının hazinesi klanın iç bölgelerinde konumlanmıştı. Dik bir uçurum vardı. O uçurumun kıyısında yürüyorlardı.

Uçurumun etrafında gösterişli köşkler vardı; gür ve yemyeşil bitkiler arasına gizlenmişlerdi ve zar zor fark ediliyorlardı. Etraf çok sakindi ama Lin Dong bu sakinliğin altında sayısız güçlü Lin Klanı savaşçılarıın varlığını hissedebiliyordu. Böyle sıkı bir güvenlik olmasından anlaşılıyordu ki burası Lin Klanının yasaklı bölgesiydi.  

Lin Dong’un karşısında kocaman taş bir kapı vardı. Zayıf enerji dalgaları yayılıyordu. Birkaç kıdemli kapının dışında duruyordu. O kıdemlilere liderlik eden kişi, Lin Dong’u öldürme isteğiyle dolu olan siyah cübbeli kıdemliydi.

“Bu, hazinden sorumlu kıdemli Lin Zhi,” dedi Lin Mu Lin Dong’a doğru siyah cübbeli kıdemliyi takdim ederek ve kibarca kapıyı açmasını istedi.

Sözlerini duyduktan sonra siyah cübbeli kıdemlinin yüzünde karanlık bir ifade oluşmuştu. Her ne kadar Lin Dong’un hazineye girmesini istemese de Lin Mu da klan liderinin emriyle hareket ettiği için başka şansı yoktu.

Siyah cübbeli kıdemlinin elini salladığını görünce diğer kıdemliler de enerjilerini kapıya yolladılar. Aniden kapı sallanmaya başladı ve bir çatlak yavaşça ortaya çıktı. Çatlaktan korkunç bir enerji dalgası çıkmıştı.

“Klan hazinesinde bir aydan fazla kalamazsın. Yoksa bedelini ödersin! Ayrıca çıkarken sadece bir hazine alabilirsin. Eğer fazla alırsan aslen sana ait olan da dahil aldıklarının hepsine el konur,” diye açıkladı isminin Lin Zhi olduğunu öğrendiği siyah cübbeli kıdemli. Lin Dong’a hor görerek bakıyordu.

Lin Dong, Lin Langtian’la aynı tarikatta olan yaşlı adama bir bakış attı. Lin Dong bir şey söylemeden Lin Mu’ya veda etti ve kapıdaki çatlağa doğru yürüdü.

Lin dong’un hareketleri, Lin Zhi’nin zaten karanlık olan ifadesini daha da karartmıştı. Lin Zhi gözlerini kısarken ürpertici bir aura yaymıştı.

“Klan hazinesini kapatın!” diye bağırdı Lin Zhi. Kıdemliler kafalarını sallayıp kapıyı hareket ettirdiler ve yavaşça kapattılar.

“Lin Zhi, klan hazinesinden sorumlu olsan bile onu sabote etmesen iyi edersin. Yoksa eğer herhangi bir şey ters giderse kimse senin için konuşmaz,” diye uyardı Lin Mu, Lin Zhi’yi.

“Endişelenme.” Lin Zhi homurdandı. Cübbesini salladı ve kıdemlileri yakınlardaki bir köşkün en üst katına götürdü ve klan hazinesine hafif bir tedirginlikle baktı.

Lin Mu, Lin Zhi ve diğerlerinin köşkün üst katına çıkıp Lin Dong’u gözetlemeye başladıklarını görünce kaşlarını çattı. Orada biraz durduktan sonra arkasını dönüp orayı terk etti.

Köşkün en üst katında, Lin Mu’nun uzaklaşan figürüne bakarken Lin Zhi’nin yaşlı ve kırışmış yüzünde korkunç bir gülümseme belirdi. Sonra kafasını çevirdi ve sordu: “Sana söylediğim şeyi yaptın mı?”

“Ayarlandı. Eğer Lin Dong özel bir hazine bulmak isterse hazinenin derinliklerine ilerlemek zorunda kalacak. Oralara birçok dizi yerleştirildi. Oraya adım attığı anda o dizileri kontrol edip onu gizlice öldürebileceğiz. O an geldiğinde de sadece o herifin çok aç gözlü olduğunu söyleyeceğiz. Mistik bir eser almak için dizileri kaba kuvvetle kırmaya çalışacak ve sonunda hayatını kaybedecek. Kusursuz bir plan. Klan lideri şüphelense bile herhangi bir kanıt bulamayacak,” dedi soluk benizli bir kıdemli.

“Tamam.” Lin Zhi sırıttı ve gözlerinde öldürme arzusuyla kapıya bakmaya devam etti. “Bir şube ailesinden gelen bir serseri klanda bir yer edinmeyi düşünmeye cesaret ediyor. Bu nasıl bu kadar kolay olabilir? Senin için iyi olan ne bilmiyorsan sana bu klanın ne kadar karmaşık olduğunu gösterelim!”

……

Lin Dong kapıdan adım attığında parlak bir ışık direkt yüzünde parladı. Bir refleks gibi ellerini gözüne siper etti. Bir an sonra parlak ışığa uyum sağlamaya başladığında başını kaldırdı ve bölgeye baktı.

Önünde kocaman bir mağara vardı. Mağara, ışık saçaklarıyla kaplıydı. Mağaranın birkaç yüz metre üstünde gün ışığının girdiği ve parlaklığı yoğunlaştıran küçük delikler vardı. Mağara son derece büyük ve genişti. Lin Dong mağaranın ilerisine bakmaya çalıştı ama sonunu göremedi.

“Lin Klanının hazinesi bu mu?” diye mırıldandı kendi kendine. Avcunu önündeki boşluğa uzattı. Bakışları şaşkın bir hal aldı. Burada, dışarıdakinden daha güçlü bir Yuan Gücü vardı. Etrafındaki ışık saçaklarına baktı. Saçakların içinde ışıltı kümeleri vardı ve her küme bir parça Ruh Hazinesi’nin etrafını çeviriyordu. Lin Dong kaşlarını kaldırdı. Buradaki en iyi hazineler bile ortalamanın biraz üstündeydi. Şu anki gücüyle bu hazineler onun için pek çekici değildi.

“Gerçek enerji dalgaları koleksiyonun derinlerinden geliyor.” Küçük Sansar aniden Lin Dong’un omzunda belirdi. Koleksiyonun derinliklerine baktı ve tuhaf bir kahkaha attı. “Ama klan koleksiyonunun derinliklerinde dizilerin enerji dalgalarını hissedebiliyorum. Hazineleri elde etmek için korkarım daha dikkatli olman gerek. Dışarıdaki o yaşlı morukların korkunçluğunu hissetmeye devam ediyorum. Buradan kolay kolay hazine almana izin vermeyecekler.”

Lin Dong güldü. Elbette Lin Zhi’nin kolay kolay hazine almasına izin vermeyeceğini biliyordu. Yoksa Lin Langtian yakasına yapışırdı.

“O yaşlı moruk hakkında endişelenmemize gerek yok. Eğer bizi gerçekten sabote ederse doğru zaman geldiğinde icabına bakarız.”

Tereddüt etmeden koleksiyonun derinliklerine doğru yürüdü. Olağanüstü zihinsel enerjisine güvenerek koleksiyonun derinliklerinden gelen ruhani yetenek dalgalarını hissedebiliyordu. Bu, yıllardır hayalini kurduğu Dünyevi Ruh Hazinesi olabilirdi. Klan koleksiyonuna girdiğine göre eli boş çıkamazdı. Eğer o moruk gerçekten düşüncesizce Lin Dong ona karşı şiddet kullanmaktan çekinmezdi. Sonuçta şiddetin her yerde, her şeye çözüm olabileceğini biliyordu.

Şimdi o yeteneklere sahip olduğuna göre o moruğa bir ders verecekti!