Bölüm 353: Lin Langtian’la Savaş!

avatar
1366 4

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 353: Lin Langtian’la Savaş!


çevirmen: heisennibal


Sabrınız için teşekkürler, keyifli okumalar. :)

#

Kaybol!

 

Küstahlık ve zorbalık bu kelimeyle mükemmel bir şekilde çizilmişti.

 

Devasa arenadaki birçok insanın yüzü seğiriyor, Lin Klanı üyeleri çökme emareleri gösteriyorlardı. Yıllardır ilk kez Lin Langtian’la böyle konuşan birini görüyorlardı.

 

Onlar için Lin Langtian bir savaş tanrısı olabilirdi ama Lin Dong için hiçbir şekilde saygıyı hak etmiyordu. Böylesine bir zıtlık yüzlerinde oldukça heyecan verici bir görünüme neden olmuştu.

 

“Ne terbiyesiz bir şeysin!” Altın koltuklarda oturan gri saçlı kıdemlinin ağzı seğirmişti ve derin bir sesle kendi kendine mırıldandı. Lin Langtian’ın bir sonraki klan lideri olabilmesi için son derece yüksek bir prestije sahip olması gerekirdi. Lin dong’un bu hareketleri Lin Langtian’ın ününü etkiliyordu ve bu katlanabileceği bir şey değildi.

 

“Sadece keskin dilli. Ama yakında Lin Klanındaki tek özel dehanın Lin Langtian olduğunu anlar. Lin Langtian’ın ışığını çalabilecek kimse yok.” Siyah cübbeli kıdemli sırıttı.

 

İki adamın dediklerini duyduktan sonra mor cübbeli kıdemli gülümsedi ve yorum yapmaktan vazgeçti. Bakışları arenadaki figüre sabitlenmişti. Lin Dong ortaya çıktığından beri küstah bir tavır sergiliyordu. Bu, kendilerini inatçı, kibirli ve bu göğün altında yenilmez sanan diğer genç dehalarla tamamen aynıydı.

 

Ama bir sebepten ötürü sanki Lin Dong’un doğasında bu yokmuş gibi hissediyordu. Böyle bir yaşta Lin Klanı dehaları Lin Qing ve Lin Mu’yu yenmek için ailesinin zavallı kaynaklarına ve etkisine güvenmişti. Lin Dong sadece kaba kuvvet kullanabilen bir aptal olsaydı sayısız tehlikeyi deneyimleme ve şimdi burada başarılı bir şekilde durma şansı olmazdı.

 

Aptal değildi, Lin Langtian’a meydan okumanın sonuçlarını biliyordu. Kimse ortada bir sebep yokken hayatını tehlikeye atmazdı ve Lin Dong da bir istisna değildi ve hala buna cüret ediyordu. Bu, özgüveninin tam olduğunu ve elinde kozlar olduğunun kanıtıydı.

 

“Genç nesil arasında Lin Langtian’ın tahtını sarsabilecek biri var mı, çok merak ediyorum.” Mor cübbeli kıdemli kendi kendine mırıldandı. Parmakları elindeki çay bardağının kenarlarında dolaşıyordu.

 

Böyle beklentileri olan tek kişi tabi ki o değildi. İzleyenlerin birçoğu titanlar arasındaki bu savaşta son gülenin kim olacağını merakla bekliyorlardı.

Lin Zhentian ve diğerleri savaş alanına daha yakın koltuklara alınmışlardı. Bunu görünce diğer şube aileleri biraz kıskanmışlardı. Ancak Lin Dong gibi anormal bir varoluş bu kadar kolay görünmeyeceğinden yapılabilecek bir şey yoktu. Şansları yaver gitmemişti.

 

Öyle bir koltukta oturmak Lin Zhentian için bir süre kolay olmamıştı. Böyle bir muamele görmeyeli yıllar olmuştu. Geçmişte bile klan içindeki statüsü hiç bu seviyeye ulaşmamıştı.

 

“Şimdi Dong-er’in performansının keyfini çıkarma zamanı. Ne yaparsa yapsın onu daima destekleyeceğiz.” Lin Zhentian kafasını kaldırdı ve herkesin dikkatini çekerek yavaşça konuştu.

 

Güçleri Lin Dong’a göre çok zayıf olsa da bazen başkalarından destek almak çok önemli oluyordu. Sonuçta Lin Dong onlar için her şeyi yapmıştı.

 

“Bu herif Lin Langtian abiyi kızdırarak onun prestijinden faydalanabileceğini sanıyor. Korkarım zamanı geldiğinde faydalanamayıp ölecek. O zaman geldiğinde cesedini toplamak zorunda kalacaksınız!”

 

Lin Zhentian cümlesini tamamladığı anda kulakları sağır eden bir ses aniden yankılandı. Lin Zhentian’ın sözleri Lin Xiao ce diğerlerini kızdırmıştı. Kafalarını çevirdiler ve birkaç ana klan üyesinin onlara baktığını gördüler. Görünen o ki bu klan üyeleri, bu şube ailesinin önünde oturmaktan hoşnutsuzlardı.

 

“Sen!”

 

Bu heriflerin sözlerinden sonra Lin Xiao ve diğerleri oldukça sinirlenmişlerdi. Tam öfkeyle bağıracaklardı ki Lin Zhentian onları durdurdu.

 

“Kapa çeneni!”

 

Tam o anda Lin Zhentian ve grubuna yerlerini gösteren kıdemli klan üyelerine sert sert baktı ve onları azarladı. Kıdemlinin onları azarladığını görünce klan üyeleri kızgın bir şekilde yürüdüler.

 

“Lin Langtian bu herifi yendikten sonra hala burada oturabilecekler mi, göreceğiz.”

 

“Gerçekten şunun son başarısına sülük gibi yapıştılar. Eğer Lin Langtian onu öldürürse ait oldukları yere geri dönmek zorunda kalacaklar.” Klan üyeleri arkalarını dönüp yürümüş olsalar da kahkahalarındaki hafif alay hala duyuluyordu. Lin Xiao ve diğerlerinin yüzü acımasız bir hal almıştı. Yapabildikleri tek şey o alayı görmezden gelmek de dikkatlerini arenaya vermek olmuştu. Lin Dong yenildiği anda her türlü alay ve küçük düşürme bir sel gibi üstlerine geleceği çok açıktı.

 

“Rahatla. Dong-er bizi hayal kırıklığına uğratmayacak.”

 

Lin Zhentian Lin Xiao’nun omzuna yavaşça vurdu. Lin Zhentian’ın yaşlı yüzünde ikna edici bir ifade vardı. Sayısız mucizeler getiren torununun klan dehası Lin Langtian’dan en ufak bir eksiğinin olmadığını biliyordu. O an geldiğinde bu kızgın klan üyeleri o iğrenç ağızlarını kapatmak zorunda kalacaklardı!

……

Herkes devasa savaş arenasının en tepesindeki devasa platforma odaklanmıştı.

 

Lin Langtian havada süzülüyordu. Sanki Lin Dong onda hiçbir etki bırakmamış gibi yüzü ifadesizdi. Ancak sezgileri daha kuvvetli biri, Lin Langtian’ın içinden soğuk kanlı bir öldürme niyetinin geçtiğini anlayabilirdi.

 

Lin Langtian’ın katil içgüdüsü uyanmıştı!

 

Bu sahneye tanık olunca sayısız geliştirici içten içe titredi. Lin Klanının en muhteşem dehası Lin Dong’un küstahlığıyla iyice çileden çıkmıştı.

 

“Böyle kibirli olmak için çok erken ama tamam. Bu andan sonra bu kadar kibirli olabileceğini sanmıyorum.” Lin Langtian buz gibi gözlerle ona bakarken yavaşça konuştu.

 

“Eğer konu buysa bana yeteneklerini göster bakalım!” Lin Dong kıkırdadı.

 

“Görünen o ki geçtiğimiz süreçte seni Qi Yaratıcı kademeden Dışavurum kademesine yarım adım seviyesine taşıyan bir mucizeyle karşılaşmışsın. Aynı zamanda sana benimle boy ölçüşebileceğine dair bir izlenim de yaratmış.” Lin Langtian yavaşça avcunu uzattı ve içinden cesaret kırıcı bir Yuan Gücü dalgası çıktı. “Sana sadece benim adımlarımı takip eden acınası bir solucan olduğunu göstereceğim. Sen o seviyeye ulaştığında ben onu geçeli çok olmuştu. Şimdi sana aramızdaki farkı göstereceğim!”

 

Lin Langtian son sözlerini de söylediğinde görkemli Yuan Gücü huzmeleri avcunun üstünde oluşmaya başladı. Dışavurum kademesine yarım adım seviyeli geliştiricilerin korkacağı Yuan Gücü dalgaları şimşek hızında yayılıyordu. Bu Yuan Gücü dalgaları görkemli ışık ışınlarına dönüştü ve şaşırtıcı bir hızla ve şiddetle Lin Dong’a yöneldiler.

 

Lin Langtian’ın saldırısı şimşek kadar hızlıydı ve kaçınılamazdı. Bu çılgın Yuan Gücü dalgaları Dışavurum kademesine yarım adım seviyeli bir geliştiriciyi öldürmek için çok yeterliydi.

 

Bu saldırıyla Lin Langtian, Dışavurum kademesine yarım adım seviyeli bir geliştiriciyi yenebilecek güçten çok daha fazlasını ortaya koymuştu. Birçok insanın yüzünde korkmuş bakışlar vardı. Böylesine bir gücü kullanmak sadece Lin Klanının en parlak dehasından beklenirdi.

 

Yuan Gücü huzmesi gökleri yararken çok çok kısa bir sürede Lin Dong’un kafasının üstüne ulaşmıştı. Ama bu saldırıya karşılık Lin Dong’un ifadesi hiç değişmemişti. Hiçbir geri çekilme emaresi göstermiyordu onun yerine ileri bir adım attı ve kalabalığın bakışları altında şiddetli bir yumruk attı.

 

Bu yumruk hiç Yuan Gücü dalgası içermiyordu ama o yumruk atıldığı anda Lin Dong’un önündeki hava patlamıştı.

 

Lin Dong’un yumruğu gelen ışık huzmesine indiğinde anında çok şaşırtıcı bir güç ortaya çıktı ve konik arenanın sallanmasına sebep oldu.

 

Tanımlanamaz bir güç, ışık huzmesi boyunca yukarı doğru uzanan katı dalgalanmalara dönüştü. Kendisine doğru gelen Yuan Gücü huzmesini tek bir yumrukla parçalayınca Lin Dong homurdandı.

 

Yuan Gücü huzmesi patladı ve yerin bir süre sallanmasına sebep oldu. Işık kıvılcımları gökyüzünde yayılırken harika bir ışık yağmuru görüntüsü oluşturmuşlardı.

 

Işık yağmuru yağarken sayısız bakış arenaya kilitlenmişti. Işık yağmuru bulutundan yürüyüp çıkan figür Lin Dong’tu!

 

İlk yüzleşmede Lin Dong hiç dezavantajlıymış gibi görünmemişti. Sadece fiziksel gücüne güvenip Lin Langtian’ın Yuan Gücü huzmesini tek yumruğuyla yok etmişti.

 

Sayısız kişi böylesine bir kuvvetten dolayı boğucu bir hissiyat hissetmişti. Herkesin gözü parlıyordu. Biliyorlardı ki bu savaş Büyük Yan İmparatorluğu’nun tamamını sarsacaktı.

 

Sayıız bakış altında Lin Dong kafasını kaldırdı ve havada süzülen figüre baktı. Sesi ekolanmıştı: “Lin Langtian, geçtiğimiz iki yılda bu kadar az gelişmene üzüldüm. Bana gerçek kapasiteni göster.”

 

Lin Langtian’ın gözleri buz gibi olmuştu. Soğuk ve kulakları delen sesinde çok yoğun bir öldürme niyeti duyuluyordu: “Madem ölmeye karar verdin, senin istediğin gibi olsun!”

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44251 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr