Bölüm 352: Senin için İki Kelime

avatar
1590 4

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 352: Senin için İki Kelime


çevirmen: heisennibal


Yenilgi!

 

Sayısız bakış altında son raundda Lin Langtian’ın ardından klanın ikinci gözdeleri Lin Mu ve Lin Qing, tamamen yenilmişlerdi.

 

Devasa arenadaki iki çirkin ve derin ize bakıyorlardı. Bir anda herkesin yüzünde bir şok ifadesi oluşmuştu.

 

Kimse böyle bir sonucu beklemiyordu. Herkes Lin Dong’un küstahça konuştuğunu düşünmüştü. Ama o anda dalga geçen ve iyi bir gösteri izlemek için hazırlanan herkesin yüzü donmuştu. Palyaçolar gibi oldukça komik ve gülünç görünüyorlardı.

 

Ölümcül sessizlik arenayı sarmıştı. Sonunda anında yayılan bir alkış sesiyle bu sessizlik bölünmüştü. Bakışlar tekrar genç figürde toplanmıştı ama bu sefer dalga geçer gibi bakmıyorlar bunun yerine gücüne saygı gösteriyorlardı. Bunca yıldır sayısız zaferin tadını çıkaranlar genellikle ana klan üyeleri olmuştu. Şube ailesi üyeleri arka plana atılırdı. Ama bugün ilk kez bir şube ailesi üyesinin güçlü tarafta yer aldığı görülmüştü.

 

Dahası, burada gerçekten zeki kişiler de vardı. On raundluk bu savaşın dokuzunda Lin Dong’un kendini savunduğunu değil; Lin Qing ikilisinin saldırmasına izin verdiğini açıkça anlamışlardı. Lin Dong’un kendini gerçekten gösterdiği yer son hamlesiydi. Birçok insan eğer Lin Dong hamlesini en başta yapsaydı Lin Qing ve Lin Mu’nun daha arenada ayakta duramadan acınası bir yenilgiye uğrayacağına inanıyordu.

 

Lin Dong hamlesini onunca raunda saklamıştı. Bu, Lin Qing ikilisinin yeteneğine yeterince yüz vermişti. Bu yolla ikisi kaybetmiş olsa bile o kadar da utanç verici bir duruma düşmemiş ve ana klana saygısızlık da etmemiş oldular. Sonuçta klan kıdemlilerinin güçlü yetenekleriyle bu sonucun alınacağını tahmin etmeleri gerekirdi.

 

Birçok insansan şaşkındı. Lin Dong ortaya çıktığında çok zorba bir tarafını göstermişti ve birçok kişinin onu küstah bir adam olarak görmesine neden olmuştu ancak bu davranışlar bazılarını korkutmuştu.

 

“Dong-er kazandı mı?”

 

Lin Zhentian ve çetesi de arenayı izlerken şaşkındı. Lin Qing’in ve Lin Mu’nun klandaki gücünden açıkça haberdarlardı. İkisi de çok güçlülerdi ama yenilgileri Lin Dong’un ellerinden olmuştu. Lin Dong’un gücü nasıl korkunç bir seviyeye ulaşmıştı böyle?

 

“Haha, tebrikler Lin Zhentian kardeşim. Yan Şehri şube ailesi bu sefer şaşırttı ve biraz içini döktü.” Lin Zhentian, Lin Xiao ve diğerleri Lin Dong’un gücünün şokunu atlatmaya çalışırken tebrikler her yönden geliyordu. Lin Zhentian etrafına baktı ve çevredeki çeşitli tarikat liderlerinin yüzlerinde gülümsemeyle kendisine doğru geldiğini gördü. Başlangıçta takındıkları o alaycı gülümsemelerdi şimdi bir yağcılık vardı.

 

Şube ailelerindeki en güçlüler Form Yaratıcı veya Qi Yaratıcı; en zayıflar da ileri Yuan Dan kademelilerdi. Yan Şehri Lin ailesi de onlardan farksız olmasa da anormal bir Lin Dong ortaya çıkmış ve statülerini yükseltmişti. Dışavurum kademesine yarım adım seviyesindeki ikili bile Lin Dong’a karşı kaybetmişti. Ne kadar güçlü olabilirdi? Qi Yaratıcı kademeli bir geliştiriciye dahi sahip olmayan bu şube aileleri Lin Zhentian ve diğerlerinin önünde uygunsuz davranışlar göstermeye nasıl cesaret edebilirlerdi?

 

Bu pragmatik heriflere cevap olarak Lin Zhentian içinden homurdandı ama dışında hala gülümsüyor ve yumruklarını onlara uzatarak onlarla sohbet ediyordu. Çevresindeki yalaka yüzlere bakıyordu ve aniden burnunun biraz tıkandığını hissetti. Her klan toplantısında aldığı tek şey soğuk bir ironi ve kavurucu hicivdi. Bugün on yıldan fazladır ilk kez böyle bir şey olmuştu.

 

Bir yandan Lin Xiao, Lin Zhentian’ın omzuna vuruyordu. O da yıllardır bugünü beklediğini biliyordu.

 

Alanda bir karmaşa hüküm sürerken ana klan üyeleri sessizdi. Bu sahne onlar için de bir şok olma sebebiydi. Lin Qing ve Lin Mu’nun kombine güçleri bile Lin Dong’un eşleşmesi olamamıştı. Görünen o ki bu klanda sadece Lin Langtian onun şevkini kırabilirdi.

 

“Humph, gerçekten biraz yetenekli.”

 

O anda Lin Xue öfkeyle mırıldanmıştı. Lin Ke-er’e bakıyordu; kendisinin aksine onun memnun olduğunu görmüştü. “Mutlu olunacak ne var? Onlar daha fazla kutladıkça Lin Langtian harekete geçtiğinde o kadar sefil bir duruma düşecekler!”

 

“Sen kendi işine bak ve kulağımın dibinde gaklamayı kes!” Lin Ke-er’in güzel yüzü anında kararmıştı, görünen o ki azarlarken Lin Xue’ye dayanamamıştı.

 

Lin Ke-er onu azarladıktan sonra Lin Xue’nin ifadesi çirkinleşmişti. Ama Lin Ke-er’in klandaki yüksek statüsünden dolayı ona cevap vermeden arkasını homurdandı.

 

Lin Xue’nin çenesini kapattığını görünce Lin Ke-er derin bir nefes aldı. Hemen sonra kafasını kaldırdı ve herkesin dikkatini üstünde toplayan figüre baktı. “Gerçekten Lin Langtian’ı harekete geçirmeye zorladın…” diye mırıldandı içinden.

 

Lin Ke-er, Lin Dong’un Lin Mu ve Lin Qing’i yense de gücünü gösterse de bunun, Lin Langtian’a karşı gelmeye yetecek güce sahip olduğu anlamına gelmediğinin açıkça farkındaydı. Onun yeteneği ve gizlediği gücü çok fazlaydı. Eğer bugün gerçekten bir hamle yapacak olursa Lin Dong, sonuçlar hakkında endişelenmek zorunda kalırdı.

……

Lin Dong, en yüksekteki devasa savaş arenasında bir mızrak gibi dümdüz duruyordu. Öfkeli bakışlar ona yönelmiş olsa da sakindi. Önce Lin Qing ikilisine sonra da altın koltuklara döndü. Başından sonuna kadar hiç kımıldamayan figüre baktı.

 

“Şimdi, yeteneklerim yeterli mi?”

 

Lin Dong’un sesi göklerde yankılandı. Herkesin nefes alışverişi yavaşlamıştı. Lin Dong gerçekten de hala Lin Langtian’a meydan okuma niyetindeydi. Ama bu sefer kimse onunla alay etmiyordu. Az önceki on raundluk savaşın ardından kimse bu şube ailesi gencine karşı gelmezdi.

 

Altın koltuklarda oturan gri saçlı kıdemlinin ifadesi karanlıktı. Lin Dong’un onları yeneceğini hiç düşünmemişti.

 

“Hehe, gerçekten kahraman bir genç. Böylesine olağanüstü bir tohumun şube ailelerinden doğabileceği gerçeği benim Lin Klanımın iyi talihidir.” Mor kıyafetli kıdemli övgüyle onu alkışlıyordu.

 

“Bu kadar çok insanın önünde klana öyle küstahça davranmak olağanüstü sayılamaz. En fazla göze çarpan bir dikendir.” Siyah kıyafetli kıdemli farklı bir tonda konuşmuştu.

 

“Şube aileleri onları destekleyecek kaynaklara sahip değil; buna rağmen bu seviyeye gelmiş. Bu, klanımızdaki herhangi bir dehadan daha aşağıda olmadığını gösterir. Eğer bu olağanüstü sayılmıyorsa bu kelimeye kim layık olabilir?” dedi mor kıyafetli kıdemli ve gülümsedi.

 

“Gerçekten Lin Langtian’a burada meydan okumasını mı istiyorsun? Onun statüsü ne, Lin Langtian’ın statüsü ne… Kazanması ya da kaybetmesi önemli değil, bu işin sonu sadece bu çocuğa yarar.” Siyah cübbeli kıdemli konuşurken kaşlarını çatmıştı.

 

“Bunca insanın önünde söz verdik, sözümüzden nasıl döneriz?” diye sordu mor cübbeli kıdemli. Ana klanda savaşan başka tarikatlar da vardı ve onlar Lin Langtian’ın tarikatından değillerdi. Bu yüzden Lin Langtian’ı olabilecek her yolla korumaya niyetli değildi. Ona göre şube ailesi olsun ya da olmasın, olağanüstü bir tohum gördüğünde bu, reklamını yapmaya değerdi. Büyük klanlar için taze kanlar zenginleşmek adına çok önemliydi.

 

“Lin Hao, gidip Yan Şehri şube ailesini bul ve onlara iyi koltuklar ayarla!” Mor cübbeli kıdemli yanındaki kıdemliye döndü ve emir verdi.

 

“Anlaşıldı!”

 

“Sen!” Bunu görünce siyah cübbeli kıdemlinin bakışları buz gibi oldu. Görünen o ki mor cübbeli kıdemli Lin Dong’un desteğini kazanmayı planlıyordu.

 

“Savaşmaya gerek yok.”

 

İkisi birbirine karşı çıkmaya çalışırken aniden yumuşak bir ses yankılandı. Altın koltuklu alan daha da sessizleşirken bakışlar, sesin geldiği figür dönmüştü. Bu, Lin Langtian’dı.

 

“Birileri yeryüzünün ve gökyüzünün enginliğini bilmediğinden bu seferlik bir istisna yapacağım.”

 

Sayısız bakış altında Lin Langtian oturduğu altın koltuktan kalktı.

 

“Lin Langtian ayağa kalktı!”

 

“Sonunda harekete mi geçiyor?”

 

“Bu, devler arasındaki gerçek bir savaş. Cennetin gerçek oğlu bakalım nasıl tepki verecek.”

 

Varoluşundan herkesin haberdar olduğu Lin Langtian’ın her hareketi dalgalanmalara sebep oluyordu. Şimdi ayağa kalkmış ve sayısız fısıltı etrafta yankılanmıştı.

 

“Lin Langtian abi sonunda harekete geçiyor!”

 

Ana klan üyelerinin yüzlerinde heyecan ifadesi vardı. Lin Langtian yenilmez bir savaş tanrısıydı. Bu süprizli Lin Dong ne kadar sürprizli olursa olsun Lin Langtian’ın ellerinde sönecek ve parlayamayacaktı

 

“Lin Dong kısa bir sürede kesinlikle pişman olacak!”

 

Lin Xue’nin gözleri o görkemli figüre kilitlenmişti. Hemen sonra biraz memnun olmuş bir lekilde Lin Ke-er’e baktı.

 

Bütün arena ona odaklanmışken Lin Langtian’ın figürü hareketlendi. Tekrar ortaya çıktığında çoktan arenanın üstündeki gökyüzünde süzülmeye başlamıştı. Yukarıdan aşağıya, arenaya baktı ve farklı bir ses tonuyla konuştu: “Lin Dong, sana son bir şans veriyorum. Diz çök ve yenilgiyi kabullen. Yoksa buradan düşeceksin.”

 

Lin Dong kafasını kaldırdı. Yüzünde buz gibi bir gülümseme vardı. Parmağını uzattı. Sesi yankılandığında herkes çok şaşırmıştı.

 

“Senin için iki kelimem var: kaybol buradan !”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr