çevirmen: heisennibal

Birçok göz büyük, konik alanın daha uzaktaki kuzey köşesine kilitlenmişti. Elbette bakışların orada yoğunlaşmasının sebebi genç bir kadının orada belirmesiydi.

Bu kadın basit, açık yeşil renkte giysiler giyiyordu, ince ve hareketli bir figürü vardı. Teni yumuşak ve yeşim benzeri bir tondaydı ve neredeyse hiç makyaj yapmamıştı. Güzel gözleri etrafta bakınarak klanın birkaç oğlunu özlemle ona bakmaya davet etti.

İki yılda bu küçük kız sürekli bir gölge gibi Lin Dong’un peşine takılmıştı ve sonunda ağırbaşlı ve düzgün bir kadın olmuştu. Bu genç kadın tabi ki Qingtan’dı!

Genç kadın arenanın ortasında etraftaki karmaşaya hiç dikkatini vermeden sessizce duruyordu. Bazen gökyüzüne bakmak için dönüyordu ama o beklediği figür haka ortaya çıkmamıştı.

“Yan Şehri şube ailesi, Lin Qingtan; Lin Klanı üyesi Lin Feng’le savaşacak!”

Orta yaşlı bir adam arenanın ortasındaki Qingtan’a bakarken gözlerinde ufak bir korku belirmişti. Onun gibi deneyimli ve maddeci bir adam bile bu genç kadının olağanüstü güzelliğinden ve aurasından etkilenmişti. Ama sanki bir şeyleri hatırlamış gibi istemsizce kafasını salladı ve ıslık sesi etrafta yankılandı.

“Swoosh!”

Orta yaşlı adamın sesi duyulduğunda bir rüzgar sesi anında arenada ekolandı. Bir figür hemen ileri atıldı ve havada bir takla atıp arenanın ortasına ustalıkla indi.

Bu figür yaklaşık yirmi yaşlarındaydı ve onun görüntüsü de oldukça iyiydi. Pahalı görünen saten kıyafetler giymişti ve bu ona bir avantaj sağlıyordu. O indikten sonra Qingtan’a kibar bir gülümseme yolladı. Zarif tavrını sergilemek istiyormuş gibi görünüyordu. Ama karşısındakinin öfkeli tutkusu, bu isteğini karşılayamayacağını söylüyordu.

“Lin klanı, Lin Feng.”

“Lin Qingtan.”

Qingtan sakince Lin Feng’e bakarken kaşlarını çattı. Lin Feng’in aurasının aslında ileri Qi Yaratıcı kademeli seçkin bir geliştirici seviyesinde olduğunu fark etmişti. Bu tür bir güçle Lin Klanında zaten oldukça güçlü sayılıyordu. Neden ilk önce onunla karşılaşmıştı ki?

“Haha, Qingtan kardeşim, lütfen bana biraz ipucu ver!” dedi Lin Feng gülümserken. Qingtan’a bakarken biraz pişman hissetmişti. Eğer Yan Şehri şube ailesinden olmasaydı muhtemelen ona çok yüklenmez ve geçip gitmesine izin verirdi. Ama maalesef klan toplantısı başlamadan önce Lin Langtian onları hiçbir Yan Şehri şube ailesi üyesinin ilk turu geçmemesi hakkında uyarmıştı.

“Lin Dong pervasız ve aptal biri. Herkesin etkileneceğini bilerek neden Lin Langtian abiyi seçti? Şimdi bütün şube ailesi etkilenecek…” Lin Feng kafasını salladı ve kendi kendine mırıldandı.

…

“Siktir, Qingtan’ın rakibi gerçekten Lin Feng mi? O herif bütün bir Lin Klanında seçkin bir geliştirici sayılıyor. İleri Qi Yaratıcı kademeye geçtiği söyleniyor. Bu iki yılda Qingtan da çok gelişmiş olsa da o neredeyse başlangıç Qi Yaratıcı kademesindeydi. Bu sefer galibiyet şansı oldukça zayıf!”

Köşedeki koltuklarında oturan Lin zhentian ve diğerlerinin yüzü, Qingtan’ın rakibini gördüklerinde dğişmişti.

“Görünen o ki birileri Yan Şehri şube ailemize karşı bir tuzak kurmuş,” dedi Lin Xiao. İfadesi son derece acımasızdı.

“Bunun arkasındaki kişi Lin Langtian piçi olmalı. Qingtan daha önce onun Lin Dong’la bir sürtüşme yaşadığından bahsetmişti. O piç belli ki hepimizi cezalandırmak istiyor!” Lin Mang konuşurken dişlerini sıkıyordu.

“Sessiz ol! Hepimizi mahvetmek mi istiyorsun?” Lin Zhentian kısık bir sesle konuştu. Lin Langtian’ın klandaki statüsü neydi? Kendilerinin şu anki yeteneklerine ve statülerine bakılırsa Lin Langtian onları tek bir düşüncesiyle kolayca mahvedebilirdi.

Lin Zhentian tarafından susturulunca Lin Mang istemeyerek de olsa yerine oturdu.

“Paniklenme. Bu sevgili Qingtan geçen iki yılda çok fazla gelişti. Dağların derinliklerine gidiğ bir yıl boyunca kendini eğitti ve bu, mükemmel Yuan Dan kademesinden başlangıç Qi Yaratıcı kademeye geçmesiyle sonuçlandı. Ondan daha yüksek kademeli olan Lin Feng’le karşılaşmış olsa bile onunla baş edebilir.” Lin Dong grubu avutmaya başladı. Şu an Lin Hond da Lin Xia da yenilmişti. Eğer Qingtan da diskalifiye olursa Yan Şehri şube ailesi tamamen elemine olan ilk tarikat olacaktı. Ve bu çok utanç vericiydi.

Lin Zhentian’ın sözlerini duyunca Lin Xiao ve diğerlerini kafalarını salladılar. Şu an yapmaları gereken tek şey Qingtan’ın performansına güvenmekti.

……

Sayısız kişinin bakışları altında arenadaki orta yaşlı adam iki grubun da geldiğini gördüğünde kafasını salladı. Elini salladı ve ciddiyetle bağırdı: “Hazırlanın, karşılaşma başlamak üzere!”

“Boom!”

Orta yaşlı adamın sesini duyduğu anda Lin Feng’in bedeninden kuvvetli Yuan Gücü titreşimleri yayıldı; ileri Qi Yaratıcı kademeli bir geliştiricinin tüm gücünü ispat ediyordu.

Lin Feng’in karşısında Qingtan da kollarını kaldırdı ve benzer kuvvette bir Yuan Gücü şok dalgası yayıldı. Ama herkesi şaşırtan şey Qingtan’ın Yuan Gücü’nün buzlu bir hissiyat vermesiydi, sanki bin yıllık bir buzdu.

“Haha, benimle, senin yolunda duran Lin Feng’le, Yan Şehri şube ailen bavullarını toplayıp buradan giden ilk kişiler olacaksınız!”

Lin Feng kahkaha attı ve ayağını yere vurdu. Figürü ileri atıldı ve kuvvetli Yuan Gücü hızla avcunun ortasında toplandı.

“Kuru Rüzgar Avcu!”

Lin Feng avuç saldırısını yaptıktan sonra şiddetli ve çılgın bir rüzgar hızla avcunun altında toplandı ve avcunu Qingtan’a doğrulturken kuvetli Yuan Gücü titreşimlerini de beraberinde getirdi.

Lin Feng’in saldırısıyla karşılaşınca Qingtan’ın yüzü sakin kalmıştı. İnce parmaklarını ileri uzattı ve iki tane soğuk yin Yuan Gücü akıntısı, parmak uçlarında toplandı ve Lin Feng’in avcuna karşılık verdi.

Avuç ve parmaklar çarpışınca kuvvetli bir enerji şok dalgası yayıldı. Lin Feng ileri Qi Yaratıcı kademede olsa da avantajı sağlayamamıştı.

“Ne özel bir Yuan Gücü!” Saldırısına karşılık alınca Lin Feng kaşlarını çattı. Qingtan’ın Yuan Gücü onunki kadar güçlü olmasa da saldırısı oldukça güçlüydü. Bu soğuk yin Yuan Gücü sadece avuç saldırısını parçalamakla kalmamış, bedenine bir delik açıp ona zarar vermeye bile çalışmıştı. Ama neyse ki onu durdurabilmişti.

Lin Feng’i geri savurduktan sonra onun dinlenmesi için çok zaman vermemişti. Figürü hemen ileri atıldı ve soğuk yin Yuan Gücüyle sarılmış olan eli bıçaklar gibi keskin bir hal almış ve Lin Feng’in hayati noktalarına saldırmıştı.

Qingtan’ın saldırısı karşısında Lin Feng önce homurdandı ama sonra ileri bir adım atıp karşılık verdi. İkisi savaşırken Yuan Gücü sürekli akıyordu. Birkaç dakika içinde ikisi de yüz maçtır savaşmış gibi olmuştu. Ama kalabalığı bu kadar şaşırtan şey, Qingtan’ın böylesine güçlü bir ileri Qi Yaratıcı kademeli geliştiriciyle savaşırken hiç kaybeden tarafta olmamasıydı.

Bu manzara endişeli görünen Lin Zhentian, Lin Xiao ve diğerlerinin biraz rahatlamalarını sağlamıştı.

After their palms collided, Yuan Power violently swept forth causing both of them to continuously retreat several steps. It seems like they were evenly matched.

Avuçları çarpıştıktan sonra Yuan Gücü şiddetle ileri atıldı ve ikisinin de birkaç adım geri gitmesine sebep oldu. Eşleşmeleri eşit olmuş gibiydi.

“Gerçekten oldukça yeteneklisin. Görünen o ki o kadar dikkatsiz olamayacağım. Eğer senin geçmene izin verirsem Lin Langtian abi şüphesiz beni suçlar!”

Figürü geri savrulduktan sonra Lin Feng’in gözleri kararmıştı. Bakışları anında buz gibi oldu ve ayağını yere vurdu. Kalabalığın bakışları altında kuvvetli Yuan Gücü bedeninden fışkırırken havada duruyordu.

“Bugün, klan dövüş sanatlarının ne olduğunu siz şube aile üyelerine göstereceğim!”

Lin Feng, bir ejderha yılanı gibi hareket ederken kibirle havada süzülüyordu. Yumruğunu kaldırdı ve birçok bulanık figür, bütün gökyüzüne hükmedici bir güçle ortaya çıktı.

“Ejderha Fil Derebeyinin Yumruğu!”

Kuvvetli Yuan Gücü hemen Lin Dong’un yumruğunda toplandı ve bir ejderha fil şeklini aldı. Aynı anda kapanamaz, hükmedici bir aura fışkırdı. Hatta bir ejderha kükremesi ve bir filin homurtusu bile duyulabiliyordu.

Sonuçta ejderha filler son derece acımasız yaratıklardı. Bu yüzden yumruğu gerçekten binlerce yaratığın yaydığı o kokuya sahipti. Herhangi biri, bu savaş sanatının Lin Klanında oldukça ünlü olduğunu söyleyebilirdi.

Lin Feng’in hareketleri açıkça birçok klan üyesinin dikkatini çekmişti. Özellikle bu savaş sanatını kullanması onları çok şaşırtmıştı.

Qingtan kafasını kaldırdı ve Lin Feng’in ortaya koyduğu bu Ejderha Fil Derebeyinin Yumruğu’na yüzünde ciddi bir ifadeyle baktı. Bu savaş sanatının ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyordu. O dikkatsiz olmaya cüret edemezdi. Lila-beyaz ellerini kaldırdı ve çarprazlayarak bir nilüfer çiçeği gibi yayılmasını sağladı.

Elleri özel bir mühre dönüşürken soğuk yin siyah Yuan Gücü aniden bedeninden fışkırdı. Avcunda toplandı ve birkaç metre büyüklüğünde siyah buz nilüfer çiçeğine dönüştü.

“Kalp Nilüfer Mührü, Kalbi ve Ruhu Parçala!”

Qingtan ağzını açtığında buz gibi sesi etrafta yankılandı. Hemen sonra panikletici bir soğuk qi o siyah buz nilüferden yayıldı ve ileri atıldı. Kalabalığın bakışları altında Lin Feng’in Ejderha Fil Derebeyin Yumruğu’yla şiddetle çarpıştı.

“Boom!”

Yüksek bir ses havada yankılandı. Lin Feng buz gibi bir şekilde gülümsedi ve etki noktasına baktı. İleri Qi Yaratıcı kademesine ve kademe sekiz bir savaş sanatı kullandığı gerçeğine dayanarak aynı seviyede olduklarının bile bu saldırıya karşılık vermesi çok zordu, başlangıç Qi Yaratıcı kademeli Qingtan bunu tek başına asla yapamazdı.

“Crack crack!”

Ama Lin Feng’in bu sırıtması çok uzun sürmemişti. İfadesi aniden dondu. Nilüfer çiçeğinden katman katman siyah, buz gibi qi çıkıyor ve yumruğun etrafını sarıyordu. Kısa bir sürede yumruk, siyah bir buz yığını haline gelmişti.

“Boom!”

O büyük siyah buz yığını aniden patlayarak sayısız keskin buz şarapneli havaya fırladı ve Lin Feng’e doğru uçtu. Sayısız buz şarapneli Lin Feng’in karşısında patladı ve sığuk yin qi akımları hızla bedenine saldırdı; kalbini ve kanını dondurmak istiyormuş gibiydi.

“Buzz! Chii!””

Sayısız şaşkın bakış altında Lin Feng arenadan aşağıya şiddetle düştü ve kan kusmaya başladı. O kanın içinde gerçekten parçalanmış siyah buz da vardı.

“Kaybettin,” dedi Qingtan yumuşak bir sesle.

Lin Feng’in ifadesi ağzının köşesindeki kanı silerken öfkeliydi; gözlerinde delirmiş bir bakış vardı. Parmaklarının arasında koyu kırmızı bir hap belirmişti, onu hemen ağzına attı.

Hap ağzına girdikten sonra korkunç kırmızı bir renk gözlerine gelmişti. Aurası vahşileşmeye başladı ve bakışlarında bir acımasızlık belirdi.

“Daha önce de dediğim gibi, Yan Şehri şube ailen ortadan kaldırılan ilk kişiler olacak. Bunu yapmayı planlamamıştım ama madem o kadar istiyorsun…”