çevirmen: heisennibal

Gizemli Taş Tılsım, süt renkli parıltı yavaşça kaybolurken Lin Dong’un avcunda sessizce duruyordu. O parlamanın altında Lin Dong’un kaynayan kanı bile giderek sakinleşmişti.

“İşe yaradı mı?”

Lin Dong avcundaki taş tılsıma şok içinde bakıyordu. Bir an için kaybolmuş gibi hissetmişti. O korkunç Kan Ruhu Kuklası gerçekten bu kadar hızlı mı mühürlenmişti?

“Daha ne istiyorsun?” Küçük Sansar gözlerini devirirken uyuşuk sesi etrafta yankılandı. Taş tılsımın mühürleme güçlerini aktifleştirmek için gücünü biraz kullanması gerekmişti.

“O Kan Ruhu Kuklası henüz tamamen yenilenmemişti. Bu yüzden taş tılsımın da yardımıyla onu mühürlemek çok zor olmadı. Elbette bunun hepsi taş tılsım sayesinde oldu. Tılsımın yardımı olmadan hiçbir Dışavurum kademeli geliştirici onunla savaşamaz.”

Lin Dong kafasını sallarken biraz şaşırmıştı. Az önce Kan Ruhu Kuklasının gücünü açıkça görmüştü. Dahası, o zaman Kukla gücünün en üst seviyesinde de değildi. İlerde eğer onu tamamen kontrol altına alabilirse bu onun için çok faydalı olacaktı.

“Hadi taş tılsıma girelim ve mührü kontol edelim.”

Lin Dong elindeki taş tılsımı kavradı ve taş tılsım avcuna nüfuz etti. Ardından bir düşüncesiyle bir Zihinsel Enerji izi hemen taş tılsıma girdi.

Taş tılsımın içinde Lin Dong havada süzülüyordu. Ondan biraz uzakta geniş bir hava balonu vardı. Hava balonu, güçlü mühür katmanlarından oluşan sayısız sembolle kaplanmıştı.

Hava balonunun ortasında Kan Ruhu Kuklası acımasızca hava balonuna saldırıyordu. Ama şu an kavanozdaki bir kaplumbağa gibi görünüyordu. Lin Dong taş tılsımın gücünü aktifleştiremese de burada kuklanın hayatı onun ellerindeydi.

Lin Dong hava balonu içindeki Kan Ruhu Kuklasına yakından bakıyordu. Balonun çevresindeki sayısız sembolün bedenini deldiğini görebiliyordu. Dahası, o semboller bedenine her girdiğinde sanki bakışlarındaki zalimlik o semboller tarafından silinip atılıyormuş gibi bakışları sönüyordu.

“Bu mühür oluşumu, Kuklanın zalimliğini azaltıyor. Ama şu an sen çok zayıfsın. Bu yüzden bu adım uzun bir zaman alabilir,” dedi Küçük Sansar. Lin Dong içerde çırpınan kuklaya bakıyordu.

“Oluşumun içine Zihinsel Enerjinden biraz koy.”

Lin Dong kafasını salladı. Ardından zihninde bir hareketlenme oldu ve bir Zihinsel Enerji izi zihninden çıktı ve hava balonuyla kaynaştı. Zihinsel Enerji izi başarıyla karıştıktan sonra hava balonunun tepesinde dalgalanmalar ortaya çıktı. Ardından Zihinsel Enerji izi ikiye ayrıldı ve her sembole yapışıp kuklanın bedenine girdi.

“Şimdi Zihinsel Enerjin o sembollerle birlikte Kuklanın bedenine giriyor. Zaman geçtikçe Zihinsel Enerjin, Kukla’nın bedeninin içinde bir damga oluşturacak. Damgalama bittiğinde de Kukla tamamen senin kontrolünde olacak.”

“Tamamen evcilleştirilmeden de bana saldırmasını önlemenin bir yolu yok mu?” Lin Dong kaşlarını çattı. Yakın bir gelecekte Lin Klanı’nın Aile Buluşmasına gitmesi gerekecekti. Kan Ruhu Kuklası’nın yardımı olmazsa bu, işin içine biraz daha belirsizlik katardı.

“Teorik olarak konuşuyorum… evet.” Küçük Sansar kafasını salladı. Lin Dong’un kaşlarını çattığını gördüğünde tembelce pençelerini salladı ve konuştu: “Gerçekten kritik bir durumda bunu işin içine katabilirsin. Ama şunu unutma ki çok uzun süre kullanamazsın. Taş tılsımın kontrolü olmadan kukla tekrar hiddetlenecek ve yine senin başına dert olacak.”

Sözlerini duyunca Lin Dong rahatlamayla bir iç çekti. Bununla birlite Kukla üstünde anlık bir kontrole sahip olması bile on çok büyük bir güvenlik sağlardı.

“Kukla çok güçlü olsa da henüz en iyi noktasında değil. Onu tamamen kontrol edebildikten sonra belki onu geliştirmenin yollarını ararız…” dedi Küçük Sansar kuklaya bakarak.

“Oh? Bu kuklanın gücünü artırmanın bir yolu mu var?” Lin Dong şaşırmıştı. Bu kukla zaten korkunç derecede güçlü. Eğer yükseltilirse bütün bir Büyük Yan İmparatorluğu’nu kontrolü altına alamaz mı?”

“Hehe, tabi ki mümkün. Ama bunu yapabilmek için Nirvana haplarına ihtiyacın var. Bakalım… Ruh Kuklası da tıpkı dokuz Nirvana kademesi gibi dokuz kademeye ayrılıyor. Şu an bu kukla, birinci kademe Ruh Kuklası olmalı. Eğer başka bir yüz seksen bin Nirvana hapı yutarsa ikinci kademeye ilerleyebilir. O zaman da ikinci kademe Nirvana geliştiricisine denk düşer…” Küçük Sansar tuhaf bir kahkaha attı.

“Yüz seksen bin Nirvana hapı…”

Dediklerini duyunca Lin Dong’un yüzü seğirdi. Daha önce tablette Nirvana hapları için Lin Langtian’la savaşmış ve yüz binlerce Nirvana hapını kaçırmayı başarmıştı. Bu da Lin Langtian’ın ondan iliklerine kadar nefret etmesine yetecek bir sebepti. Ama kuklayı yükseltmek için hiç bu kadar çok sayıda Nirvana hapına ihtiyacı olacağını düşünmemişti. Büyük Yan İmparatorluğu’ndaki bütün seçkin tarikatlar arasında bu miktarı karşılayabilecek çok az tarikat vardı.

“Dahası, şimdi sen Dışavurum kademesine ilerliyorsun bu yüzden Nirvana kademesi için de hazırlanmalısın. Hesaplarıma göre Nirvana kademesine saldırmak için gerekli olan Nirvana enerjisini toplamak için ortalama aynı miktarda Nirvana hapına ihtiyacın olacak,” dedi Küçük Sansar tembelce.

Lin Dong kafasını sallarken acı acı güldü. Nirvana Hapları çok değerliydi ve Nirvana kademesine saldıracak her geliştirici onlara birer mücevher gibi davranırdı. Bu yüzden o Nirvana hapları raflardan hemen tükenirdi. Şimdi Büyük Şeytan Tarikatı ve diğer tarikatlardan iki milyon Saf Yuan hapı alacak olsa bile onları Nirvana hapı almak için kullanırsa neredeyse hiç fark olmazdı.

“Önce bu konuyu rafa kaldıralım. Lin Klanı gibi seçkin bir klan bile bu kadar çok miktarda Nirvana Hapını tedarik etmekte zorlanır.”

Lin Dong iç çekti. Başı ağrımaya başlamıştı. Büyük Yan İmparatorluğu’nda Nirvana kademeli çok az geliştirici olduğunu biliyordu. Bunun sebebi gerekli olan Nirvana haplarını toplamasının bile çok zor olmasıydı. Dahası, toplasanız bile başarabileceğinizin garantisi yoktu. Birçok seçkin geliştirici Nirvana kademesine ilerlemeyi denemiş ama başarısız olmuşlar ve parçalanarak ölmüşlerdi.

“Korkunç Kukla Ekolü’nde gizlenmiş Nirvana hapları olmalı. Hepsini alsan bile Büyük Şeytan Tarikatı sana karşı çıkmaz. Sonuçta Korkunç Kukla Ekolü’nü bitirerek onlara büyük bir iyilik yaptın. Eğer itiraz etmeye cüret ederlerse onların da icabına bakarsın.”

Lin Dong gülümsedi ve kafasını salladı. Büyük Şeytan Tarikatı gibi tarikatlara karşı bir hoşnutsuzluğu olmasa da düşkünü de değildi. Bu yüzden onları çok silahlandırmanın bir anlamı yoktu.

“Tamam. Hadi gidelim. Önce buradan çıkalım ve Kuklanın tılsım tarafından temizlenmesine müsaade edelim. Bu sefer alacağımız dönüt beklentilerimin de üstünde olacak.” Lin Dong elini salladı ve ruhani bedeni giderek kayboldu. Ardından Küçük Sansar hava balonu içindeki kuklaya bir bakış attı ve onun da bedeni taş tılsımın ruhani alanından giderek silindi.

Lin Dong’un sıkıca kapanmış gözleri mağaranın içinde açıldı. Ardından daha fazla oyalanmadan Küçük Alev’e el salladı ve arkasını dönüp mağaradan çıktı.

Lin Dong adımlarını takip ederek geri çıktı. Mağaradan çıktığında yolu da dağıttı. Sonra dağın zirvesine doğru gelişigüzel yürümeye başladı.

Lin Dong bir kez dah dağın zirvesine çıkınca ortalığın sakinleştiğini gördü. Şeytan Tarikatının birçok üyesi etrafa dağılmış hazineleri arıyordu.

Dağın zirvesinde duran Mu Lei ve diğerleri Lin Dong’u görünce yaptıkları şeyi bıraktılar. Eylemleri son derece saygılı ve ona karşı tedbirliydi. Bugünkü yeri yerinden oynatan savaştan sonra Büyük Harabe Eyaleti’nde Lin Dong’a saygısızlık yapabilecek herhangi bir tarikat yoktu.

“Komutan Mu, görünen o ki aramak için çok efor harcamışsınız…” Lin Dong hırsıza benzeyen Korkunç Kukla Ekolü’nü yağmalayan takıma bakarken gülümsedi.

“Haha, Lin Dong kardeşim, neden bahsediyorsun?”

Onun sözlerini duyunca Mu Lei ve diğerlerinin kalp ritmi hızlandı ve birbirlerine baktılar. Aynı anda Qiankun çantalarını çıkarttılar ve konuştular: “Lin dong kardeşim, Dışavurum kademesine ilerledin. Gelişim hızına bakarsak Dışvurum kademenin zirvesine yakın bir zamanda ulaşacaksın ve o zaman da birçok Nirvana hapına ihtiyacın olacak. Bu Nirvana hapları Ekol’den alındı. Bunu sana arkadaşlığımızın iyi niyeti adına sunmak istiyoruz.”

Durumu görünce Lin Dong’un yüzünde bir gülümseme belirdi. Bu herifler oldukça keskin tiplerdi. Özensizce Qiankun çantalarını kavradı ve Zihinsel Enerjisi çantaların içine girdi. İçleri gerçekten Nirvana Hapıyla doluydu. Binlercesi var gibiydi.

“Bütün bir Korkunç Kukla Ekolü’nün bu kadar mı Nirvana hapı varmış?”

O Qiankun çantalarını laubalice kavradıkça kafasını da istemsizce salladı.

Lin Dong’un çantalarını laubalice kavradığını gördüklerinde biraz tereddüt ettiler. Onlar da Dışavurum kademesindelerdi ve onlar da Nirvana hapına ihtiyaç duyuyorlardı. Ama şimdi eğer bu Nirvana haplarını vermezlerse Lin Dong daha acayip bir şey isteyecekti ve onlar da kabul etmek zorunda kalacaklardı.

“Burada bir gün daha kalacağım. Yarın, bana söz verdiğiniz miktarda Saf Yuan hapını aldıktan sonra gideceğim. Şimdi Korkunç Kukla Ekolü’nün bölgelerini nasıl paylaşacağınızı konuşmakta özgürsünüz.” Lin Dong Nirvana haplarını aldı ve Mu Lei’ye doğru konuşurken gülümsedi.

“Lin Dong kardeşim nereye gidecek? Eğer düşünürsen Büyük Şeytan Tarikatı’nda bir lider yardımcısı eksik… Haha, şu an kızım da evlenecek yaşta…” dedi Mu Lei onun sözlerini duyunca.

“Baba!”

Mu Lei’nin arkasında duran Mu Qianqian onun sözlerini duyunca yüzü kıpkırmızı oldu. Şu an son derece alımlı görünüyordu.

Wu Zong ve diğerleri de şaşırmıştı. İçten içe küfrettiler. Ama onların Mu Qianqian kadar çekici bir kızlrı yoktu bu yüzden ancak avuçlarını yalayabilirlerdi.

“Haha, teklifiniz için teşekkür ederim Lider Mu. Ama Büyük Harabe Eyaleti’nden yakında ayrılacağım. Bir daha hiç geri dönmeyebilirim. Bu nedenle bu cömert hediyenizi kabul edemem.”

Lin Dong istemsizce gülümsedi. Onu işe almak için bu yaşlı adam kendi kızını bile feda etmeyi düşünmüştü. Ana hedefi burada değildi…

Bunu düşününce Lin Dong kafasını kaldırdı ve kuzeye doğru baktı. “Lin Langtian, iki yıl dolmak üzere. Bakalım bu süreçte karşımda saygısızca davranacak niteliklere hala sahip misin?” diye geçirdi içinden.