Bölüm 337: Kararlı Davranmak

avatar
1293 2

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 337: Kararlı Davranmak


çevirmen: heisennibal


“Gizemli Taş Tılsım'ı mı kastediyorsun?”

 

Lin Dong kendi avcuna baktı şaşırarak. Kendini toplarken gözlerinde bir memnuniyet vardı.

 

“Evet.” Küçük Sansar kafasını salladı ve devam etti: “Gizemli Taş Tılsım gizemlerle dolu. Sadece kendi gücüyle bile Kan Ruhu Kuklası'nı mühürleyebilir. İlerde eğitime onunla devam edersen muhtemelen onu baskılayabilirsin.”

 

“Sadece Gizemli Taş Tılsım’ın gücüyle Kan Ruhu Kuklası’nı mühürleyebileceğimize emin misin?” diye sordu Lin Dong avcuna bakarken. Bu gülünecek bir konu değildi. Eğer Kan Ruhu Kuklası’nı serbest bırakabilir ve mührü de kıramazsa o zaman muhtemelen Kan Ruhu Kuklası’nın ilk yaralısı, ölüsü olabilirdi.

 

“Kendime güvenim tam olmasa bile en az yüzde yetmiş şansımız olduğunu düşünüyorum,” dedi Küçük Sansar bir an tereddüt ettikten sonra.

 

“Nirvana kademesine ilerleyebilirsen Gizemli Taş Tılsım’ı kolayca aktifleştirebilir ve bu Kan Ruhu Kuklası’nı mühürleyebilirsin.”

 

Onun sözlerini duyunca Lin Dong istemsizce gözlerini devirdi. Nirvana kademesinde olsaydı zaten bu kukladan korkması gerekmeyecekti. Bununla birlikte Küçük Sansar’ın yüzde yetmiş ihtimal dediğini duyduğundan beri biraz şüpheli hissediyordu. Sonuçta eğer bu konuyla özenli bir şekilde ilgilenmezse muhtemelen onun için büyük bir problem olacaktı. İleri Dışavurum kademeli bir geliştiriciyle savaşacak kadar güçlü olsa da bu özel kuklanın karşısında yeteneği hiçbir şey ifade etmiyordu.

 

“Evlat, her şeyde risk vardır. Kan Ruhu Kuklası’nı kontrol altına alabilirsen Büyük Yan İmparatorluğu’ndaki hiçbir şey seni tehdit edemez,” dedi Küçük Sansar ve devam etti: “Teng Sha’yı yenmeyi başarmış olsan bile tahminlerime göre o herif ortalama bir Dışavurum kademeli geliştiriciydi. O çatlağın içinde altı ay boyunca kendini eğittin. O sürede Lin Langtian muhtemelen başlangıç Dışavurum kademesine ulaşmıştır. Hatta Lin Klanının zenginliğiyle ileri Dışavurum kademesine bile bir atılım gerçekleştirmiş olabilir.” Küçük Sansar’ın bakışları Lin Dong’u süzüyordu. “Hem sana şunu söyleyeyim; daha öncesinde onun bedeninin derinliklerinden son derece özel bir hissiyat almıştım. O herif sıradan biri değil. Senin gücün harika bir şekilde artmış olsa da ikiniz savaşırsanız sonuç belirsiz olurdu.”

 

“Bedeninde ne var?” Lin Dong’un yüzü değişti. Küçük Sansar ona bu konudan hiç bahsetmemişti.

 

“Ben de emin değilim. Dışavurumcu Savaşçı Tablet’teyken bir anlığına hissetmiştim. Sonra hemen silinip gitti. Bu yüzden tam emin değilim. Belki bir hata da olabilir ama yine de en iyisi tedbirli olmak.” Küçük Sansar’ın sesi derinden yankılanmıştı.

 

“Bu Lin Langtian’ın sadece olağanüstü bir gelişim yeteneği yok; aynı zamanda son derece şanslı da. Bu yüzden bunca yıl boyunca şansının ona gülmemesi imkansız değil. Lin Klanının ona tam desteği de olduğu için sadece genç nesil değil birçok tarikat lideri de onunla başa çıkamaz,” dedi Küçük Sansar ve devam etti: “Şimdi sen ve Lin Langtian tamamen kavgalısınız. Bir sonraki Aile Toplantısına gittiğinde muhtemelen sana bir hamle yapacak. Ama sen bu Kan Ruhu Kuklası’nı kontrol altına alabilirsen korkacak bir şeyin kalmaz.”

 

Lin Dong bir süre sessiz kaldı. Aslında Yiyip Bitiren Ata Sembol’ü aldıktan sonra gücünün korkunç bir şekilde artmasıyla bunun, Lin Langtian’ı yenmek için yeterli olacağına inanıyordu. Ama Küçük Sansar’ın sözlerini duyduktan sonra rakibini ne kadar küçümsediğini fark etti.

 

Dahası, Lin Langtian ileri Dışavurum kademesine ulaşmamış ola bile gücü, Teng Sha’nın gücünden kesinlikle fazlaydı. En azından Tablet’in karşısında güçlü savaş sanatlarından birini almıştı o da. Lin Langtian’a karşı bu kadar tedbirli olmasının sebebi onun kaç tane Dışavurum kademeli savaş sanatına sahip olduğunu kimsenin bilmemesiydi. Lin Klanı statüsüne dayanarak Lin Dong sadece birkaç tanesine sahip olduğuna inanmıyordu. Bu durumda Lin Langtian’ın savaş gücü gerçekten korkunç oluyordu. Eğer Lin Dong onunla savaşırsa bu, iki kaplan arasındaki bir savaş gibi olacak ve son derece şiddetli olacaktı.

 

Hem en önemli şey Lin Langtian’ın Lin Klanı tarihindeki en çok takdir edilen kişi olmasıydı. Eğer Lin Langtian’la savaşmayı seçiyorsa Lin Klanından da biraz direnişle karşılaşacaktı. O zaman da Lin Dong’un Lin Klanını kontrol altına almak için elinde bir kozu olmalıydı.

 

Şu an bu gizemli kukla bir hediye gibi gelmişti.

 

İyice düşünüp taşındıktan sonra bakışlarındaki tereddüt sonunda silinmişti ve sonunda kafasını salladı. “Tamam, hadi yapalım!”

 

Ne olursa olsun bir sonraki Aile Toplantısında en baş döndüren performansı sergilemek istiyordu; kimse yolunda duramayacaktı!

 

Sözlerini duyduktan sonra Küçük Sansar kafasını salladı. Karanlık mağaraya bakarken bakışları ciddileşti ve konuştu: “Bu mühür gerçekten gizemli. Enerji kaynağı yerden fışkıran Yin Enerjisi. Yin Enerjisini kapatabilirsek mühür kendi kendine parçalanacaktır. O zaman, mühür kırıldığında, Gizemli Taş Tılsım’ı aktifleştireceğim ve Kuklayı taş tılsıma mühürleyeceğim. Heh, kukla bir kere taş tılsıma girince eninde sonunda teslim olmak zorunda kalacak!”

 

“Tamam ben gidip Yin Enerjisini kapatayım.”

 

Lin dong derin bir nefes aldı. Ardından bakışları hala bir sürü geniş metalik zincirle bağlanmış o kanlı gölgeye kilitliyken ileri bir adım attı. Sonra avcunu döndürdü ve bir kara delik kendini göstermeye başladı. Derhal zihnini o kara deliğe yoğunlaştırdı ve bu da onun kendisini hızla genişletmesine neden oldu.

 

“Wu Wu!”

 

Kara delik genişlerken kuvvetli Yiyip Bitiren Güç akımları ileri atılmaya başladı. Alttan çıkan bütün Yin Enerjisi kara delik tarafından yutuluyordu. En ufak bir enerji damlacığı bile kaçamazdı.

 

Yin Enerjisi kapandığı anda geniş metal zincirler üstündeki semboller de değişip solmaya başladı. Işıkları da zayıflıyor ve zincirler üstünde küçük çatlaklar oluşmaya başlıyordu.

 

Lin Dong bu görüntüye ciddiyetle bakıyordu; bakışları kanlı figüre sabitlenmişti. Bunun sebebi bu kanlı heykelin titremeye başladığını fark etmesiydi. Aynı zamanda son derece şiddetli bir şok dalgası da bedeninden yavaşça yayılıyordu. Görünen o ki canavar uykusundan uyanmıştı.

 

“Growl!”

 

Lin Dong’un yanında duran Küçük Alev de derin bir şekilde kükredi. Bedenindeki kanlı pullar titremeye başlamıştı. Sanki o kanlı figürün bedeninden yayılan o son derece tehlikeli aurayı o da hissetmişti.

 

Xi Xi Suo Suo…

 

Mağaranın duvarlarına yayılmış bütün semboller birer birer sönüyordu. Sanki o büyük oluşumun gücü azalıyor gibiydi.

 

“Hua la la…”

 

Bütün bu semboller sönmeye başlamışken o karanlık mağarada zincirlerden aniden sağır eden bir hua-la-la sesi yayılmıştı. Bu sesi duyunca Küçük Sansar’ın ve Lin Dong’un bakışları dondu. Sebebi şu an gördükleri şeydi: o geniş metalik zincirlerle bağlanmış kanlı figür, başını yavaşça kaldırmıştı.

 

O kanlı gölge kafasını kaldırdığı anda iki kan renkli göz Lin Dong’un önünde belirdi. O gözlerde duygudan en ufak bir iz yoktu. Onun yerine tıpkı bir vahşi yaratığınki gibi sonsuz bir zalimlik ve acımasızlıkla doluydu.

 

“Kan Ruhu Kuklası uyandı…”

 

O kan kırmızısı gözler ona bakınca Lin Dong bütün bedeninin buz kestiğini hissetti. Aynı zamanda bedenindeki bütün Yuan Gücü bir gelgit dalgası gibi hızla ileri fışkırıyordu.

 

“Roar!”

 

Kuklanın gözlerindeki kırmızılık yoğunlaştı. Hemen sonra yaratıklarınkine benzer bir şekilde kükredi. Bedeni sallanırken üstündeki bütün zincirlerden kurtulmuştu. Mühürler gücünü kaybettikten sonra tabi ki o zincirler bu kuklayı tutamazdı.

 

“Kan… Kan…”

 

Kan Ruhu Kuklası, metrelerce uzunluktaki zincir boyunca sürükleniyordu. Mühür etkisini kaybedince gözleri, Lin Dong’un bedenine kilitlenmişti. Bedeninden yayılan bu kanlı hissiyat gözlerindeki kırmızılığın yoğunlaşmasına sebep olmuştu.

 

“Hua la!”

 

Gözlerindeki kırmızı renk yoğunlaşırken o Kan Ruhu Kuklası’nın figürü parladı ve mağaranın üstünde şimşek hızıyla belirdi. Ardından o geniş zincirler bir rüzgar sesiyle Lin Dong’a doğru uçmaya başladı. Dahası, o geniş zincirlerde özel bir kanlı enerji vardı.

 

Kan Ruhu Kuklası’nın gelen saldırısını gördüğünde Lin Dong şaşırdı. Ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyordu. Bu yüzden tabi ki ona karşılık vermedi ve hızla kaçtı.

 

O zincirler zemine karşı uçtuğunda bütün zemin titremeye başladı; neredeyse yüz metrelik bir çatlak oluşmuştu. Bu manzara Lin Dong’un tüylerini diken diken etti. Bu darbe ona gelmiş olsa muhtemelen anında parçalanırdı.

 

“Hua la la!”

 

İlk saldırısı başarısız olunca kuklanın gözlerindeki kırmızılık yoğunlaştı. Ardından o zincirler tıpkı devasa bir piton gibi bir kez daha Lin Dong’a doğru uçtu.

 

Bu kukla henüz serbest kaldığı için hisleri de o kadar keskin değildi. Ama yavaşça kendini onarıyor ve gücü de korkunç bir hal alıyordu. İyice kendine geldiğinde Lin Dong’un saldırılardan kaçması da pek mümkün olmayacaktı.  

 

Bir kez daha saldırdığını görünce aceleyle bağırdı: “Küçük Sansar, hadi çabuk yap şunu!”

 

Öteki tarafta Küçük Sansar’ın ifadesi, pençelerini hareket ettirirken ciddiydi. Aniden beyaz bir ışık ışını pençelerinden çıktı ve mağaranın üstünde, havada asılı kaldı. Hemen sonra bir süt beyazı ışık ışını serisi fışkırdı. Işık ışınları belirdiğinde hemen, her yönden gelen enerji zincirlerine dönüştüler ve kendilerini Kan Ruhu Kuklası’nın etrafına sardılar.

 

“İşe yaradı!”

 

Bu manzarayı gördüğünde Lin Dong aşırı memnun olmuştu.

 

“O kadar kolay olmayacak!” Ama Küçük Sansar çaresizlikle kafasını salladı.

 

“Boom!”

 

Küçük Sansar’ın sözleri bitince kanlı bir kol enerji zincirlerinden oluşan kozayı keskin bir bıçak gibi keserken korkunç bir öldürme isteği ortaya çıktı ve Lin Dong’un ifadesi gitgide sertleşti. Kan Ruhu Kuklası’nın gücü korkun bir hızla iyileşmişti!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr