çevirmen: heisennibal

Ani bir rüzgar esti ve beraberinde mide bulandırıcı bir koku getirdi. Alanda oluşan kan havuzuna bakarlarken Korkunç Kukla Ekolü geliştiricileri, içlerinden gelen bir üşüme hissetmişlerdi.

“Ne güçlü bir Zihinsel Enerji… muhtemelen yüksek kademeli Sembol Ustası seviyesinde!” Bu sahneye tanık olaunca Mu Lei şok oldu. Derin bir nefes aldı.

Yanında duran Mu Qianqian da bu sözleri duyunca dudaklarını ısırdı. Olanlara inanamıyormuş gibiydi. Lin Dong’la tanıştığı zamanda zihinsel enerjisinin düşük kademeli Sembol Ustası seviyesinde olduğunu net bir şekilde hatırlıyordu. Ama bir yıldan az bir sürede bu kadar gelişim göstermesi…

Yüksek seviye Sembol Ustası kuvvetli bir Zihinsel Enerjiye sahiptir. Hatta bütün Büyük Harabe Eyaleti’nde bile sadece birkaç kişi onunla eşleşebilir. Dışavurum kademesine yarım adım seviyesinde bir geliştirici olan Cao Zhen’i tek bir avcuyla öldürebilmesi şaşırtıcı değildi.

Koltuklarda oturan diğer tarikatların liderleri de Lin Dong’un hareketlerinden korkmuşlardı. Hatta normalde Korkunç Kukla Ekolü’nün yanında kalmayı planlayan tarikatların gözleri parlamıştı ve gizlice Yuan Güçlerini geri çekmişlerdi. Eğer Lin Dong Korkunç Kukla Ekolü’ne tek başına karşı çıkacak kadar güçlü değilse Ekolü memnun etmek için arbedeye katılırlardı. Ama bu manzara Lin Dong’un intihar görevinde olmadığını; gerçekten kuvvetli bir güce sahip olduğunu göstermişti. Bu yüzden durumu tekrar dikkatlice değerlendirmeleri gerekiyordu.

Sonuçta Korkunç Kukla Ekolü gerçekten Lin Dong tarafından yok edilirse o zaman bu yol arkadaşları da aynı kaderi yaşayacaklardı. Bunun gerçekleşmesi ihtimali düşük olsa da tarikat lideri olabilecek herkes hesapçi birer bireydi. Bu yüzden doğal olarak hiçbiri böylesine riskli bir konuya girişmezdi.

Bütün arena şaşkındı. Lin Dong’un hoş fakat aldatıcı tavırları birkaç kişinin nefesini kesmişti.

“Ne muhteşem bir çocuk!”

Teng Sha da Lin Dong’un hareketlerinden dolayı çok şaşkındı. Özellikle koltuklarda oturan çeşitli tarikat liderlerinin hareketlerini fark ettiğinde yüzü tamamen kasvetli bir hal almıştı. Göz kapakları seğirirken öfke dolu sözleri yavaşça ağzından çıkmıştı.

“Görünen o ki bu altı aylık zamanda çatlakta sadece canlı kalmakla kalmamış bir de gücünü yükseltmişsin. Korkunç Kukla Ekolü’me girecek cesareti bulmuş olmana şüphe yok. Ama bugün bu tarikat lideri sana ne kadar aptalca davrandığını gösterecek!”

Konuştuktan sonra Teng Sha ileri bir adım attı ve bedeninden kuvvetli bir Yuan Gücü bir gelgit dalgası gibi çıktı. Aniden son derece kuvvetli ve baskın bir aura, bütün alanı sardı ve Lin Dong’a doğru akmaya başladı.

“Tarikat liderinin önünde diz çök!”

Güçlü ve baskın aura Lin Dong’un etrafını sararken aşırı güçlü bir güç de Lin Dong’u zeminden onu zorluyordu. Bu baskının altında başlangıç Dışavurum kademeli bir geliştirici bile acınası bir duruma düşerdi.

“Kim olduğunu sanıyorsun?” Dışavurum kademesine yarım adım seviyesindeki bir geliştirici, bu saldırı karşısında çok dikkatli olurdu ama Lin Dong görmezden gelmeyi tercih etmişti. Bir kıkırdamayla arkasında bir kara delik belirdi. O aura kara deliğe değdiği anda anında yok olmuştu.

“Ne tuhaf bir teknik!” Kara deliğe bakarken Teng Sha’nın yüzü donmuştu. Aurası ne kadar güçlü olursa olsun o kara deliğe değdiği anda hepsinin yok olacağını anlamıştı. Tek bir lokmada yutuluyor gibiydi.

Lin Dong’un saldırısı beklediğinin çok üstünde güçlü olsa da sonuçta Teng Sha ileri Dışavurum kademeli bir geliştiriciydi. Buz gibi bir parlama gözlerinde belirdi ve ellerini uzattı. Ardından etkin Yuan Gücü önünde toplandı ve yaklaşık olarak yüz metre yüksekliğinde Yuan Gücü tepelerine dönüştü!

Bu tepe havada süzülüyor ve güneşi kapatıyordu. Tepenin yüzeyinde son derece kuvvetli Yuan Gücü dalgalanmaları vardı. Gerçek bir dağ aurasının izlerini bırakıp gerçek bir tepe gibi görünmesine sebep oldu!

İleri Dışavurum kademesine bir atılım gerçekleştirdikten sonra Teng Sha Yuan Gücü yaratımı konusunda bir usta olmuştu. İnsanların çoğu obje yaratmak için Yuan Gücü kullandıklarında sadece onları taklit edebiliyorlardı. Ama Teng Sha tarafından yaratılan bu tepe sanki gerçek bir objeymiş gibi görünüyordu. Orijinal formuna ve ruhuna sahipti. Bu yüzden son derece güçlüydü!

Arenada birçok insan şok olmuştu. Böylesine devasa bir Yuan Gücünü tek eliyle oluşturabilmek… Muhtemelen bunu yapabilecek tek kişi Teng Sha’ydı.

“Dışavurum Dağı!”

O dağ oluştuğunda Teng Sha’nın gözlerinde zehirli bir ifade vardı. Ardından o dağ, kasvetli gölgesiyle beraber aşağı doğru indi ve Lin Dong’a doğru şidddetle uçtu. Dağın altında sayısız hava patlaması oluşuyor ve aşağıdaki arenada sayısız delik açıyordu.

Kendisine doğru gelen dağa bakarken Lin Dong avcunu uzattı ve Antik İlahi Pullu Teber’i elinde belirdi. Teber sallanırken etkin bir Yuan Gücü yayılıyordu.

“İlahi Pullu Teber tekniği, teber tekniklerinin kombinasyonu!”

Teber gölgeleri çılgınca dans ederken görkemli bir altın parlama ileri atılmıştı. Altın parlamanın ortasında kocaman, korkunç bir balık, kızgın bir piton, devasa bir ejderha veilahi bir ejderhanın gölgeleri belirmişti ve hızla bir araya toplanmışlardı. Ardından ufukları aşmışlar ve o Dışavurum Dağı’na şiddetle çarpmadan önce altın bir parlamaya dönüşmüşlerdi.

Gücü arttıkça Lin Dong teber tekniklerinin dördünü birden aynı anda kullanabilmeye başlamıştı ve bu kombine gücü oldukça kuvvetliydi.

O devasa altın parlama tıpkı ilahi bir ejderha gibiydi. Sonunda kalabalığın bakışları altında dağa şiddetle çarptı. Kasırga benzeri bir enerji fışkırmıştı.

“Ezileceksin!”

Lin Dong’un öfkeli bağırışı yankılanınca altın parıltının içinden başka bir görkemli parıltı daha belirdi. O ilahi ejderha kükredi ve pençelerini salladı; dağı doğrudan ikiye ayırmıştı.

“Boom!”

Kalabalığın şaşkın bakışları altında Dışavurum Dağı patladı ve sayısız kaya etrafa saçıldı. Teng Sha’nın güçlü saldırısı, Lin Dong tarafından doğrudan patlatılmıştı.

“Teng Sha, beni böyle bir saldırıyla öldürmeyi ancak rüyanda görürsün!” Dışavurum Dağı’nı tek bir mızrak saldırısıyla delip geçerken Lin Dong istemsizce kıkırdadı. Ama Teng Sha’ya tekrar bir saldırı şansı vermeden figürü aniden ileri atıldı. Aynı anda cam benzeri bir parlama bedeninden yayıldı. Yeşim Fırtına Vücut’u etkinleştirmiş gibiydi.

Lin Dong belli ki inisiyatifi ele geçirip önce saldırmayı planlamıştı. Kalabalıktaki birkaç kişi şok içinde bağırdı. İleri Dışavurum kademeli bir geliştiriciyle savaşırken bile inisiyatif alıp saldırmaya cüret etmişti. Cesareti gerçekten emsalsizdi.

“Küçük piç, sadece konuşmakta iyisin. Bak bakalım şimdi bu tarikat lideri seni nasıl katlediyor!”

Lin Dong’un alay ettiğini görünce Teng Sha daha da öfkelenmişti. Ardından iki figür arenanın ortasına indi; son derece vahşi bir saldırı ortaya çıkmıştı. Kalp hızlandıran bir enerji şok dalgası ileri atıldı.

“Boom boom boom!”

Kalabalığın bakışları altında iki figür havada düello yapıyorlardı. Birkaç saniye içinde çeşitli nöbetler geçirilmişti. Bu oldukça şiddetli bir savaştı.

“Harika bir herif. Teng Sha’yla savaşırken bile kaybetmiyor…”

“Teng Sha ileri Dışavurum kademeli bir geliştirici. Mu Lei ve Wu Zong bile onunla eşleşemiyor; o, Büyük Harabe Eyaleti’ndeki en üst seviyeli geliştirici. Ama Lin Dong onunla gerçekten nasıl eşleşebiliyor?!”

“Ne korkunç bir herif…”

“……”

Bu savaş herkesi şok etmişti ve fısıltılar etrafta dolanmaya başlamıştı.

Karmaşayı duyduklarında birçok seçkin ekol geliştiricisinin yüzü yapmacık bir hal almıştı. Ama bu son derece güçlü şok dalgasını hissettiklerinde ise karışmak istememişlerdi.

“Boom!”

Havada bir çok yüksek bir ses duyulurken iki figür de geri savrulmuştu.

“Haha, ileri Dışavurum kademesiymiş!”

Lin dong dengesini sağladıktan sonra bir kahkaha attı. Bedeninde birkaç yumruk izi vardı. Ama o cam gibi renk kendini yeniledikten sonra o izler de kaybolmuştu. Lin dong’un bedenindeki güç, muhtemelen Mu Lei’ninkinden fazlaydı.

Kahkaha attıktan sonra Lin Dong, Teng Sha’ya herhangi bir rahatlama şansı vermedi ve figürü ileri atıldı. Bedeninin hızla geçtiği her yerde bulanık figürler beliriyordu.

Dahası, onmları en çok şok eden şey her bulanık figür oluştuğunda Lin Dong’un bedeninden fışkıran Yuan Gücü titreşimlerinin daha da şiddetlenmesiydi.

Lin Dong’un figürü aniden Teng Sha’nın önünde belirdi. Ardından bedeninin arkasında dokuz bulanık figür ortaya çıktı. Aynı anda Yuan Gücü titreşimleri de son derece vahşileşmişti. Lin Dong’un yumruklarından yayılan Yuan Gücü kristalimsi bir parıltı yayıyordu.

“Dokuz Yıkım Mor Gölge!”

Lin Dong bir yumruk atarken Yuan Gücü, gözlerinden şiddetle fışkırıyordu. Aniden alandaki bütün Yuan Gücü hiddetlendi ve yuan Gücü yumruğu bir kasırga gibi Teng Sha’ya yöneldi.

Bu savaş sanatı, Lin dong’un Teng Lei’den aldığı dokuzuncu seviye savaş sanatıydı. Gücü arttığı için bu savaş sanatını tamamen etkinleştirebiliyordu. Bunun da gücü oldukça yüksekti.

Boom boom boom!

Karsırgaya benzeyen yumruğun geçtiği her yerde, alttaki sağlam zeminde bile devasa çatlaklar oluşmuştu. Bir örümcek ağı gibiydi ve birçok ekol geliştiricisinin paniklemesine sebep olmuştu. Bu, Lin Dong’un saldırısının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

Lin Dong’un karşısında duran Teng Sha da saldırının ne kadar güçlü olduğunu hissetmişti. Yüz ifadesi anında değişti. Ama herhangi bir geri çekilme emaresi göstermedi. Onun yerine ileri bir adım attı ve bağırışı etrafta yankılandı.

“Küçük piç, bu kadar kibirli olduğun için bu tarikat lideri sana ileri Dışavurum kademeli bir geliştiricinin gücünü bizzat gösterecek!”

Teng Sha bağırdıktan sonra son derece görkemli ve müthiş bir Yuan Gücü yüz metrelik bir dalga gibi yükseldi. Aurası son derece güçlüydü.