çevirmen: heisennibal

“Swish!”

Kan ışığı, gökyüzü boyunca tanımlanamaz bir hızla yol alıyordu. Lin Dong sadece bir kan ışık ışını görüyor ve bir sonraki an kan ışığının siyah gözlü kıdemlinin hayaletinin üstüne ulaştığını görüyordu.

“Break!”

Teng Sha’nın öfkeli kükremesi gökyüzünde yankılandı; çıldıran bir kumarbaz gibi görünüyordu. Mührü kırmak için elinden gelen her şeyi yapmştı. Eğer onu hala kıramazsa bu operasyon başarısız olacaktı.

Bu, Teng Sha’nın görmek isteyeceği türden bir sonuç değildi.

Kan ışığı aşağı inerken siyah gözlü kıdemlinin hayaleti kafasını kaldırmıştı. Siyah gözlerinin içinde hiçbir hareketlenme yoktu. Duru bir su gibi sakindi. Kan ışığı o siyah gözlerden yansıyor ve buz gibi bir bakışa sebep oluyordu.

“Onay almadan bu sembolle ilgili bir kaderin olamaz!”

Boş ve kadim bie ses, hayaletin ağzından yavaşça yankılanmıştı. Sayısız bakış altında parmağını tekrar uzattı ve sert görünen kan ışığını yavaşça işaret etti.

Kıdemlinin parmağı tekrar işaret edince gri bir renk bütün alanda aniden ortaya çıktı. Kocaman, yemyeşil ağaçlardan bazıları hızla solmaya başladı; sanki yaşam güçleri tamamen sökülüp alınmış gibiydi.

Dahası, yakınlardaki ekol üyeleri bile kendi yaşam güçleri koybolurken kafalarında yavaş yavaş beliren beyaz saçları onları şaşırtmıştı.

“Hemen geri çekil!”

Bu ani değişiklik sağ ve sol kıdemlilerin ifadeleri hızla değişmişti. Kuvvetli Yuan Gücü bedenlerinden fışkırdı ve geri çekilirken bedenlerini tamamen sardı. Gözlerinde korku vardı. Siyah gözlü kıdemlinin bedeninden belli belirsiz bir emiş gücü hissedebiliyorlardı. O emiş gücünün altında yaşam güçleri emiliyordu.

Sağ ve sol kıdemliler doğal olarak bu emiş gücünden en çok korkan kişilerdi. Oldukça yaşlılardı ve kalan seneleri parmakla sayılabilirdi. Eğer biraz bile kaybederlerse oracıkta toza dönüşebilirlerdi.

O ikilinin şaşkınlıkla geri çekildiğini görünce Korkunç Kukla Ekolü geliştiricilerinin kalplerinde bir korku yükseldi. Ne de olsa Korkunç Kukla Ekolü tarikatının seçkinleriydi ve hızlı bir şekilde geri çekilirken aşırı panik görünmüyorlardı.

“Buzz buzz!”

Dağın tepesindeki ağaçların hepsi, gri ışık siyah gözlü kıdemlinin parmak ucunda gri ışık belirince tamamen solmuştu. Gri ışık son derece sakindi; en ufak bir dalga yaymamıştı ama ölüm kokuyordu.

Siyah gözlü kıdemli bir kez daha işaret etti ve neredeyse katı gibi görünen ışık ışınına dokundu. Görkemli kan ışığının karşısında gri ışık son derece zayıf görünüyordu, sanki göz açıp kapayıncaya kadar sönecekti.

Bununla birlikte çok küçük bir ışık olsa da aşınma sırasında o parlak kan renkli ışık demetinin korkunç bir hızla kararmasına neden oldu. Birinin umutsuzluğa neden olan koyu grimsi renk, o renkli ışık huzmesini hızla yaymıştı.

“Crack!”

Grimsi parlama yayılırken kan rengi ışık ışınında çatlamalar oluşturmuştu. Ardından Teng Sha arkasında dururken hızla parçalandı. Neredeyse göz açıp kapanıncaya kadar milyonlarca saf Yuan Hapı tüketen o korkunç güçlü saldırı, o siyah gözlü kıdemlinin hayaleti tarafından geri püskürtüldü.

Dahası bu sefer kan rengi ışık huzmesini parçaladıktan sonra gri ışık sönmedi; bunun yerine hızla gökyüzüne yükseldi ve kan renkli göze şiddetle çarptı.

“Bang bang bang!”

Kan kırmızı göz darbeyi aldığı anda kopkoyu bir renge büründü. Göz, bir patlama sesiyle yavaşça soldu ve toza dönüştü. Ardından gökyüzünü kaplayan kan renkli büyük oluşum patladı. Bütün büyük oluşum bir anda parçalara ayrıldı.

“Plop!”

Büyük oluşum yok olurken ekolün geliştiricileri kıpkırmızı oldular ve ağız dolusu kan tükürmeye başladılar. Bir an için bütün zemin kanla kaplanmıştı. Anlaşılan hepsi tepkiyle karşılaşmıştı.

“Başarısız oldular…”

Gizli bir yerde saklanan Lin Dong yaralanan Korkunç Kukla Ekolü geliştiricilerine bakarken nefes nefese kalmıştı. Hemen sonra kafasını çevirdi ve siyah ışık topunun üstündeki kıdemli hayaletine korkuyla baktı. Bu, üstünden binlerce yıl geçen ve tamamlanmamış bir hayaletti ama Korkunç Kukla Ekolü’nün tamamı bile içindeki güce karşı çıkamamıştı. Lin Dong’un hiç şüphesi yoktu ki eğer o siyah gözlü kıdemlinin hayaleti biraz bile hücum yeteneğine sahip olsaydı kan, nehirler gibi akardı ve her yer cesetle kaplı olurdu.

Kan oluşumunun yıkımı, Korkunç Kukla Şehri’nin dışındaki sayısız insanı şaşırtmıştı. Korkunç Kukla Ekolü geliştiricilerinin birleşmiş gücünün başarısız olmasını kimse beklemiyordu.

Gece alana çökmüşt, Gizemli Kara Yin Dağı ölüm gibi sessizdi. Şimdi bir aptal bile bilirdi ki o siyah ışık topunun içinde son derece güçlü bir hazine vardı; yoksa böylesine güçlü bir mühre sahip olmaz ve Korkunç Kukla Ekolü de onu kırmak için böylesine fahiş bir fiyat ödemezlerdi.

Bu tür bir hazine herkesi baştan çıkartırdı. Herkes Korkunç Kukla Ekolü’nün ona geçici olarak sahip olduğunu bilse de bazı insanların kalbindeki açgözlülüğü bastırmakta başarısız olmuştu. Gerçek bir hazinenin karşısında insanların hayatı bile ucuz bir objeye dönüşüyordu. Korkunç Kukla Ekolü’nün ihtişamı daha ne olabilirdi?

Bütün bir dağ silsilesi ölüm gibi sessizdi; Teng Sha bu manzara karşısında şok olmuştu. Biraz sonra sonunda hislerini geri kazandı ve o hayalete öfkeyle baktı. Mührü kırmak için Teng Lei’yi kurtarma meselesini bile unutmuştu. Dahası bir milyondan fazla Saf Yuan hapı harcamıştı. Ama sonunda elinde hiçbir şey yoktu. Planlı bir adam olmasaydı kontrolsüzce kükrerdi.

“Bu nasıl mümkün olabilir?!”

Bununla birlikte Teng Sha’nın bedeni titriyordu. Böylesine büyük bir bedel ödedikten sonra eli boş mu dönecekti?

Şu anda sağ ve sol kıdemliler havaya fırladılar ve Teng Sha’nın arkasında belirdiler. Parlayan bir diskin üzerinde süzülen siyah gözlü kıdemlinin hayaletine bakıyorlardı. Acıyla gülümsediler ve konuştular: “Komutanım, görünen o ki bu konu üstünde uzun uzun çalışmalıyız. Artık büyük bir hazineye sahip olduğumuzu açığa çıkardığımıza göre bu, şüphesiz dikkat çekecektir.”

“Haha, Teng Sha, Korkunç Kukla Ekolü’nün böylesine büyük bir hazineye sahip olacağını hiç beklemezdim. Bence çok pintisin. Böylesine büyük bir hazine… Eğer onu birlikte eğlenmemiz için çıkarmış olsaydınız bu sorun uzun zaman önce çözülürdü ve bu aşağılanma da hiç yaşanmazdı.” Sağ ve sol kıdemliler konuştuğunda yüksek bir kahkaha sesi havada yankılandı. Ardından üç figür havada belirmeden önce bir fıcrtına sesi yankılandı.

Bu üç figür de siyahlar içindeydi. Öndeki bir tanesi orta yaşlı bir adamdı. Bu adam bir kaplanın sırtına ve bir ayının beline sahipti. Gözleri parlıyordu. Aynı anda da otoriter bir güçlü dolu son derece güçlü bir aura bedeninden yayılıyordu.

Onun arkasındaki iki zayıf kıdemli de gülümsüyorlardı, derileri siyah bir çelik gibiydi.

“Mu Lei! Büyük Şeytan Tarikatı’n benim Korkunç Kukla Ekolü’mün meselesine mi katılmak istiyor?” Bir anda ortaya çıkan üçlüye bakarken Teng Sha’nın yüzü kararırken bağırdı.

“Mu Lei? Bu gerçekten Büyük Şeytan Tarikatı’nın lideri. Büyük adam. Gerçekten başlangıç Dışvurum kademeli bir geliştirici.” Lin Dong önündeki manzaraya bakarken gözleri donmuştu. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu. Bu durum gittikçe kaotik bir hal alıyordu. Bu da onun tam ihtiyacı olan şeydi.

“Haha, ne diyorsun Teng Sha? Korkunç Kukla Ekolü’’n açıkça görünüyor ki bu tür değerli bir hazineyle başa çıkamıyor. Etkini boşa harcamayı bırak, neden beraber çalışmayalım ki? Belki bir şeyler bulabiliriz.” Düşünceler Lin Dong’un kafasında dolanırken başka bir kahkaha yankılandı. Başka bir üç figür daha gökyüzünde belirdi.

“Savaş İttifakı lideri, Wu Zong.”

Lin Dong beliren üç figüre bakarken yüzündeki gülümseme daha da genişledi. Beliren üçlü Büyük Harabe Eyaleti’nin en ünlü üç tarikatının üçüncüsüydü; Savaş İttifakı… ve Büyük Şeytan Tarikatı’ndan daha zayıf değillerdi.

Birkaç dakika içinde üç büyük tarikatın lideri de gerçekten ortaya çıkmıştı.

İki grup da geldiğinde Korkunç Kukla Şehri’nin dışı iyice huzursuz bir hal almıştı. Gizli yerlerde saklanan geliştiriciler kendilerini göstermişlerdi ve siyah ışık topuna bakarken gözleri kıskançlıkla dolmuştu.

Bu sahneyi görünce Teng Sha’nn ve diğerlerinin ifadeleri kararmıştı. Siyah ışık topunun cazibesini küçümsemişlerdi. Sadece Büyük Şeytan Tarikatı ve Savaş İttifakı’nın ilgisini çekmekle kalmamış, diğer tarikatlar ve geliştiriciler de Korkunç Kukla Ekolü’yle ilgili bastırmışlar ve huzursuz olmaya başladılar.

“Haha, Teng Sha, bu ışık topunun içinde gerçekten ne var merak ediyorum. Böylesine güçlü bir savunması var!” Büyük Şeytan Tarikatı Mu Lei içten bir şekilde kahkaha attı. Hemen sonra aniden gözleri parladı ve siyah ışık topuna doğru uzanıp onu kavradı.

Mu Lei hamlesini yapınca Savaş İttifakı lideri Wu Zong da kıkırdayıp hamlesini yaptı. Başka bir Yuan Gücü eli şekil aldı ve siyah ışık topuna doğru uzandı.

“Ne cesaret!”

Mu Lei ve Wu Zong’un hamlelerini yaptığını görünce Teng Sha’nın gözleri aniden karardı ve kükremesi gökyüzünde yankılandı.

“Bütün Korkunç Kukla Ekolü geliştiricileri, beni dinleyin! Korkunç Kukla Ekolü’nün sahip olduklarına kim el uzatırsa uyarı bile vermeden öldürün!”

Öfkeli kükreme yankılanırken korkunç bir öldürme niyeti de kara geceye eklenmişti…