çevirmen: heisennibal

Kırmızı ışık, bir şimşek gibi gökyüzünden geçiyordu, hafif bir fırtına sesi yankılandı. Bu kırmızı ışığın hızı son derece yüksekti. Bütün bir ufku kaşla göz arasında geçmişti ve derin dağların arasında bir dağ zirvesine indiler.

Lin Dong, Küçük Alev’in sırtından indi ve bilinçsiz yatan Teng Lei’yi yere fırlatıp ona hızlı bir bakış attı. Bu yer, Ulu Kukla Şehri’nden çk uzaktaydı ve bu sefer geri çekilirken son derece ihtiyatlı davranmıştı. Büyük olasılıkla Korkunç Kukla Ekolü’nün bütün gücüne rağmen onu kovalamak, onlara zor gelecekti.

“Ulu Kukla Şehri’nde Dışavurum kademesine yarım adım seviyesinde birinin saklandığını gerçekten hiç düşünmezdim. Korkunç Kukla Ekolü’nün gücü gerçekten küçümsenmemeli.” Lin Dong kaşlarını çattı. Normalde Ulu Kukla Şehri’ndeki Korkunç Kukla Ekolü kısmını yok edebilirdi ama Cao Zhen’in ortaya çıkışı planlarını bozmuştu. Şu anki gücüyle Qi Yaratıcı kademe arasındaki hiçkimse ona karşı çıkamazdı ama Cao Zhen gibi yüksek kademeli geliştiricilerle yüzleştiğinde Lin Dong bile bunu sıkıntılı bulabilirdi.

Daha önce de söylediği gibi; Cao Zhen gibi Dışavurum kademesine yarım adım seviyesindeki birini Büyük Harabe’nin Hapsedici İlahi Parmağı’nın gücünü ödünç alarak yenebilirdi ama onu öldüremezdi. Ne olursa olsun ikilinin gücü arasındaki fark hala orada duruyordu.

Elbette Küçük Sansar’ın gücüne güvenirse Cao Zhen’i öldürmek başka bir mevzu olurdu ama eğer yaparsa bu, Küçük Sansar’ın gücünü açığa çıkarırdı. Lin Dong, büyük kozlarını sayısız kalabalığın önünde kullanmak istemiyordu.

“Neyse ki amacıma ulaştım…” Lin Dong Teng Lei’ye baktı ve farklı bir tonla konuştu: “Eğer uyandıysan gözlerini aç. Eğer kullanılamıyorsan seni hayatta tutmam için bir sebebim yok demektir.”

Lin Dong’un sözlerini duyunca Teng Lei’nin gözleri açıldı. İfadesi buz gibiydi ve ciddi bir sesle konuştu: “Lin Dong, gerçekten Korkunç Kukla Ekolü’nü tamamen kızdırmak mı istiyorsun?”

“Meselelerin bu hale gelmesi tamamen senin suçun değil mi?” Lin Dong kıkırdadı. Hemen sonra, Teng Lei’ye baktı ve buz gibi bir ışık gözlerinde parladı: “O kadim tablet alanında beni ölüme terk ettin, kaçabileceğim aklına gelmemişti. Bunun bedelini ödemelisin, değil mi?”

“Kim olduğunu sanıyorsun da intikam almaya kalkıyorsun?!” Teng Lei homurdandı ve figürü hızla geri çekilirken avcuyla yere sertçe vurdu.

“Roar!”

Teng Lei’nin figürü geri çekilirken öfkeli bir kükreme yankılandı. Hemen sonra kan renkli piton kuyruğu şimşek hızıyla ileri atılıp Teng Lei’nin bedenine çarptı.

“Plop!”

Aldığı sert darbeden sonra Teng Lei’nin yüzü kıpkırmızı oldu. Bir kayaya sertçe çarparken bir ağız dolusu kan tükürdü.

“Gerçekten seni öldürmeye cüret etmeyeceğimi mi sanıyorsun?” Lin Dong’un gözleri cansızdı. Aklındaki bir düşünceyle Zihinsel Enerji alevi ortaya çıktı ve Teng Lei’nin karşısında yavaşça süzülüp onu hareketsiz kalmaya mecbur ettiler.

Teng Lei’nin yüzü yeşil ve kırmızı arasında bir renkteydi. Lin Dong’un gözlerindeki yoğun öldürme niyetini görüyordu. Birkaç dakikalık bir konuşmadan sonra da Lin Dong’un merhametli bir ruhunun olmadığını anlamıştı. Bu nedenle Teng Lei ruhsuz bir şekilde cevapladı: “Tam olarak ne istiyorsun?”

“Korkunç Kukla Ekolü’n hakkında biraz bilgi istiyorum,” dedi Lin Dong gülümseyerek.

“Rüyanda görürsün! Hem korkarım ki daha fazla öğrendikçe hareketlerinin ne kadar aptalca olduğunu anlayacaksın!”

“Bilirsin ki; doğrudan kişinin anılarını araştıran bazı Gizli Ruh Yetenekleri var. Ama onları kullandıktan sonra kurbanın zihni tamamen siliniyor. Bunları kullanmamı istemiyorsundur eminim.” Lin Dong gülümsedi.

Bunu duyunca Teng Lei’nin ifadesi anında değişti. O dediği son derece acımasız Gizemli Ruh yeteneklerini elbette duymuştu. Kurbanları üstünde son derece ciddi etkileri vardı ve küçük bir yanlış hareket kişinin geri zekalı olmasına neden olabilirdi.

“Ne bilmek istiyorsun?” dedi Teng Lei kararsız bir ifadeyle. Lin Dong onu korkutmuş muydu bilmiyordu ama hayatı üstüne kumar oynamayacaktı.

Bunu duyunca Lin Dong gülümsedi. Tabi ki de bu gizli yeteneklerden hiçbirini bilmiyordu ama Teng Lei’yi tehdit etmekte işe yaramışlardı.

“Büyük Toprakların Kadim Tableti’nin son açılışında Korkunç Kukla Ekolü’n Sembol Kukla İni’nin altından bir şey aldı, değil mi?”

Bunları duyunca Teng Lei’nin gözbebekleri büyüdü. Hemen sonra kafasını eğdi ve kısık sesle cevap verdi: “Bilmiyorum.”

Lin Dong iç çekti. Kollarını salladı ve Zihinsel Enerki alevi Teng Lei’nin kafasına şiddetle çarptı. Yanan, sıcak enerji dalgaları Niwan Sarayı’na yayıldı ve içindeki Zihinsel Enerjiyi yaktı.

“Ah!”

Zihinsel Enerji alevi, Niwan Sarayı’nı yakınca Teng Lei acıyla çığlık attı. Bu tür bir acı, normal bir acıdan çok daha fazla yoğundu.

Lin Dong, Teng Lei’nin yerde kıvranmasını elleri belinde, cansız gözlerle izledi.

“Dur! Tamam, söyleyeceğim!” Lin Dong’un kayıtsız bakışları altında Teng Lei, birkaç dakika daha yalvardı. Uzlaşmaya yer yoktu, Niwan sarayı Zihinsel Enerji aleviyle yanmaya devam ederse tamamen kül olacaktı ve Niwan Sarayı’nın yıkılması onun için şüphesiz ölmekten daha kötüydü.

Lin Dong iki parmağını kıvırdı ve Zihinsel Enerji Alevlerini parmak uçlarına geri çekti. Ölümcül derecede beyaz olan Teng Lei’ye sakince bakıyordu.

“Kadim tablet önceki sefer açıldığında Korkunç Kukla Ekolü’m gerçekten de Sembol Kukla İni’nden ilginç bir şey elde etmişti.” Boğuk sesi duyulurken Teng Lei nefes nefese kaldı.

“O obje şimdi nerede?” diye sordu Lin Dong parmak ucundaki Zihinsel Enerji aleviyle oynarken.

“Korkunç Kukla Şehri’nde. Babam o objeyle birlikte kendini bir odaya kilitledi. Tam olarak ne olduğunu bilmesem de sıradan bir şey olmadığı kesin.”

“Korkunç Kukla Şehri…” Lin Dong kaşlarını çattı. Burası Korkunç Kukla Ekolü’nün karargahının kurulduğu yerdi ve orası son derece güçlü bir şekilde korunuyordu. Ulu Kukla Şehri’nde memnunniyetle karşılanıyor olsa da Korkunç Kukla Şehri’nde ünü o kadar da iyi sayılmazdı.

“İki gün önce babamın Korkunç Kukla Ekolü’ndeki bütün geliştiricileri on gün sonra bir araya toplayacağını öğrendim. O gizemli objenin üstünde bir mühür varmış ve onu gerçekten iyileştirmek için o mührün kırılması gerekiyormuş. Mühür son derece güçlü ve birçok kez denenmesine rağmen hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Bu yüzden bu sefer bütün Korkunç Kukla Ekolü’nün gücünü toplayıp mührü kırmak niyetinde.”

Bu sözleri duyunca Lin Dong’un ifadesi aniden ciddileşti. Korkunç Kukla Ekolü’nün lideri sıradan biri değildi. Siyah gözlü kıdemlinin Yiyip Bitiren Kadim Sembol’de bıraktığı mührü hissedebiliyordu.

“Lin Dong, siyah gözlü kıdemlinin bıraktığı mühür bugün ne kadar güçlü bilmesem de eğer Korkunç Kukla Ekolü lideri tarafından gerçekten kırıldıysa ve Yiyip Bitiren Kadim Sembol iyileştirildiyse Büyük Yan İmparatorluğu’nda kimse onu durduramaz.” Küçük Sansar’ın sesi Lin Dong’un kafasında yankılandı.

Lin Dong sessizce kafasını salladı. Ne olursa olsun Yiyip Bitiren Kadim Sembol’ü elde etmek zorundaydı. Sadece bunu yaparsa seneye klan toplantısında Lin Langtian’ı tamamen bastırabilirdi.

“Korkunç Kukla Ekolü’nde kaç tane Dışavurum kademeli geliştirici var?”

“Babam da dahil olmak üzere üç tane.” Bu sözleri söylediğinde Teng Lei’nin gözlerinde bir gurur belirmişti.

“Üç Dışavurum kademeli geliştirici.” Bu birleşim gerçekten çok güçlüydü, Lin Dong’un yüzüne ciddi bir ifade gelmişti. Şimdiki gücüyle sadece Dışavurum kademesine yarım adım seviyeli bir geliştiriciyle eşleşebiliyordu. Başlangıç Dışavurum kademeli bir geliştiriciyle eşleştiğinde zafer şansı oldukça düşük olurdu. Elbette Küçük Sansar ona gizlice yardım ederse savaşabilirdi.

Ama üç Dışavurum kademeli geliştiricisi dışında Korkunç Kukla Ekolü’nde kimse yoktu.

“Büyük Harabe Eyaleti’nin en yüksek seviyeli üç tarikatından birinden beklendiği gibi…” lin Dong dudaklarını yaladı. Korkunç Kukla Ekolü aslanın ini gibiydi. Eğer Yiyip Bitiren Kadim Sembol’ü onlardan kaçırmak isterse zorluk derecesi oldukça yüksek olacaktı. Ama ne kadar zor olursa olsun Lin Dong’un onu ele geçirme düşüncesini yine de ortadan kaldıramazdı.

“Ne yapmayı planlıyorsun?” diye sordu Küçük Sansar. Bunun ne kadar zor olduğunun farkındaydı. Biraz güç kazanmış olsa da sadece başlangıç Dışavurum kademesinde birine karşı koyabilirdi. Korkunç Kukla Ekolü’nün gücünün, başa çıkabileceği sınırları aştığı çok açıktı.

“Hadi Korkunç Kukla Şehri’ne gidip bir fırsat kollayalım!”

Lin Dong’un gözleri parladı. Korkunç Kukla Ekolü’nün de o mührü kırması kolay olmayacaktı hatta belki bazı değişiklikler bile olabilirdi. O zaman da hamlesini yapmak için en uygun zamanı olacaktı. Yiyip Bitiren Kadim Sembol ellerinde olduğu sürece Lin Dong uzak yerlere kaçabilirdi ve sadece sembolü iyileştirince yeniden ortaya çıkardı. O zaman da gücü oldukça yükselecek ve Korkunç Kukla Ekolü’nden korkmasına gerek olmayacaktı.

“Tamam.”

Buna karşılık Lin Dong herhangi bir itirazda bulunmadı. Görebildiği kadarıyla sembolü ellerinde tuttukları sürece ne kadar büyük bir bedel ödedikleri umurlarında olmazdı. Küçük bir risk almak önemli değildi.

Küçük Sansar’la biraz konuştuktan sonra Lin Dong fikrini kesinleştirdi ve Teng Lei’ye baktı. Teng Lei, Lin Dong ona bakınca aniden gerginleşti: “Bilmek istediğini söyledim, daha ne istiyorsun?”

Lin Dong gülümsedi ve çenesini kaşıdı. Sonra elini ona doğru uzattı ve konuştu: “Dışavurumcu Savaşçı Tablet’te dokuzuncu seviye bir savaş sanatı elde etmiştin, onu bana ver.”

Lin Dong Dışavurum kademeli bir savaş sanatı elde etse de tüketim oranı oldukça yüksekti. Çok kritik bir an olmasaydı onu kolayca kullanamazdı. Dokuzuncu seviye bir savaş sanatı, Dışavurum kademesine kıyasla çok zayıf da sayılmadı. Eğer bir tane elde edebilirse savaş gücü artacaktı ve bu da Korkunç Kukla Ekolü’nü ele geçirmeyi planlayan Lin Dong için harika olacaktı.

Elbette bunlar Lin Dong için iyiydi; söylediklerini duyunca Teng Lei’nin ifadesi son derece iğrenç olmuştu. Lin Dong’un kalbinin siyahlığı, Teng Lei’nin beklentilerinin çok ötesine geçmişti…