Çevirmen: heisennibal

Korkunç Kukla Ekolü grubu alana vardığında çevreleri anında boşaltıldı. Büyük Harabe Şehri’ndeki konumlarına ek olarak zorbalıkları da eklenice hiç kimse onlara Büyük Toprakların Kadim Tableti’nde onlara bulaşmaya cesaret edemezdi.

Lin Dong’un bakışları grubun üstünde gezdi ve sonra kan kırmızı renkli kıyafetli adamın yanında gerçekten başlangıç Qi Yaratıcı kademeli iki geliştiricinin olduğunu fark etti. Biraz şaşırdı. Görünen o ki Korkunç Kukla Ekolü’nün, Büyük Harabe Eyaleti’nin en üst seviyedeki tarikatlardan biri olmasının sebebi hiç de güçsüz olmamalarıydı.

Elbette iki başlangıç Qi Yaratıcı kademeli geliştirici Lin Dong için çok büyük bir tehlike arz etmiyordu. Korkunç Kukla Ekolü grubu arasında en tehlikeli olan kişi ortadaki kan kırmızı renkli kıyafetli kişiydi. Adamın Zihinsel Enerjisi son derece kana susamış, acımasız ve vahşi bir yaratık gibiydi.

Küçük bir gözlemden sonra Lin Dong kendini geri çekti ve kalabalığın arasında saklandı. Korkunç Kukla Ekolü’nden korkmasa da tabletin mührü şimdi zayıflıyordu ve eğer onlarla kavga ederse kendisi için kötü olacaktı.

Korkunç Kukla Ekolü, çevrelerindeki saygılı ve korku dolu bakışların keyfini çıkarırken oldukça güzel bir yer kapmıştı. Ortaki kırmızı kıyafetli adam ilerdeki tablete doğru bakarken ifadesizdi.

Bir süre bakmaya devam etti ve sonrasında kaşlarını çattı. Zihinsel Enerjisi eşsiz bir dalga yayıyordu ve hemen sonra değişik bir ses yumuşak bir şekilde dudaklarının arasından yankılandı: “Hua Zong Sembol Kuklasını benden almıştı. Mührünü çoktan silmiş olsan da bana yakın durursan duyularımdan kaçamazsın…”

Kırmızı kıyafetli adam son derece gizemliydi; Ekol’ün askerleri bile şaşırmıştı. Ama iki başlangıç Qi Yaratıcı kademeli geliştirici kendilerini hızla toplamışlardı; bakışları buz gibi olurken çevrelerini bir tarıyorlardı ve öfkeli bir şekilde bağırdılar: “Lin Dong, göster kendini!”

Korkunç Kukla Ekolü’nün ilginç hareketleri birkaç şaşkın bakışı üstüne çekmişti. Bağırışları duyduklarında ise bir aydınlanma anı yaşamışlardı. Son zamanlarda Lin Dong ve Korkunç Kukla Ekolü arasında olanlar etrafta büyük bir hızla yayılmıştı. Özellikle Ulu Kukla Şehri’ne ağır yaralı şekilde dönen Hua Gu’dan sonra Lin Dong’un ismi son hızda yayılmıştı.

“O gerçekten Lin Dong mu? Hua Zong’u öldüren ve Hua Gu’yu yaralayan?”

“Hala buraya gelmeye cesaret ettiği düşünülünce Korkunç Kukla Ekolü tarafından parçalanmaktan korkmuyor gibi…”

“……”

Fısıltılar kalabalık arasında yayılırken birçok insan etrafına bakıyor ve Büyük Harabe Eyaleti’nde son zamanlarda ünlenen kişiyi görmeye çalışıyorlardı.

Bakışlar etrafta dolanırken kırmızı kıyafetli adam kafasını kaldırdı. Kollarını salladı ve kan kırmızı Zihinsel Enerjisi ileri atılıp kalabalığı taramaya başladı.

Kan kırmızı kıyafetli adamın saldırısının kendilerine doğru geldiğini görünce kalabalık aceleyle dağıldı. Göz açıp kapayıncaya kadar tek bir kişi bile kalmamıştı.

Alan bir anda temizlenince Lin Dong kaşlarını çattı. Kırmızılı adamın Sembol Kuklanın yerini tam olarak hissedebilmesini ve yerini belirleyebilmesini beklemiyordu.

“Bang!”

Kaşlarını çatarken Lin Dong’un Zihinsel Enerjisi de Niwan Sarayı’ndan birden çıktı ve kırmızılı adamın saldırısına karşılık verip çarpışmanın ortasından Zihinsel Enerji şok dalgasının yayılmasına sebep oldu.

Lin Dong’un kendini belli ettiğini görünce Yuan Gücü ve Zihinsel Enerji karışmaya başlarken Korkunç Kukla Ekolü birliklerinin ifadesi acımasız bir hal aldı.

“Seninle daha çok ilgileniyorum. Ayrıca ben gitmeden önce, kıdemli Hua Gu bana bir görev verdi: eğer seninle karşılaşırsam bedenini Sembol Kukla yapması için ona götüreceğim…” Kırmızılı adamın ses tonu cansız ve duygusuzdu. Sanki normal bir şeyden bahsediyormuş gibi Lin Dong’a bakıyordu.

Bu sözleri duyduktan sonra Ekolün bazı üyeleri Lin Dong’a acıyan bakışlarla bakmaya başladı. Büyük Harabe Eyaleti’nde Teng Lei biriyle ilgilendiği sürece, kadın ya da erkek fark etmeksizin o kişinin sonu oldukça trajik olurdu.

“Tek başına mı dövüşeceksin yoksa hep beraber mi?” Lin Dong kıkırdadı. Kırmızılı adamdan tehlike seziyor olsa da eğer gerçekten savaşırlarsa da Lin Dong ondan hiç korkmuyordu.

“Ben tek başıma da sana yeterim.”

Kırmızı kıyafetli adamın sesi ayrı duyulmuştu, heyecanlı bakışlar her yerden gelirken atmosfer bir anda düşmanca bir hal almıştı. Kanlı el Teng Lei, Büyük Harabe Eyaleti’nde son derece meşhurdu ve aynı zamanda Korkunç Kukla Ekolü’nün genç nesli arasında en seçkin yetenek olarak biliniyordu. Büyük Şeytan Tarikatı’ndan Mu Qianqian ve Savaş İttifakı’ndan Wu Ci’le beraber bu üçlü, Büyük Harabe Eyaleti’nin genç neslinin en seçkin üçlüsüydü.

Lin Dong çok ünlü olmasa bile son zamanlardaki hareketleri, diğer insanların onun hiç de zayıf olmadığını anlamasını sağlamıştı. Birçoğu Lin Dong’un Hua Gu’yu yaraladığına inamıyor olsa bile bu Lin Dong’un adının yayılmasına engel olamamıştı.

Lin Dong da Teng Lei de genç neslin tanınmış üyeleriydi. Bu yüzden birçok insan ikisi arasındaki bir savaşın nasıl olacağını merak ediyordu.

Düşmanca olan atmosfer çok uzun sürmemişti. Teng Lei gaddar bir şekilde bir adım attı ve bedeni kan kırmızı bir gölgeye dönüşüp ileri atıldı.

Kırmızılı adamın figürü ileri atıldığında devasa bir kan kırmızı Zihinsel Enerji avcu Lin Dong’un kafasının üstünden geçti. Çok pis bir koku yayıyordu ve Lind Dong’a doğru gelirken kısık bir rüzgar sesi yankılanıyordu.

Teng Lei’nin korkunç saldırısına karşılık Lin Dong da Niwan Sarayı’ndaki güçlü Zihinsel Enerjisi fışkırdı ve kocaman bir Zihinsel Enerji avcuna dönüşüp karşılık verdi.

“Bang!”

Şiddetli Zihinsel Enerji şok dalgaları çarpışmanın ortasından yayılıyordu. Teng Lei, Lin Dong’un ona Zihinsel Enerjiyle gerçekten karşılık vermeye cesaret etmesini beklemiyordu. Kan kırmızısı avcundan kanlı Qi’nin izleri sızarken ellerini sıktı.

“Chi chi!”

Tuhaf, kanlı Qi Lin Dong’un devasa Zihinsel Enerji avcuyla birbirine değince beyaz sis dalgaları yayılmaya başladı. Son derece yıpratıcı bir etki Lin Dong’un devasa Zihinsel Enerji avcunun büyük bir ölçüde dağılmasına neden oldu.

“Demek bu adamın Zihinsel Enerjisinin böyle bir etkisi var!”

Kırmızılı adamın Zihinsel Enerjisinin gerçekten yıpratıcı özelliği olduğunu gördüğünde Lin Dong’un ifadesi buz gibi oldu. Hemen sonra homurdandı ve Niwan Sarayı’ndan eşsiz dalgalar yaymaya başladı.

“Yiyip bitir onu!”

Şok dalgaları ortaya çıktığında Lin Dong’un Zihinsel Enerji avcunda bir çekiş gücü ortaya çıktı ve o kanlı Qi’yi emmeye başladı.

“Crush!”

Kanlı Qi’yi yiyip bitirdikten sonra Lin Dong avcunu kaldırdı ve Teng Lei’nin devasa avcunu paramparça etti.

“Görünen o ki sen tek başına yetemeyeceksin!” dedi Lin Dong Zihinsel Enerji avcunu parçaladıktan sonra ve kıkırdadı.

“Wow!”

Lin Dong'un karşılaşmadaki üstünlüğü ele aldığını gören kalabalık çok şaşırmıştı. Lin Dong'a bakıyorlardı. Görünen o ki sergilediği kuvvet gerçekten onları şaşırtmıştı.

“Gerçekten fena değil.” Saldırısının parçalandığını görse de Teng Lei kızmamıştı. Onun yerine gözlerinden başka bir parıltı geçti. Lin Dong'a bakarken avcu, son derece büyük kan kırmızı bir Zihinsel Enerji yaymadan önce kıvrılmaya ve bir tayfun gibi yayılmaya başladı. İfadesine bakılırsa Lin Dong'un karşı saldırısı Korkunç Kukla Ekolü sapığının ilgisini tamamen çekmişti.

Teng Lei'nin saldırmayı planladığını görünce Lin Dong'un gözleri seğirdi. İç kanallarında Büyük Güneş Fırtına Yuan yavaş yavaş akmaya başlamıştı. Fırtınanın sesi hafifçe duyulabiliyordu.

“Haha, burası gerçekten kalabalık. Lin Dong, tıpkı sana söylediğim gibi; sapık kesinlikle seninle ilgileniyor.” İkisi Yuan Gücü ve Zihinsel Enerjilerini toplarken bir kahkaha yankılandı. Sonra arkasında bir sürü insan belirdi. Gruba liderlik eden kişi Lin Dong'un birkaç gün önce karşılaştığı siyah kıyafetli gençti.

Şimdi, siyah kıyafetli genç yürürken birçok adama liderlik ediyordu. Siyah metal çubuğunu sallarken Lin Dong'a ve Teng Li'ye neşeli bir şekilde baktı.

Bu adamı görünce Lin Dong şaşırmıştı. Arkasında onu takip eden adamlara baktı ve birçoğunun Form Yaratıcı kademeli geliştiriciler olduğunu fark etti. Sonra, bu adamların Savaş İttifakı'ndan olduğunu anladı.

“Haha, savaşıyor musunuz? Eğer savaşmıyorsanız daima benimle savaşabilirsiniz,” zevkle Lin Dong ve Teng Lei'ye bakarken.

“Haha, Wu Ci, adamlarını da beraberinde getirdin. Teng Lei’den korkman doğal. Ama Teng Lei, şimdi Tablet’in mührü zayıflamak üzereyken eğer Lin Dong’la savaşırsan ve ikiniz de yaralanırsanız muhtemelen eve gitmek zorunda kalacaksınız…”

Wu Ci’nin kahkahası son bulduğunda hassas ve büyüleyici bir kahkaha sesi yankılandı. Sonra kalabalık ikiye ayrıldığında büyüleyici ve tahrik edici görünen, siyah elbiseli Mu Qianqian onlara doğru yürüdü. Onun da arkasında birçok adam vardı. Onlar da Büyük Şeytan Tarikatının seçkin geliştiricileriydiler.

Bu iki grubun ani çıkışları, atmosferin garipleşmesine sebep oldu. Büyük Şeytan Tarikatı, Savaş İttifakı ve Korkunç Kukla Ekolü; Büyük Harabe Eyaleti’nin üç büyük tarikatıydı. Görünüşte birbirleriyle iyi geçiniyor olsalar da karanıklarda sürekli çatışmışlardı. Bu yüzden ortaya çıktıklarında Teng Lei’nin bile gözleri parlamaya ve önceki aurası yavaş yavaş kaybolmaya başlamıştı. Tıpkı Mu Qianqian’ın da dediği gibi Lin Dong oldukça yetenekliydi. Bu yüzden eğer şimdi onunla savaşırlarsa birçok adamını kaybedecek ve bu da iyiye işaret olmayacaktı.

“Biraz daha uzun yaşayacaksın, kendini şanslı say. Eğer akıllıysan buradan hemen gidersin. O zaman kendini belki koruyabilirsin,” dedi Teng Lei, Lin Dong’a buz gibi bakışlarla bakarken.

Lin Dong ona baktı ve kıkırdadı. Büyük Toprakların Kadim Tableti tarafından cezbedilen seçkin geliştiricilerin sayısı çok fazlaydı. Dahası, onlardan bazıları son derece yetenekliydi. Bu yüzden, eğer biri tabletten bir hazine almak isterse, bu Korkunç Kukla Ekolü ya da Büyük Şeytan Tarikatı olsa bile, oldukça zorlu bir durumla karşılaşırdı. Şu an dışarda olduklarından diğerleri hala onlardan korkabilirdi.  Bununla birlikte hazinelerin cazibesi altında Büyük Toprakların Kadim Tableti’ne girdikten sonra Korkunç Kukla Ekolü bile kıskançlıkla saldırabilirdi. İşte o zaman, o adamlar bu herifleri süründürmek için bir avantaja sahip olacaklardı.

Büyük Şeytan Tarikatı ve Savaş İttifakı da alana geldiklerinde büyümek üzere olan yoğun savaş aniden sona erdi. Bu da birçok insanın pişmanlıkla iç geçirmesini sağladı. Sonra dikkatlerini neredeyse zayıflamakta olan mühre çevirdiler.

“Swish!”

Kalabalık bir beklentiyle yerlerinde dururken arkalarından aniden bir rüzgar sesi geldi. Sonra parlayan gölge parçaları üstlerinden uçarken kalabalık korkuyla derin derin nefes almaya başlamıştı.

“Bu dört Büyük Klan!”

Büyük bir kayanın üstüne oturmuş olan Lin Dong arkasındaki sesleri duymuştu. Kafasını kaldırıp yukarı baktı ve yumruklarını sıktı.

“Sonunda tekrar karşılaşacağız!”