Wu Dong Qian Kun - Bölüm 253: Yeleği Parçalamak

---

Çevirmen: heisennibal 

Gizemli Dünya Zırhı, yüksek seviye, savunma tarzı bir Ruh Hazinesiydi. Harikulade savunma yeteneklerinin karşısında ileri Form Yaratıcı kademeli bir geliştirici bile, tıpkı bir kaplumbağanın kabuğunu kemirmeye çalışan bir aslan gibi güçsüz ve beceriksiz sayılırdı

 

Bu yüzden Gizemli Dünya Zırhı’na sahip olan Hua Zong’la yüzleştiğinde Lin Dong bile karşısındakinin çok çetrefilli bir problem olduğunu hissetmişti. Bu adamın zevk aldığı savurganlık Wang Yan’dan bile daha fazlaydı.

 

Hua Zong boynunu kütürdetti ve büyük bir Zihinsel Enerji testeresi kafasının üstünde kıpırdanmaya başladı; şaşırtıcı şok dalgaları yayıyordu. Yakınında sürünen iki Sembol Kukla’ya baktı ve dudaklarının kenarları yukarı kalkarken farklı bir tonda konuştu: “Bir Sembol Kuklan olduğunu düşünmezdim ama zaten benimkiyle karşılaştırılamaz bile…”

 

Lin Dong’un bakışları hafifçe kaydı. İki Sembol Kukla arasındaki düelloda Hua Zong’un kuklası açıkça daha yüksek bir seviyedeydi. En önemlisi Sembol Kukla’yı savaşmak için kullandığı her seferinde bin Saf Yuan Hapı kullanması gerekiyordu. Lin Dong artık bunu karşılayabilecek bir durumda değildi; fakir bir pislikti. Ve eğer durum böyle devam ederse orta kademeli Sembol Kuklası çok geçmeden enerjisizlikten hareketsiz bir şeye dönüşecekti.

 

Zamanı geldiğinde Hua Zong, Sembol Kuklasıyla ellerini Lin Dong’la anlaşmak üzere birleştirdi; durumu gittikçe tehlikeli bir hal alıyordu. Hem Sembol Kuklaya hem de Gizemli Dünya Zırhı’nın korumasına sahip olan Hua Zong’la yüzleşmek şüphesiz Lin Dong’u hileli bir duruma düşürmüştü.

 

“Çocuk, Ruh Sembol Ustası olmamın üstünden çok zaman geçmedi. Bu yüzden Zihinsel Enerji alevimin tadına bakan ilk kişi olacaksın. Bugün burda ölsen bile kendini hala şanslı sayabilirsin!” Hua Zong kötü kötü sırıtıyordu. Hemen sonra, kafasının üstündeki Zihinsel Enerji testeresi şiddetle kıpırdanırken ifadesi ürkütücü bir hal almıştı. Bunun oldukça güçlü bir Gizli Ruh Yeteneği olduğu söylenebilirdi.

 

“Bugün Zihinsel Enerjini parçalara ayırışımı izleyeceksin!”

 

Zihinsel Enerji testeresi takırdarken Hua Zong kolunu aşağıya doğru salladı. Sonra, testere Lin Dong’a doğru şimşek hızıyla giderken durdurulamaz bir güçle dolmuştu.  

 

“Squeak squeak!”

 

Testere Lin Dong’a doğru gelirken yıkıcı rüzgarın sesini duyduğunda Lin Dong’un ifadesi ciddileşti. Büyük Güneş Fırtına Yuan vücudundan bir gel-git dalgası gibi geçerken teberini sıkıca kavradı. Gök gürültüsü sesleri derinden yankılanıyordu.

 

“Antik İlahi Pullu Teber Tekniği, ejderha pullu teber!”

 

Altın bir parlama aniden antik teberden yayıldı ve devasa bir ejderha gölgesine dönüştü. Ejderha gölgesinin tepesinde yıldırım kıvılcımları parlıyordu. Sonra son derece kuvvetli Yuan Gücü titreşimleri direkt olarak gelen Zihinsel Enerji testeresine çarptı.

 

“Boom!”

 

Yeri yerinden oynatan bir patlama ormanda yayıldı ve vahşi bir şok dalgası ortaya çıkıp korkunç bir kasırga gibi yüzlerce metre çapında bulunan bütün ağaçları parçaladı.

 

Şiddetli rüzgarlar zemindekileri süpürürken Lin Dong ayağını yere vurdu. Geri çekilmekten ziyade yakınındaki figüre doğru koştu.  Antik teberi dans ederken ufukları dolduran altın teber gölgeleri bir kasırga gibi Hua Zong’un üstüne yağıyordu.

 

Lin Dong’un kuvvetli saldırısını görmesine rağmen Hua Zong geri çekilmedi. Hatta başka güçlü bir Zihinsel Enerji akıntısı fışkırdı ve önünde onlarca metre uzunluğunda grimsi bir Zihinsel Enerji bariyeri oluşturdu.

 

“Bang bang bang!”

 

Kuvvetli teber gölgeleri Zihinsel Enerji bariyerine çarpmış ve yüzeyinde bir sürü delikler oluşmasına sebep olmuşlardı.

 

“Break!”

 

Son altın parlama da Zihinsel Enerji bariyerine çarptığında bariyer bir anda patladı ve şiddetli ve kötü bir rüzgar yıldırım hızında Hua Zong’un kafasına doğru esti.

 

“Boom!”

 

Kendisine doğru gelen saldırıyla karşılaşınca Hua Zong ayağını yere sertçe vurdu. Sonra bir çamur sütunu durduğu yerden yükselmeye başlayıp onu da beraberinde yükseltti ve yıldırım hızıyla kendisine gelen teber gölgesinden kaçınmasını sağladı.

 

Saldırısı başarısız olunca Lin Dong’un gözleri seğirdi. Hua Zong gerçekten Korkunç Kukla Ekolünün bir üyesiydi ve Zihinsel Enerjiyi kullanmak konusunda uzmandı. Az önce Zihinsel Enerjisini zemine aktarmış ve kendini yerden yükseltmesini sağlamıştı.

 

“Swoosh swoosh!”

 

Hua Zong’un figürü havada süzülürken yüzünde bir sırıtış vardı. On parmağından da Zihinsel Enerji alevi çıkıyor ve Lin Dong’u her yönden hedef alıyordu.

 

“Ding ding ding!”

 

Hua Zong’un karşı saldırısını görünce Lin Dong’un vücudundan tekrar görkemli bir altın parlama yayılmaya başladı. Ormanın bir kısmında, onların yoğun savaşı üç yüz metre çapındaki her şeyi yerle bir ederken kir ve toz ufukları dolduruyordu.

 

Şimdi ikisi de son sınırına kadar Zihinsel Enerjilerini kullanıyorlardı. Savaşları son derece zorlu ve yoğundu. Ama Hua Zong fazla kurnaz biriydi. Lin Dong’un bedeninin ne kadar kuvvetli olduğunu hissedebiliyordu. Onunla birebir savaşmaktansa Zihinsel Enerjisinin numaralarını kullanmış ve Sembol Kuklasının yardıma gelmesi için zaman yaratmıştı.

 

Lin Dong Hua Zong’un planlarının son derece farkındaydı. Dahası, sahip olduğu Saf Yuan Hapı miktarının sadece birkaç dakika daha dayanmasına izin vereceğini biliyordu. Bu yüzden bu savaşı uzatmak onun için sadece bir dazavantaj oluşturuyordu.

 

“Clang!”

 

Lin Dong’un teber gölgelerinden başka biri özellikle Hua Zong’un Zihinsel Enerji bariyerine girmiş ve Hua Zong’un göğsüne saldırmıştı Ama Hua Zong Gizemli Dünya Zırhı tarafından korunuyordu ve yaralanması çok zordu.

 

Bu manzarayı görünce Lin Dong’un ifadesi değişti. Gizemli Dünya Zırhı’nın savunma yetenekleri gerçekten başa bela oluyordu. Bu demek oluyordu ki, Hua Zong’u yaralayabilmek için saldırısı çok güçlü olmalı ve Gizemli Dünya Zırhı’nın savunmasını delip geçmeliydi.  

 

Lin Dong’un gözleri parladı ve saldırıları anında değişti. Altındaki zemin aniden patladı ve son derece kuvvetli bir soğuk parlama son derece dar bir açıdan gelmeye başladı.

 

“Cling!”

 

Bu ani sinsi saldırı Lin Dong’un şoke olmasına sebep olmuştu. Ama keskin duyuları sayesinde elindeki antik teber hemen o önündeki açının önünde büküldü ve o soğuk parlamayla çarpıştı.

 

İkisi çarpıştığında Lin Dong’un muazzam gücü nedeniyle bu soğuk parıltı doğrudan geriye püskürtüldü ve keskin bir ses çıktı. Lin Dong ona bakarken sapsız, koyu kırmızı bir hançer olduğunu fark etmişti. Bıçak, koyu kırmızıydı ve taze kandan oluşmuş gibi görünüyordu. İki yanı da küçük dişlerle kaplıydı. Soğuk ve karanlık bir hissiyat veriyordu.

 

“Orta kademeli Ruh Hazinesi.”

 

Hançer küçük olsa da Lin Dong onu görünce gözbebekleri büyümüştü. Daha önce bu hançerden yayılan soğukluk ve güç avcunun acımasına sebep olmuştu. Gerçekten bu orta kademeli Ruh Hazinesi Antik İlahi Pullu Teber’e eskiden beri hiç yenilmemişti.

 

“Bu herifin hazineleri bitmiyor!”

Hua Zong hazinelerini tek tek çıkartınca Lin Dong biraz kıskançlık hissetmişti. Elindeki teberi dışında bütün bedeninde hiçbir hazinesi kalmamıştı. Ama bu herif farklıydı; sanki bütün vücudu orta kademeli Ruh Hazineleriyle doluydu.

 

“Ah, ne yazık…”

 

Sinsi saldırısı başarısız olunca Hua Zong hayal kırıklığıyla iç çekti. Sonra koyu kırmızı bir sütun havada bir U dönüşü yaptı ve kırmızı bir ışığa dönüştü. Sonra son derece korkunç bir hızla Lin Dong’a yöneldi. Aynı anda Lin Dong, Hua Zong’un vücudundan son derece kuvvetli Zihinsel Enerji titreşimlerinin gelmeye başladığını fark etti. Hua Zong başka güçlü bir Gizli Ruh Yeteneği’ne hazırlanıyordu.

 

 

“Snort!”

 

Lin Dong’un gözlerinden soğuk bir bakış geçerken teberini uzun bir mızrak gibi tutup Hua Zong’a doğru şiddetle vurdu.

 

“Wu wu!”

 

Antik teber bir altın parlamaya dönüştü ve bir ejderha gibi ileri atıldı. Dişlerini gösterip pençelerini sallarken son derece korkunç görünüyordu. Ama bu saldırı da çoktan hazırlanmış olan Hua Zong tarafından savuşturulmuştu.  

 

“Gerizekalı!”

 

Lin Dong’un gerçekten antik teberini attığını görünce Hua Zong’un yüzüne bir sırıtış yayılmıştı. Bu, kişinin kendi kemiklerini kırmasına benziyordu.

 

“Swoosh!”

 

Teberini attıktan sonra Lin Dong, direkt olarak Hua Zong’a doğru koştu; yumruğunda görkemli bir altın parlama toplanıyordu. Görünüşe göre ona hayvani gücüyle saldıracaktı.

 

Lin Dong’un hareketlerini görünce Hua Zong’un sırıtışı daha da büyüdü. Teberiyle bile savunmasını aşamıyordu. Bu yüzden Lin Dong zırhı çıplak elleriyle parçalamayı denemeye karar vermişti.

 

“Madem ölmeye bu kadar heveslisin, bu isteğini yerine getireceğim!”

 

Hua Zong’un kafasının üstünde Zihinsel Enerjisi toplanıp bir Zihinsel Enerji küresi oluşturdular. Bu kürenin içinde son derece vahşi bir titreşim oluşmuştu.

 

“Buzz!”

 

Lin Dong’un hareketleri çok aniydi. Göz açıp kapayıncaya kadar Hua Zong’un önünde belirmişti. Ama şimdi yumruğunun içinde dua matı aniden belirmişti ve çok renkli özel bir enerji kaynağı ortaya çıkmıştı.

 

Enerji kaynağı belirince mattan dışarı zıplamış ve Lin Dong’un avcuna yapışmıştı.

 

Bu özel, çok renkli enerji kaynağı kendini Lin Dong’un yumruğuna yapıştırınca Hua Zong’un kalbine huzursuz bir his yayıldı.

 

“Kabuğunu tek bir yumruğumla parçalarken izle beni!”

 

Bu durumda tepki vermek için çok geçti. Lin Dong’un buz gibi bakışları, Hua Zong’un gözlerinden yansıyordu.

 

“Hayal görüyor olmalısın!”

 

Gizemli Dünya Zırhı’ndan son derece canlı bir parlama yayılırken Hua Zong’un ifadesi korkunçtu. Koyu altın sarısı bir parlama zırhın üstünde belirirken Hua Zong’un bütün vücudunu kaplamıştı. Gizemli Dünya Zırhı’nı Lin Dong’un yumruğunu cesurca karşılamak için kullanmayı planlıyordu.

 

“Boom!”

 

Sert bir yumruk şimşek hızıyla Büyülü Dünya Zırhı’nın üstüne inmişti. Sonra, yüz metre çaplı bir çevrede, zemin bir volkan gibi patladı ve yaklaşık on metre uzunluğunda kum dalgaları oluştu!