Wu Dong Qian Kun - Bölüm 217: Sisli Leopar Timsah Kral 

---

Çevirmen: heisennibal

#

 

“Herkes dikkat etsin!” diye bağırdı Jiang Lei.  

 

Şeytani yaratıklarla çevrili olan kamp alanına göz atarken ortadaki iki devasa korkunç yaratığa baktı.  

 

“İhtiyar Wu, adamlara önderlik et ve kampı koru!” 

 

“Emredersiniz!” Wuzhen'in yüzü cevap verirken çok ciddiydi. Elindeki parlak bıçak şimdi kalın bir Yuan Gücü’yle sarılmıştı ve daha da parlak bir ışık yayıyordu. Gecenin gölgesi altında, bu parlaklık bütün alevlerden daha iç rahatlatıcıydı.  

 

“Dojo ustası, bu iki Leopar Timsah Kralının durumu nedir?” diye sordu bir Kartal Savaş Dojo üyelesi.  

 

Jiang Lei bir süre sessiz kaldı. “Onları ben durduracağım. Siz diğer Şeytani Yaratıkları halledin.” 

 

“Dojo ustası!” Jiang Lei'nin o iki yaratığı tek başına durdurmak istediğini duyunca, diğer üyelerin yüzü de hızla değişti.  

 

“Boş boş konuşmayı kesin. Eğer ölmemi istemiyorsanız diğer yaratıkların icabına hızla bakın ve sonra benim yanıma gelip bana yardım edin!” diye bağırdı Jiang Lei.  

 

“Emredersiniz!” 

 

Sözlerini duyduklarında Kartal Savaş Dojo üyeleri yumruklarını birleştirdiler. 

 

“Lin Dong kardeşim, lütfen küçük Yinyin'e ve geri kalanına dikkat et. Biz biraz kısa elliyiz.” Diye bağırdı Lin Dong'a doğru Jiang Lei ve etrafında döndü.  

 

Sözlerini duyduklarında Kartal Savaş Dojo üyeleri şaşırmıştı. Bugünden sonra Lin Dong'u bir şekilde tanıyorlardı. Ama, herhangi bir ekstra kahramanlık göstermedi. Bu yüzden Jiang Lei'nin ona bu görevi vermesi çok riskli görünüyordu.  

 

“Jiang abi, endişelenme.” Lin Dong onun şüpheli bakışlarına aldırmadı. Küçük Yinyin'in saçlarını gülümseyerek okşamaya devam etti.  

 

“Growl!” 

 

Lin Dong gülümseyince yaratıkların ortasında duran iki korkunç Leopar Timsah Kral aniden yeri yerinden oynatan bir hırlama çıkardılar. Bu kükreme sağır ediciydi ve leoparla timsah kükremesinin karışımı gibiydi. Ve gerçekten de duyanların başını ağrıtıp kulaklarını kanatmıştı.  

 

“Oh, bu yaratık gerçekten Zihinsel Enerji saldırılarını kullanabiliyor...” Lin Dong'un gözlerinde korku vardı. İlk kez Zihinsel Enerji saldırısını kullanabilen bir yaratıkla karşılaşmıştı. Ama onun karşısında bu tür bir zihinsel enerji saldırısı tamamen değersizdi. Baş parmağının bir hareketiyle şekilsiz bir şok dalgası sinsice ileri atıldı ve zihinsel enerji kükremesini nötrleştirdi.  

 

“Boom!” 

 

Leopar Timsah Kralı'nın kükremesi açıkça bir sinyaldi. Bu yüzden o kükredikten sonra, gözlerinde bu yüz şeytani yaratığın gözlerinde bir kana susamışlık belirdi. Toynakları yerin sarsılmasına sebep oluyordu. Sonra bir gelgit dalgası gibi, bu yaratıklar kamp alanına akın ettiler.  

 

Auraları gerçekten hayret vericiydi.  

 

“Öldür!” 

 

Bu şeytani yaratığın dalgasıyla karşılaşınca Kartal Savaş Dojo üyelerinin gözleri öldürme isteğiyle dolmuştu. Bu durumda kaçacak bir yerleri yoktu. Bu yüzden hayatta kalmalarının tek yolu hepsini öldürmekti.  

 

“Boom!” 

 

Bu şeytani yaratık dalgası kampın etrafını sarmış olan odundan savunma yapılarının birçoğunu parçalara ayırdı. Ancak, ezici sayıları nedeniyle, cesetler hızla yığıldıkça, bu ilkel savunma yapıları işe yaramaz hale getirildi. Sonra, Seytani Yaratığın sonraki dalgası ileri fırladı.  

 

Gerçek savaş başlamıştı! 

 

Kanlı bir koku aldıklarında Kartal Savaş Dojo’sunun her bir üyesi biliyordu ki bir sonraki an gecenin en kanlı anı olacaktı. 

 

“Buzz buzz buzz!” 

 

Kalın bir Yuan Gücü patladı. Kartal Savaş Dojo’nun her bir üyesi iyi koordineliydi. Üçü bir takımdı ve kendi oluşumlarını oluşturuyorlardı. Aynı anda keskin bıçakları Yuan Gücüyle sarılmıştı ve onlara saldıran şeytani yaratıkları direkt olarak ikiye ayırıyorlardı.  

 

Birkaç düzine mini “et öğütücüleri" oluşmuştu. Çevrelerinde taze kan akıyordu ve şeytani yaratık cesetleri birikmeye başlamıştı.  

 

Koyu kırmızı taze kan zemini kırmızıya boyamaya başlarken kan kokusuyla birleşmiş korkutucu çığlıklar ormanda yayıldı.  

 

“Growl!” 

 

Kartal Savaş Dojo üyelerinin bedenlerinden oluşmuş mini “et öğütücüleri"ni gördüklerinde Leopar Timsah Krallarının gözlerinde zalim bir ifade belirdi. Sonra bu iki yaratık yıldırım hızıyla kamp alanından dışarı çıktılar. Korkunç güçlerine göre karşılaştıkları her bir yaratık, ne kadar karmaşık olursa olsun ya da birlikte ne kadar iyi çalışırlarsa çalışsınlar sonuç aynı olacaktı: oluşum yok edilirdi ve yaşamlar son bulurdu.  

 

Dahası, bu oluşumlar zarar gördükçe küçük Yinyin ve geri kalan yaralı üyeler savunmasız kalırdı.  

 

“Bang bang!” 

 

Jiang Lei bu iki Leopar Timsah Kralının hareketlerini gördüğünde ifadesi değişti. İki bıçak gölgesi elindeki paladan çıktı ve yakınlardaki şeytani yaratıkları parçaladı. Sonra geriye bir adım attı ve ileri atılıp o iki yaratığın ortasındaki yolda durdu. Vücudundaki tüm Yuan Gücü fışkırırken, öfkeyle kılıcını aşağı doğru salladı. 

 

“Boom!” 

 

Korkunç bir Yuan Gücü şok dalgası patladı. Bu bıçak gölgesi, o iki Leopar Timsah Kralının cesetlerine şiddetle çarpmadan önce, yerde kalın bir kir tabakası oydu. 

 

“Clang!” 

 

Temiz, metalik bir ses yankılandı gecenin ortasında ve o iki yaratığın bedeninde kuvvetli bir Yuan Gücü patladı. Sonra, bu ani saldırı aslında bu iki Leopar Timsah Kralının hızını durdurmayı başardı. 

 

“Growl!” 

 

Yakalandıklarında iki yaratık da öfkeli bir kükreme saldılar. Onlar kükremelerini yeniden bastırmadan önce koyu kırmızı bir enerji kaynağı vücutlarında parladı ve ileri fırladı. İki tank gibi, Jiang Lei’ye doğru gidiyorlardı.  

 

Jiang Lei'nin yanında savunma oluşumu vardı bu yüzden kaçacak yeri yoktu. Palasını sertçe yere vurdu. Vücudundaki her bir Yuan Gücü damlasını kullanıyordu. İfadesine bakılırsa bu iki yaratığın koordineli saldırısını üstüne çekmeyi planlamıştı.  

“Bang!” 

 

Çarpışma bir anda olmuştu. İki tank gibi yaratık, palasına sertçe çarpmışlardı. Güçlü bir patlama sesi duyulmuştu ve bu da çevreleyen yerde örümcek ağına benzer bir çatlak oluşmasına sebep olmuştu.  

 

“Grr!’ 

 

Bu korkunç çarpışma Jiang Lei'nin boğazında bir hırlamaya ve kendine bir çekidüzen vermeden önce bir düzine adım geri gitmesine sebep olmuştu. Ama bu yaratıklarla direkt olarak savaşmak zekice bir seçim değildi.  

 

“Baba!”  

 

Jiang Lei'nin yaralandığını gördüğünde, diğer Şeytani yaratıklarla savaşan Jiang Xue bağırdı. Bu arada, Lin Dong'un yanında duran bir küçük Yinyin'in büyük gözlerinin içine bir sis girmeye başladı. 

 

“Savunma oluşumlarını koruyun!” Jiang Lei palasını sıkıca kavramıştı, avcu kanıyordu. Kafasını çevirmeden bağırmıştı.  

 

“Hadi yaratıklar, Kartal Savaş Dojo’ma ne yapabileceksiniz görelim bakalım!” 

 

“Growl!” 

 

Jiang Lei'nin bağırışını duyduklarında o iki yaratık tekrar kükredi. Sonra patlayıcı bir gürültü serisi Jiang Lei'ye yönlenmişti.  

 

Bu görüntüye tanık olunca Jiang Lei'nin ifadesi ciddileşti ve bütün Yuan Gücünü palasının ucunda topladı. Ama o iki yaratık Jiang Lei'yle yeniden çarpışmak üzereyken, bunlardan biri aniden keskin bir dönüş yaparken ikincisini dikkatlice önledi. Sonra, aynı yıkıcı hızını koruyarak, arkasında bulunan savunma oluşumuna doğru ilerledi.  

 

Bang bang! 

 

Hızına bağlı olarak Leopar Timsah Kral’ının önündeki hava bastırılmıştı. Bir hava patlaması serisi yankılanıyor ve zeminde devasa delikler açıyordu. 

 

Bu ani gelişme Jiang Lei'nin beklentilerinin tamamen dışındaydı. İfadesi çok çirkindi. Geri dönüp onlara yardım edecekken diğer Leopar Timsah Kral çoktan ileri atılmıştı. Eğer bu saldırıya hazırlıksız yakalanırsa muhtemelen parçalara ayrılırdı.  

 

“Xue, dikkatli ol. Çabuk geri çekil!” 

 

Elinde başka bir seçenek yoktu, Jiang Lei onları sadece uyardı. Çünkü Leopar Timsah Kralının yolunda ilk olanlar Jiang Lei, Wuzhen ve diğerlerinin oluşumuydu.  

 

Bağırdıktan sonra Jiang Xue, Wuzhen ve diğerleri aniden Leopar Timsah Kralının onlara doğru geldiğini fark ettiler. Yüzleri aniden soldu. Sonuçta onlar Jiang Lei değillerdi ve Leopar Timsah Kraldan gelecek bir saldırıya karşı koyamazlardı.  

 

“Bang!” 

 

Sıkıştırılmış havanın neden olduğu bir hava patlaması, oluşumun arkasına ağır bir şekilde inmeden önce, Wuzhen ellerinde bıçağa doğrudan çarptı.  

 

“Ahh!” 

 

Savunma oluşumlarının birden açılması Kartal Savaş Dojo üyelerinin her birinin şokla bağırmasına sebep olmuştu. Özellikle Leopar Timsah Kralın onlara geldiğini görünce hepsinin beti benzi atmıştı.  

 

“Xue, çabuk kaç!” 

 

Jiang Xue'nin Leopar Timsah Kralın yolunda durduğunu gördüklerinde birçok kişi bağırdı. Ama onları duyunca Jiang Xue dişlerini gıcırdattı. Sonuçta eğer kaçarsa savunma oluşumlarının tamamen yok olacağını biliyordu. O zaman sonuç yine aynı olacaktı.  

 

“Huff!” 

 

Derin bir nefes aldı, vücudundaki Yuan Gücü ileri atıldı. 

 

“Buzz!” 

 

Jiang Xue ellerindeki bıçağını salladı ve hava patlamalarını parçaladı. Ve başka hava patlamalarına yol açmıştı. Patlamalar sürekli olunca ellerindeki bıçaktan bir şok dalgası çıktı. Ve aynı anda kendisi de geriye savrulup yere düştü. Gözlerinde giderek büyüyen korkunç devasa yaratığa bakarken yüzü soluklaşmıştı.  

 

“Hayır!” 

 

Bu manzarayı görünce birkaç Kartal Savaş Dojo üyesi yardıma koşmuştu ama görünüşe göre çok geçti.  

 

“Abla!” Küçük Yinyin'in büyük gözleri kırmızıydı. Tutmasalardı o da ablasına koşacaktı.  

 

“Sigh.” 

 

Bunu görünce yerde oturan Lin Dong ayağa kalktı.  

 

“Lin Dong kardeşim! Dışarı çıkma!” diye bağırdı Wuzhen Lin Dong'un hareketlerini görünce.  

 

Ama Lin Dong bir çoktan Jiang Xue'nin önünde belirmişti.  

 

“Ölmek mi istiyorsun? Bu Yaratıcı kademeli bir Şeytani Yaratık!” 

 

Bu ani yardımı görünce Jiang Xue de şaşırmıştı. Ama yardıma geleni görünce ifadesi aniden değişti ve aceleyle bağırdı.  

 

Ama Lin Dong onunla tartışmadı. Avcunu sıktı ve korkunç görünümlü bir Antik İlahi Pullu Teber belirdi.  

 

Antik teberi yere sertçe çarpınca herkes Jiang Lei'ninkini bile aşan aurasını hissetmişti, tıpkı uyanan bir ejderha gibiydi.  

 

Kamp herkesin eylemleri yavaşlamış gibiydi, sesi kesildi. Jiang Xue'nin yüzü, önündeki figüre bakarken inançsızlıkla doluydu. Hemen sonra başlangıçta zayıf görünümlü vücut şimdi göklere ayağa kalkacak kadar güçlü görünüyordu!  

 

“Babam söylemişti... haklıymış...” 

 

Şimdi, Jiang Xue'nin zihninde tek bir cümle dönüyordu. Görünüşe bakılırsa bu tembel görünümlü çocuk o kadar da basit değilmiş...