Çevirmen: heisennibal

#

Lin Dong at arabasının üstünde oturmuş etrafındaki kalabalığa bakıyordu. Yüzlerindeki ciddi ifadelerden anlıyordu ki şu zamana kadar birçok şeytani yaratığın saldırısına uğramışlardı. Bu gerçek kafasını karıştırmıştı. Şeytani yaratıklar genelde vahşi olsalar da hedeflerini sürekli kovalamazlardı. Kartal Savaş Dojo'nun böyle bir düşmanlık kazanmak için ne yaptığını gerçekten merak etmişti.  

“Haha, Lin Dong kardeşim, biraz su iç.” 

Lin Dong derin düşüncelerdeyken yüksek sesli bir kahkaha duymuştu. Elini uzattı, su şişesini kavramadan önce kafasını kaldırdı ve ona suyu uzayan kişiye bakıp gülümsedi.  

Ona suyu uzatan kişi orta yaşlı Wuzhen olarak bilinen kişiydi ve yaşı Kartal Savaş Dojo içinde yaşlı sayılabilecek bir yaştı. Ayrıca mükemmel Yuan Dan kademeli bir geliştiriciydi ve Kartal Savaş Dojo’da bir prestiji vardı. Lin Dong, Jiang Lei'ye biraz benzeyen bu açık sözlü ve basit adama karşı oldukça olumlu bir izlenime sahipti. 

“Teşekkür ederim Wu abi.” Lin Dong gülümsedi ve suyu içti. Ve aniden şişedekinin su değil güçlü bir likör olduğunu fark etti.  

“Haha.” 

Lin Dong'un şaşkın yüzünü gördüklerinde Kartal Savaş Dojo’dan bazıları gülmeye başladı.  

“Haha, yaşlı Wu, Lin Dong'u genç olduğu için korkutmayın!” dedi grup lideri Jiang Lei.  

Lin Dong çaresizce başını salladı ve likör şişesini Wu'ya geri verdi. Kendini aşağılamayı amaçlamadıklarını biliyordu ve bu hissi sevmişti. Muhtemelen Jiang Lei'nin açıksözlü oluşundan etkilenmiş olmalılar ki Kartal Savaş 

 Dojo’nun birçok üyesi ona benziyordu. Bu eski odunların arasında neredeyse yarım yılını geçirdikten sonra Lin Dong bu neşeli grubun arasında olmaktan çok mutluydu.  

Elbette bir istisna vardı... 

Lin Dong kafasını kaldırıp Jiang Xue'ye baktı. İçten içe biliyordu ki bu kadın yabancı birini gruplarına kabul etmeye daima isteksiz olacaktı. Gözlerinde hep temkin ve şüphe vardı.  

“Zaman zaman Kartal Savaş Dojo bu Sisli ormana gelip Şeytani Yaratık avlar, Şeytani Kristalleri toplar ve İksirleri arar.” Jiang Xue gönülsüzce mırıldandı.  

“Ama bu sefer farklı. Takımımızdan biri İksir toplarken genç bir yaratığa yakalandı ve yaratığı öldürdü. Sonra, bu şeytani yaratıklar tarafından saldırıya uğramaya başladık. Sonra fark ettik ki bu genç yaratık Sisli Leopar Timsah Kralı'nın yavrusuymuş." 

“Sisli Leopar Timsah Kralı Sisli Orman’ın ünlü ve korkunç bir Şeytani Yaratığıymış, ileri seviye Form Yaratıcı kademeli bir geliştiriciyle eşleşebilirmiş. Bu süre boyunca sürekli saldırıya uğramamızın sebebi bu. Yarın Sisli Orman'dan çıkacağız. Hain ve korkunç karakterlerine dayanarak söyleyebilirim ki bu gece saldıracaklar.” 

Sözlerini duyunca Lin Dong bu birliğin atmosferinin neden bu kadar değişik olduğunu anlamıştı. Eğer Jiang Xue'nin dedikleri doğruysa bu sözde erkek ve dişi Leopar Timsah Kral takım olmalıydı. O zaman diğer Şeytani Yaratıkları beraberinde getirirse bunun sonu hiç iyi olmazdı.  

“Bize katılmani onaylamadım çünkü bizi aşağı çekecekmişsin gibi hissettim.” Jiang Xue’nin sözleri kesindi. Lin Dong ondan daha gençti. Halihazırda küçük Yinyin'i ve diğerlerini korumak için zaten gerginlerdi. Lin Dong'un da eklenmesiyle daha fazla güç kullanmak zorundalardı.  

“Oh, benim için endişelenme” Lin Dong alkol yüzünden yanan yüzünü kaşıdı ve kıkırdadı.  

Jiang Xue'nin güzel gözleri Lin Dong'a bakmaya başladı ve sonra konuştu: “Her neyse, babam senin göründüğün gibi basit biri olmadığını söyledi.” 

Lin Dong şaşırmıştı; yorum yapmadı.  

“Ona tamamen inanmasam da... her neyse, umarım dojomuza karşı bir komplo kurmazsın. Dahası eğer durum bu gece daha da kötüleşirse, lütfen Yinyin'e göz kulak ol.” Jiang Xue'nin sesi kibarlaşmıştı. Konuştuktan sonra güzel kokusuyla beraber gitmişti.  

“Bu kadın...” Jiang Xue'nin giden güzel figürüne bakarken Lin Dong çaresizce kafasını salladı. 

“Haha, Lin Dong kardeşim, ona kulak asma. Xue dojosunu çok önemser ve ona bir şey olmasını istemez. Doğrusu, çok iyi bir kalbi vardır. Bugün yediğin o yemek onun talimatlarıyla sana özel olarak geldi.” Dedi Wuhzen onun yanına gelerek.  

Lin Dong kibarca gülümsedi. “Tamam.”  

“Bu akşam dikkatli ol. Bize denk geldiğin için gerçekten çok şanssızsın...” diye iç çekti Wuzhen Lin Dong'un omzuna vururken.  

Lin Dong kafasını salladı. Wuzhen'in kaşlarının ortasında gerçekten çok endişeli bakışı görebiliyordu. Bu akşamki bela için gerçekten çok endişeleniyor gibiydi.  

Lin Dong'la kısa bir süre sohbet ettikten sonra Wuzhen kalkıp gitti. Ciddi ifadelerine bakarken Lin Dong iç çekti.  

“Abi, iyi olacak mıyız?” Küçük Yinyin, elinde küçük alevle arabaya çıktı. Gözlerini büyütmüş Lin Dong'a bakıyordu.  

“Haha, tabi ki iyi olacağız. Sadece aptal birkaç yaratık, endişelenecek bir şey yok.” Lin Dong, Küçük Yinyin'in kafasını yavaşça okşadı ve onu teselli etti.  

… 

Takım ileri doğru giderken hava da kararmıştı. Aralarındaki atmosfer de çok gergindi ve herkes silahlarını kavramıştı. Sonuçta bu gece onlar için en zorlayıcı gece olacaktı.  

“Hazırlanın millet!” 

Jiang Lei aniden durdu ve kısık bir sesle konuşurken gökyüzüne baktı.  

Bu emri duyduklarında Kartal Savaş Dojo üyeleri kısa bir zamanda ormana yayılmışlar ve basit savunma yapıları yapmışlardı.  

Bu konuyla ilgili Lin Dong çok az bir yardım sağlayabilirdi; bu yüzden at arabasında oturdu ve onları izledi.  

“Lin Dong kardeşim, bu gece dikkatli ol. Eğer bu geceyi atlatabilirsek iyi oluruz.” Dedi Jiang Lei gülümseyerek. Hazırlanmayı bitirdikten sonra yanına gelmişti.  

“Evet.” Lin Dong kibarca gülümsedi ve kafasını salladı.  

“Ayrıca... eğer mümkünse lütfen küçük Yinyin'e göz kulak ol.” Jiang Lei, Lin Dong'un yanında duran Yinyin'e baktı ve nazikçe konuştu.  

“Jiang abi, endişelenme. Ona hiçbir şey olmayacak.” Lin Dong gülümsedi. 

“Teşekkürler!” Jiang Lei rahatlamış gibi derin bir nefes aldı. Her ne kadar Lin Dong'un sıradan biri olmadığını hissetse de bunu sormamıştı. Sonuçta bunun farkındaydı ve bunu soracak kadar samimi bir ilişkileri yoktu. Bu yüzden Küçük Yinyin'e göz kulak olması karşılığında ona rehberlik etmeleri adil bir alışverişti.  

Kalabalığın gergin bakışları altında gece nihayet çökmüştü. Gece boyunca Sisli Orman'daki görüş mesafesi iyice düşmüştü. Meşalelerle bile kısıtlı bir alan görünüyordu.  

Kalabalık karınlarını doyurmak için hızlıca bir şeyler yediler. Düzinelerce insan kampın ortasında silahlarının gövdesini kavramış otururken sivri uçlu keskin odunlar kampın çevresine koyulmuştu. Gözlerinde hem korkunç hem de gergin bir ifade vardı. Bu şeytani yaratıklarla bunca zaman savaştıktan sonra doğal olarak çileden çıkmışlardı.  

Bütün kamp alanı sessizliğe gömülmüştü, duyulan tek ses ateşteki odunların çatırdamasıydı.  

Lin Dong kalabalığın ortasına oturmuştu. Yanında Küçük Yinyin ve birçok yaralı vardı. Kalabalıkta sakin kalan tek kişi oydu. Ormanda kendini yarım yıl eğittikten sonra bütün tehlikeli durumları yaşamıştı. Aslında birkaç kez hayatını kaybetmeye bile yaklaşmıştı. Bu yüzden şimdiki durumu tehlikeli görmüyordu.  

Kalın bir sis ormanı örtmüştü aniden hafif bir kan kokusu sinsice yayıldı.  

“Geldiler.” 

Lin Dong küçük Yinyin'in kafasını okşarken kendi kendine mırıldandı. Sadece kendisinin duyabileceği bir sesti.  

Ssha Ssha! 

O konuştuktan sonra, bir guruldama sesi ormanda yankılandı. Aniden kan kırmızısı bir çift göz siste belirdi. 

“Clang clang!” 

Onun belirdiğini görünce Kartal Savaş Dojo üyelerinin yüzleri buz gibi oldu ve yavaşça ayağa kalktılar. Aynı anda silahlarını kavrayışları da sıkılaşmıştı.  

Zaman geçtikçe daha da fazla Şeytani Yaratık etrafta toplanmaya başlamıştı. Yaklaşık on dakikada yüzü aşkın yaratık toplanmıştı ve görünen oydu ki giderek artıyorlardı.  

Sayısız yaratığa bakarken Lin Dong'un gözlerinde korku belirmişti. Leopar Timsah Kral’ın görünüşe göre Sisli Orman'da güçlü bir kontrolü vardı.  

Lin Dong'un yanındaki küçük Yinyin bu yaratıkları gördüğünde yüzü soluklaştı ve Lin Dong'un tişörtünü daha sıkı tuttu.  

“Bang bang!” 

Bu yaratıkların ortaya çıkmasının üstünden çok zaman geçmeden, yer aniden sallandı. İki korkunç aura sisin içinden yayılmaya başladı.  

“Sisli Leopar Timsah Kral!” 

Bu iki korkunç aurayı fark ettiklerinde Kartal Savaş Dojo üyelerinin yüzü bembeyaz kesilmişti. Hatta Jiang Lei'nin gözleri biraz kararmaya başlamıştı.  

Sislerinin ortasında dev gölgeleri giderek netleşti, nihayetinde meşalelerin ışıltısı altında iki büyük ve iğrenç Şeytani Yaratık ortaya çıktı. 

Bu iki Şeytani Yaratığın kanlı ve korkunç gözlerine bakınca Kartal Savaş Dojo üyelerinin her birinin kalbi korkunç derecede atıyordu. Önde duran Jiang Xue'nin güzel bedeni bile biraz titremeye başlamıştı.  

En büyük sorun gerçekten en sonda gelmişti.  

“Bu Leopar Timsah Kral mı?” 

Lin Dong dönüp bu iki korkunç görünümlü Şeytani Yaratığa baktı. Gerçekten vahşi görünüyorlardı.