Çevirmen: heisennibal 

#

“Küçük Alev!” 

Göklerden gelen devasa canavara bakarken Lin Dong şaşırmıştı ama hemen sonra bir memnuniyet gözlerine yayılmıştı.  

Gökyüzünde devasa yaratık vücudu koyu kırmızı kristal bir zırhla kaplıyken havada duruyordu. Zaman zaman kristal zırhında kıvılcımlar parlıyordu ve Fırtına Kristali Yaratığınınkine benziyordu. Dahası, Küçük Alev'in sırtında iki tane heyecanlandırıcı yıldırımdan kanatlar büyümüştü ve onlar şok olurken kanatlar düşük bir gök gürültüsü sesi yaydılar.  

Fırtına Kristali Yaratığının kanını ve organlarını tükettikten sonra Küçük Alev kanında bulunan bazı özleri absorbe etmişti ve bu da şimdiki dönüşümüne sebep olmuştu.  

Küçük Alev'in sırtında kıpkırmızı bir kristal katmanıyla kaplı devasa bir piton vardı. Bu pitonun ağzında, piton tıslarken şimşek titriyor gibiydi ve uğursuz bir his veriyordu.  

Şu anki Küçük Alev, öncekine göre tamamen değişmişti. Kimse Küçük Alev'in Fırtına Kristal Yaratığı’nın özünü absorbe ettikten sonra bu denli bir değişim geçirmesini beklemiyordu.

“Roar!” 

Lin Dong'un sesini duyunca, gökyüzündeki etkileyici devasa yaratık diz çöktü ve Lin Dong'a doğru kükredi. Sırtındaki devasa piton aniden yıldırım hızıyla ileri atıldı. Güçlü bir enerji fışkırdığında şimşek parladı ve ardından sefil çığlıklar getirdi. 

Küçük Alev'in şimdiki gücü Form Yaratıcı kademeli bir geliştiricininkiyle karşılaştırılabilirdi. Vücudunu kaplayan kırmızı kristal zırh, ona güçlü bir savunma sağlıyordu. Abartılı yıldırımlar, saldırılarının daha da korkunç olmasını sağlıyordu. Di ve Liu aileleri hala birçok mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiriciye sahip olsalar da Küçük Alev'e zarar veremezlerdi. Bu yüzden bu yoğun savaş tamamen tek taraflıydı.  

Küçük Alev'in saldırısı onları bir kaosun içine düşürmüş olsa bile, ezici sayıları sayesinde nihayet güçleri birleştirdikten sonra bile yıldırım saldırılarına zorlukla dayanabildiler.  

“Hey, eğer bu kadar sıkıntılı olmaya devam ederseniz cesetlerinizi toplayacaksınız.” 

Küçük Alev'in iki ailenin birlikleriyle oynadığını görünce Lin Dong farklı bir ses tonuyla konuştu. Aynı anda elindeki teber Di Teng ikilisinin boğazına daha da yakınlaşırken ikisinin de korkudan donmalarına sebep olmuştu.  

Lin Dong'un sözcükleri iki ailenin birliklerinin karışıklığı durdurmasına sebep olmuştu. Önlerindeki manzaradan anlamışlardı; bu sefer bu genç çocuğa kaybetmişlerdi.  

“Ne istiyorsun?” dedi Di Teng titrerken. Zihnindeki keskin acı, vücudundaki yaraların çok fazla olduğunu anlamasını sağlamıştı ve hemen tedavi edilmezse ciddi sonuçları olacaktı. Elbette şimdiki konu bu değildi, ilk önceliği hayatını kurtarmaktı.  

Zeki biriydi. Lin Dong'un onları hemen öldürmemesine dayanarak söyleyebilirdi ki; Lin Dong'un onları şimdi öldürmeye niyeti yoktu. Yoksa Lin Dong'un, onun konuşmasına izin vermesinin hiçbir mantığı yoktu.  

Bunu duyunca Lin Dong'un yüzünde bir gülümseme belirdi. 

“Yaşamak istiyor musunuz? O halde hayatınızı almak için Yuan Haplarını kullanın.” 

Sözlerini duyunca Di Teng ikilisi rahatlamayla iç çektiler. Hayatta kaldıkları her seçenek onlar için en iyisiydi.  

“Her biriniz için iki yüz bin Saf Yuan Hapı.” 

Ama onlar tamamen rahatlayamadan Lin Dong'un sonraki sözleri nefeslerini kesmişti.  

“İki yüz bin Saf Yuan hapı mı? Bütün Di ailemi satsam bile o kadarını toplayamam.” Diye homurdandı Di Teng yüzü yeşile dönerken. Bu kadar astronomik bir sayıyı nasıl karşılayabilirlerdi? Bu adam gerçekten hap üretim fabrikası olduğunu falan mı düşünüyordu? 

“İki yüz bin. Bence ikimizi hemen öldürmen daha iyi olur. Bu miktarı verirsek ailelerimiz her türlü işe yaramaz olacak.” Dedi Liu Kui dişlerini gıcırdatırken.  

Verdikleri şiddetli tepkilerden sonra Lin Dong çenesini kaşıdı. Görünen o ki söylediği sayı gerçekten çok fazlaydı. Yoksa bu ikili ölmeyi tercih ediyordu. 

“Peki şuna ne dersiniz; her biriniz için yüz bin Saf Yuan hapı.  Daha fazla pazarlık yok.” Dedi Lin Dong bir süre sessiz kaldıktan sonra.  

Lin Dong'un sesindeki sabırsızlığı duyduklarında Di Teng ikilisi yeniden konuşacakken ağızlarını kapatmışlardı. Hem yüz bin saf Yuan Hapı iki ailenin de karşılayabileceği bir miktardı.  

Di ve Liu ailesinin birlikleri önlerinde gerçekleşen bu olayı izlerken şaşkınlardı. Bakışları bir anlığına Lin Dong'a bakarken tuhaflaşmıştı.  

“Eh, bakmayı kesin ve Saf Yuan Haplarını verin. Her biriniz için yüz bin Saf Yuan Hapı. Teşekkürler.” Bakışlarını gördüğünde Lin Dong istemsiz bir şekilde güldü.  

Lin Dong'un sakin sesini duyunca herkes sessizliğe gömülmüştü. Di Teng ve Liu Kui Saf Yuan Haplarını koydukları Qiankun çantalarını aldılar. Yüz bin açıkça çok büyük bir rakamdı. Bu nedenle ikili, tüm Qiankun çantalarını temizledikten sonra yaklaşık elli bin saf Yuan hapı eksik kalmıştı.  

Di Teng ikilisinin yüzündeki katı ifadeye bakarken Lin Dong ikisiyle de tartışmaya girmedi ve konuşmadan önce sırıttı. “Eh, hala çok fazla Saf Yuan Hapın var. Geri kalanını onların toplamasına izin verelim. İki yüz bin hap olmadan kimse buradan gidemez.” 

Bu sözleri duyduktan sonra, Di Teng ikilisi istemeden titremeye başlamakla kalmamış, Di ve Liu Aile birliklerinin önündeki görüş bile kararmaya başlamıştı. 

“Hey siz, gidin ve elli bin Saf Yuan Hapı toplayın.” Di Teng, boğazındaki keskin tebere bakarken yutkundu. Birliklerine toplamasını söylemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.  

Aile reisinin bile konuştuğunu duyunca iki ailenin birlikleri zorla gülümsedi. Sonra yaklaşık yüz adam toplandı ve en sonunda elli bin saf Yuan Hapını toplayıp Lin Dong'a verdi.  

Qiankun çantayı elinde tutarken Zihinsel Enerjisiyle hızlıca taradı. Sonra memnuniyetle başını salladı ve bütün Saf Yuan Haplarını Wang Yan'dan çaldığı üst sınıf Qiankun çantasına koydu. Sonra gülümsedi ve çantayı kıyafetlerinin altına sakladı. 

“Sana istediğini verdik. Şimdi babamı ve Liu ailesinin reisini bırakabilirsin, değil mi?” dedi Siyahlı genç.  

Lin Dong ona bir bakış attı. Lin Dong'un bakışı altında siyahlı genç aceleyle birkaç adım geri çekildi ve kalabalığın arasına girdi. Şimdi bütün Saf Yuan Hapları Lin Dong tarafından alınmıştı. Eğer Lin Dong tarafından şantaj için kaçırılacak olursa onu kurtarmak için daha fazla Yuan Hapına sahip değillerdi.  

“Eski dostum Di Teng aslında bu hapları kaybetmek zorunda değildin...” dedi Lin Dong Di Teng'e bakarak gülümserken. Kısa bir süre sonra ikiliyi, adamlarına bir kum torbası gibi fırlatmadan önce elindeki teberi salladı.  

“Heh heh, ikinize de çok teşekkür ederim. Umarım bir gün tekrar karşılaşırız.” 

Lin Dong yumruklarını Di Teng ve diğerlerine yöneltmeden önce teberini elinde tuttu. Bir anda tekrar Küçük Alev'in sırtına bindi ve yıldırımdan kanatları sallanmaya başladı. Bir yıldırım ışığına dönüşüp uzaklara uçarken frtına sesi gümbürdedi.  

“Piç!” 

Lin Dong'un solan figürüne bakarken Di Teng ikilisi çok kızgındı. Ziyan olmuş emeklerinin yanında yüz bin hap kaybetmişlerdi. Bu kendi birliklerine göre bile çok büyük bir kayıptı. 

Kızgınlardı ama bir şey de yapamıyorlardı. Lin Dong'un gösterdiği güç onları korkutmuştu özellikle Küçük Alev Form Yaratıcı kademeye ilerlemesinden ve gücünün artmasından korkmuşlardı. Eğer Lin Dong onları tamamen bitirmek isteseydi nehirlerce kan dökülürdü ve kayıpları gerçekten korkunç olurdu.  

Bu tür bir sonucu da düşününce yüz bin Saf Yuan Hapı kaybetmek olabilecek en iyi senaryolardan biriydi.  

“Bu piç nereden çıktı? Ne zamandır Dayang şehrinde böyle korkutucu bir genç yoktu. Böylesine genç bir yaşta Form Yaratıcı kademeye ulaşmak... potansiyeli gerçekten inanılmaz. Neden böyle bir çöle gelirsin ki?!” dedi Liu Kui karnı yanarken. 

“Onu ilk gördüğümüzde de bizden yirmi bin hap çalmıştı...” dedi Di Teng bir süre sessiz kaldıktan sonra.  

Bunu duyunca Liu Kui şaşırmıştı, Di Teng'e acıma duygusuyla bakıyordu.  

“Peki şimdi?” dedi Liu Kui.  

“Başka ne yapabiliriz? Bu çocuğun gücü ileri Form Yaratıcı kademeli bir geliştiricininkine eşdeğer. Yardım için bir geliştirici bulabilir miyiz? Dahası, unutma ki bu çocuğun evcil hayvanı bile bizden daha güçsüz değil.” Dedi Di Teng yüzünde sıkıntılı bir ifadeyle.  

“Gerçekten korkunç bir şans. Eğer böyle olacağını bilseydim Fırtına Kristal Yaratığı’na karşı tek bir hamle bile yapmazdım. Şimdi bütün kâr bir başkasına gitti!” Liu Kui hayıflanırken bu haksızlıktan dolayı kızgındı.  

“Lanet olsun, hadi gidelim!” 

Bunh görünce Di Teng küfür etti, birliklerini topladı ve ayrıldılar.  

… 

Bu yoğun ormanların üstünde, yıldırım zeminden geçerken düşük sesli bir fırtına yaratmıştı.  

“Çocuk, öylece gitmelerine izin mi vereceksin?” dedi Küçük sansar Lin Dong'un omzunda bir kez daha belirirken. Arkasına baktı ve kıkırdadı.  

“Di ve Liu aileleri güçsüz olmasa da bana karşı bir tehdit oluşturmuyorlar. Onları sadece kısa bir süreliğine durdurduk, isteseler bile bunun hakkında hiçbir şey yapamazlar. Dahası... aptal olmadıklarına inanıyorum, beni tekrar kızdırmamalılar.” Dedi Lin Dong gülümserken. 

Şimdiki gücü, küçük sansar ve sembol kuklayla dört Form Yaratıcı kademeli geliştiriciye eşdeğerlerdi. Böyle bir birlikle Di ve Liu ailelerinin kökünü kurutması hiç zor olmazdı.  

Böyle bir güçle kimsenin korkuya ihtiyacı olmazdı.  

“Bu sefer, hasadın gayet iyi oldu. Sadece Büyük Güneş Fırtına Vücut’un Bronz Fırtına Vücut’unda ustalaştık diye değil; Form Yaratıcı kademeye ve dördüncü mühür Sembol Ustası'na ilerledin. Büyük Yan İmparatorluğunda böyle bir güç kuvvetli olarak düşünülebilir.” Dedi Küçük sansar kafasını sallayarak.  

Lin Dong cevap olarak güldü. Fırtına kaynağını iyileştirmenin faydaları tahmininin çok ötesindeydi.  

“Hadi artık direkt olarak Büyük Harabe* şehrine gidelim. Büyük Yan Imparatorluğundaki güya en güzel ve kaotik yeri merak ediyorum.” 

Lin Dong kafasını kaldırdı ve mırıldanırken önündeki mesafeye baktı  

#

*= Önceki bölümlerde “Büyük Çöl" şehri diye çevirdiğim yer “Büyük Harabe" şehri olarak devam edecek. Ufak bir çeviri hatası yapmışım, kusura bakmayın. Teşekkürler. :)