çevirmen: heisennibal

#EVDEKAL'ın sağlıklı kalın efenim, iyi okumalar! :)

“Fırtına kaynağı!” 

Fırtına Kristal Yaratığınım ağzından ışık topu çıkınca Di Teng ve Liu Kui'nin gözlerinde endişeli bir ifade belirdi. Yuan Gücü ileri fışkırdı ve fırtınanın kaynağına dönüşen iki üç metre genişliğinde Yuan Gücü avuçlarına dönüştü.  

“Boom!” 

Fırtına Kristal Canavarı, Şeytani bir Yaratık olsa bile bir aptal değildi. Sonuçta sadece Fırtına Kaynağını birine vermek için onları bir araya toplamazdı. Birileri onu çalmaya çalışınca fırtına kaynağı kuvvetli bir şekilde titremeye başladı. Aniden diske benzer bir yıldırım şok dalgası merkezden yayılmaya başladı.  

“Bang Bang!” 

Yıldırımın yarattığı şok dalgasına bağlı olarak Di Teng'in ve Liu Kui'nin Yuan Gücü avuçları aniden saçıldı. Aynı anda ifadeleri de hemen değişmişti. Ama daha onlar kendilerini onaramadan şok dalgası çoktan onlara çarpmıştı.  

“Buzz buzz!” 

Acımasız dalga onlara çarpınca ikisinin de suratları solmuştu ve bir ağız dolusu kan tükürdüler.  

“Buzz!” 

Geriye düşseler de Di Teng ikilisi kurnazdı. Geriye düşerken iki Yuan Gücü Avcu ileri atıldı. Bu sefer Fırtına Kristal Yaratığının vücuduna direkt olarak çarpmayı başarabilmişlerdi.  

“Boom!” 

Çok yüksek bir ses çıkarken yaratığın kristal zırhı, gümüş kanı akmadan önce parçalara ayrılmıştı.  

O kaotik hava bir anda boşalmaya başlamıştı. Sadece bu Yıldırım sisi, olağanüstü parlak bir parıltı ve güçlü bir yıldırım gücü yaydığı için hala havada geziniyordu. 

“Fırtınanın kaynağını yakala!” 

Di ve Liu Ailelerinin birlikleri havada yaşanan savaşı izliyordu. Bu sahneyi görünce iki taraftan seçkin geliştiriciler hamlelerini yaparken bağırışlar yankılandı. Ellerini sallarken bir Yuan Gücü ipi serisi fırtına kaynağına yönlenmişti.  

“Buzz!” 

Ama Yuan Gücü ipleri fırtına kaynağına bağlandığı anda kuvvetli bir teber gölgesi belirdi. Tek bir hareketle ipleri kesti. Sonra elini ileri uzattı ve kalabalığın bakışları altında fırtına kaynağını yakaladı.  

“Ölmeye mi çalışıyorsun?!”  

Bu ani değişiklik herkesin şaşırmasına sebep olmuştu. Hemen kızgın bir kükreme yankılandı.  

“Haha, Di Teng kardeşim, ilk önce fırtına kaynağını alacağım. Lütfen Liu Ailesinin birliklerini geride tut. Seni her zamanki yerde bekleyeceğim!” Araya giren kişi doğal olarak Lin Dong'tu. Şimdi fırtına kaynağını elde etmişti ve kalbinde hissettiği memnuniyet gülmesine sebep olmuştu.  

Lin Dong aniden kahkaha attı ama alandaki oluşumun donmasına sebep olmuştu. Di Teng'in onunla ne zaman anlaşma yaptığını bilmedikleri için Di Ailesinin birliklerinin kafaları karışmıştı.  

“Di Teng, gerçek bir suç ortağı bulmuşsun!” 

Liu Kui'nin ifadesi şiddetle değişti. Yüksek bir kükremeyle, elindeki dev eskrim kılıcını kullanarak, yakınlarında duran Di Teng'e şiddetle saldırdı.  

“Clang!” 

Liu Kui'nin ani saldırısıyla karşılaşınca Di Teng aceleyle karşılık verdi. Sonra yüzünde sert bir ifadeyle bağırdı: “İhtiyar, beynini kullan. Bu çocuk fırtına kaynağını alıp kaçtıktan sonra belli ki bizi kandırıyor. Onu durdurmalıyız!” 

En başta Di Teng'in beyni bir an için durmuştu. Şükürler olsun ki refleksleri hızlıydı ve Lin Dong'un onları oyalamaya çalıştığını anlamıştı.  

When he heard these words, Liu Kui was shocked. Swiftly turning around, he realized that Lin Dong had already quickly fled after he grabbed that thunder source. Instantly, he realized that he had been tricked as he angrily swore: “That cunning bastard!” 

Bu sözleri duyunca Liu Kui şok olmuştu. Etrafına bakınca gerçekten de Lin Dong'un fırtına kaynağını alıp kaçtığını fark etmişti. Kandırıldığını fark edince çok kızmıştı: “Kurnaz piç!” 

“O çocuğu yakalayın!” 

Liu Kui ve Di Teng'in kızgın kükremeleri yankılandı. Sonra Di Teng'in birlikleri de kandırıldıklarını anlamıştı ve onlar da çok kızgın hissediyorlardı.  

Ama onlar gerçeklerin farkına varana kadar Lin Dong aralarına bir mesafe koymuştu çoktan. Nasıl kaçacağını planlarken elindeki fırtına kaynağı da kaçacakmış gibi titriyordu.  

“Snort!” (Ç.N: Ses efekti. Anlamı: homurdamak.) 

Bunu fark edince Lin Dong'un bakışları buz gibi oldu. Elindeki antik teber sallanıyordu ve kuvvetli bir teber gölgesi etrafa yayıldı. Fırtına Kristal Yaratığı, fırtına kaynağını geri çağırıyordu.  

“Bang!” 

Teberin gölgesi Fırtına Kristal Yaratığının vücudunda patladığında onu direkt olarak geriye savurdu. Sonra yaratık hoşnutsuz bir şekilde kükremeye başladı. Anlıyordu ki fırtına kaynağını geri almak bugün imkansızdı.  

Yaratığı tek hamlede geri püskürttükten sonra Lin Dong derin bir nefes aldı. Kaçmayı planladığı gibi, havada aniden oluşan Yuan Gücü avcu ona saldırıyordu. 

“Buzz!” 

Lin Dong kaşlarını çattı. Antik teberini sallayarak Yuan Gücü avcuna karşı koymaya çalıştı. 

“Çocuk, sana karşı hep kibar oldum. Ama sen hala Di Aileme karşı gelmeye cesaret ediyorsun. Bugün seni lime lime etmezsem kalbimdeki öfkeyi yatıştıramam!” Lin Dong Yuan Gücü avcuyla uğraşırken öfkeli bir bağırış arkadan yankılandı. Di Teng'in figürü gözlerinde kötü niyetli bir bakış ile ilerliyordu.  

“Heh, bu çocuk gerçekten kurnaz. Neredeyse kaçmasına izin veriyorduk!” Lin Dong'un arkasında duran Liu Kui de kıkırdadı.  

Kolayca gidemeyeceğini görünce Lin Dong'un kaşları çatılmıştı. Sakin bir ifadeyle fırtına kaynağını Qiankun çantasına koydu ve gülümseyerek konuştu: “Ikiniz bu konuyla neden bu kadar ilgileniyorsunuz? Kader bu hazinenin kime ait olduğuna karar verir. Kadere karşı gelmemelisiniz.” 

“Seni öldürdükten sonra biz alacağız onu.” Kötü bir ifade Di Teng'in gözlerinden geçmişti ve bu öncekilerden farklıydı. Gerçekten de gözlerinde Lin Dong'u öldürme niyeti üstün geliyordu.  

“İhtiyar Liu Kui, güçlerimizi birleştirelim ve bu piçi öldürelim. Fırtına kaynağına kimin sahip olacağına sonra karar veririz. Ne dersin?” Diye bağırdı Di Teng.  

Bunları duyunca Liu Kui'nin gözleri parladı ve kafasını salladı. “Evet, bu çocuk çok hain. Eğer onun işini şimdi bitirmezsek yaşlı kalbim sakin kalamaz.” 

“Swoosh!” 

Onlar konuşmalarını bitirmeden önce, Lin Dong'un figürü kaçmaya niyetlenmişti ve ayaklarının altında bıçak gölgesi belirmişti. 

“Kaçmak mı istiyorsun?!” 

Di Teng ikilisi kurnazdı. Daha önce Lin Dong tarafından kandırılmıştı, şimdi doğal olarak ihtiyatlı davranıyorlardı.  

“Antik İlahi Pullu Teber Teknikleri, balık pullu teber!” 

“Antik İlahi Pullu Teber Teknikleri, piton pullu teber!” 

Lin Dong antik teberini sallarken dev bir Yuan Gücü balığı ve pitonu aynı anda acımasızca ikiliye doğru yönelmişti.  

“Ağır Dağ Kılıcı Tekniği!” 

“Kemik Kırıcı Bıçak!” 

Lin Dong'un ani kuvvetli saldırısıyla karşılaştığında Di Teng ikilisinin bile ifadeleri değişmişti. Yuan Gücü ileri atıldığında ellerindeki geniş kılıçları salladılar.  

“Bang Bang!” 

Bıçak ve teber karşılaştığında aşırı kuvvetli bir güç-rüzgarı yayıldı ve neredeyse bir vakum oluşturdu.  

İki başlangıç seviye Yaratıcı kademeli geliştiricinin kombine kuvveti... gerçekten inanılmazdı. Lin Dong'un teber tekniği çok uzun süre dayanmamıştı. Bıçak gölgesi direkt olarak Lin Dong'a yönelip onu tutsak etmişti. İfadelerine bakılırsa Di Teng ikilisi gerçekten de onu tuzağa düşürmeyi planlamıştı.  

Bıçaklarındaki soğuk öldürme isteğini hissedince Lin Dong'un gözleri karardı. Teberini etrafta salladı ve bu sürede dirençli kalan vücudu sağ olsun, bu saldırılara karşılık verebildi.  

Lin Dong saldırılarına karşılık verdikçe Di Teng ve Liu Kui'nin kalpleri telaşa girdi. İkisi de başlangıç seviye Yaratıcı kademesindelerdi. Bu yüzden ikisinin birleşmiş güçleri Yaratıcı kademeli seçkin bir geliştiricinin gücüne denk geliyordu. Ama şu anda Lin Dong şimdiki gücüyle ikisini de geri itebiliyordu. Şu anki yeteneği, dahası yaşı, Di Teng ikilisini şoke etmeye yetiyordu. Onu öldürmek istiyorlardı. Bu kadar yetenekli bir düşmanın yaşamasına izin veremezlerdi!  

Öldürme isteği belirginleştikçe Di Teng ve Liu Kui'nin dudaklarından ıslık sesi duyulmaya başlamıştı. İki ailenin birlikleri ileri atıldı. Lin Dong'a kaçma şansı tanımak istemiyorlardı.  

“Snort!” 

Lin Dong planlarının farkına varmıştı. Büyük Güneş Fırtına Yuan, soluk fırtına kükremelerinin yankılanmasıyla otomatik olarak aktive edildi. Aynı anda vücudu bronz-yeşil bir renk almaya başlamıştı, kolunda bir damar bir ejderha gibi hareket ediyordu. Korkunç bir aurası vardı.  

“Antik İlahi Pullu Teber Teknikleri, ejderha pullu teber!” 

Büyük altın bir parıltı, tıpkı bir volkan gibi Lin Dong'un antik teberinden fışkırmıştı. Kuvvetli Yuan Gücü direkt olarak dev bir ejderhaya dönüşmüştü ve durdurulamaz bir aurası vardı! 

“Boom boom boom!” 

Saldırıya karşılık verirken etraflarındaki Yuan Gücü sertçe titremeye başlamıştı. Lin Dong bu ejderha pullu teber tekniğiyle öncekinden kat be kat daha güçlüydü. Ejderha ortaya çıkınca Di Teng ikilisinin gözlerinde şaşkınlık belirmişti.  

Lin Dong'un bütün enerjisiyle beraber ejderha saldırısı Di Teng ikilisine çarpmadan önce katmanlara acımasızca çarpıp geri dönmüştü. Anında, güçlü bir kuvvet rüzgarı patlamadan ve hatta aşağıdaki ormanlık alanlarda titreşimlere neden olmadan önce, dünyayı sarsan bir ses havada yankılandı.  

“Bang Bang!” 

Di Teng ikilisi olarak ortaya çıkan altın bir ışık, birliklerinin şaşkın bakışları altında doğrudan havaya uçtu ve sertçe yere indiler. Yüz ifadelerine dayanarak, ikisi de ciddi bir darbe almış gibi görünüyordu.  

“Bu çocuk gerçekten korkunç bir güce sahip!” 

Tek başına iki Yaratıcı kademeli geliştiriciye karşı koymuştu. Bu görüntü Di Teng ve Liu ailelerinin birlikleri inanılmaz şaşırmışlardı.  

“Haha, hediyen için teşekkürler. Bu fırtına kaynağını memnuniyetle kabul edeceğim!” 

Onları geri püskürtmek için tüm gücünü kullandıktan sonra, Lin Dong'un tenindeki Bronz renk hızla dağıldı. Kaçma şansı bulmuştu. Bütün hızını kullanarak göz açıp kapayıncaya kadar ormana dalmıştı.   

“Her yeri arayın!” 

Lin Dong'un kaçtığını gördüklerinde ikilinin yüzü kararmıştı. Sonra ormanın içinden öfkeli bir kükreme yankılandı.