çevirmen: heisennibal

#

Büyük Yan Imparatorluğu büyük ve genişti. En azından Lin Dong'un bakış açısından, toprak alanı devasaydı. İki ay ormanlar arasında seyahat ettikten sonra bile sona gelememişti.

Ormanın içindeki devasa ağaçta, önünde uzanan yemyeşil ormanlık alana bakarken dümdüz oturmuş bir figür vardı. O anda zihinsel durumu daha da sakin gibi görünüyordu.

Çok korkunç görünüyordu. Kıyafetleri parçalanmış gibiydi ve saçları omuzlarına dokunuyordu. Görünüşü korkunç olsa da güçlü bir silah gibi kuvvetli bir aura yayıyordu. Sakin gözlerinde silik bir ışıltı parladı. İçinde dişlerini her an geçirmeye hazır, acımasız bir kaplan varmış gibiydi.

Bu figür Lin Dong'tu. Bu iki ay boyunca çok ilkel bir hayatı olmuştu ve her gün Şeytani Yaratıklara karşı savaşıyordu. Bu yolculuk çok tehlikeli ve yorucu olsa da faydaları çok daha fazla olmuştu. Hiç yoktan savaş tecrübesi ediniyordu ve bu kapalı kapılar ardında edinebileceği bir şey değildi.

On yıl da beklese, yüz yıl da beklese kimse oturduğu yerden daha güçlü kuvvetli olmazdı.

Hafif bir esinti Lin Dong'un paramparça giysilerini kaldırmıştı. Teni bir şekilde koyu yeşil görünüyordu. Ama bu kalıcı bir şey değildi hafifçe görünüp kaybolmuştu.

Yıldırımın faydalarını gördükten sonra buna bağımlı olmuştu. Bu yüzden sonraki günlerde ne zaman fırtına bulutu görse bir dağ zirvesine tırmanıyor ve vücudunu ve Zihinsel Enerjisini geliştirmek için yıldırımı kendine çekiyordu.

Birçok insanın delice diyeceği eğitimi sağ olsun Lin Dong'un gelişimi inanılmazdı. Kırk dört iç kanalın kırk üç tanesini açmıştı. Son kanal açılmamak için direniyor gibiydi.

Çok fazla kanalı açtıktan sonra içindeki Yuan Gücü neredeyse tamamen Büyük Güneş Fırtına Yuan'a dönüşmüştü. Bu yüzden savaş gücü öncekini ikiye, üçe katlıyordu. Eğer lord Shi ile şimdi savaşırsa önceki gibi sürünmeyeceğini çok iyi biliyordu.

Henüz ‘Bronz Fırtına Vücut’a ulaşamasa da şimdi bile vücuduna çok güveniyordu. Yuan Gücü kullanmadan bile, mükemmel Yuan Dan kademeli bir geliştiriciye karşı savaşabileceğini biliyordu.

Vücudu ve Yuan Gücü daha da kuvvetlenirken Zihinsel Enerjisi de temizlenmişti. Şu an, içindeki Niwan sarayında, merkezindeki Kader Ruh Sembollerinin üstünde bir kez daha çatlaklar oluşmaya başlamıştı.

Dördüncü mühür tekrar ortaya çıkınca Lin Dong dördüncü mühür Sembol Ustası’na doğru ilerledi. O zaman başlangıç seviye Form Yaratıcı kademeli bir geliştirici ona bir tehdit oluşturamazdı. Aslında şu an ileri seviye Form Yaratıcı kademeli bir geliştiriciye bile karşı koyabilirdi.

“Huff…”

Devasa ağacın tepesinde Lin Dong, vücudundaki değişimlerin çoğunluğunu dikkatlice denetlerken iç çekti. Bir an sonra kaşlarını çattı ve sonra kendi kendine konuştu: “Bu son kanal... açması çok zor.”

Büyük Güneş Fırtına Vücut’un kırk üç iç kanalı vardı. Ama Taş Tılsım onu aldıktan sonra bir tane ek iç kanal oluşturmuştu ve bunu açması çok zordu. On tane şimşeğin enerjisini kullansa bile açamıyordu. Bu yüzden sadece buradan bile bunun ne kadar üstesinden gelinemez bir şey olduğu anlaşılabilirdi.

Dahası, eğer bu son kanalı açamazsa; Lin Dong, Güneş Fırtına Vücut’u aktifleştiremeyecekti ve bu da Bronz Fırtına Vücut’un gelişimini bozacaktı.

“Bu son kanalı açması gerçekten inanılmaz zor. Dahası, Niwan sarayındaki Ruh Kader Sembolü de kritik bir durumda. Bir kez bu son adımı attığında gücün de artacak!” dedi Küçük sansar Lin Dong'un arkasında durmadan önce.

Lin Dong çaresizce başını salladı. Gitmek için o anı sabırla bekliyormuş gibiydi.

“Şimdi, Dayang şehrinde olmalıyız ve burası Tiandu şehrine bir hayli uzak. Şimdiki hızımıza dayanarak Büyük Çöl şehrine üç ayda varmalıyız...” Lin Dong haritasını Qiankun çantasından çıkarıp bir süre baktı.

“Kalan zamanda son kanalı da açmalı ve Bronz Fırtına Vücut’ta uzmanlaşmalıyım!” Yumruklarını sıkarken ifadesi kararlılaştı. Büyük Çöl şehri inanılmaz tehlikeli ve kaotik bir yerdi. Daha önce hiç gitmeyen biri bile bilirdi bunu. Orada eğer yetenekli değilsen sürünürdün.

“Hadi, git ve eğitimin devam etmesine izin ver!”

Haritayı elinde tuttukça Lin Dong'un gözlerinde bir ışık parlıyordu. Devasa bir şahin gibi ormana doğru gitti. Elindeki antik teberi sallayınca acımasız bir parıltı ileri fışkırdı ve bu da ormandaki birçok vahşi yaratığı hiddetlendirdi ve kükremelerine sebep oldu. Aynı anda zengin bir Yuan Gücü titreşimi ormanda yayılmaya başladı.

“Bang!”

Yoğun ormanın içinde, bir figür ve dev bir Şeytani Yaratık acımasızca çarpıştılar. Vücut boyutlarının uyumsuzluğuna rağmen şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıktı. Şeytani yaratık geriye uçarken yerde derin bir iz bıraktı. Bununla birlikte, bu öfkeli şeytani canavarın misilleme yapmadan önce önündeki figür tekrar öne doğru fırladı, aşırı derecede güçlü bir parmak saldırısı kafasına ağır bir şekilde çarptı ve bir plop sesi ile kan anında dışarı fırladı.

Şeytani Varlıkların çeliğimsi kafataslarını sadece bir parmak kullanarak parçalara ayırdıktan sonra parmaklarındaki kanı silerken Lin Dong'un yüzünde bir gülümseme belirmişti. Bu şeytani yaratıkların gücü mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiricinin gücüyle eşdeğerdi. Buna rağmen Lin Dong tek bir parmak hamlesiyle işlerini bitirmişti.

 Uçsuz bucaksız ormanın içinden geçerken Lin Dong bütün Şeytani Yaratıkları kızdırmıştı. Aslında, bazı şeytani yaratıkların Lin Langtian'dan daha korkutucu bir aurası vardı. Şükürler olsun ki Küçük Sansar vardı ve hayatta kalmasına yardım etmişti. Yoksa onlardan birini kızdırdığı an ölmüş olurdu.

Lin Dong yere oturdu ve Şeytani yaratığın kafasından şeytani kristalleri aldı. Sonra gözlerini kapatıp dinlenmeye başladı ve yemek aramaya giden Küçük Alevi beklemeye başladı.

Lin Dong yaklaşık yarım saat bekledi. Gelmeyince kaşlarını çattı. Genellikle bu kadar uzun süre ortadan kaybolmazdı. Zihinsel enerjisi Niwan sarayından çıkıp yayıldı.

“Hmm?”

Zihinsel enerjisinin yayılmasının ardından kısa bir süre sonra aniden ayağa kalkarken ifadesi değişmişti. Yüzünde karanlık bir ifadeyle kuzeye doğru baktı. Küçük alevin varlığını orada hissediyordu. Aynı zamanda birkaç insanın varlığını da hissediyordu.

Ormanda bu kadar vakit geçirdikten sonra ilk kez bu kadar insanın bir arada olduğunu hissediyordu. Ama bu sefer bunlar iyiye işaret değildi.

Bakışları, Lin Dong’un ayakları yere doğru vururken yanıp söndü ve ustaca ormanların içine doğru fırladı ve varlıklarını hissettiği alana doğru koştu.

…

Bu devasa ağaçların oluşturduğu ormanın ortasında kuru yapraklarla dolu boş bir alan vardı. Şu an o boş alanda birkaç kişi vardı ve hırlama sesleri yankılanıyordu.

“Heh, bu Ateş Piton Kaplanı aslında bu ölçüde büyüdü. Bu gerçekten nadir bir manzara. Yakala onu. Eğer onu düzgün bir şekilde yükseltirsek bizim için çok faydalı olur.” Bu boşluk alanda, siyahlar içindeki genç bir adam, etrafı bir grup adam tarafından çevrilmiş kızgın kırmızı Ateş Piton Kaplanına bakıyordu. Bu korkutucu kaplanın kuyruğu tıslayan kan kırmızısı bir pitondu. Hafif bir kan kokusu yayıyordu. Bu gerçekten yemek aramaya giden Küçük Alev'di.

Bu genç adamın etrafında birkaç insan vardı. Görünüşe bakılırsa durumu düşük de değildi. Bu insanlar son derece iyi koordine edilmişti; bu genç adamı tamamen koruyan bir oluşum yarattılar.

Genç adamın sesini duyduklarında Küçük Alev'i çevreleyen insanlar hemen yanıt verdiler. Yuan Gücü ileri fışkırırken ellerindeki ipleri Küçük alev'e doğru attılar.

“Growl!”

Saldırılarıyla karşılaşınca Küçük Alev'in gözleri kırmızıya dönmüştü. İleri doğru bir adım attı ve kızgın kırmızı bir gölgeye dönüşerek iplerden kaçmaya çalıştı. Pençelerini sallıyordu ve şanssız olan birkaç kişi pençe darbelerinden dolayı parçalara ayrılıyordu.

“Genç efendi, bu Ateş Piton Kaplanı gerçekten eşsiz. Mükemmel Yuan Dan kademeli bir geliştirici bile kolayca baş edemez. Gerçekten çok acayip, bir Ateş Piton Kaplanı nasıl bu kadar güçlü olabilir?” Siyahları giyinmiş bir genç adamın yanında orta yaşlı bir adam kaşlarını çattı ve konuşurken bu korkunç Küçük Aleve bakmaya başladı.

“Heh, eğer bu gerçek olmasaydı, bu genç Efendi neden bu canavarla ilgilenecekti ki? Cao amca, iki mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiriciye liderlik et ve bu vahşi yaratığı yakalayın. Çabuk olun yoksa babamın işini mahvederiz.” Dedi siyahlar içindeki genç adam gülerek.

“Evet!”

Bunları duyunca orta yaşlı adam hemen cevapladı. Elini salladı ve yanındaki diğer iki adam da ileri atıldı. Auraları gerçekten kuvvetliydi. Açıkçası, ikisi de ileri seviye mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiricilerdi.

“Yap şunu!”

Bu üçü genellikle birlikte çalışıyordu ve bu yüzden uyumlu bir kimyaları vardı. Hareket ettikçe bir üçgen oluşturdular ve Küçük Alev'i direkt olarak tuzağa düşürmüşlerdi.

“Growl!”

Küçük Alev yapabileceği hamlelerin kısıtlı olduğunu görünce tekrar öfkeyle kükredi. Bir kayayı parçalayarcak kadar güçlü bir pençe saldırısı acımasızca üçlünün arasından geçti.

“Cahil yaratık, ne cüretle direnirsin!”

Küçük Alevin direndiğini gördüklerinde üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici küçümseyerek güldü. Üçlü hamlesini yaptı ve Yuan güçleri birleşip Küçük Alev’i tuzağa düşürdüler. Üç geniş el Küçük Alev'in vücudunu acımasızca yakaladı.

“Bang!”

Yuan Gücü ileri fışkırırken Küçük Alev direkt geriye savruldu. Ama çok fazla yara almadı. Çok kızgındı, gözleri kan kırmızısına dönmüştü

“Bu canavarın çok güçlü bir savunması var. Gerçekten ilginç!”

Siyahlı genç adam, üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiricinin Küçük Alev'e çok fazla zarar veremediklerini gördüğünde çığlık attı.

“Zorlayıcı Parmak!”

Üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici geri çekilmeden önce birbirlerine baktılar. İki parmağını düzleştiren bir Yuan Gücü ışık demeti aniden bir halat gibi ortaya çıktı, düşmeden ve sağlam bir şekilde küçük Alevle sınırlanmadan önce havada havada karmaşık bir ilmik haline dönüştü.

“Growl!”

Vücudu bağlanınca Küçük Alev çılgınca direnmeye başladı. Ama üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici onu bastırmayı başardı.

“Aptal yaratık, görelim bakalım nasıl direniyorsun!”

Küçük alevin bağlandığını görünce geliştiriciler güldü. Siyahlı genç adam da zevkle gülümsedi.

“Swoosh!”

Ancak, geri kalanlar Küçük Alevi bağlamaya hazırlanırken, ormandan aniden çok kuvvetli bir güç patladı ve Yuan güç bağlarını paramparça etti.

“Kim?!”

Bu ani gelişme geliştiricilerin yüzlerinin değişmesine sebep oldu ve bağırmaya başladılar.

“Tch!”

Ama, bağrışları herhangi bir sözlü yanıt bulmamıştı onun yerine aşırı kuvvetli bir teber gölgesi onlara yanıt olmuştu.