çevirmen: heisennibal

#

“Güzel!”

Lin Dong'un gözlerindeki ateşli savaş isteğini gördüğünde, lord Shi'nin ağzından istemsiz olarak bir övgü sözcüğü çıkmıştı. Hemen sonra ifadesi ciddileşti. Kıyafetleri rüzgar olmamasına rağmen dalgalanıyordu. Aşırı kuvvetli Yuan Gücü ileri fışkırdı ve etrafa yayıldı.

Bu kuvvetli Yuan Gücü dalgalanmasının karşısında Yan şehrindeki birçok insanın yüzü değişti. Zeki olanlar hemen geri çekilip, yaralanmalardan kaçınmak için aralarına mesafe koydular.

“Bu... lord Shi'nin bu hamleyi kullanmak istemesi mümkün olabilir mi?” Xia Wanjin olanları izliyordu ve uyarılmış sesi yankılanırken ifadesi aniden değişti

“Büyük Yeşim Kılıç Stili'nin en kuvvetli hamlesi. Bu hamlenin çoktan üst sınıf savaş sanatı seviyesine ulaştığı söylenir. Şehir lordu Shi'nin Form Yaratıcı seviyeye ulaşmadan önce, kılıcının tek bir hamlesiyle iki mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiriciyi öldürmek için bu hamleye güvendi...” dedi Efendi Yan ifadesi ciddileşirken.

“Babam gerçekten de Lin Dong'u öldürmek mi istiyor?” Ziyue dişlerini sıktı. Babasının en kuvvetli hamlesinin ne kadar korkunç olduğunu anlıyordu. Eğer bu tekniği kullanırsa ve beklenmedik bir şey olursa, mutlaka kan akacaktır.

“Öyle olmayabilir... şehir Efendisi Shi'nin, büyük Yeşim Kılıç stilini kullandıktan sonra bile Lin Dong'u yenemediğini görmedin mi? Dahası, bu çocuk pervasızca sahte bir cephe koymaz. Karşı koymaya cesaret ettiği için bile en azından mutlaka hayatta kalacaktır.” dedi Efendi Yan bir süre sessiz kaldıktan sonra.

Ama, bunu söylemiş olsa da kaçınılmaz olarak biraz endişe hissetmişti. Sonuçta, lord Shi'nin hamlesine daha önce bizzat tanık olmuştu.

Onlar tartışırken Lin Dong'un ifadesi de ciddileşmişti. Lord Shi'nin bedenindeki kuvvetli Yuan Gücünü ve bir sonraki hamlesinin kesinlikle deprem yaratıcı bir etkisinin olacağını hissediyordu.

Lin Dong aniden beyaz bir Qi topu tükürdüğü için elindeki antik teber de yere doğru eğilmişti. Kendi Dantian'ı içindeki Yuan Dan, Büyük Güneş Fırtına Yuan vızıldarken yavaşça titredi ve Antik İlahi Pullu Teber’e döküldü.

“Buzz!”

Son Yuan Gücü de tebere dökülürken, altın bir ışık yaymaya başladı. Fırtınanın alçak sesi de duyulmaya başladı.

“Boom!”

Antik İlahi Pullu Teber ışıldarken lord Shi'nin ellerindeki Büyük Yeşim Kılıç da parlıyordu. Aşırı kuvvetli bir Yuan Gücü kılıcının ucunda toplandı. Kısacık bir anda, Büyük Yeşim Kılıç'ın gövdesi, ucunda yumruk büyüklüğünde göz kamaştırıcı bir ışık topu belirirken soluklaştı

Bu ışık topu korkunç ve zorlu bir dalgalanma ile doluydu, sanki şehir lord Shi'nin vücudundaki tüm Yuan gücü onun içinde yoğunlaşmıştı.

Işık topu titreyip Yuan Gücü dalgalanmasının dalgalarını yaymaya başlayınca lord Shi'nin huzursuz olmasına sebep oldu.

“Büyük Yeşim Kılıç stili, yeşimi ve taşı yak!”

Işık topu belirdiğinde Shi'nin kolu sarsıldığı için sanki bu muazzam gücü içinde tutamayacakmış gibi görünüyordu. Sonraki anda ifadesi ciddileşti ve bir bağırış, sanki bir fırtınaymış gibi havada yankılandı.

“Bang!”

Bağırışı yankılanırken kılıcın ışık topu da bir fırtına gibi öne atıldı. Görünüşe bakılırsa bu saldırı bütün gücünü kullanmasına sebep olmuştu.

Saldırı oldukça külfetliydi ve gücü de açıkça eziciydi. Işık topu çok geniş değildi ama gökyüzünden uçarken hava etrafında patlamış gibiydi ve bu yüzden aşağıdaki yüksek binaların bir kısmının doğrudan parçalara ayrılmasına neden oldu. Bu güç, oldukça fazla sayıda insanı büyük ölçüde alarma geçirdi çünkü eğer böyle bir saldırı onların ortasında düşerse, bu bir katliam olurdu.

Işık topu, katmanlar arasından geçerken, gökyüzü parçalara ayrılmış gibi iz bırakıyordu.

Işık ışını ileri atılırken, Lin Dong'un göz kapakları birkaç kez şiddetle seğirdi. Şehir Efendisi Shi'nin bu hareketi gerçekten son derece şaşırtıcıydı!

Seğiren gözleri yavaş yavaş normale dönerken, altın bir parıltı yayan Antik İlahi Pullu Teber’ini kavradı. Teberin gövdesi aniden titredi, çünkü onu hafifçe örten ince pullar uyanmış bir ejderha gibiydi!

“Boom!”

Lin Dong’un ayağı kılıcı vururken ve vücudu çok sayıda şok bakış altında ileri doğru atıldığında altın ışık ışınları aniden antik teberden fırladı. Hedefi inanılmaz kuvvetli bir Yuan Gücü de içeren ışık ışınıydı.

Lin Dong'un atlatmaya çalışmadığını, bunun yerine saldırı kafasına karşı inisiyatif aldığını görünce, tüm Yan Şehrinde şok edici çığlıklar patladı ve birkaç kişi onun delirdiğine inanıyordu…

“Bu...” Efendi Yan ve diğerleri de Lin Dong'un hareketlerinden korkmuştu. Bir Form Yaratıcı kademeli geliştirici bile bu saldırıdan kaçınırdı ama Lin Dong karşı durmaya cesaret ediyordu.

Üçü birbirine baktı. Lin Dong'un neden bu kadar soğukkanlı davrandığını anlayamıyorlardı. Şehir lordu Shi'nin müthiş saldırısıyla direkt yüzleşmek için gerçekten araçları var mıydı?

“Kükre!”

Herkes lin Dong'un görünüşte dürtüsel eylemleri hakkında fısıldaşırken, aniden gökyüzünde tuhaf bir kükreme ortaya çıktı. Lin Dong'un ellerindeki antik teberin inanılmaz göze batan altın bir ışık yaydığını gördüler. Altın ışık teberde toplandı ve kocaman bir ejderhaya dönüştü.

Ejderha gökyüzünün yükseklerinde kükrüyor ve inanılmaz korkutucu bir aura yayıyordu.

Bu değişiklik fısıltıların kesilmesine sebep olmuştu. Ancak şimdi Lin Dong’un pervasız değil, zekice hamleleri olduğunu anlıyorlardı.

“İlahi Pullu Teber tekniği, ejderha teberine dönüş!”

Altın ejderha görüntüsü bu figürün etrafına sarıldıkça, ufuklar arasında muazzam bir şekilde süpürülürken onunla rüzgar ve şimşek rüzgarları getiren soğuk bir çığlık aniden gökyüzünde yankılandı.

“Boom!”

Sayısız endişeli bakışın altında altın ejderha görüntüsü ve ışık ışını sınırı zorlarken çarpıştılar. Bir anda korkutucu bir Yuan Gücü fırtınası gökte yayıldı.

Yuan Power dalgalanmaları gökyüzünden aşağı süzüldü, aşağıdaki birkaç kişiyi ezdi ve korku yüzlerini doldururken güçsüz olanların bazıları zorlukla nefes alabildikleri için başlarını kaldırmalarını zorlaştırdı. Bunlar sadece en zayıf dalgalardı. Eğer vücutları doğrudan vurulsaydı, kül bile kalır mıydı?

“Ne güçlü bir saldırı!”

Efendi Yan, Xia Wanjin vr diğerleri korkuyla dolmuşlardı ve gözleri genişlemişti. Altın ejderha görüntüsü kalplerinin hızlanmasına sebep olmuştu. Biliyorlardı ki eğer bu hamleyle saldırsaydı hepsi anında ölürdü.

“Rumble rumble!”

Göz kamaştırıcı altın ışıklar gökyüzünden yansırken bir fırtına sesi yankılandı. Altın ışığın ilerlemesi inanılmaz bir hıza ulaşırken küçük bir çatlama sesi duyuldu. Bir anda şehir surlarının arkasında belirmişti.

Savaş çabucak sonuca ulaştı. Tıpkı altın ışık gökyüzünü aydınlattığı gibi, aniden nihayet dağılmadan önce yavaşça soluklaştı, altın ejderha görüntüsü de sessizce soldu…

Sayısız bakış şehir surlarının üstünde duran Lin Dong'un ve onun biraz arkasında duran lord Shi'nin üstündeydi.

“Kim kazandı?”

İki figüre bakan, şehirde sesler geliyordu. Daha önce gelen altın ışık çok göz kamaştırıcıydı ve kimin kazandığını veya kaybettiğini açıkça göremediler.

“Hehe, Yaş şehrimde böylesine genç ve yetenekli bir adamın olacağını hiç beklemiyordum. Eminim ki, genç arkadaşım Lin Dong, beş yıl içinde en iyi geliştiriciler arasında yer alacaksın. Bu sefer kaybettim!” Şehir lordu Shi'nin vücudu yavaşça surlara inmişti. Yavaş bir şekilde iç çekerken elindeki Büyük Yeşim Kılıç’a ve omzundaki saç teline baktı.

Biliyordu ki Lin Dong'un önceki saldırısı şaşırtıcı derecede güçlüydü, karşı koymayı zor bulsa bile...

“Şehir lordu Shi gerçekten kaybetti!”

Lord Shi'nin sözleri şüphesiz bir bomba gibiydi ve şehirde bir kaosun patlamasına sebep oldu. Herkes genç figüre bakıyordu. Lin Dong Yue Shan'ı yendiğinde bir hayranlık hissetmişti ama şimdiki kadar şok olmamışlardı...

Hayranlıkları değişmeye başladı. Form yaratıcı kademeli birine böylesine genç bir yaşta karşı koymak... gelecekte ne kadar korkutucu olacaktı?

Birçok insan birbirine baktı, çünkü Lin ailesinden bu Lin Dong'un ne kadar korkunç bir varoluş olduğunu anlamaya başladılar. Böyle bir insan hayattayken, Lin ailesiyle ilgili kimin hastalıklı düşünceleri olabilirdi?

“Şehir lordu Shi çok mütevazi. Şu an savaşacak gücüm kalmadı.”

Lin Dong kıkırdadı ve elinin bir hareketiyle antik teberini Qiankun çantasına koydu. Onun figürü doğrudan uzun boylu surlardan atladı, kırmızı bir gölge onu taşımak için üstünden atladı. Beraber yavaşça uzaklaştılar.

“Heh heh, lord Shi, eminim ki bir gün tekrar buluşacağız!”

Ateşli gölge ilerde kaybolurken, uzaktan hafif bir kıkırdama sesi duyuldu ve bu da onların daha önce gelen yoğun değişimde sersemlemelerinden uyandırılmasına neden oldu. İlerleyen figüre bakarken herkesin kalbinde saygı vardı.

Lord Shi'nin bakışları Lin Dong'un olduğu noktaya doğru bakarken dudaklarında acı bir gülümseme belirmişti. Önceki savaş Lin Dong'un gücünün neredeyse hepsini tüketmişti ama kendisi de aynı durumda değil miydi?

Bu sefer, en iyi beraberlik oldu...

"Tekrar Yan şehrine döndüğünde ne tür eşsiz bir insan olacağını gerçekten öğrenmek istiyorum…”