çevirmen: heisennibal

#

Yue Shan’ın ölümü ve Kan Kurdu çetesinin yıkılışı şüphesiz ki Yan şehrindeki en çok konuşulan konuydu. Hiç kimse on yıllardır güçlü bir şekilde ayakta duran bir çetenin bir aydan daha az bir sürede tamamen çökmesini beklemiyordu.

Tabi ki bu haber yayılırken ana kahraman Lin Dong'un da adı yayılıyordu. Üç tane, Yan şehrinde aşırı ünlü olan düşmanı ve çevresini tek başına yenmek...

 Bu tür bir savaş kaydıyla, sıradan bir insan bunun hakkında konuştuğunda bile, vücudundaki kanın biraz kaynamaya başladığını hissederdi. Böyle bir cesaret gerçekten birilerinin bastırılmasına neden oldu. Dahası, bunu yapanın henüz yirmi yaşında bile olmadığını öğrenilince baskı hissi bir hayranlığa dönüştü. Yan Şehri tarihinin son yüz yılında bu tür bir yetenek ortaya çıkmamıştı. Lin ailesi böyle bir varise sahip oldukları için çok şanslılardı.

İzleyen on beş günde önceden çok ünlü olan Kan Kurdu çetesi, Bin Altın birliğinin karşı saldırılarıyla bir duman gibi solmuştu. Bin Altın birliği tarafından doğrudan temizlendikleri için en güçlü geliştiricilerinin bile kaçmasına izin verilmemişti. Kan Kurdu çetesiyle bağlantısı olan bazı gruplar da bağlantılı olduklarını reddetmişlerdi. Onlara da zarar vereceklerini düşünmüşlerdi.

Kan Kurdu çetesinin bitirilmesinden sonra Bin Altın birliğinin ünü de Yan şehrinde bir güneş gibi yükseliyordu. Elbette Bin Altın birliğiyle karşılaştırıldığında Lin ailesi biraz daha önemsiz kalıyordu ama bu durumu onlar da çok önemsemediler ve günlük rutinlerine devam ettiler. Tabi ki bu konu ortaya çıktıktan sonra bazı şeyler Lin ailesi için çok daha kolay oluyordu ve onları rahatsız etmek isteyen gruplar daha fazla ortaya çıkamıyordu. Herkes biliyordu ki Bin Altın birliğinin şu an yaptığını yapabilmesi, Lin ailesinden Lin Dong sayesindeydi.

En üst seviye geliştiricileri olsa da Bin Altın birliği bile Lin Dong'a sahip olan Lin ailesine bulaşmazlardı. Kim onları rahatsız etmeye cüret edebilirdi? Aksi ölümle flörtleşmek gibi olurdu.

Böylece, Lin ailesinin genel gücü Bin Altın birliği ile aynı seviyeye ulaşamasa da, Kan Kurdu Çetesi silindikten sonra, Lin ailesi Yan şehrindeki yeni ve gerçek üst sınıf bir grup haline gelmişti!

…

Yan şehri Kan Kurdu çetesinin tasfiye haberiyle çalkalanırken Lin Dong dışarı tek bir adım bile atmamıştı. Bu sırada Lin ailesiyle kaldı çünkü Lin ailesinin daha genç jenerasyonu ondan savaş sanatları hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorlardı. Lin Dong hepsine hoşgörüyle yaklaştı. Çünkü Lin Ailesinin gücünün biraz bile artması, daha az endişelenmesini sağlayacaktı.

“Boom!”

Lin ailesinin evinin arka bahçesinde hafif altın bir parıltı havada parladı. Altın bir platform havada süzülüyordu ve can sıkıcı bir aura yayıyordu.

Altın platform hafif altın sarısı rengindeydi ve yaklaşık üç metre genişliğindeydi. Ve bir dağ kadar ağırmış izlenimi veriyordu. Bununla birlikte, bu altın kare platform, Wang Yan'ın sergilediği kadar kompakt değildi, bunun yerine biraz daha yanıltıcıydı.

“Bang!”

Altın platform havada süzüldükten sonra yerde çatlaklar yaratacak kadar sert bir şekilde yere indi.

Yıkıcı gücü görünce Lin Dong tatminsizlikle başını salladı. Baskılayıcı Altın Platform Sihirli Avuç'un gösterdiği güç açıkça Wang Yan'ınkinden kısa sürmüştü.

Bunda bir yanlış yoktu. Baskılayıcı Altın Platform Sihirli Avuç’un tek gereksinimi Form Yaratıcı kademesine ulaşmak için gerekli olan şeyle aynıydı. Ya da, biri altın bir platform oluşturamazdı ve saldırı gücü oldukça sınırlı olurdu çünkü bu güçlü aurayı ortaya çıkaramazdı.

Lin Dong mükemmel Yuan Dan kademesinde ilerliyor olsa da Form Yaratıcı kademeye hala biraz vardı. Antik İlahi Pullu Teber tekniğini kullanırken Antik İlahi Pullu Teber’in gücünü ödünç alabiliyordu. Ama bu Baskılayıcı Altın Platform Sihirli Avuç, doğal bir güce ihtiyaç duyuyordu.

Lin Dong mükemmel Yuan Dan kademesindeyken böyle bir altın platformu kompakt edebiliyordu ve bu oldukça iyi bir başarıydı. Zihinsel enerjisinin yardımı olmasaydı muhtemelen o kadar fazla Yuan Gücünü yönetemezdi.

Sözde Form Yaratıcı kademe birinin Yuan Gücünü kontrol edebilmesiyle alakalıydı. Sadece belli bir ustalık derecesine ulaştığında, Yuan gücünü çeşitli şekillerde sıkıştırabilirdi ve kişinin saldırılarını büyük ölçüde güçlendirme yeteneğine sahip olurdu. Lin Dong'un zihinsel enerjisi zayıf değildi ve Yuan gücünü iyi kontrol edebiliyordu. Fark edilebilir derecede etkiler almasını sağlıyordu.

Elbette Zihinsel enerjiyi ve Yuan gücünü aynı anda işlemek Lin Dong'a göre eşsiz bir şey değildi. Çoğu geliştirici iki alanda da yeterliliğe sahipti ama bir alan daha sığ iken diğer alan daha derindi.

“Lin Dong harika!”

Lin Dong derin düşüncelere dalmışken genç bir kızın hayat dolu kahkahası kulaklarında çınladı. Sesini duyunca Lin Dong da kafasını kaldırıp açık renk kıyafetler giymiş güzel kıza baktı ve o da kıkırdadı. Hemen kalkıp yürüdü ve Qing Tan'ın soluk yüzüne baktı. Kaşlarını çatmıştı. “Eğer iyi değilsen çok fazla zorlama."

Bu zaman aralığında Qing Tan'ın vücudundan taşan Yin enerjisiyle baş etmek çok zorlaşıyordu. Lin Dong ‘Olağanüstü Yin Ejderhası Tükrüğü'nü kullanmak için endişeli değildi. Bunun nedeni, Yin enerjisinin miktarının bir ay içinde zirveye ulaştığı zamanı beklemek zorunda kalmasıydı. Ve o zaman işte bu geceydi.

Bunu duyunca Qing Tan mutlulukla güldü. Ama küçük ve memnun yüzü aniden kararmıştı. Yumuşak bir sesle konuştu: “Kardeş Lin Dong yakında gidiyor değil mi?”

“Korumak istediğim insanları koruyabilmek için güce ihtiyacım var. Şu anki gücüm hepinizi korumak için yeterli değil. Daha büyük bir güce ihtiyacım var. Yan şehrinde elde edemeyeceğim bir güce.” Diye cevapladı Lin Dong Qing Tan'ın saçlarını yavaşça okşarken.

“Ben de kardeş Lin Dong’u korumak istiyorum,” dedi Qing Tan surat asarak.

“Haha, önce beni geçinceye kadar beklemen gerek...”

Lin Dong memnundu, hemen sonra çenesini kaşıdı ve; “Eğer bu gece vücudundaki Yin enerjisini baskılayabilirsek, gelecekte yavaş yavaş kendin de kontrol edebileceksin. Sonra da gelecek başarıların konuşulurken onlardan “korkunç" diye bahsedilecek. Sonrasında beni geçmen basit bir konu olacak,” dedi.

“Gerçekten mi?” Qing Tan heyecanlı bir şekilde sordu.

Lin Dong kafasını salladı ve güldü. Devam etmeden önce bir süre sustu. “Ama bazı şeyler tehlikeli olabilir, ve hatta ölümcül...”

“Kardeş Lin Dong, korkmuyorum!” Lin Dong'un ses tonundaki tereddüdü duyunca Qing Tan kafasını kaldırdı ve en ufak bir tereddüt bile olmadan cevap verdi.

Tavrını görünce Lin Dong sonunda yeniden kafasını sallayıp konuşmaya başlamadan önce bir süre daha sessiz kaldı. “Mm, gidip birkaç hazırlık yapmalısın. Bu geceki mesele çok önemli!”

Qing Tan’ın yüzü bunu duyunca neşeyle parladı ve tekrar tekrar başını salladı. Kelebek gibi çırpınırken ayak sesleri hızlı ve hafifti.

Qing Tan'ın giderken görünce Lin Dong'un ifadesi biraz hüzünlendi. Omzunda belirdi. “Hatırlatmalıyım ki, eğer vücudundaki Yin enerjisi tamamen yayılırsa ve bunu kontrol edemezse en iyi ihtimalle ciddi yaralanır ve en kötü ihtimalle de... olduğu yerde ölür.”

“Elbette başaracak. Bu onun için aşırı iyi olacak. Gelecekte, bir Yin Dan oluşturduğu sürece, gücü kesinlikle yükselecek. İşte o zaman, sen bile onu yenmenin ne kadar zor olduğunu anlayacaksın!”

“Her ne kadar bu tür bir fizikle denemeden sonra deneme yapmak zorunda olsa da, kısıtlamalar geri alındığında, kesinlikle göklerde tercih edilen bir çocuk olacak!”

Lin Dong yavaşça kafasını salladı. Qing Yan'ın güçlü olup olmamasıyla değil, hayatında mutlu olup olmamasıyla ilgileniyordu.

“Eğer olsa bile, Qing Tan'ın vücudu fazla dayanamaz. Bu yüzden çıkmalı ve savaşmalıyız.”

Lin Dong zaten on beş gündür bu konu üstüne kafa yoruyordu. Bu süre zarfında, Qing Tan'ın vücudundaki Yin enerjisinin patlaması sıklığı giderek daha sürekli hale geldi. Bu devam ederse, Qing Tan, vücudunun Yin enerjisinin yıpranmasına en fazla 6 ay dayanabilirdi

Nihai sonuç aynı olduğu için savaşacaklardı!

“Phew…”

Lin Dong derin bir nefes aldı. “Kesinlikle başaracak.” Diye mırıldandı.

…

Gecenin geç saatlerinde Qing Tan Lin ailesinin evinin arka bahçesinde oturuyordu. Soğuk Yin enerjisi etrafını sarmıştı, hatta ince bir don tabakası oturduğu taş platformu kaplamıştı bile.

Qing Tan'ın vücudundaki Yin enerjisi henüz patlamamıştı, ancak çevresinde bu değişikliklere sebep olmuştu. Gerçekten yayıldığında ne kadar korkunç olacağını hayal etmesi zordu.

Taş platformun altında, Lin Dong kafasını kaldırdı ve karanlık gökyüzüne baktı. Parlak ay yükseldikçe etrafındaki Yin enerjisi de giderek zenginleşiyordu. Hatta onun kontrolü olmadan Qing Tan'ın vücudunu istila eden Yin enerjisinin tehdidini hissedebiliyordu.

Qing Tan'ın gözleri sıkıca kapandı. Yin enerjisi fışkırırken, vücudunun derinliklerinde gizlenen korkunç soğuk Qi, bir kez daha ortaya çıkma belirtileri verdi ve bir ürperti sessizce dışarı çıktı.

Soğuk yavaş yavaş çıkarken yaklaşık bir buçuk saat sonra Qing Tan'ın vücudu aniden titremeye başladı. Vücudundaki Yin enerjisi de etrafını çeviren soğuk Qi'den tetikleniyordu.

“Humm humm!”

Yin enerjisi havaya doğru fışkırdı ve rüzgar sesleri yayarken sürekli olarak Qing Tan'ın vücuduna döküldü.

Lin Dong'un gözleri Qing Tan'a kilitlenmişti. Vücudundaki Yin enerjisi kritik noktaya ulaştığında ise ifadesi ciddileşmişti. Elini kaldırdı ve Qiankun çantasından yeşim bir kutu çıkardı.

Yeşim kutu açıldığında, son derece güçlü ve saf bir Yin enerjisi yayan siyah bir iksir, sonunda Qing Tan'ın başının üstünde gezinmeden önce yavaşça süzüldü.

“Sui!”

Yumruğunu sıkarken bakışı parladı. Görünmez bir basınç, tükenmez bir soğuk Yin enerjisiyle dolu derin, siyah, ağdalı bir sıvı damlasına dönüşürken ‘Olağanüstü Yin Ejderhası Tükrüğü ' hemen patlayarak açıldı ve Qing Tan'ın kafasına, vücuduna damladı.

“Boom!”

Her damla düştüğünde Qing Tan'ın vücudundaki Yin enerjisi de bir fırtına gibi vücudundan çıkıyordu.

Bu korkunç Yin enerjisiyle yüzleşmek Lin Dong'u bile şoke etmişti.