Çevirmen : heisennibal

Lin Dong, Wang Pan'ın ve diğerlerinin bıraktığı şekillere dik dik bakarken yavaşça içini çekti. Şu anki gücüyle onlardan korkmuyordu, bir Yuan Dan çalıştırıcısını yenmek zor değildi. Geri kalanlar biraz güçlü olsalar da Lin Chen ya da Lin Feng'in seviyesindeydiler; Lin Dong için bir tehdit oluşturmuyorlardı.

Lin Dong, Lin Chen'in ve diğerlerinin dik bakışlarını görmezden gelerek yavaşça yere oturdu. Lin Ke-er ellerini sıktı ve “Çok teşekkürler,” dedi.

Gülümsedi ve yanıtladı; “Buraya gelirken çok yavaştın. Biz buraya ilk geldiğimizde bile seni bekledik.” Lin Ke-er, az önce gözünün önünde uçan iki Ruh Hazinesini de elinde tutuyordu.

“Yalnız olmaya alışmışım.” Dedi Lin Dong ve güldü.

“Gerçekten Wang Pan'dan Ruh Hazinesini kapacak kadar güçlü olmanı beklemiyordum. Kuyruğunu kıstırmış kedi gibi görünüyordu.” Dedi Lin Ke-er ve sevimli görünmeyi umursamamıştı.

“Sadece şanslıydım.” Dedi cevap olarak Lin Dong gülerek. Kısa bir süre sonra bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemedi. Bunun yerine büyük salondan bir çıkış aradı. Eski lahitin arkasında Wang Pan ve kalanının gittiği bir giriş vardı. Hala buradan hazine bulmaktan vazgeçmiş gibi görünmüyorlardı.

“Lin Langtian abi ve diğerleri eski lahitin merkezine ulaşmışlar bile. Onlar için Ruh Hazineleri çok da matah şeyler değil.” Dedi Lin Ke-er.

Lin Dong yavaşça başını salladı. Lin Lagtian'ın, Wang Yan'ın ve diğerlerinin bağlı olduğu klanlardaki yerleri dikkate alındığında, önemsiz bir orta-seviye Ruh Hazinesi onları yavaşlatan bir şeyden başka bir şey değildi. Sonuçta, eski mezarın daha derin kısımlarında daha değerli hazineler olabilirdi.

“Burada bir süre dinlenmeyi planlıyoruz ve diğer bölgelere girmeden önce yeniden organize olacağız. Bizimle gelmek ister misin?” Yaşlı adam Tao güldü.

Bu sözleri duymasının üstüne Lin Dong büyük salona bir bakış attı. Ruh hazineleri için mücadelenin çoktan sona ermesinden dolayı, birçok insan eski lahitin daha derin yerlerine gidiyordu. Dahası, Ruh Hazinesi için yapılan savaştan sonra gelen kim varsa kalpleri pişmanlıkla dolmuştu. Hiçbir ödül kazanmadıklarından dolayı, bir şeylerin bu şekilde bitmesini istemiyorlardı. Böylece, en ufak bir tereddüt etmeden, mezarın daha derin kısımlarına doğru hücum ettiler. Bu alan bir anlığına yalnızca başka tarafa geçilen bir tünel gibi görünmüştü.

“Etrafa bir bakacağım, eğer hiçbir şey bulamazsam unutacağım.”

Bunun üstüne Lin Dong güldü. O zaten bu sefer oldukça fazla hasat elde etmişti; buna rağmen, o sözde ‘Şiddetli Yin Ejderhası Tükrüğü’nü bulmak için henüz zamanı vardı. Bu, kendisine bu eski lahite yapılan gezi için belirlediği hedeflerden biriydi. Eğer bulmaktan aciz olsaydı Qingtan'ın durumu çok daha vahim olurdu.

Bu yüzden bu sefer geri çekilemedi.

Bir kez daha Lin Ke-er ve geri kalanıyla bir grup olmaya gelince, Lin Dong biraz isteksizdi. Belki hala Lin Ke-er'e ve yaşlı Tao'ya güveniyordu ama Lin Chen ve özellike Lin Feng'le yolculuk etmek imkansızdı. Gerçekte, Lin Feng, Wang Pan'in ona saldırmasını umarak bir şeyler söylemişti.

Aklında bu düşüncelerle Lin Dong sakince Tao'nun arkasındaki Lin Feng'e baktı. TAO, soğuk, katilce bir niyet gözlerinin derinliklerinde ortaya çıktı. Lin Feng bunu da biliyormuş gibiydi, yüzü biraz sertleşti ve vücudu yaşlı adam Tao'nun arkasına saklanmak için küçüldü.

Lin Ke-er oldukça zekiydi, Lin Dong'un ifadesini gördüğünde Lin Feng'e ve geri kalanına olan nefreti görebiliyordu. Bu yüzden yumuşak bir sesle konuştu. “Bunu yapmaya kararlıysan yap, ama ekstra dikkatli ol.”

Lin Dong küçük bir gülümsemeyle kafasını salladı. Yaşlı Tao'nun ve Lin Ka-er'in ellerini sıktı. Küçük Ateş aniden onun tarafında parladı ve kaplanın sırtına atladı. Birlikte bir fırtınaya dönüşerek doğrudan eski mezarın derin kısmına giden geçide doğru koştu.

“Bu çocuk giderek daha da fazla kibirlenmeye başladı...” dedi Lin Feng Lin Dong'un kalan figürüne bakarak.

 “Kapa çeneni!”

Sözler ağzından çıkar çıkmaz Lin Ke-er başını döndürdü ve sert bir şekilde: “Lin Dong'un gücü dikkate alındığında iki yıl sonra klanın toplanmasında kesinlikle harika şeyler başaracaktır. O zaman topladıkları sınırsız olur, eğer onu tekrar kışkırtırsan bunu gerçekten istiyorsun demektir!” dedi.

Lin Feng’in, Lin Ke-er tarafından azarlandıktan sonra benzi atmıştı.  Buna rağmen Lin Ke-er'in kimliği ve gücü yüzünden aksini göstermeye cüret etmemişti, yalnızca sessizce çenesini kapatmıştı.

Lin Dong, Lin Ke-er'in Lin Feng ve geri kalanını azarlaması hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Geçiş yoluna girdikten sonra, son derece geniş bir alan gözlerinin önünde ortaya çıktı. Bu devasa alan sayısız ve çok büyük ahşap direklerle doluydu ve bu direkler birbirine yakın durdukça göklere doğru uçuyor gibiydi, kavisli ve kıvrımlı ahşap direklerle kaplı çok sayıda yol yaratıyordu. Bu yolların nereye gittiğini kimse bilmiyordu.

Lin Dong bu manzaradaki değişime şaşırmıştı. İleri iki adım atsa bile aniden yerde siyah, uzuv benzeri nesneler keşfediyordu. Birini yerden kaldırdı ve inceledi; kırık bir insan uzvuna benziyordu ama bu uzuv tamamen kararmıştı ve çok fazla ağırdı. Açıkça yüksek kalitede bir metalden yapılmış görünüyordu ve kırık uzvun yüzeyinde gizemli semboller vardı.

“Bu bir Sembol Kukla. Bazı çalıştırıcılar bunları eğlence için yaratmayı severler. Bazen evleri korumak için de kullanılırlar ve bu iş için hiç de kötü değillerdir...” Lin Dong bu şeye bakmaya başlamışken küçük sansarın sesi beyninde yankılandı.

 “Sembol Kukla...” diye mırıldandı Lin Dong kendi kendine.

“Basitçe, üç kademe Sembol Kukla vardır; üst, orta ve alt seviye. Ama bu elindeki Sembol Kukla'nın kırık uzvu alt seviyeye benzemiyor ve yalnızca ‘kusurlu ürün' olarak nitelendiriliyor. Dahası, üst seviye olan Kuklaların ds üstünde bir seviyede olanlar varmış ama onlar hakkında pek bir şey bilmiyorum.”

“Büyük Yan İmparatorluğunun dışında, bazı özel tarikatlar bu Kuklaları kontrol etmekte uzmanlaşmışlar. Bunlar o korkunç olanlar. Bir keresinde Nirvana seviyeli bir çalıştırıcı bu Kuklaların iki tanesi yüzünden paramparça olmuştu.”

“Nirvana seviyeli bir çalıştırıcıyı paramparça etmek...” Bu sözleri duymasının üstüne Lin Dong'un beyni patlayacak gibi olmuştu. Ne tür bir Sembol Kukla korkunç olabilir? Nirvana seviyesindeki bir çalıştırıcıyı öldürecek kadar?

Lin Dong bunun hakkında bir süre kafa yordu ama hala ne kadar korkunç oldukları hakkında bir şey canlandıramıyordu kafasında. Yalnızca kafasını sallarken acı bir kahkaha atabildi. Büyük Yan İmparatorluğu’nun dışındaki dünya biraz garipti ama yine de mükemmeldi.

“Yaşam iksirini aramak istiyorsan soldan git. Orada bazı iksir dalgalanmaları var gibi görünüyor.” Küçük Sansar bu Sembol Kuklalarla çok ilgili gibi görünmüyordu bu yüzden açıkladıktan sonra bir tarafı işaret etti.

 “Tamam.” Lin Dong başını salladı.

Hususi ahşap direk oluşumuna hızlıca dalarken Lin Dong yolda birkaç tane kırık Sembol Kukla uzvu bulmuştu. Dahası, bir Sembol Kukla’nın birileriyle savaştığına dair izler vardı.

Lin Dong yol aldıkça birkaç Sembol Kukla’ya da rastlamıştı, bu yüzden çileden çıkaracak şekilde yavaş ve dik kafalı birilerini gördüğünde neden bu alanda bu kadar çok kırık uzuv olduğunu anladı. Bu tür Sembol Kuklalar fazla eski püsküydü, büyük güçlerinin yanı sıra, hedef alıştırması yapmaya indirgenmiş gibi görünüyorlardı.

Lin Dong, birkaç Sembol Kukla'ya zarar verdikten sonra Küçük Alev'i okşadı ve hızları bir kez daha arttı. Bununla birlikte Küçük Alev en son hızla koşarken tahta yolları birkaç dakika takip ettiler ama bu tahta yoldan bir çıkış bulamadılar.

“Bir şeyler ters gibi görünüyor...”

Bu durum Lin Dong Küçük Alev'in geçmesine izin verene kadar birkaç dakika daha sürdü. İfadesi ciddiydi ve daireler çiziyormuş gibi hissetti. Dahası, yolculuk ederken başka birine rastlamamıştı. Eğer bir kavganın izleri olmasaydı, Lin Dong burada tek kişi olduğuna inanırdı.

“Bu bir tür oluşum gibi görünüyor...” Küçük samur bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordu. Lin Dong'un omzuna çıktı ve etrafı çaresizce tararken “Gerçekten zahmetli, en çok bu can sıkıcı oluşumlardan nefret ediyorum.” dedi.

“Şimdi ne yapmalı?” Lin Dong başını kaşıdı. Bu şekilde ilerleyemezlerdi. Er ya da geç yorgunluktan öleceklerdi.

“Biraz incelememe izin ver, gerçi ben bu oluşumlar hakkında çok yetenekli değilim ama bu ahşap direk oluşumları çok derin olmamalı.” Küçük sansar gözlerini kapatmadan önce pençelerini açtı.

“Üç yüz adım ileri yürü.”

Bu inceleme küçük sansar gözlerini bir kez daha açmadan önce pençeleri ileriyi gösterirken birkaç dakika sürdü.

Lin Dong ileri giderken biraz şüpheciydi. Hala bir çıkış bulamayınca kollarını açıp “Şimdi ne olacak?” diye sordu.

“İleri bakma, sekizinci direği soluna itmek için elini kullan.” dedi küçük sansar.

“Oh?”

Lin Dong bir süre şaşakalmıştı, ama sonra bir aydınlanma yaşadı. Doğru yolun onunn önünde olmadığını fark etti ama onun tarafındaydı. Önündeki yol onu oyalamaktan başka bir işe yaramıyordu.

Bu yolu ne kadar uzun süredir takip ettiklerini hatırlayınca gözlerini devirdi. Sekizinci ahşap direği ittirdi.

Ağacı itince önünde bir yol belirdi.

“Ne zekice bir mekanizma.”

Lin Dong, ileriye doğru yürürken gizlice övdü. Birçok tahta direk hala duvar gibi görünüyordu. Önceki deneyimlerinden sonra Lin Dong artık paniklemiyordu. Birkaç patika yol daha açtıktan sonra, geniş bir sondaj alanı ortaya çıktı.

Lin Dong, bunun ardından sonunda ağaçlık alanı arkasında bırakmıştı, içini çekti. İleri doğru yürüdü ve aniden durdu. Bu sondajlanmış alanda birkaç tane Sembol Kukla yanyana sıralanmıştı. Görünüşe göre burada yüzü aşkın kukla vardı.

“Bu tür işe yaramaz Sembol Kuklalar, kaç tane olursa olsun dekorasyondan öteye gidemiyor...” Kafasını sallamadan önce birini alıp baktı.

Yine de gülümsedi ve bu sondajlanmış alana girmek üzereydi. Küçük sansarın sesi yükseldi.

“Aptal çocuk, bu Sembol Kuklalar daha düşük kademeli Sembol Kuklalar. Kendi kişisel savaş güçleri mükemmel Yuan Dan seviyeli bir çalıştırıcısına karşı kaybetmez.”

Lin Dong'un bedeni aniden dondu, kafa derisi hissizleşmeye başladı. Mükemmel seviyedeki bir Yuan Dan Sembol Kuklası? Ve onlardan birkaç yüz tane mi var?

“Aman tanrım bu da ne?”

Lin Dong’un kafa derisi hissizdi ve yavaşça geri çekildi ve sessizce bu sondajlanmış alana baktı.