Bölüm 159: Yolculuk Öncesi

avatar
5085 5

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 159: Yolculuk Öncesi


Çevirmen: Deuce

Düzenleyen: Aratal1

 

 

Lin Chen’in hala duvara yaslanmış şaşkın ifadesine bakan kalabalık sessizliğe gömülmüştü. Aynı zamanda Lin Feng ile grubunun yüzündeki gülümseme adeta solmuştu…

 

Lin Chen’in yenilgisi çok ani olmuştu. Başlarda üstünlüğü elde tutuyordu lakin bir sonraki hamle alışverişinde, hiç beklemediği anda Zihinsel Enerji konisinin ortaya çıkmasıyla tüm avantajı un ufak olmuştu…

 

Bu sonuç, ayrıca oradaki kıdemlileri de etkilemiş ve hislerini tekrar geri kazanabilmek için uzunca bir süre beklemek zorunda kalmışlardı. Zira Lin Chen’in gücünü çok iyi biliyorlar ve buna çok güveniyorlardı. Bu genç her ne kadar kibirli olsa da kibiri  kadar yetenekliydi. Ancak gel gör ki sonuç…

 

“Yetenekli bir gence sahipmişsiniz. Tebrikler ederim, eski dostum!”

(DN: sen daha birşey görmedin dayı.)



Yaşlı efendi Tao derin bir nefes aldıktan sonra, ellerini birleştirdi ve Lin Zhentian’ı tebrik etti. Lin Dong’un az önce sergilemiş olduğu yetenek baz alınacak olursa, iki yıl sonra gerçekleşecek Lin Klan Toplantısında Lin Dong’un tüm akranlarını gölgede bırakma ihtimali oldukça muhtemeldi. Bu ihtimal Lin Zhentian’ın ömrü boyunca düşlediği Lin Klanına geri dönme hayalini gerçekleştirirdi.

 

Lin Zhentian elini sallarken gülümsedi. Alçak gönüllülükle karşılık verirken gözlerindeki gurur ve hayranlık gün gibi belli oluyordu.

 

“Eline sağlık, Lin Dong kardeş!”

 

Çevreyi saran kalabalıktaki genç aile üyeleri, o esnada tezahürata başladılar. Lin Dong’un yeteneği, Lin Klanı üyelerinin de diğer insanlar gibi yenilebileceğini kanıtlamıştı.

“Etkileyici Zihinsel Enerji kontrolü…”

 

Lin Ke-er’in mavi gözleri Lin Dong’un bedenini baştan aşağı süzerken, dudaklarında da dikkat çeken bir gülümseme peyda olmuştu. Lin Dong’un oldukça yetenekli olduğunu gözlemlemişti; özellikle de Zihinsel Enerji ve kontrolü konusunda. Lin Dong’un son saldırısında diğerleri fark etmemiş olabilirlerdi fakat Lin Ke-er, onun ışıldayan ışık sembolünün içerisine Zihinsel Enerji saldırısını gizlice yerleştirdiğini görebilmişti. o gencin Yuan Gücü ile Zihinsel Enerjiyi birbirine kaynaştırıp kontrol edebilmesi ortaya son derece beklenmedik ve ani bir sonucun çıkmasına imkan vermişti.

 

Üstüne üstlük Lin Dong son hareketinde Zihinsel Enerji konisini hiç zorlanmadan bir anda durdurmuş ve yok etmişti. Bu da onun Zihinsel Enerji kontrolü hakkında ne kadar yetenekli ve uzman olduğunu çok iyi kanıtlıyordu.

 

“Böylesi bir alt klanda bu kadar olağanüstü yetenekli bir gence rast geleceğimi hayatta beklemezdim. Lin Chen’in kaybetmiş olmasına şaşmamalı…” Lin Ke-er kendi kendine mırıldanarak konuştu.

 

Kalabalığın heyecanı karşısında Lin Chen’in ifadesi hafif çirkinleşmişti fakat çok ağır bir yenilgi almış sayılmazdı. Birden ellerini birleştirdi ve canı sıkkın bir şekilde Lin Dong’a bakarak konuştu: “Neden bu kadar başına buyruk olduğuna şaşmamalı. Gerçekten de yetenekliymişsin. Bu sefer yenilgimi kabul ediyorum.”

 

Lin Dong ifadesiyse sakindi. Kazandığına dair en ufak bir sevinç veya alay göstermemişti. Rakibi neredeyse Kusursuz Yuan Dan Seviyesinde sayılsa bile bu seviye de Lin Dong’a hafif bir tehdit oluşturmuştu.

Bakışlarını Lin Chen’in üzerinden ayırmasının ardından Lin Dong’un gözleri hemen kenardaki beyazlı kıza kenetlendi. Kız da onu görür görmez yüzünde tatlı bir gülümseme meydana geldi.

 

“Bu kız, sıradan biri değil…”

(Basit olanı hareme almayız zaten Lin Dong başgann )

 

Lin Dong, Lin Ke-er’e bakarken aklından bu düşünceler cirit atıyordu. Böyle düşünceler aklına nereden geliyor bilmiyordu fakat belli bir sebebe dayanmaksızın içinden, bu kızın Lin Chen’den çok daha güçlü olduğunu hissediyordu.

 

“Nerede ne zaman duracağını hiç bilmiyorsun.” Taş basamakların yanında duran yaşlı efendi Tao Lin Chen’e çaresizce bakarken konuştu.

 

“Bu çocuğun bize yük olacağını hala düşünüyor musun?”

 

Lin Chen bu duruma hafif içerlemişti. Eğer kendisini yenen kişiye hala aynı muameleyi yapsaydı, kendisi ondan çok daha fazla yük olmaz mıydı?

 

“Haha eski dostum, Lin Dong’un güçsüz olmadığına kanaat getirdiğimize göre mesele hallolmuştur. Bu yolculukta belki de benim yardımıma dahi ihtiyaç duymaz.” Yaşlı efendi Tao başını çevirdi ve gülümseyerek Lin Zhentian’a konuştu.

 

Bu sözler üzerine Lin Zhentian da  gülümseyerek başıyla onayladı. Ardından bakışlarını Lin Dong’a çevirerek: “Dong-er, eski lahite yapacağınız yolculuk senin için eşsiz bir fırsat olacak. Üç gün sürecek olan Gök Alev Sıradağları yolculuğunuz boyunca yaşlı efendi Tao’yu takip edip talimatlarından çıkmadığına emin olasın.”

 

Bu uyarı ve temennileri işitmesi üzerine Lin Dong canı sıkkın bir şekilde gözlerini devirdi. Lin Zhentian’ın ciddi ifadesine bakarken sadece başıyla onaylamıştı. Ancak içinden gizlice gruptan kaçıp ayrılmayı planlıyordu. Ne de olsa, mevcut gücünün yanına küçük sansarın da gücü eklenince her ne kadar muazzam hazineler elde edeceğinin garantisi olmasa da en azından bir şeyler elde edebileceğini düşünüyordu.

 

Ancak Lin Klanı ile beraber yolculuk edecek olursa, günün sonunda hiçbir kâr elde edemeyebilirdi.

 

Lin Zhentian ise Lin Dong’un gizlice gruptan kaçmayı planladığına dair tahmini olmadığından dolayı onun sessizce onaylayıp, durumu kabullenmesini gördükten sonra memnun bir şekilde gülümsedi. Ardından herkesi içeriye, misafir salonuna davet etti. Bir süre hoş sohbetin ardından havanın kararmasıyla Lin Klanındakilere misafir konağına kadar eşlik etmesi için birkaç kişiye talimatta bulundu.

 

Lin Dong ise derhal kendi odasına yönelmeyip öncelikle Qing Tan’ı kontrol etmeye gitti ve küçük kızın rahat bir uyku çektiğini görmesinin ardından oradan ayrıldı.

 

 

Odasında nazik ve yumuşak kandil ışığının altında Lin Dong yatağında bacaklarını çaprazlayıp bağdaş kurarak oturmuş ve gözlerini sıkıca kapatmıştı. Yuan Gücünün akıntıları, etrafında pervane gibi dolanırken durmaksızın bedenine akıp gidiyordu.

 

Gözlerini azar azar açıp kaşları birbirine örülesiye kadar, bu zorlu gelişim hemen hemen iki saat devam etmişti. Kendisinin Başlangıç Yuan Dan Seviyesinin doruklarına ulaştığını hissedebiliyordu. Bu sebeple şu an ihtiyacı olduğu tek şey; atılım gerçekleştirebilmesi için son bir adımdı.

 

Eski lahite olan yolculuğun pek de barışçıl ve huzurlu geçeceğini düşünmüyordu. Ancak kendi gücü ve küçük sansarın yardımıyla önüne gelecek her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğine inanıyordu. Eski lahitin birçok uzmanı kendisine çekeceğini bildiğinden eğer biraz daha güçlü olursa hayatta kalma olasılığını bir nebze olsun arttırmış olacaktı.

 

Dolayısıyla yolculuk öncesinde, olabildiğince çok gücünü artırması gerekiyordu!

 

Aklından bu düşünceler geçerken, Lin Dong’un gözleri kararlılıkla parlıyordu. Parmağını şaklatmasıyla Qiankun Çantasından bir tane yeşim kutu çıktı. Kapağını açar açmaz tüm odayı güçlü ve güzel bir tıbbi ilacın kokusu doldurdu.

 

Kutusunun içindeyse, kızıl yuvarlak bir meyve bulunmaktaydı. Bu seviye 6 iksir, geçen gün Bin Altın Derneğinden satın aldığı Kızıl Kan Şeytan Meyvesi idi.

 

Kızıl Kan Şeytan Meyvesi’ne bakarken Lin Dong, meyvenin keskin ve güzel kokusunu ciğerlerine çeken yüzünde son derece memnun bir ifade oluştu. Seviye 5 bir iksire kıyasla, bu seviye 6 iksir çok ama çok güçlü ve etkiliydi.

 

Lin Dong avucunu ileri uzattı ve avuç içini Kızıl Kan Şeytan Meyvesinin üzerine tuttu. Lin Dong’un avucuna gömülmüş Taş Tılsım birdenbire titremeye başlarken, elinden ışık hüzmelerinin eşsiz akıntıları çıktı ve Kızıl Kan Şeytan Meyvesini çepeçevre sarmalamaya başladı.

 

“Vıızz Vızz!”

 

Taş Tılsımın ışık akıntıları etrafını sarmaya başlamasıyla Kızıl Kan Şeytan Meyvesi yavaşça yükselmeye başladı. O esnada da meyve yüzeyinin solmaya başladığına dair ipuçları ortaya çıkıyordu…

 

Bu seviyedeki bir iksirin arıtılıp işlenmesi, seviye 4 ve 5 iksirlere nazaran, inanılmaz derece yavaş ve bir o kadar da farklıydı. Ancak Lin Dong sabırlı bir kişiliğe sahip olduğundan, yavaşça Kızıl Kan Şeytan Meyvesini arıtılmasını bekledi.

 

Lin Dong bekleyişine devam ederken aradan tam üç saat geçmişti.

 

Üç saatin ardından Kızıl Kan Şeytan Meyvesi posası1  çıkıncaya kadar tamamen tüketilmişti. Kısa bir sürenin ardından dış yüzeyi un ufak olup toza dönüştü. Toz ve küllerin de yok olmasının ardından Lin Dong’un gözlerinin önünde son derece koyu renkte üç tane iksir hapı belirdi.



Elini uzatıp bu üç koyu iksir hapını dikkatlice eline aldı. Eli haplarla temasa geçtiğini an da onlardan yayılan ürkütücü tıbbi gücü anında hissetmiş ve yüzünde halinden memnun olduğunu gösteren bir ifade belirmişti. Bu hapların muhtevasındaki2 tıbbi güç, diğer alt seviyedekilerle kıyaslanamayacak şekilde çok fazlaydı.

 

“Tam da seviye 6 iksirden beklenildiği gibi!”

 

Lin Dong için için sevinmesinin ardından, seviye 6 iksir hapını hemen yutmadı. Onun yerine yarım saat kendisini hazırladı ve sonunda gözlerini kapadı. Hemen ardındansa daha fazla oyalanmayarak, seviye 6 iksir haplardan birini ağzına gönderdi.

 

“Pat!”

 

Seviye 6 iksir hapı Lin Dong’un ağzına girdiği vakit, birden devasa bir akıntıya dönüştü ve Lin Dong’un dudaklarında şaşkınlık ifadesi belirirken içeriye doğru aktı. Aslında Lin Dong bedeninin çevresine çoktan Yuan Gücünden bir katman oluşturmuş olsa bile iksirden dolayı sarsılmıştı.

 

Derin bir nefes alarak süratle Üç Güneş Sanatını ve ayrıca küçük sansarın soğurma hızını arttırmak için daha önce öğrettiği Gizli Ruh Yeteneğini etkinleştirdi. Şu an sahip olduğu bu yetenekler sayesinde Lin Dong, Dantianının üstünde çılgınca dönen Zihinsel Enerji girdabına saf tıbbi enerjiyi amansızca aktarabiliyordu.

 

Devasa Yuan Gücü’nün içeriye akmasının yardımıyla, Lin Dong’un Dantianında ki doyuma ulaşmış koyu altın sarısı renkteki Yuan Dan, hızlıca dönmeye başladı. Bedenindeki küçük Yuan Dan gücü dipsiz bir kuyu gibi görünüyordu. Ne kadar çok Yuan Gücü içine akarsa aksın bir nebze dolacağına dair bir işaret göstermiyordu.

 

Devasa akış nedeniyle Yuan Dan’ın boyutu haliyle yavaş yavaş büyümeye başlıyordu. Aynı zamanda Lin Dong’un bedeninden yayılan Yuan Gücü dalgaları da aynı şekilde gittikçe güçleniyordu.

 

Tüm saf tıbbi enerjinin peyderpey şekilde Lin Dong’un bedeni tarafından tamamen sömürülmesi bütün bir gece sürmüştü.

 

Saf enerjinin son damlaları Yuan Gücüne dönüşüp Lin Dong’un tüm gece çalışan Dantianına yerleşmesinin ardından bedeninin içi tamamen suspus oldu.

 

“Bızz Vızz!”

 

Ancak kısa süreli bu sessizliğin ardından birdenbire, Dantiandaki şeftali büyüklüğündeki Yuan Dan vızıldayıp, uğuldamaya başladı.

 

Vızıldama ve uğuldama devam ederken, Yuan Dan’ın yüzeyindeki koyu altın sarısı ışık huzmeleri aniden yayılmaya başladı. Bir dakikadan daha az bir sürede, koyu altın sarısı renk Yuan Dan’ın yarısını kaplamıştı.

 

“Gümm!”

 

Yuan Dan altın sarısı renge boyanırken, ortaya tıpkı bir volkan gibi son derece müthiş bir Yuan Gücü çıktı. Lin Dong’un Yuan Gücünün koyu altın sarısı bir renge sahip olduğu çıplak gözle görülebiliyordu.

 

Koyu altın sarısı renk tüm Dantianını doldurduğu esnada, altından nehirler gibi içeride süzülüyordu.

 

Yuan Gücü altın sarısına boyandığı esnada olaya tüm gece şahitlik eden Lin Dong’un kapalı gözleri birden açıldı ve Lin Dong’un ağzından koyu altın sarısı bir ışık topu çıktı. O esnada odaya, oldukça güçlü bir hava hakim olmuştu.

 

Gelişmiş Yuan Dan Seviyesi!






DN: Posa: Her türlü besin maddesinin suyu alınmış artığı.

      Mühteva: Bir şeyin içinde bulunan öğelerin, taşıdığı özün tümü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr