Wu Dong Qian Kun - Bölüm 158: Mükemmel Kontrol

---

 

Çevirmen: Deuce

Düzenleyen: Aratal1

 

“Hehe ilginç…”

 

Lin Dong’un sırtına bakarken Lin Chen’in yüzündeki sırıtış da giderek artıyordu. Önceleri, Lin Feng ile grubunun perişan halini gözlemlerken bu konuya çok da dikkat etmemişti ancak onlar hala Lin Klanından sayılırlardı. Eğer alt klandan birilerinin ana klandan birilerine zorbalık yapmasına müsaade ederse bu sadece ana klan olan Lin Klanının itibarını zedelerdi.

 

Lin Chen ise sırf bu isteği Lin Dong’u bilerek sinirlendirmek için yapıyor ve işleri onun adına zorlaştırmak istiyordu. Bu sayede, birazdan gerçekleşecek küçük mücadelede Lin Dong’u bir güzel benzetip Lin Feng ile grubunun azda olsa onurunu kurtarmayı amaçlıyordu.

 

Fakat, daha yirmi yaşında bile olmayan ve kendisinden genç olan bu çocuğun böyle kibirli ve küstah bir tavır sergilemesini de hiç ama hiç beklemiyordu.

 

“Lin Chen, çok fazla ileri gitme.”

 

Yaşlı efendi Tao, duruma tanıklık ederken kaşları örülmüş ve ciddi bir ifadeyle seslenmişti.

 

“Merak etmeyin yaşlı efendi Tao. Bu sadece küçük bir mücadele olacak. Ona fazla yüklenmeyeceğime emin olabilirsiniz.” Lin Chen adımlamaya başlayıp misafir odasından çıkarken, pek de aldırış etmeyen bir ifadeyle konuşmuştu. Diğerleriyse bu olayları gördükten sonra birbirlerine bakıp ardından hızlıca odadan çıktılar.

 

“Ooff, eski dostum. Bu gencin huyu her zaman böyledir. Lütfen onun kusuruna bakmayın.” Yaşlı efendi Tao, Lin Zhentian ile konuşurken yüzünde zorla gülümsemeye çalışan, mahcup bir ifade vardı.

 

Bu sözleri işitmesi üzerine Lin Zhentian önemli olmadığına dair, merhamet dolu bir kahkaha koyverdi. Grili adam Lin Zhentian’ın tavırlarına anlam veremiyordu. Sanki kaybetmeyi pek kafasına takmıyor gibiydi.

 

“Hehe dert etme, bu sadece gençler arasında ufak bir mücadele. Hadi biz de gidip izleyelim. Yolculuğa çıkmadan önce düzenlenen küçük bir eğlence olarak varsay.”

 

Lin Zhentian, Lin Xiao ve beraberindekiler ne yaptıklarını biliyorlarmış gibi birbirlerini bakıp gülümserken hep birlikte odadan dışarı çıktılar. İki yıllık zorlu ve çetin tecrübelerinin ardından Lin Dong’a olan inançları fazlasıyla büyüktü. Lin Dong, Yue Shan gibi uzman bir gelişimcinin karşısına çıkmaya korkmayan biriydi. Kaldı ki Lin Dong çok güçlü olduğundan, Lin Chen’in onu on turda yenebilmesine imkan yoktu.

 

Daha önce boş olan eğitim alanı bir kez daha hıncahınç doluyordu. Tüm Lin Ailesi üyeleri haberi alır almaz meydanı doldurmaya başlamışlardı.

 

Belli bir açıdan bakıldığında, Lin Klanı; Lin Ailesinin çok fazla özlem duyduğu bir konumdu. Bu isim, Büyük Yan İmparatorluğunun her yerinde çok iyi bilinen ve saygı gören bir isimdi. Bunun bir üyesi olduğunuz vakit, Büyük Yan İmparatorluğunda nereye giderseniz gidin kimse sizleri gücendirmeye cüret edemezdi. Bu da itibar ile gücün sizlere verdiği armağanlardan sadece birkaçıydı.

 

Bu sebeple Lin Ailesi üyeleri kalplerinde ister istemez her zaman Lin Klanına karşı bu zamana dek, bir korku besliyordu. Onların bakış açısından, Lin Klanındaki insanlar kaplanlar veya ejderhalar gibiydiler. Ancak geçtiğimiz 1-2 yıl içerisinde Lin Dong’un elde etmiş olduğu inanılmaz başarılardan sonra herkes anlamıştı ki; bir alt klan olsalar dahi doğumundan bil itibar sayısız kaynak ve eğitime sahip olan ana klan üyelerini aşıp geçebilirdiler.

 

İşte bu maç; bunu kanıtlayacak olan maçtı!

 

…

 

Lin Dong, dışarda kollarını göğsünde çapraz birleştirmiş ve dışarı doğru alana gelen Lin Chen’e bakıyordu. Lin Dong’un ifadesi su kadar sakindi ve kendisine delici bakışlar fırlatan Lin Chen’in arkasındaki dörtlünün ifadelerine aldırış etme zahmetinde bile bulunmuyordu.  

 

Lin Chen’in adımları Lin Dong’a yaklaşırken yavaşladı. Güneş ışınlarının altında Lin Chen’in elleri yeşim gibi parlıyordu.

 

“Bu maç, sıradan bir mücadele olacak. Rakibini yaralamak yasak aksi takdirde ağır bir şekilde cezalandırılırsınız!” Yaşlı efendi Tao sert ve ciddi bir şekilde açıklamada bulunurken bakışları her iki genci süzüyordu.

 

“Merak etmeyin.”

 

Lin Chen uyuşuk bir şekilde cevapladı. Zaten Lin Dong’un hayatını almaya niyeti de yoktu. Lin Chen’in tek bir niyeti vardı o da; hiçbir alt klanın asıl ana klanla mücadele edemeyeceğini hayal dahi etmemeleri gerektiğini göstermekti.

 

“Hazır mısın?” Lin Chen, Lin Dong’a bakarken kıkırdıyordu.

 

Lin Dong ise cevap vermedi onun yerine bir zihin hareketiyle, Qiankun Çantasından birden üç Gizemli Buz Kılıçlar ile alev alev yanan Şiddetli Ateş Kılıcını çıkardı. Hızlıca Lin Dong’un etrafında dönmeye başlamalarıyla çevreye, havayı yırtan rüzgar sesleri yayıyorlardı.

 

“Beklediğim gibi, bir Sembol Ustaymış…” Bu sahne karşısında Lin Chen’in kaşları çatılırken öte yanda olayları izleyen Lin Ke-er’in gök mavisi gözlerindeyse ilgi ve merak uyanmıştı.

 

“Swiissh!”

 

Lin Dong, parmaklarını hafif hareket ettirmesiyle birlikte dört kılıç hızlıca ileriye hamle yaparken bir anda gölgeler içerisine bürünmüşlerdi. Güçlü Zihinsel Enerjiyle sarılmalarıyla etkileri o kadar artmıştı ki; sert bir kayayı bile parçalara ayırabilecek güce kavuşmuşlardı.

 

Lin Dong’un hamle yaptığını görmesi üzerine Lin Chen ise hafifçe gülmeye başlarken bedeninden son derece yoğun ve güçlü Yuan Gücünü çıkarmaya başladı.

 

Yuan Gücü kabarıp genişlerken Lin Chen’in elleri birden kristal gibi olmaya başladı. Büyük bir kısım Saf Yuangang Enerjisi yumruklarına yoğunlaştı ve ileriye doğru bir adım atarak elleri havada ardı ardına hamle yapmaya başladı. Ortaya çıkan ardıl görüntülerle birlikte saldırısı, kendisine doğru gelen kılıçlarla sertçe çarpıştı.

 

“Çınn Çınn!”

 

Kılıçlar ve yumruklar çarpıştığı esnada ortaya net ve keskin metalik sesler çıkmış ve kıvılcımlar dört bir yana saçılırken kılıçlar doğruca geriye sekmişti.

 

“Gelişmiş Yuan Dan Seviyesi…”

 

İlk çarpışmanın ardından, Lin Dong’un gözleri parlamıştı. Lin Chen’in gücünü az çok tahmin ediyordu lakin Wei Tong’dan bile daha güçlü olabileceğini hiç beklemiyordu. Hatta o kadar güçlüydü ki Lin Chen, Kusursuz Yuan Dan Seviyesine sadece yarım adım uzaklıktaydı.

 

“Ana klandaki birinden tam da beklenildiği gibi!” Lin Chen gücü karşısında Lin Dong hafif parmağını ısırmadan edememişti. Kişisel tahminlerine göre, karşısındaki bu genç adam muhtemelen bir veya iki yıla kalmaz başarıyla Kusursuz Yuan Dan Seviyesine ulaşacaktı. Bu tür bir hız, oldukça etkileyiciydi. Lin Klanındaki genç nesiller arasında uzman kişilerden sayılmasının hakkını veriyordu.

 

“Haha, bir de Yok Eden Yeşim El tekniğimi dene bakalım!”

 

Dört kılıcın geriye savrulduğunu görmesi üzerine, Lin Chen içten bir kahkaha atmıştı. Ardından yeşim rengindeki enerji akıntıları ellerine sararken aynı zamanda da Saf Yuangang Enerjisi avuçlarında toplanıyordu. Birden süratli bir şekilde Lin Dong’a yardırırken ortaya hafif bir ses patlaması çıkmıştı.

 

“Şu güce bak!”

 

Lin Chen’in avuç saldırısını görmeleri üzerine etraftaki kalabalığın ifadesi bozulmuştu. Şahit oldukları saldırının, Yok Eden Yeşim El tekniğinin, en az seviye 4 dövüş sanatı olduğunu tahmin ediyorlardı.

 

Rakibinin saldırısından gelen rüzgar Lin Dong’un elbiselerinin dalgalanmasına neden olmuştu. Çoktan kaşla göz arasında önünde beliren Lin Chen’e bakarken Lin Dong buna cevaben herhangi bir Zihinsel Enerjisi ortaya çıkarmadı. Onun yerine bir ayağını hafifçe zemine bastırıp bedeninden güçlü bir Yuan Gücü çıkardı.

 

“Başlangıç Yuan Dan Seviyesi mi?”

 

Lin Dong’un bedeninden yayılan Yuan Gücünü hissetmesinin ardından Lin Chen’in çenesindeki sırıtış hafif bozuldu.

 

Yuan Gücü delicesine fışkırmaya devam ederken süratle Lin Dong’un elleriyse bir takım seri mühürler yapmaya başladı. Mühürlerin hızla değişmesiyle avuçlarının üstünde boşluk birden parlamaya başladı.

 

-Mucize Geçit Mührü, Dördüncü Katman-

 

Lin Dong’un şu anki Yuan Gücü, Başlangıç Yuan Dan Seviyesinin zirvesindeydi ve Gelişmiş Yuan Dan Seviyesine sadece bir adım uzaklıktaydı. Aynı zamanda, Mucize Geçit Mührünün dördüncü katmanıysa, seviye 5 bir dövüş sanatıyla eşdeğer bir güce sahipti. Bu tekniğin açığa çıkardığı güç hiç de alaya alınacak cinsten değildi.

 

El mühürleri hızla şekil değiştirirken Lin Dong’un ellerinin arasındaki Yuan Gücü dalgalanmalarının şiddeti de artıyordu. Bir el büyüklüğündeki sembol, daire şeklindeki büyük bir sembol ışığının tam ortasında belirmiş ve ortaya çıplak gözle görülebilen Yuan Gücü dalgalanmaları yayılmaya başlamıştı.

 

Meydana gelen Yuan Gücü dalgalanmalarını görmesi üzerine yaşlı efendi Tao’nun ifadesi belli belirsiz ciddileşmişti. Kalbi şaşkınlık ve hayret dolarken, Lin Dong’un böylesi zorlu bir dövüş sanatında ustalaşmasını beklemediği her halinden belli oluyordu.

 

“Harika!”

 

Lin Dong’un böylesi bir yeteneğe sahip olduğunu gören Lin Chen’in gözleri parlamış ve ellerindeki yeşim parıltılar giderek daha bir yoğun hale gelmişti.

 

“Yıkıcı Yeşim Pençe!”

 

Lin Chen’in avuç stili birden değişti ve pençelere dönüştü. Son derece şiddetli Yuan Gücü pençelerde titreşirken, yeşim ışıltı o anda beyaz ışıklar saçarak yeşim rengindeki pençelerin üzerinde cisimleşmeye başladı.

 

Dövüşen ikilinin etrafa yaydığı aura seyredenlerin kalplerinin titremesine neden oluyordu.

 

Lin Dong avucunu ileriye uzatmasıyla birlikte, kocaman ışıktan bir mühür çemberi havada süzülerek ardında ışıktan izler bıraktı ve sayısız bakışların altında doğruca Lin Chen’in bedenine hamle yaptı.

 

“Kendini çok abartıyorsun!”

 

Lin Dong’un Zihinsel Enerji yerine Yuan Gücü kullanarak karşısına çıkmak istediğini görünce Lin Chen’in yüzünde kendinden emin bir sırıtış peyda olmuştu. Ardından pençesini birden kaldırarak kendisine doğru yaklaşan ışık sembolünü acımasızca geçirdi.

 

“Gümm!”

 

Korkutucu Saf Yuangang Enerji çılgınca patlak verdi ve zeminin sert yüzeyini parçalara ayırdı. Acımasız enerji dalgası tüm havayı doldururken zeminde de derin ve keskin yarıklar meydana gelmişti.

 

Pençe ve ışık sembolünün çarpışmasından doğan inanılmaz manzara karşısında herkesin nefesi kesilmişti.

 

“Parçala!”

 

Güçlü Yuan Gücü dalgaları amansızca etrafa yayılırken, Lin Chen’in gözlerini birden alevler sardı. En ufak bir tereddütte bulunmayarak Dantianındaki tüm Yuan Gücünü dışarıya çıktı ve pençesindeki yeşim parıltı giderek daha da yoğun hale geldi.

 

“Güm!”

 

Yeşim parıltı büyüyüp ezici üstünlüğü ele aldı ve kalabalığın şaşkın bakışları altında ışık sembolünü doğruca parçalara ayırdı!

 

“Mükemmel!”

 

Bu sahnede Lin Feng ile yanındaki arkadaşları sevinçten elinde olmayarak kutlama yaparlarken öte yandan Lin Xia ve diğer genç nesillerin yüzünde kocaman bir endişe hakimdi.

 

“Kaybettin!”

 

Işık sembolünü parçalara ayırırken Lin Chen’in yüzünde güller açmıştı.

 

“Öyle mi dersin…”

 

Ancak Lin Dong, Lin Chen’e bakarken hiç de endişelenmiş gibi görünmüyordu.

 

Lin Dong’un kahkahasını işitmesi üzerine Lin Chen önce taş kesildi ardındansa gözbebekleri titremeye başladı. Önünde yaşananları seyrederken çatır çatır parçalara ayrılan ışık sembolü birden patladı. Patlamadan dışarıya ise bir el büyüklüğünde garip bir Zihinsel Enerji sarmalı ortaya çıkmasıyla, inanılmaz bir hızla ileriye doğru fırladı.

 

Bu ani gelişen olay, sonunda Lin Chen’in kanının çekilmesine neden olmuştu. Zihinsel Enerji sarmalının kendisine isabet etmemesi için pençeleriyle kendini korumaya çalıştı.

 

“Küüt Paat!”

 

Dönen Zihinsel Enerji sarmalı ağır bir şekilde Lin Chen’in pençelerine çarpması, pençelerdeki yeşimden oluşan katı tabakayı santim santim çatırdatmış ve ortaya çıkan muazzam baskıdan dolayı Lin Chen’in bedeni sarsılmıştı. Lin Chen birden apar topar geri çekilmeye başladı.

 

“Swisshh!”

 

Dönen Zihinsel Enerji sarmalı Lin Chen’in alnını hedef alarak bir kez daha ileriye atılarak gölgelere karıştı. Buna karşılık Lin Chen de süratle geri çekilmeyi sürdürdü. Bedenindeki Yuan Gücünü, gelen saldırıyı engellemek için ne kadar bariyer hazırlamak için kullanırsa kullansın hiçbiri korkutucu hızla ilerleyen sarmal Zihinsel Enerji saldırısını durdurmaya yetmemişti.

 

Nihayetinde Lin Chen anladı ki; Lin Dong’un son bitirici darbesi ışık sembolü değil onun içine gizlenmiş Zihinsel Enerji sarmalıymış!

 

“Bu nasıl bir kontrol gücüdür!”

 

Bu düşünceler Lin Chen’in zihninde fırıl fırıl dönerken, Yuan Gücüne saklanmış Zihinsel Enerji saldırısının ne kadar büyük bir kontrol gücünü gerektirdiğini çok iyi biliyordu.*

*Deuce: Lin Dong önceki gizlenmiş saldırısında, bundan farklı olarak, Zihinsel Enerjinin içine başka bir Zihinsel Enerji saldırısı eklemişti.

 

“Pat!”

 

Soluksuz kaçan Lin Chen’in figürü ağır bir şekilde arkasındaki taş kolona çarpmıştı. Gözlerinde, sarmal Zihinsel Enerji saldırısı giderek büyüyor, büyüyordu.

 

“Pes ediyorum!”

 

Ağzından derin bir nefes alarak Lin Chen vakit kaybetmeden bağırdı.

 

“Duff!”

 

Lin Chen bağırdığı sırada hızla ilerleyen Zihinsel Enerji konisi birden havada durdu. Ani duruşuyla ortaya çıkan ses dalgası, sessizliğe bürünen meydanda hiçliğe karışarak yankı yapıyordu…

 

 

 

 

DN: Merhaba arkadaşlar benim adım Oğuz. Bundan sonra Deuce ile beraber çalışacağım. Umarım herkes için yararlı olur.