Bölüm 152: Hayranlık ve Saygınlık

avatar
4541 5

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 152: Hayranlık ve Saygınlık


Çeviri: Deuce

 

“Zi Yue?”

 

Lin Dong, aşina olduğu güzel ama soğuk bu simayı görünce birden küçük dilini yutmuştu. Zi Yue’nin sahip olduğu konuma bakarak, onun meydandaki siyah muhafızlardan sorumlu olan kişi olduğunu söyleyenebilirdi.

 

“Hehe Zi Yue, Yan Şehri valisinin kızı.” Lin Dong’un zihni karman çormanken, Büyük Usta Yan o esnada onlara doğru gülümseyerek yaklaşıp izahta bulunmuştu.

 

Bunu duyması üzerineyse Lin Dong birden durumu çakozlamıştı. Sonunda Sembol Usta Loncasındaki insanların Zi Yue’yi görünce neden esas duruşa geçip saygı gösterdiklerini anlamıştı. Tüm bunların sebebi, kızın sahip olduğu son derece önemli konumundan dolayıymış.

 

“Şu zamana dek tüm dikkat ve odağım tamamen Sembol Usta Kulesi meselesi üzerindeydi ve dışarıda neler olduğuyla alakalı pek bilgim yoktu. Hatta en başlarda, Lin Ailesi ile Kanlı Kurt Klanı arasındaki meseleyi çözüme kavuşturacağıma da söz vermiştim.” Büyük Usta Yan sözleri hafif bir özür dileme içeriyordu. Ancak durumu öğrenir öğrenmez de aceleyle olay mahalline gelmişti. Siyah zırhlı muhafızları beraberinde getirme fikri ise, tamamen Zi Yue’nin fikriydi. Sonuçta Kanlı Kurt Klanı sıradan bir klan değildi ve herhangi bir sağlam güç gösterisinde bulunmaksızın onların karşısına çıkmak, Yue Shan’ın karakteri ve mizacı göz önüne alındığında, onun bu meseleden kolayca vazgeçirmek mümkün olmayabilirdi.

 

Büyük Usta Yan’ın özrüne karşılık Lin Dong ise gülümseyerek kafasını iki yana salladı ve önemli olmadığını jest mimikleriyle belli etti. Meseleyi öğrenir öğrenmez buraya kadar ivedilikle gelmeleri bile Lin Dong için yeterliydi.

 

“Sadece birkaç ayda bu çocuk… Bin Altın Derneği, Sembol Usta Loncası ve hatta şehir valisiyle yakın ilişkiler kurmuş…”

 

Lin Dong’un arkasındaki üç ihtişamlı güç topluluğuna bakmak, Yue Shan gibi güçlü bir uzmanın bile kalbinde çaresizliğin ve ümitsizliğin tohumlarını ekmişti. Lin Ailesinin her zaman tek vuruşta yıkılacak bir grup olarak görürdü. Fakat gözlerinde önünde cereyan eden olaylar; gelecekte Lin Ailesinin asla kışkırtılmaması gereken Yan Şehrindeki en önemli gruplardan biri olacağına işaret ediyordu.

 

Arkasına üç büyük kuvvetin desteğini alıp Lin Dong’un eşsiz yeteneği de eklendiğinde Lin Ailesinin gelecekte varacağı yerleri kimse hayal dahi edemiyordu.

 

Yue Shan bugün yaşananları her ne kadar bütün kalbiyle inkar etse de, çok iyi anlamıştı ki, Lin Dong artık eskisi gibi kolayca ve rahatlıkla kurtulabileceği yoldaki çakıl taşı değildi.

 

Derin bir nefes alırken Yue Shan yüzündeki karanlık ifadeden hızlıca kurtuldu. Ardından, yüzüne bir gülümseme yerleştirip Zi Yue’ye karşı saygılı bir şekilde ellerini birleştirdi: “Bayan Zi Yue bizzat buralara kadar teşrif etmenizden dolayı eğer ben, Yue Shan’ın bunu kabul etmezsem çok büyük bir düşüncesizlik ve saygısızlık yapmış olurum.”

 

Meseleyi daha fazla uzatmak sadece Kanlı Kurt Klanının aleyhine olurdu. Ne de olsa, Kanlı Kurt Klanı güçlü olsa da karşısında üç büyük kuvvetin kombine gücüne karşı hiçbir varlık gösteremezdi. Bu sebeple mücadelede ısrarcı olmak sadece aptallık olurdu ve böylece geri adım atmış oldu. Yan Şehrinde uzun yıllar vakit geçirmesinden sonra Yue Shan şunu çok iyi kavramıştı: ‘Hayat devam ettiği sürece, her zaman umut vardı.’

 

Halledilmesi en zor şeyler; vahşi kurtlar değil gölgelerde saklanan zehirli yılanlardı.

 

“Lin Ailesi, Lin Dong’a sahip oldukları müddetçe, Lin Ailesi kesinlikle dokunulmaz olur…”

 

Yue Shan gibi güçlü bir kuvvetin durumu kabullendiğini gören meydandaki birçok farklı grup, birbirlerine bakakalmış ve gizli gizli derin nefes almışlardı. Hepsi de Lin Ailesiyle gelecekte iyi ilişkiler kurmaları gerektiğini çok iyi anlamışlardı.

 

“Hehe, küçük kardeş Lin Dong sahiden destansı bir gençmiş. Çok genç olmana rağmen böyle bir güce sahipsin. Kim bilir, belki de çok uzun olmayan bir gelecekte Yan Şehrinin en güçlüsü bile olabilirsin. İşte o vakit, kimseler Lin Ailene dokunmaya bile cesaret edemeyecekler.” Yue Shan ileriye doğru yürürken alabildiğine gülümsüyordu. Özellikle çok nazik ve sevecen bir haldeydi, sanki az önce acımasız ve merhametsiz eylemlerde o değilmiş gibi.

 

Lin Dong, Yue Shan’dan gelen provoke sözleri işitmesi üzerine kıkırdamıştı. Birden nazik bir sesle: “Klan lideri Yue Shan’ın ne kadar da değişken ve oynak bir mizacı varmış. İnanıyorum ki ilerde çok büyük şeyler başaracaksınız ve ayrıca bugünkü meseleye gelirsek, umarım bizlere karşı herhangi bir husumet taşımazsınız.”

 

Lin Dong’un sözleri, üç büyük gücü aynı tarafa alıp hiçbir şey demeden doğruca Yue Shan’ın karşısına koymuştu.

 

Yue Shan’ın yüzündeki gülümseme hafif seğirmişti ancak hemen ardından toparladı. Lin Dong’un bu yaştayken kelimeler ile arasının bu kadar iyi olmasını beklemiyordu.

 

“Hayır, hayır. Bu seferki hata tamamen Hayalet Kılıç Tarikatına aitti. Endişelenmeyin küçük kardeş Lin Dong, geri döndüğümüzde yapacağım ilk iş onlara çaldıkları Yang Yuan Taşlarını geri iade etmelerini tembihlemek olacak.”

 

Yue Shan sırıtmasının ardından Zi Yue ve diğerlerine karşı ellerini birleştirerek: “Bugünkü meselemizi hallettiğimize göre, daha fazla durmama gerek yok. Bayan Zi Yue eğer vaktiniz olursa, lütfen valiye saygılarımı iletin.”

 

Zi Yue ise cevap olarak sadece inci beyazı çenesini oynattı ve ardından Yue Shan daha fazla durmayarak arkasını döndü. Arkasını döner dönmez yüzündeki gülümseme anında solarken gözlerinde soğuk bir ışık parlamıştı. Bugün, tüm itibarı tabiri caizse beş paralık olmuştu…

 

“Gidelim!”

 

Gui Yan’ın yanından geçerken göz ucuyla onun perişan haline bakıp lanet okumaktan kendini alamamıştı: “İşe yaramaz şey!”

 

Eğer Gui Yan, ta en başında Lin Dong’u öldürebilseydi, kesinlikle olaylar bu raddeye gelmezdi. Bin Altın Derneğinden tut da Sembol Usta Loncasına kadar hatta ve hatta Şehir Valisinin bile Lin Ailesine yardımda bulunmalarının tek sebebi; Lin Dong idi. Yue Shan’a göre, Lin Dong öldüğü andan itibaren aralarındaki bağ da kopacak ve Lin Ailesine yardım etmek için Kanlı Kurt Klanıyla kafa kafaya gelmeyi riske alamayacaklardı.*

*Deuce: Sanki kendi öldürebilmiş de Gui Yan’a saydırıyor sığır

 

Ancak her ne kadar içinden Gui Yan’a küfürler savursa da eliyle işaret etmesiyle birlikte Hayalet Kılıç Tarikatındakiler Gui Yan’ın koluna girip taşımaya koyuldular. Meydanda daha fazla oyalanmadan, Yue Shan ve Kanlı Kurt Klanı hafif sallana sallana orayı terk ettiler.

 

Kanlı Kurt Klanının geri çekilircesine oradan ayrılışını gören çevredeki birçok grup da daha fazla durmaya cesaret edemediler ve apar topar oradan ayrıldılar. Korktukları şeyse, eğer Lin Dong onları hatırlayacak olursa başlarına bela almalarıydı.

 

Böylece birkaç dakikalık kısa bir zaman diliminde, normalde gürültülü ve kalabalık olan meydan oldukça sessizleşmişti.

 

“Bu sefer, her şey sizlerin sayesinde oldu.”

 

Kalabalığın çekilişini görmesi üzerine Lin Dong rahat bir nefes almıştı. Ardından hemen arkasını döndü ve Zi Yue, Büyük Usta Yan ve Xia Wanjin’e karşı içten ve saygılı bir şekilde ellerini birleştirirken konuştu.

 

“Hehe, bu kadar çok insanın senin için harekete geçeceğini ben bile tahmin etmiyordum.” Xia Wanjin konuşurken hafif gülüyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse, Sembol Usta Loncasının ve şehir valisinin de yardıma geldiğini görmesi üzerine oldukça hayranlık ve saygınlık duymuştu. Büyük Usta Yan’ın Bin Altın Derneği ile yakın ilişkiler içinde olsa dahi eğer Bin Altın Derneği Kanlı Kurt Klanı ile bir savaş durumuna geçseydi, büyük olasılıkla Sembol Usta Loncası tarafsızlığını koruyacaktı. Şehir valisi ise, kesinlikle onun umurunda dahi olmazdı.

 

Lakin bugün sadece Lin Ailesi gibi küçük bir grup için, Yan Şehrinde her zaman tarafsızlığını koruyan iki haşmetli grup aynı anda yardıma gelmek için ortaya çıkmıştı. Bu tür bir olay, geçmiş onlarca yıl boyunca oldukça ender rastlanan bir durumdu.

 

“Bu Lin Dong denen genç, sıradan biri değil. Xuan Su’nun keskin gözlem gücü sağ olsun…” İçinde derin saygı ve hürmet beslerken Xia Wanjin, Bin Altın Derneğinin Lin Dong ile iyi ilişkilerde bulunmasından dolayı oldukça memnun ve minnettardı.

 

Büyük Usta Yan konuşmaya başlarken gülümsedi: “Yan Şehri Sembol Usta Loncamın, Lin Dong’a karşı çok büyük bir minnet borcu var. Eğer bugün ben gelemesem bile diğer tüm Sembol Ustaları muhakkak gelirdi.”

 

“Ayrıca babam, senin yardım edilmeye değer biri olduğunu söyledi.” Zi Yue Lin Dong’a bakarken aldırış etmeyen bir havayla konuştu.

 

Kızın sözleri Lin Dong’u afallamasına neden olmuştu. Nasıl biri olduğunu çıkaramamıştı, daha önce gizemli şehir valisiyle hiç tanışmamıştı, öyle değil mi?

 

“Hehe şehir valisi Ning, Sembol Usta Kulesinden sergilediğin performanstan ve yeteneklerinden haberdar. Birkaç yıl içerisinde, muhtemelen Ruh Sembol Ustası olmak senin için bir sorun teşkil etmez. Bir Ruh Sembol Ustası olmak, ona yaltaklanmaya çalışanlara nazaran sana daha çok değer vermesine öncelik sağlar.”

 

“Ruh Sembol Ustası…”

 

Bu kelimeleri işitmesi üzerine Xia Wanjin’in ifadesi hafif kararmıştı. Hemen ardından hayretler içerisinde Lin Dong’a baktı. Bir Ruh Sembol Ustası, üçlü Oluşturma Seviyesindeki biriyle eşdeğerdi… Tüm Büyük Yan İmparatorluğunda bile bu seviye, birinci sınıf kabul edilirdi. Eğer Lin Dong gerçekten de bu seviyeye ulaşabilirse, şehir valisinin kişisel adımı için çok değerli bir olay olurdu.

 

“Eğer Yue Shan bunu bilseydi, Lin Ailesiyle husumet yaşadığı için pişmanlıktan kan kusardı…”

 

“Büyük Usta Yan bu genci gözünüzde çok büyütüyorsunuz. Gelecekte neler olacağını kim bilir ki?”

 

Lin Dong konuşmasının ardından kıkırdayıp bu konu hakkında daha fazla yorum yapmadı. Bir süre karşılıklı hoşbeşten sonra, siyah zırhlı muhafızları beraberinde getiren Zi Yue ilk önce ayrıldı, ardından onu Büyük Usta Yan ve Bin Altın Derneği takip ederek teker teker oradan ayrıldılar.

 

“Hadi, biz de geri dönsek iyi olacak.”

 

Herkesin ayrılmasının ardında Lin Dong başını çevirip Lin Zhentian ve diğerlerine gülümseyerek konuştu.

 

Lin Dong’u seyreden Lin Zhentian içten içe kahkaha atmaktan kendini alamamıştı. Gerçekte, Lin Ailesinin pes edip geri adım atmaktan başka çareleri yoktu. Ancak Lin Dong bu durumu tersine çevirmekle kalmamış Kanlı Kurt Klanının alelacele geri çekilmesini sağlamıştı. Üstüne üstlük, bu durum karşısında karşısındakiler en ufak bir hoşnutsuzluk bile sergileyememişti.

 

“Lin Ailesinin böyle bir gence sahip olması gerçek bir talih, gerçek bir lütuf!”

 

Lin Zhentian derinden nefes verirken, yılların kırıştırdığı o yaşlı çehresinde, kontrol edilemez gurur ve iftihar görülebiliyordu.

 

 

Son derece hassas ve gergin olay, sonunda rüzgar gibi gelip geçmişti. Sadece Hayalet Kılıç Tarikatı değil Kanlı Kurt Klanı bile adi emellerine ulaşamamış ve bunun karşılığında itibarları fena zedelenmişti.

 

Bu konunun haberleri Yan Şehrinde bir salgın gibi yayılmıştı. Yan Şehrine yeni gelen grubun korkutucu kapasiteye ve güce sahip olduğunu sadece bu ana şahitlik edenler gerçek manasıyla anlayabilmişlerdi. Elbette ki, bunun sebebinin ise henüz yirmi yaşlarında bile olmayan bir gençten kaynaklandığının da farkındaydılar…

 

Tüm bunların ardından Yan Şehrindeki hiçbir grup Lin Ailesine daha fazla bela olmaya cüret edemedi. Ne de olsa, Kanlı Kurt Klanı bile bunda başarısız olduysa başka kim bunu deneyebilirdi ki?

 

Kanlı Kurt Klanı ile Hayalet Kılıç Tarikatını yükselmek için birer basamak olarak kullanmasıyla Lin Dong tüm hüner ve yöntemlerini de sergilemişti. Bundan böyle Lin Ailesinin Yan Şehrindeki yeri tamamen sağlamlaşmış ve kimsenin onlara kafa tutamayacağı bir konuma yükselmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr