Bölüm 8 - Zorba (2)

avatar
1407 17

Vampir Hükümdarı - Bölüm 8 - Zorba (2)


Bu bölümde fight yazarken oldukça zorlandım. Umarım ki okurken beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. İyi okumalar.

***
Noah, tarikata döndüğünde annesinin isteği üzerine dış sahada yaşamaya başladı. Violet’e göre gelişebilmesi için yalnız başına hayatta kalmaya çalışmaya alışabilmesi lazım.


Dış saha baya kötü muamele görüyor gibi düşünmüştü ilk başta. Yine de annesinin biraz abarttığını düşünüyordu


Fakat yanılmıştı. Çok daha kötüydü.


Dış saha adını gerçekten hak eden bir yerdi. Tarikatın en az ilgilenilen bölgesiydi. Bunu nereden mi anlamıştı? Tam gözünün önünde bir dış saha müridi başka bir müridini öldürmüş ve diğerlerini de öldürme tehdidi etse de kimse oralı olmamıştı da ondan.Sanki bu her gün oluyor gibiydi insanlar.


Noah, ‘Anlaşılan alım gününde oldukça sessiz bir yer olmasının nedeni Yaşlılardan korkmalarıydı.’ diye düşündü. Sonrasında ‘Her neyse, beni ilgilendirmez. Şimdi, annemin bahsettiği yer neresi?’ diye düşünerek annesinin bahsettiği kalma yerini aramaya başladı.


Dış saha öğrencilerinin kaldığı yerler altı binaya bölünmüşü. Her binada ise yaklaşık yüz kişilik alan vardı -ki buna dört bodrum katı da dahildi-. Tarikatta ise altı yüzden yaklaşık bir kaç kat fazla öğrenci bulunmaktaydı.


Bu yüzden dış saha ile ilgilenen Yaşlılar kendince bir çözüm bulmuşlardı.


Düello sistemi.


Kısaca bir kişi eğer bir odada kalmak istiyorsa o odanın sahibini yenmesine dayanan bir sistemdi bu. Bu da annesinin ona dediği, “Kazanan kral, kaybeden haydut.”, deyiminin ona göre en somut örneği idi.


Yine de ormanda iken aldığı karar ile öncelik olarak kendi çıkarlarını gözetmek için annesine -daha doğrusu kendine- söz verdiği için ne olursa olsun bir kişiyi yenmeliydi.


Noah, annesinin tarifine göre bulduğu binadan içeri girdi.


İçerisi bir han gibiydi. Tek bir müşteri ile ilgilenmek için masa bir de merdiven vardı. Onun dışında olan dekorasyonlar oldukça sade gibiydi.


Oraya bakan ise alımlı bir kız vardı. Yeşil gözlü, mavimsi saçları olan oldukça tatlı bir kızdı. Noah, kızı görünce bir an iştahı kabarsa da o bir beyefendi olarak kendini dizginledi.


Kız, “Merhaba bayım, size nasıl yardımcı olabilirim?” diye sordu. Biraz ilgisiz bir tavrı vardı.


Noah da olabildiğince az konuşmak istediğinden işine gelmişti.


Noah soğuk bir şekilde, “Oda için rakip aramaya geldim.” dedi.


Kız şaşırmış gibiydi.


İlk alımlarda çokça savaş çıksa da tam durgunluk başladığı sırada birisinin kavga çıkartmak isteyeceğini düşünmemişti.


“Pekala efendim. Kuralları biliyorsunuz değil mi?”


Noah onayladı. Annesi sağolsun temel bilgisi vardı. O da yeterliydi.


“Pekala. Öyleyse öncelikle adınızı ve mevcut gelişiminizi öğrenmek istiyorum.”


“Noah, beşinci kademe temel oluşturma.”


Noah’ın dediklerini hızlıca önündeki deftere yazmaya başladı.


“Peki hangi numaraya meydan okuyacaksınız?”


Kısa bir süre düşündü. Hangi numara da kim olduğunu elbette ki bilmediğinden salladı.


“Otuz ikinci odanın sahibine meydan okuyacağım.”


“Hmm… Pekala hemen bildiriyorum. Şanslısınız, o piçin tam bir gün önce üç aylık dokunulmazlık süresi dolmuştu.”


Anlaşılan buradaki kız, orada kalanı pek sevmiyordu. Bunu kafasına not etti Noah.


“Peki onun mevcut gelişimi ne?”


“Temel oluşturma dördüncü kademe.”


Noah şaşırdı. Normalde yer kazanmak için kıyasıya savaş olduğunu duymuştu annesinden. Hatta öyle ki bazen mana hissetme aşamasındakiler de kalabilmek için savaşa katılıyormuş.


Bu yüzden istemedende olsa orada kalanın şansını övmek zorunda kaldı.


“Anlaşılan şanslıymış.”


Kız, buna acı bir şekilde güldü.


"Şans mı? O piç, sadece arkasındaki gücü kullanarak o odayı elde etti."


Noah anladı. Dış saha da çeşitli gruplar olduğunu duymuştu. Muhtemelen oda da kalan kişi de gruplardan birine aitti ve anlaşılan bu grubun gücünü kullanmaktan çekinmeyip -muhtemelen buradaki kızın bir yakınını- zorla orada olan önceki sahibi atmışlardı.


Fakat bu pekte Noah'ın umurunda değildi.


"Anlıyorum… O zaman ona derhal odadan çıkmasını ya da dışarı da benimle kapışmasını söyleyin. İyi günler."


Noah, daha fazla bir şey söylemeden binadan ayrıldı. Geride ona şaşkın fakat ilgili bakışlarla bakmaya başlayan güzel bir kız bıraktı.



Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından Noah'ın beklediği yerde -burası binanın önüydü- uzun yapılı bir adam çıkageldi.


Yapılı adam, "Hangi çöp parçası benim, Kızıl Kuzgunlardan Zach’in odasına göz dikmeye cüret etti!?” diye kükredi.


Noah biraz şaşırdı. Bu adamın aklen sorunu filan mı vardı? Sadece kim benimle dövüşmek istedi dese yeterli olurdu ona göre.


Noah, “Boş yapmayı keser misin? Seni çağıran kişi tam karşında duruyor.” dedi.


Noah’ın tavrı, Zach’i rahatsız etti.


“Demek beni çağıran velet sensin. Kime karşı olduğunun farkında mısın?” diye sordu.


Noah ise onu dinlemeden, onu izleyenlerden birine dönüp, “Hey, direkt bunu dövsem, odayı alabilir miyim?” diye sordu.


Sorduğu kişi ise şaşkın bir şekilde onayladı. Cüsse olarak kendinden en az üç kat büyük birisini yenmeyi düşünmüyordu o değil mi?


Temel oluşturma aleminde vücudun varsayılan gücü istisnai durumlar dışında ölümlülerin bedeni ile hemen hemen aynıydı. Yanii temel oluşturma da olan kişinin gücünü belirleyen şey gelişim değil, vücudunun cüssesi, kullandığı teknik ve ya atlattığı deneyimlerdi.


Noah’ın karşısındakinde ise bu üçünden sadece birinin olması ne yazıktı.


O sırada yavaşça izleyici sayısı artmaya başladı.


"Çocuk çok kibirli." dedi izleyenlerden birisi.


"Sağlam dayak yiyecek."


"Hey o Kızıl Kuzgunların liderinin kardeşi değil mi?"


"Evet o."


"Çocuğun işi iyice yaş o zaman. Adeta iki ucu boklu değnek. Kazanırsa Kızıl Kuzgunların öfkesini çekecek kendisine. Kaybederse ne olacağı belli zaten."


"Ona meydan okuması çocuğun aptallığı."



Bu ve buna benzer konuşmalar dönüyor iken Noah da sessizce kendini hazırlıyordu. Ne de olsa bir insanla ilk dövüşü sayılırdı.


Noah’ın tavrından Zach, önemsemediğini sanıp iyice zıvanadan çıktı.


Zach, “Sana, Zach’i umursamamak ne demekmiş göstereceğim!” diyerek akıldan yoksun bir ork gibi Noah’a saldırdı.


Noah oldukça hızlı sayılacak bir hamle ile yana kaydı.


Zach ona doğru dönüp bir yumruk savurdu. Noah, rahatlıkla atlatabilirdi. Fakat sırf gücünü gözler önüne sermek ve ona sataşan kimsenin olmamasını istediği için -birazda kendi gücünü test etmek için- yumruğa, kendi yumruğu ile karşılık verdi. Tabii Zach’in aksine o mana ile yumruğunu güçlendirmişti.


Çat!


İki yumruk çarpıştı. İzleyenler Noah’ın delirdiğini düşünürken kemik kırılma sesi duyuldu.


Çatırt!


Zach, “Ahh~ elim!” diye bağırmaya başladı.


Noah, “Bu kadar yeterli mi?” diye sordu masumca. İnsanları dövmeye pek alışkın olmadığından biraz rahatsız olmuştu.


Fakat ne yazık ki Noah’ın iyi niyetini Zach ve diğerleri kibir olarak algıladı.


"Genç adam, Zach'ten daha kibirli."


"Gerçekten etkileyici böylesine bir özgüven…"


"İyice kendini bir şey sanan bu orka iyi bir ders oldu bence."


"Şşt! Kızıl Kuzgunlar tarafından yakalanmak mı istiyorsun?"


...


Seyircilerin büyük ölçüde Noah'ı öven sözleri Zach'in moraline bir darbe daha vurup öfkelendirdi. Öyle ki kırılan elinin acısını unuttturdu.


"Velet beni küçük düşürdün… Ölmeden önce diyecek son bir sözün var mı?" dedi karanlık bir ifadeyle.


Noah anlamadı. Açıkça ondan güçlüydü. Neden hala böyle gerizekalıca bir kibir sergileyebiliyordu?


"Ne yapmayı düşünüyorsun?"


Zach, boyutsal yüzüğünden bir kılıç çıkardı. Kılıç kötücül bir ışıltı ile parlıyordu.


"Seni babamın yadigarı Kötülük Kesen ile öldüreceğim için onur duymalısın."


Noah, Zach'in kılıcından nedense tanıdık bir enerji hissetti. Fakat şu an önemli bir durumda olduğundan hemen toparladı.


Kışkırtıcı bir şekilde gelmesi için el hareketi yaparken "Hadi saldır küçük ork." dedi.


Zach elinde kılıç ile Noah'a saldırdı. Noah'ın hızlı refleksleri sağolsun ilk saldırıyı atlattı.


Fakat ikinci saldırı hiç beklemediği bir şekilde geldi.


Slash!


Kan döküldü. Sol üstten sağ alta doğru uzun bir kesik oluştu. Noah şaşırdı. İlk defa yara almıştı.


Zach vuruşunun başarılı olduğunu görünce göğsü gururla şişti. Sonunda bu haddini bilmez piçe gününü gösterebilmişti.


Seyirciler iç çekti. Sonunda beklenmedik bir şey görecekleri için heyecanlanlanmışlardı…


Noah yarasına dokundu. Yarası çok acıtıyordu. Fakat tahmin ettiğinden daha hafifti. Yine de tedavi olmazsa kan kaybından gidebilirdi.


En azından kısa bir süre öyle düşündü.


[Kan enerjisi iyileşme için kullanılıyor…]


Noah, vücudundaki kan enerjisinin fokur fokur kaynadığını hissetti. Neler olduğunu ancak yaranın büyük bir çoğunun hızlıca kapanıp kabuk bağladığında anladı.


Fakat yine de şaşırdı. Evet yara hafifti. Ancak bu kadar çabuk kabuk bağlaması hiç normal değildi.


[Kalan Kan - %60]


Noah gülümsedi. Gülümsemesi masum bir çocuktan çok intikamcı bir ifritin gülüşü gibiydi.


Noah, ilk defa sinirlenmişti. Ona onu yaralamanın bedelini çok pis ödetecekti!


Zach, Noah’ın gülüşünü fark edince biraz gerildi. Fakat Noah’a hasar verdiğine dair olan güvenci bu gerginliğini silip süpürdü.


Zach, alaycı bir şekilde, “Ne oldu? Yara almak hoşuna mı gitti yoksa?” dedi.


Noah, cevap vermekle uğraşmadı. Hasar aldığı anda küçük bir aydınlanma yaşadı. İnsanlarda aynı hayvanlar gibiydi. En azından şu önündeki ork gibiler!


Hızla tüm gücü ile Zach’a atıldı. Yumruklarına ve tüm vücuduna kan enerjisini yayarken manası sadece yumruklarına odaklıydı. Evet, yaptığı keşif sonucunda bir manayı hissetme alemindeki birisi kadar olmasa da manayı kendi vücudu içinde kontrol edebiliyordu.


Ne yazık ki eğer görebilecek kadar iyi bir görüşe sahip birisi olsaydı, gözlerinin kötücül bir ışıltı ile parıldadığını fark edebilirdi.


Hızlı hareketi ile çok çok kısa bir süreliğine ölümlü gözlerden tamamen kayboldu. İşte bu bir vampirin hızıydı!


Ne Zach, ne de izleyiciler nereye kaybolduğunu hissemediler. Fakat Zach sırtında bir soğukluk hissetti.

Hemen durdurmak için kılıcı ile döndü. Kılıcını savunmak için kullandı.


Kılıç ile yumruk çarpıştı.


Çink!


Oldukça tiz rahatsız edici bir çınlama oldu. İzleyiciler kulaklarını kapattı. Noah ise bir an şaşırdı.


Fakat sonrasında yumruk bombardımanına başladı. Zach’in tek yapabildiği savunmaydı. Yine de kılıcının sağlamlığına güvendiğinden nispeten rahattı.


Ne yazık ki rahatlığı onun sonu olacaktı.


Noah, gücünün yavaş yavaş azaldığını hissetti. Eğer maçı kısa sürede bitiremezse onun sonu olacağı kesindi. Bu yüzden her şeyini tek bir yumruğa aktarmayı denedi.


Tahmin etmediği şekilde başardı. Yumruğu mavi ile kırmızı karışımı bir renkle ışıldadı. Yumruk, kılıca indi.


Çat! Çat!


Kılıç çatlamaya başladı. Zach ile izleyiciler şaşırdı. Kılıcın çatlakları gittikçe artarken Noah’ın yumruğundaki enerji hiç azalmadı.


Kırzt! Craak!


Kılıç parçalara ayrıldı! Zach, panikledi. Fakat yumruk acımasızca Zach’in göğsüne indi.


Güm!


Zach, havada salvolar ata ata yere çakıldı. En az on beş metre geriye uçmuştu.


İzleyiciler donakaldı.


“Bu… Bu çok korkunç…”


“Bu çocuk tam bir…”


“Zorba. Tam bir zorba. Önce onunla oyuncak gibi oynadı. Sonrasında ise bir hamle de bitirdi. Tam bir zorba!”


“Hiç mi Kızıl Kuzgunların hedefi olmaktan korkmuyor?”


“Saçmalama. Böylesine güce sahip birisi illaki bir gruba üyedir.”


Herkes Noah’ın gücüne hayret ediyor ve hepsi de gücünü sakladığını düşünüyordu. Fakat Noah, tüm kan enerjisini vücuduna yaydığından şu an acayip miktarda kan arzusu duyduğunu bilmiyordu.


Zach ise fırlatılmış bir çuval misali orada yatıyordu. Gücün şiddetinden bilincini tamamen kaybetmişti. Kaburgaları içeri göçmüştü. Çeşitli organları hasar almış ve bazıları tamamen kullanımdışı kalmıştı.

Noah, “Anlaşılan… Baya güçlüyüm ha?” diye şaheserine bakarak kuru kuru güldü. Zach’in tam kaburlarının ortasına vurmuştu. En kötü seneryo da bile yaşayacaktı. En azından Noah öyle düşünüyordu.


Yine de Noah suçluluk duymadı. İlk başta o onu öldürmeye çalışmıştı. Bu nedenle hayatta bıraktığı için şükretmeliydi.


[Kan İhtiyacı - %0]


[Bilincinizi kaybetmeden önce kan emmelisiniz.]

[Bilincinizi kaybetmenize kalan süre: 5 dakika.]


Noah, uyarıları geçiştirdi. Şu anda ilk yapması gereken buradan ayrılmaktı. Hızlı adımlarla binaya dönerken hiç bilmese de tüm bina boyunca kendisi çoktan “Zorba” olarak ünlenmeye başlamıştı.



O sıralarda Yuen, ayna da saçlarını tarıyordu. Şu an annesinin villasında kalıyordu. Evet, dış saha müridiydi. Fakat annesi iç saha müridi ise o neden dış saha da kalsın ki? Yanına güzel bir kız geldi.


“Evet. Dış saha da ilgi çekici bir olay mı oldu?”


Bu kız onun için ilgi çekici haberleri toplayan dış sahada ilgisini çeken ast olarak seçtiği birisiydi.


Kız oldukça saygılı bir şekilde konuştu.


“Hanımım, Kızıl Kuzgunlardan birisinin ağır yaralanması dışında sizin dikkatinizi çekecek bir haber yok.”


Yuen, “Tamam. Teşekkürler.” dedi. Grupların kedi köpek misali birbirlerini yemesi onu hiç ilgilendirmiyordu.


Saçlarını tarayıp güzel bir şekle soktuktan sonra kalktı. Astına, “İlgi çekici başka haberler bulursan getir.” dedi, Tam astından gitmesini isteyecek iken aklına takıldı. Acaba astının Noah’ın nerede olduğuna dair bir bilgisi var mıydı?


Artık onun gibi dış saha müridi olduğunun haberini almıştı. Fakat birden kaybolmuştu ve bir kaç gündür ortalıkta yoktu.


“Hey, siyah saçlı, on altı yaşlarında, bir seksen boylarında birisini gördünüz mü?”


Noah’ın en kabaca tanımı herhalde bu şekilde yapılırdı.


Kız, biraz düşündü. Sonrasında olayı çıkaran genç adam ile benzer özellikleri söylediğini fark ettiğinden Yuen’e sordu.


“Hanımım acaba bahsettiğiniz kişi, dış sahanın ‘Zorba’sı olarak ünlenen genç olabilir mi?”


“Zorba?” Yuen güldü. Öylesine masum bir çocuğun zorba olarak anılması imkansızdı. Fakat yine de ilgisini çekti.


“Kim bu Zorba? Detaylıca anlat bakalım.”


Kız derin bir nefes alıp olayı kısaca anlatmaya başladı.



Noah, kana ihtiyacı olduğunu farkında olsa da masum kimseyi kurban olarak kullanmak istemediğinden odasına çekildi.


“Ah… Sistem… Ne kadar sürem kaldı…?” diye bakışları iyice vahşileşirken.sordu.


Sistem soğuk sesiyle yanıtladı.


[Bir dakika.]


Noah iç çekerken, eğer birisi kapısını tıklatırsa, tıklatan kişinin suçlu birisi olmasını umdu. Çünkü vampir kanı çoktan düşüncelerini etkilemeye başlamıştı.


Tak! Tak!


Kurban ayağına gelmişti.



***Yazar'ın Köşesi***

Ejdertanrı ve Vampir Hükümdarı isimli serilerim hakkında önemli bilgileri ve duyuruları Ay Diyarından öğrenebilirsiniz. Ayrıca eğer bölüm atmıyorsam sebeplerini de genelde orada yazıyorum.


Not: Sunucu da rol-alım kanalından bildirimini almak istediğiniz serinin rolünü almayı unutmayın.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44478 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr