Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

“Hay sikeyim!”

“Kaçma!”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri’nin gözleri kıpkırmızı oldu. Yi Yun’un bulutların içinde kayboluşunu gördükleri an onun peşine düştüler. Bugün Yi Yun’u ellerinden kaçırırsalar, insanlara bakacak yüzleri mi kalırdı?

Ama Yi Yun çok hızlıydı. ‘Altın Karga Güneş Değişimi’ hareket tekniği, Azure Yang Lordu’nun özel koleksiyonundan geliyordu ve Yi Yun için en uygun teknikti. Yi Yun için yaratılmış olduğu söylenebilirdi.

Bir süre takip ettikten sonra, Kıdemliler’in durmaktan başka seçenekleri kalmadı.

Zira algı alanları dahilinde onu kaybetmişlerdi.

Doğrusu, Yi Yun’un sahip olduğu hızdan dolayı, onu görsel olarak takip edebilme ihtimalleri yoktu.

Dao Tohumu’ndan bir genç, Yuan Açılış Âlemi’nden üç uzmana karşı savaşmış ve sağ salim kaçmayı başarmıştı. Üstelik Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin kolunu kesmiş ve sekiz Li Ateşi Tarikatı öğrencisinin ölmesine sebep olmuştu.

Sonunda da, ortadan kaybolurken hiçbir şey yapamadan çaresizce izlemekten başka bir şey yapamamıştılar.

Akıl almazdı!

Bu konu bir kez yayılırsa, insanlar kesinlikle götleriyle gülecekti.

Bu yüzden ikisi de çok depresifti. Geri döndüklerinde, yüzleri tencere dibinden daha karaydı.

Bu Kıdemliler’in hayatları boyunca yaşadıkları en büyük utancın, bugün olduğu söylenebilirdi.

Bundan bahsetmeyi geç, Yi Yun gelecekte intikam almak için gelebilirdi. Böyle bir canavar tarafından hedef alınmak, birkaç yıl içerisinde karpuz keser gibi ya da sebze doğrar gibi öldürülecekleri anlamına geliyordu.

Dahası, Yi Yun’un bir şey yapmasına bile gerek kalmayabilirdi. Muhtemelen tarikatlarına döndüklerinde cezalandırılacaklardı.

Tarikatlarının sekiz genç dahisini kaybettikleri için, gençleri korumakta başarısız olmakla suçlanacaklardı. Ayrıca Li Ateşi Tarikatı’nın itibarına da gölge düşürmüşlerdi. Diğerleri, onların Dao Tohumu’nda olan bir savaşçının elinde oyuncak olacak kadar çöp olduklarını söyleyecekti.

Li Ateşi Tarikatı’nın kuralları göz önüne alındığında, sonuç hayal bile edilemezdi.

Çileden çıkarıcıydı!

“Kı...Kıdemli…”

Birkaç Li Ateşi Tarikatı öğrencisi sessiz kaldı. Yi Yun’un onlar üzerinde yarattığı etki çok büyüktü. Gözlerinin önünde arkadaşları korkunç bir şekilde ölmüş, bedenleri parçalanmış, üstlerine kan ve vücut parçaları sıçramıştı; bu görsel etki hafızalarına öyle bir kazınmıştı ki, unutulacak gibi değildi.

Ölenler, onlardan daha güçsüz değildi. Aralarındaki tek fark, onların şansının daha kötü olmasıydı.

Şanssız olanlar onlar olsaydılar, yerde yatan cesetler, şu an onların cesetleri olurdu.

Kendileri gibi bir gencin karşısında hayatta kalmalarının şansa bağlı olması, özellikle de Kıdemliler’in koruması altındayken, kabul edilemez ve altından kalkılamaz bir darbeydi.

“Hepiniz kapayın çenenizi!”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri’nden biri bağırdı. Öfkeli bakışları, yerde titreyerek yatan Shen Tu Shan’a yöneldi.

Bu adamın durumuna bakmak bile dayanılmazdı. Vücudunun sağ tarafı neredeyse parçalanmıştı. Bir kolu neredeyse kopmuştu. Mucizevi haplarla kol geri kazanılabilse bile, tamamen iyileşmesinin yarım yıldan fazla alacağı açıktı.

Ama...Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri, Shen Tu Shan’ın yaralarını iyileştirebilmek için kendi aşiretine dönmesine izin vermeyecekti.

Tarikatlarının sekiz dahisi öldüğüne göre, birinin sorumluluğu üstlenmesi gerekiyordu.

Katili tarikatlarına geri götürmek, cezalarının hafifletilmesini sağlayacaktı. Shen Tu Aşireti onu geri istiyorsa, doğal olarak bedel ödemek zorunda kalacaktı.

“Hay böyle işin!”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi içinden sövdü. Avucuyla Shen Tu Shan’ın Dantianı’na vurdu. Yuan Qi’sini aktararak onun kalbini mühürlemişti.

Shen Tu Shan sarsılan bedeniyle öfkeli bir bakış attı. “Sen...Sen…”

Zaten ciddi bir şekilde yaralanmıştı ve şimdi de yetişimi mühürlenmişti. Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi’nin Yuan Qi’si bedenine girdiğinde, zayıf düşmüş bedenine ikinci bir darbe vurulmuştu.

Şimdi, direnme yeteneğini kaybetmiş perişan bir sokak köpeğinden farksızdı.

“Onu götürün! Bir şey olursa, ceremesini ben çekeceğim!” Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi, Shen Tu Shan’a baktı. Li Ateşi Tarikatı öğrencilerine onu sürükleyerek götürmelerini emrettikten sonra başka bir şey demek için zahmete girmedi.

Ona göre, Shen Tu Shan muhtemelen sakattı. Shen Tu Aşireti, Li Ateşi Tarikatı’na tazminat ödemek yerine onu ölüme bile terk edebilirdi.

Ve Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi de, böyle birine kibar davranmakla rahatsız olmazdı.

Bu nedenle, Shen Tu Shan sürüklenerek götürüldü.

“Kimse bugün olanlarla ilgili bir şey söylemeyecek, anladınız mı?”

Diğer Kıdemli bağırdı. Üçü birden bir gence saldırdıktan sonra içine düştükleri hâl, kesinlikle acı vericiydi.

Genç canavarın teki olsa da ve üçünü mağlup edemese de, planlar yaptıkları ve sinsi saldırılar kullandıkları için, sonuçları gören tüm insanlar nedenlerle ilgilenmeyecekti.

Bu konu Tian Yuan Dünyası’na yayıldıktan sonra, dövüş sanatları çevrelerinde kalmaya nasıl devam edebilirlerdi? Li Ateşi Tarikatı’nda kalmaya nasıl devam edebilirlerdi?

“Ama…”

Birkaç genç bilinçsizce Lin Ailesi’nin olduğu tarafa baktı.

Lin Ailesi dağ girişinin dışında, ondan fazla Lin Ailesi öğrencisi, Lin Qiao ve daha yeni gelmiş olan Lin Ailesi Kıdemlileri bu sahneyi izliyordu.

Görünüşe göre, Lin Qiao Yuan Qi ses iletimini kullanarak olan biten her şey konusunda Kıdemlileri bilgilendirmişti.

İfadeleri, Yi Yun’un performansı sebebiyle kapıldıkları şaşkınlıkla doluydu.

Bu da, Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri için bir baş ağrısıydı.

Konudan haberdar birçok insan varken, bu meselenin yayılmasını önlemek doğal olarak çok zor olacaktı.

Kaşlarını çattı, bunu hiç istemese de dişlerini sıkıp Lin Ailesi’ne doğru yürüdü.

Olanların sır olarak kalması için onları nasıl ikna edebileceğini düşünüyordu, ama Lin Ailesi’ne isteklerini kabul ettirmek hiç kolay olmayacaktı…

“Öhö, öhö...”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi birkaç kez kuru kuru öksürdü. Üç Lin Ailesi Kıdemlisi, onun niyetini tahmin ettiklerinden bu davranışını gördüklerinde hafifçe şaşırdılar.

Genç bir adamın, Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri’ni böylesi bir çıkmaza sokması ve Shen Tu Shan’ın kurtuluşunu kefaretin ötesine bırakması çok korkutucuydu!

Sadece yetenekleri değil, savaştaki zamanlaması da şok ediciydi!

Üç Kıdemli’nin oluşturduğu kuşatmaya bir anda tepki verebilmiş ve onlardan kaçınmak için manyakça bir hareket tekniği kullanmıştı. Ve onlarla eşleşemeyeceği bir durumdayken, krizi çözmek için Li Ateşi Tarikatı öğrencilerini etten kalkanlar olarak kullanmayı düşünebilmişti. Daha sonra bir açık bularak saldırmış ve iki Kıdemli’nin ona saldırmasına rağmen Shen Tu Shan’ı yaralayabilmişti. Tüm bunların ardından sağ salim kaçmayı da başarabilmişti. Bunu yapabilmek, kesinlikle olağanüstüydü!

“Kardeş Qiao, senin önünde böyle bir terbiyesizlik yapılması benim suçum!”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi garip bir şekilde konuştu. Genellikle saldırgan bir tutum içerisindeydi ve Lin Qiao’nun önünde cesaretiyle gösteriş yapıyordu.

Ama şimdi tükürdüğünü yalamak zorundaydı. Utancını görmezden gelebilirdi ama Li Ateşi Tarikatı’nın itibarını görmezden gelemezdi. Haberlerin yayılmasını önleyebilirse, Li Ateşi Tarikatı için daha iyi olurdu. Daha sonra, kaybetmiş birkaç genç öğrenciyi fırçalamak daha kolay olurdu.

Sonuçta Li Ateşi Tarikatı gibi büyük bir tarikat için, özellikle onlarınki kadar büyük bir güce ulaştıklarında, itibar çok önemli olurdu.

Bu durum, tarikata döndüklerinde daha hafif bir ceza almalarını da sağlardı.

“Kardeş Gongsun, sorun ne?”

Lin Qiao’nun gözleri kısılırken yüzünde bir gülümseme vardı.

Li Ateşi Tarikatı ile Shen Tu Aşireti’ni bu çıkmazın içinde görmek, onu çok sevindiriyordu. Bugün yaşananlar, orgazma denk seviyede hoş bir sürprizdi.

Muhteşem hissediyordu. Dövüşü seyrederken, neredeyse gizemli genç adam için methiyeler düzecekti.

“Bu...deminki konu hakkında…”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi konuşmasını bitirmeden önce Lin Qiao araya girdi ve aptala yattı. “Oh? Az önceki konu mu? Endişelenme! Çoktan bir video kaydettim ve ailenin üst kademelerine gönderdim. Bu konunun kontrol edilemez hâle gelmesini önlemek için, aile, öğrencilerinin çoğunu bilgilendirdi zaten! Kardeş Gongsun, bize güvenin. Savaş alanını kesinlikle doğru bir şekilde temizleyeceğiz!”

Lin Qiao’nun bu sözleri, konuşmakta zorlanan Li Ateşi Tarikatı Kıdemlisi’nin neredeyse boğulmasına neden olacaktı.

‘Savaş meydanını temizlemek’ sözlerindeki iğnelemeyi fark etmedi, sadece Lin Qiao’nun ilk söylediklerine dikkat etti…

“Çoktan...tüm aşiret bilgilendirildi mi?”

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri bir anlığına ne yapacaklarını bilemez hâlde gözlerini kırpıştırdılar.