Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

Birleşik saldırıları yaklaşırken ve Yi Yun’u köşeye sıkıştırıp öldüreceklerini hissettikleri anda olaylarda ani bir değişim meydana geldi!

Kıdemliler’in ifadesi hemen değişti!

“Seni orospu çocuğu!”

“Namert herif!”

“Eceline susuyorsun!”

Kıdemliler öfkeyle kükredi, zira Yi Yun, Li Ateşi Tarikatı gençlerinden oluşan kalabalığın arasına dalmıştı.

Li Ateşi Tarikatı gençlerinin hızı, Yi Yun’unkiyle nasıl kıyaslanabilirdi ki?

Kıdemliler Yi Yun ile savaşmaya başladığında, Li Ateşi Tarikatı öğrencileri de Lin Ailesi öğrencileri de geri çekilmişti. Ama şimdi, Yi Yun Li Ateşi Tarikatı gençlerinin arasına dalmış ve onları etten kalkanlar olarak kullanmaya başlamıştı!

“Örümcek kafalı ihtiyarlar, derileriniz Tian Yuan Dünyası’ndan daha kalın. Sadece bana karşı üçünüz birden saldırıyorsunuz ve bana namert mi diyorsunuz? Utanmazlık bakımından, gerçekten de sizin çok gerinizdeyim!”

Yi Yun kaçınırken onlarla alay ediyordu.

Bu Li Ateşi Tarikatı gençleri, tarikat tarafından büyük bedellerle beslenen dahilerdi. Gongsun Yang kadar iyi olmasalar da, onların kaybı tarikat için önemsiz de olmazdı.

“Millet, beni koruyun lütfen, teşekkürler!” Yi Yun öyle bir kahkaha attı ki, sesi bulutlarda yankılandı. Fazlasıyla başına buyruk ve garip biriydi!

Yi Yun, bu Li Ateşi Tarikatı dahileri için olumlu bir fikre sahip değildi. Gongsun Yang’la birlikte Lin Ailesi öğrencileri için işleri zorlaştırmaları ve Gongsun Yang’ı Lin Qing’i sakatlaması için kışkırtmaları bile onları kalkan olarak kullanmasına yeter sebeplerdi.

“Sen!”

“Ha siktir!”

Enerji fırtınasına gömüldüklerinde, Li Ateşi Tarikatı gençleri, Yi Yun’a öfkeli bakışlar attılar!

Ama hiçbir yolu yoktu!

Yi Yun’un gücü, onlardan çok yukarıdaydı. Ateş böcekleri ile parlak ay arasındaki fark bile bu kıyas için yetersizdi!

Ama, herkes aynı idraka sahip değildi.

En çok bağıran ve öldürme niyetini Yi Yun’a yönelten gençlerden biri, aniden elini Yi Yun’un sırtına uzattı. Bununla birlikte, Yi Yun’un sırtına doğru üç adet zehirli iğne uçtu!

Onun fikrince, Yi Yun güçlüydü ama Kıdemliler’in ortaklaşa saldırısından kaçmakla meşguldü, nasıl çevresindeki her şeyi gözleyecek fırsat bulabilirdi ki?

Bu karmaşanın ortasında sinsi bir saldırı yapmak çok kolaydı. Dahası zehirli iğneler kolayca fark edilemeyecek kadar iyi gizlenmişti.

Yi Yun için ufacık bir soruna neden olsalar bile, bu aksama Kıdemliler’in Yi Yun’u öldürmelerine yeterdi ve kendisi de çok önemli bir rol oynamış olacaktı!

Ama zehirli iğneler elinden fırladığı anda, Yi Yun’un sırtına bakan gözleri büyüdü.

“Whew!”

Yi Yun’un figürü gözlerinin önünden kayboldu. Zehirli iğneler hedeflerini kaybettiler ve Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’ne doğru uçmaya başladılar!

Ne?

Li Ateşi Tarikatı öğrencisi bir anlığına afalladı, ardından sırtından soğuk terler boşandığını hissetti. Ölümcül bir tehlikenin içindeymiş gibi vücudundaki tüm tüyler diken diken oldu. Bu his, arkasında aniden bir ilkel metruk hayvan çıkmış da ona bakıyormuş gibiydi.

Bu korku ve öldürme niyeti, kalbini sıkıştırdı. Arkasına bakmaya cesaret edemedi.

“Ölümünü mü arıyorsun? Bunu sana göndereceğim!”

Ölüm’ün kendisinden geliyora benzer bir fısıltı, kulaklarında yankılandı. Ve buna sırtından gelen keskin bir acı eşlik etti. Birileri tarafından tekmelenmiş gibiydi. Büyük bir güç tarafından bedeni uçuruldu!

Ve tam önünde, Kıdemliler’in fırtına gibi saldırısı vardı!

Fırlattığı iğneler, Kıdemliler’in muazzam Yuan Qileri tarafından yörüngelerinden saptırılmıştı. Ama şimdi, Kıdemliler’in saldırısına maruz kalacak ilk insan kalkan olmuştu!

“Dikkatli ol!”

“Yoldan çekil!”

Kıdemliler hep bir ağızdan bağırdılar ama Yi Yun’un tekmesinin etkisi altındayken nasıl kaçınabilirdi ki?

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri öfkeliydi. Saldırıları, bu genç öğrenciye vurmak üzereydi!

Bela!

Büyük bir belanın içinde olduklarını hissettiler!

Tarikatın bir öğrencisini öldürürlerse, bir tarikat kuralını kıracaklar ve tarikatın prestijine zeval vereceklerdi.

Yuan Açılış Âlemi’ndeki üç uzmanın Dao Tohumu’ndaki bir savaşçıya karşı bir araya gelmelerine rağmen onu hemen öldüremedikleri ve onun tarikat gençlerini kalkan olarak kullanmalarına müsaade ettikleri ve yaptıkları saldırıyı durduramayıp kendi tarikatlarından bir genci kazara öldürdükleri haberleri yayıldığında, Tian Yuan Dünyası’nın büyük oluşumları onlara götleriyle gülecekti!

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri, doğal olarak bu sorumluluğu taşıyamazlardı. Saldırılarını bilinçsizce yavaşlattılar ve Yuan Qileri’ni geri tutmak için inisiyatif aldılar.

Ama Shen Tu Aşireti Kıdemlisi kendini kaptırmıştı!

Bedeli ne olursa olsun Yi Yun’u öldüreceğine yemin etmişti!

“Peng!”

Bir patlama sesiyle birlikte, Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin saldırısıyla Li Ateşi Tarikatı genci vuruldu ve çığlık atmaya fırsat bile bulamadı. Bedeni parçalandı ve et parçaları ile kan hâlinde patladı!

“Ah!"

Bir Li Ateşi Tarikatı öğrencisi endişeyle bağırdı. Böylesine korkunç bir şekilde ölen arkadaşı için yas tutuyormuş gibiydi.

Ama o anda, Yi Yun çoktan onların arasında ortaya çıkmıştı ve Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin saldırgan aurası oraya doğru geliyordu.

“Siz ikiniz, onu şimdi öldürmezsek, gelecekte kesinlikle bizi öldürecek!” Shen Tu Aşireti Kıdemlisi bu sözleri yüksek sesle söyledikten sonra acımadan saldırdı!

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri bir anlığına afalladı. Olayların ani değişimi, onları Yi Yun’u öldürmeye çalışmanın artıları ile eksilerini tartmaya zorladı ve saniyenin onda birinden kısa sürede Yi Yun’u öldürmekten vazgeçtiler. Sakin bir karar verebilmeleri imkansızdı.

İnsanlar, çoğu zaman anın getirdiği şeyleri yaparlardı.

Ve şimdi, Shen Tu Aşireti Kıdemlisi çoktan çıldırmıştı!

“Despot Kasırga Bulutları!”

Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin saldırısı, kanının bedeninin içinde dalgalanarak şiddetli bir dalga yaratmasına neden oldu. Yuan Qi’si boşluğu değiştirmeye ve boşluğun içinde simsiyah bir ilkel metruk hayvan yoğunlaştırmaya başladı!

“Ah! Ah! Ah!”

Çığlıklar birbiri ardına yükseldi. Li Ateşi Tarikatı öğrencileri, bir anda bu saldırının ortasında kalmışken ona nasıl karşı koyabilirlerdi ki? Kemikleri ve kasları patladı ve vücut parçaları her yöne uçmaya başladı!

Yıkımın ortasında et parçaları uçuşurken kan yağmuru yağmaya başladı. Korkunç bir sahneydi!

Ve kan yağmurunun içinde, Yi Yun rahat rahat dolaşıyordu. Çevik ve hızlıydı, tek bir iz bile bırakmıyordu. Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin ölümcül darbesi, Yi Yun’u sınırlarına kadar zorlamıştı.

Arada çok az bir fark vardı sadece, ama bu farkı kapatması mümkün değildi.

Shen Tu Aşireti Kıdemlisi çıldırıyordu!

Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri de saldırısında ona katılmış olsaydılar, Yi Yun’u kesinlikle öldürebilirlerdi, ama saldırılarını yarıda durdurarak zafer elde etmek üzereyken başarısız olmuşlardı. Shen Tu Aşireti Kıdemlisi tek başına saldırarak bir saniyede dokuz kişi öldürmüştü ve bunların hepsi Li Ateşi Tarikatı öğrencileriydi.

“Ah Ah Ah Ah!”

Shen Tu Aşireti Kıdemlisi öfkeyle kükredi ve Yi Yun’u kovalamak için Yuan Qi’sini topladı. Ama Li Ateşi Tarikatı Kıdemlileri’nin gözleri kıpkırmızı olmuştu. Shen Tu Aşireti Kıdemlisi’nin onların tarikatının öğrencilerini öldürmelerine nasıl müsaade edebilirlerdi ki?

Onlar gelecekte Yüce Kral olamayacak olabilirlerdi ama Yuan Açılış Âlemi’ne ulaşma şansları vardı!

Kendi çıkarlarına öncelik veren bir tarikat için, onlar gibi tüm potansiyellerini tüketmiş Yuan Açılış Âlemi’nde Kıdemliler, bu gençlerden çok da değerli değildi. Ve bunun sorumlusu onlar olursa, bu darbeyi kaldıramazlardı!

Hâl buyken, Yi Yun’u öldürseler bile tarikat tarafından çok ciddi şekilde cezalandırılacaklardı. Li Ateşi Tarikatı’nın kuralları çok katıydı!

Dahası, Yi Yun’un başka kozları varsa onu öldüremeyecek ve daha da büyük bir bedel ödeyeceklerdi!