Bölüm 547: Kılıç Ucu

avatar
8127 25

True Martial World - Bölüm 547: Kılıç Ucu


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

 


Jian Qingyang, antik kılavuzlardan ikisinin eksik kopyasıyla birlikte büyük bir hazineye de sahipti. Ayrıca İlahi Lord Kraliyet Mührü de onun kontrolündeydi. Bu yüzden, onun hazinelerine ve pozisyonuna göz dikmiş bir sürü insan vardı.


Jian Qingyang her zaman açık fikirli biri olmuştu. Toplantılarla, resmi işlerle uğraşmak yerine kendi dövüş sanatları yolunu izlemeye odaklandı. Ayrıca dünyanın dört bir yanından kahramanlarla arkadaş oldu.


Arkadaşlarına karşı cömertti ve karşılık beklemeden onlara yardım ederdi.


Ama düşmanlarına karşı sağlam durur ve onları öldürme kararlılığını kaybetmezdi. Asla yumuşak davranmaz, tereddüt etmeden onları katlederdi!


Zaman da Jian Qingyang’ın gücünü kanıtladı. Ayrıca Azure Yang Lordu pozisyonunu koruyabilme yeteneğine sahip olduğunu kanıtladı. Yavaş yavaş Jian Qingyang’a meydan okuyan kişilerin sayısı azaldı.


Buna karşılık, ona meydan okuma cesareti gösterenler daha da güçlü olmaya başladı.


Sonunda, bir gün, İlahi Merkezi Eyalet Bölgesi’nden eşsiz bir figür geldi.


Merkezi Eyalet, İnsan Irkı’nın bölgesiydi ama ona meydan okuyan kişi Fey Irkı’ndandı.


Batı Denizleri’nden geliyordu ve Batı Denizleri’nde bir gün bir Fey Tanrısı’na dönüşecek biri olarak nam salmıştı.


On İki Semavi Cennet’te, İnsan Irkı ile Fey Irkı iyi ilişkilere sahip değildi. Tarih boyunca, geniş çaplı savaşlar yaşamışlardı. Şimdilik iki ırk da barış içinde yaşasa da küçük çatışmaların sonu bir türlü gelmemişti.


Büyük Dünya’nın İlahi Lordu pozisyonu ise, sadece İnsanlar’la ya da Feyler’le sınırlı değildi.


Yeterli güce sahip olan herkes Yer ve Gök’ün takdirini kazanabilir ve İlahi Lord Kraliyet Mührü’nü kontrolüne alabilirdi.


İlahi Lord Kraliyet Mührü, ırksal bir gurur simgesiydi.


Şimdi, Fey Irkı’ndan eşsiz bir figür, İlahi Lord Kraliyet Mührü’nü elde etmek amacıyla İnsanlar’ın bölgesine gelmişti, İnsan Irkı buna nasıl katlanabilirdi?


Jian Qingyang haberi aldığında, tarifsiz bir heyecan hissetti ve gözlerinde savaşma ruhu alev alev yanmaya başladı.


Fey Irkı’ndan gelen eşsiz figürü duymuştu. İsmi, Sha Hongxue’ydi ve ona, kızıl saçları yüzünden bu isim verilmişti. Birkaç gümüş telin arasına karıştığı güzel kızıl saçlara sahipti.


ÇN: Hongxue, Kızıl Kar demekmiş ve saçlarının renginden dolayı bu isim verilmiş.


Sha Hongxue, Batı Denizleri’ndeki Fey Irkı arasında oldukça ünlüydü. Bir cümleyle tarif edilecek olursa o cümle kesinlikle şu olurdu: “Binlerce yıldır görülen en garip kişi!”


Ve gerçekten garip biriydi!


Doğrusu, Jian Qingyang da garip biriydi. Ama garip olsa da, insanlarla arkadaşlık etmekten hoşlanan dürüst biriydi. Vatandaşlarına karşı da duyarlı ve cana yakındı.


Ama Sha Hongxue farklıydı. İliklerine kadar tuhaf biriydi, bu da onun arkadaşsız kalmasına neden olmuştu. Batı Denizleri’ndeki Fey ırkı dahileri bile onun gözlerinde hiçbir şey değildi.


Çok geçmeden, garip Sha Hongxue, karakteriyle oldukça tutarlı bir şey yaptı. Bu Fey Irkı’nın nevi şahsına münhasır figürü İlahi Merkezi Eyalet Bölgesi’nin en yüksek dağında durdu ve Saf Yang yasalarını kapsayan bir meydan okumada bulundu.


Meydan okuma teklifini yazmayı bitirdikten sonra altın hüzmeler parladı ve metin uçarak yüz binlerce kilometrelik harfler oluşturdu ve tüm İlahi Merkezi Eyalet Bölgesi’ni kapladı.


Meydan okumanın içeriği, Fey Irkı’nın İnsan Irkı’na meydan okumasıydı ve savaşın zamanı da yeri de açıkça belirtilmişti!


İlahi Merkezi Eyalet Bölgesi’ndeki sayısız vatandaş, gökyüzüne yayılmış bu yazıyı gördü.


Haberler hızla yayıldı ve Fey Irkı’nın bu eşsiz figürünün çok kibirli olduğuna kanaat getirildi.


Merkezi Eyalet’teki çok sayıda kadim ülkede yaşayan pek çok insan eliti öfkelendi. Sha Hongxue’yi çok kibirli bulmuşlardı, zira bir Fey Irkı mensubu olarak Merkezi Eyalet’in gökyüzünde meydan okuma metnini yazmıştı.


Hatta bir İlahi Lord Kraliyet Mührü’nü bile Fey Irkı’na geri kazandırmak istemişti, ki bu da kabul edilemezdi!


Merkezi Eyalet Kutsal Sarayı’ndaki Jian Qingyang da bu olanları gördü. Gözlerindeki savaşma arzusu daha da büyüdü.


Kendine oldukça güvenen biriydi ve rakibi ne kadar güçlü, ne kadar garip olursa o kadar çok heyecanlanırdı!


Dahası, ‘Yang Tanrısı Kılavuzu’yla tamamen yeni bir âleme geçmek üzereydi. Gücü hızla artacaktı, bu yüzden Sha Hongxue’nin meydan okuması onun için bir fırsattı. Jian Qingyang kendi yenilmezlik efsanesini yazmak için Sha Hongxue’nin kanını kullanmak istedi.


Yaklaşan bu savaş, seyirci olarak birçok benzersiz İnsan’ı da çekmişti. Elbette Fey Irkı’nın birçok dev figürünü de. Hepsi Merkezi Eyalet’e toplandı.


Savaş için belirlenen tarihten bir ay önce, Merkezi Eyalet’te birçok insan toplanmıştı zaten. Sadece ünlü figürlerin sayısı bile on binleri buluyordu. Sıradan savaşçılar ise, sayılamayacak kadar çoktu.


Aynı zamanda, Jian Qingyang da inzivaya çekildi. Kibirli biri olmasına rağmen mutlak güçle bir temel inşa etti. Zira körü körüne vurdumduymazlık ve kibir gösterecek biri değildi.


Rakibi çok güçlüydü ve bu savaşı kaybedemezdi.


İnsan Irkı’nın anavatanındaydı ve milyarlarca insan izleyecekti. Fey Irkı’ndan birine yenilirse, insanlara nasıl cevap verecekti?


Ayrıca, kaybederse İlahi Lord Kraliyet Mührü’nü de kaybedecekti. Öyle olursa da İlahi Merkezi Eyalet Bölgesi’ndeki İlahi Lord koltuğunu da kaybedecekti. Batı Denizleri’nin Fey Irkı, onu da ele geçirecekti!


Bu durum, İnsan Irkı için olduğu kadar Merkezi Eyalet Bölgesi içinde mutlak bir utanç olacaktı.


Jian Qingyang, İlahi Lord Kraliyet Mührü’nün kaybolmasına izin veremezdi.


Bu savaş, tüm yaşamındaki en önemli savaştı.


Ama, Jian Qingyang kaybedeceğine inanmıyordu. ‘Yang Tanrısı Kılavuzu’nun bir sonraki âlemine girmesinin neredeyse son adımındaydı ve ayrıca...Subatan’a girdiğinde, ‘Yang Tanrısı Kılavuzu’ ve ‘Dokuz Cehennem’in Kutsal Kitabı’ dışında büyük bir hazine de elde etmişti.


Bu, kırık bir kılıçtı. Daha kesin olmak gerekirse, bir kılıcın ucuydu.


Bu kılıç ucu, yaklaşık bir feet uzunluğundaydı. Paslanmıştı ve bir çöp parçası gibi görünüyordu. Ama Jian Qingyang’ın Kılıç Daosu’nda ve Saf Yang yasalarındaki anlayışı, bu kılıç ucunun olağanüstü bir şey olduğunu keşfetmesini sağlamıştı!


Yirmi yıl boyunca Subatan’da kalmasının nedeni, sadece ‘Yang Tanrısı Kılavuzu’nda içgörü kazanmak istemesi değildi, aynı zamanda bu kılıç ucunu kullanarak Kılıç Daosu’nda da içgörü kazanmak istemesiydi.


Şimdi ise, hem Kılıç Daosu’nda hem de Saf Yang yasalarında kesinlikle fevkalade bir âleme ulaşmıştı.


Bir kez daha atılım yaparsa, gücü hayal edilemez bir şekilde artacaktı!


Bu olduğunda da, Sha Hongxue ne kadar güçlü veya ne kadar tuhaf olursa olsun onun dengi olamayacaktı!


İlahi Lord Kraliyet Mührü, Merkezi Eyalet’te ve Büyük Qian Hanedanı’nda kalmaya devam edecekti. Jian Qingyang onu kimselere kaptırmayacaktı!


Jian Qingyang, bu nedenle meydan okumayı kabul ettikten sonra inzivaya çekilip kendini eğitime adadı.


Savaşın muazzam baskısı altında, kendine aşama kaydetmek için bir fırsat sunmak istedi.


Atılımında başarılı olmasını garanti altına almak için yardım etmek uğruna da, Kutsal İmparatoriçe Bai Yueyin, Jian Qingyang ile birlikte inzivaya çekildi.


Jian Qingyang’ın yetişimi, başlangıçta çok düzgün değildi, ama Bai Yueyin’in sınırsız miktarda Saf Yang enerji toplayarak ona yardım etmesi sayesinde, Jian Qingyang Yer ve Gök Yuan Qi’sinin kontrolünü ele alabildi.


O ve Bai Yueyin uzun zamandır birlikteydiler ve birlikte yetişim yapmıştılar. Bai Yueyin’in dövüş sanatları yetişimi konusundaki anlayışı onunki kadar iyiydi.


Savaştan üç gün önce, Jian Qingyang’ın yetişimi kritik bir noktaya ulaştı.


Ve o anda, Saf Yang yasalarındaki anlayışı inanılmaz bir boyuta ulaştı. Hiçbir şekilde rahatsız edilemeyeceği bir trans hâline girdi. Ama bir yetişim odasında mühürlü olduğu ve Bai Yueyin onu koruduğu için böyle şeyler hakkında endişelenmesine gerek yoktu.


Jian Qingyang hiçbir dikkat dağınıklığına mahal vermeden, tamamen odaklanmış bir şekilde Merkezi Eyalet Kutsal Sarayı’nda oturdu. Gözeneklerinden Saf Yang enerji çıkıyor ve her dolaşımdan sonra bedeni tarafından tekrar emiliyordu. Tüm oda ilahi bir ışıkla parlıyordu.


Jian Qingyang gözlerini sıkıca kapatmıştı ve sakin bir ifadeye sahipti. Her an atılım yapmak üzereymiş gibi hissediyordu. Sadece düzenli bir çaba içinde bunu başarması gerekiyordu.


Ancak...Atılım yapmak üzereyken vuku bulan şeyin gerçekleşeceğini hiç beklememişti…


“Cha.”


Bir kılıç savruluşunun yumuşak yankısı duyuldu. Trans hâlindeki Jian Qingyang neredeyse bunu duymadı hatta. Kılıç Qi’sinin ona yaklaştığını hissettiğinde, göğsünden devasa bir acı hissi yayılmaya başlamıştı bile!


Hayatının en kritik anında, soğuk bir kılıçla göğsüne saldırılmıştı…


Ve bunun için hiç hazırlıklı değildi. Hatta bundan tam olarak haberdar bile değildi…


Ve bu şekilde...bir kılıç göğsünü deldi!


Jian Qingyang inanmazlık içinde gözlerini açtı. Bedenindeki Saf Yang enerji kıyafetlerini ve derisini parçalayarak patladı ve odanın içinde bir kaos yarattı. Bedenindeki enerji düzensizleşti ve meridyenleri boyunca patlayarak ağzından kan püskürmesine neden oldu.


Ve bu kaotik enerji akışının ortasında, Jian Qingyang’ın önünde duran kişi, tanıdık bir figürdü. Saçları rüzgarla dalgalanıyor, buz gibi soğuk ama ay gibi güzel yüzünü ortaya çıkarıyordu. Oldukça yakın olduğu biriydi, ama şimdi bir yabancıdan farksız görünüyordu…


Sayısız defa gördüğü kadın şimdi elinde bir kılıç tutuyordu. Ve kılıç onun kalbinden geçip arkasından çıkmıştı bile!


Bai Yueyin, karısı...Hayatının en kritik anında hayatını sona mı erdirmişti?


Odadaki hava akışı hâlâ çalkantılıydı. Jian Qingyang orada kanlar içinde oturuyordu. Ama ne gürültüleri duyuyor ne de acı hissediyordu. Gördüğü tek şey, Bai Yueyin’in soğuk gözleriydi. Gördüğü tek şey, kılıcını onun kalbinden yavaşça çekişiydi.


Kılıcını çıkartırken, Jian Qingyang da ruhu bu kılıç tarafından defalarca çıkarılıyormuş gibi hissetti.


Aniden elini uzattı ve kalbinin kanıyla lekelenmiş kılıç bıçağını tuttu. Durmaksızın kan dökerken dudakları seğiriyordu.


“Neden...?”


Jian Qingyang’ın sesi titriyordu. Tam o anda bir kabus görüyormuş gibi hissediyordu ama bu, hiç uyanamayacağı bir rüyaydı.


Umutsuzca sebebini bilmek istiyordu. Ölürken bile sebebini bilmek istiyordu.


Neden kılıcını ona saplamıştı?


Ama...beyaz elbisesi içindeki güzel kadın tek bir söz bile söylemedi...

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr