Bölüm 532: Anlaşmak

avatar
8359 26

True Martial World - Bölüm 532: Anlaşmak


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

 



Siyah taş meydandaki atmosfer gergindi. Yi Yun ile Lin Xintong hâlâ yetişimcilere bakıyordu. Birkaç Dao Tohumu savaşçısı kalabalığın önünde duruyordu.



Xiaodie, Lin Lang, buraya gelin.



Lin Xintong, Lin Xiaodie ve diğerlerine seslendi. Birkaç kişi Xiaodie’nin arkasına doğru yürüdü ve hazır bir duruşta bekledi. Sayı bakımından her iki taraf karşılaştırılınca, oransızlık görülürdü. Ama sadece Lin Xintong ile Yi Yun bile herkesi korkutmak için yeterliydi.



Kalabalıktan, otuzlarında, uzun, ince ve bronzlaşmış bir yetişimci kalabalığın önüne yürüdü.



Millet, önce silahlarımızı bırakalım ve bir anlaşma yapalım!



Bu sırık gibi adamın yetişim seviyesi Dao Tohumu’nun zirvesindeydi. Gücü, Shen Tu Nantian’a yakındı. Bu yüzden de sözleri yetişimciler için ikna ediciydi. Sonuçta bu güçlü figür, oradaki tüm zayıf gençler için Yi Yun’a karşı bir koruyucu tılsımdı.



Yi Yun hafifçe duraksadı ama elindeki Dokuz Güneş Katili Yayı’nı indirmedi. Hafifçe konuştu: “Söylemek istediklerini söyle!



Uzun ince adam atmosferi hafifletmeye çalışıyormuş gibi gülümsedi. “Genç Efendi Yi, başkalarına teslim olduğum neredeyse hiç görülmemiştir. Ben Shen Tu Nantian’a bile teslim olmadım, ama size ve Peri Lin’e karşı sadece huşu ve teslimiyetle dolu olduğumu söyleyebilirim.



Otuz yıldır yaşıyorum ve en çok kahramanlara saygı duyuyorum, olağanüstü insanlara hayranım, özellikle de antik yazıtlardaki eşsiz figürlere. Hep onlar gibi olmak istedim. Siz ve Peri Lin’i bir Anka ve Ejderha çifti olarak tanımlamak bile yetersiz kalıyor. Gelecekte, ikinizin de antik yazıtlardaki eşsiz figürler gibi olma imkanınız var!



Elde ettiğiniz mirastan dolayı fazlaca kıskançlık hissettiğimi ve sizi öldürerek onu ele geçirmek istediğimi kabul etsem de, hayatta kalmazsam bunun bir anlamı olmaz, öyle değil mi? Ayrıca, ikinizin de Büyük İmparatoriçe’nin mirasını elde ettiğiniz haberlerinin Tian Yuan Dünyası’na yayılmasını istemediğinizi biliyorum, aksi hâlde hem siz hem de Lin Ailesi bir felaketle karşılaşacaksınız.



Ancak hepimizi öldürerek bizi sustursan da bu kolay bir iş değil. Gücümüzü görmezden gelelim ve hepimizi öldürdüğünüzü farz edelim; gizemli bölgeden çıktığınızda bizim oluşumlarımızı da hesaba katmak zorundasınız!



Sırık gibi olan genç tane tane konuştu. Bu adamın konuşma sanatında usta olduğu kolayca anlaşılıyordu. İyi niyetini göstermek için, Yi Yun ile Lin Xintong’a ince bir şekilde iltifat etmişti. Aynı zamanda sözleri samimiydi ve kendi düşüncelerini gizlemiyordu.



Sonra?” Yi Yun ifadesiz bir şekilde sordu.



Sırık gibi olan adam devam etti: “Söylemek istediğim, bu fırsat için savaşmayı planlamadığımdır. Büyük İmparatoriçe mirası iyi olabilir, ama benim keyfini sürebileceğim bir şey değil. Sıcak bir patates. Yersem damağımı yakar. Bir kez kan arzusuna kapılırsak bunun sonu gelmeyecektir. Burada birkaç hayatta kalan var. Ve ayrıldığımızda, katliamın sonu gelmez, Tian Yuan Dünyası’nı kan nehirlerine dönüştürebilir. Xue Ailem şanssızsa, yok bile olabilir!



Söylediklerim, senin ve Peri Lin’in yüzleşeceği şeylerdir. Öyle olacaksa, sana iyi şanslar diliyorum.



Savaşın hüküm sürdüğü bir dünyada, savaşçılar sayısız düşmanla karşılaşır, ancak hiç kimse her yerde düşmanla karşılaşmaktan hoşlanmaz. Baltaları gömmemiz ve iyi geçinmemiz en iyi sonuç olacak. Ne yazık ki, buna rağmen birçok kişi diğerlerini hazırlıksız yakalayıp sırtından bıçaklayacak.



Genç Efendi Yi, Yuan Qi’nizin çoğunu harcadınız, bu nedenle Dao Tohumu’nun zirvesindeki birkaç kişi güçlerimizi birleştirirsek sizi yenebileceğimize inanıyorum. Ama Genç Efendi Yi tamamen iyileştikten sonra Peri Lin’le birlikte bize gizlice saldırırsanız, aramızdan çoğu ölecektir.



Sırık gibi olan adamın sözleri mantıklıydı. Yi Yun hafifçe başını salladı. “Yani? Ne demek istiyorsun?



Söylemek istediğim, bir ateşkes yapmamız ve bir ruh sözleşmesi imzalamamız gerektiğidir. Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinden ayrılmadan önce Peri Lin ve Genç Efendi Yi bize saldırmayacak, aynı zamanda gizemli bölgeden ayrıldıktan sonra Genç Efendi Yi’nin mirası elde ettiği bir sır olarak tutulacak. Ne dersiniz?



Bu teklif Yi Yun’u düşündürdü. Daha iyi bir teklif olamazdı.



Yi Yun da kitlesel bir savaş başlatmak istemiyordu. Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin sırrını saklamaya gelince, Yi Yun bunun gizlenebilecek bir şey olmadığını çok iyi biliyordu.



Ruh sözleşmesi, her şeye kadir değildi. Büyük oluşumların Kıdemlileri, gençler tarafından imzalanmış ruh sözleşmelerini kırma yöntemlerine sahipti. Büyük İmparatoriçe’nin mirasının elde edildiği haberleri, er geç sızdırılacaktı.



Ama Yi Yun bu sırrın gizli tutulması konusunda onları canlı bırakmaya güvenemezdi. Azure Yang Simgesi’ni aldıktan sonra gizemli bölgeye dilediği gibi girip çıkabilirdi ve Yi Yun, gizemli bölgenin başka bir girişi de olduğunu biliyordu. O ve Lin Xintong, sorunsuz bir şekilde çıkabilirdi.



Elbette uzun ince adam da sırrın korunamayacağını biliyordu. Bu teklifte bulunmasının nedeni, Lin Xintong ve Yi Yun’la arkadaşlık kurmaktı.



Dediği gibi, baltaları gömdükten sonra dostça davranmak en iyi sonuçtu.



Gelecekte, o ikisi ölmedikleri sürece eşsiz Büyük İmparator olacaklardı. Hazineleri ele geçirmek için onları öldürmek imkansızsa, ikinci en iyi sonuç onlarla arkadaş olmaktı. En azından avutucu bir sonuçtu.



Pekala!” Yi Yun kabul etti.



Diğer yetişimcilerin karşı çıkacak hakları yoktu. Bunu reddederlerse ve uzun ince adamın desteği olmazsa, muhtemelen öldürülürlerdi.



Sözleşmeyi imzalayalım!



Yi Yun konuştuktan sonra, gökyüzünden siyah taş meydana soluk bir hüzme düştü. Shen Tu Nantian’ın ve diğer Shen Tu Aşireti öğrencilerinin cesetlerini örttü.



Bu cesetler, ışık tarafından aydınlatıldıktan sonra yavaşça şeffaflaştı ve ardından kayboldu.



Bu sahneyi görünce, herkes bir anlığına hayrete düştü. Bu cesetlerin dışarı gönderildiğini çabucak anladılar.



Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinde birisi öldüğünde, cesedi dışarı atılırdı. Bu, gizemli bölgenin kurallarından biriydi.



Gizemli bölgenin düzenleri etkisiz kaldığından kurallar artık yoktu, ama beklenmedik bir şekilde bu kural hâlâ işliyordu.



Ama Yi Yun buna şaşırmadı.



Bu, gizemli bölgeden çıkış kuralıydı, bu yüzden doğal olarak kaybolamazdı. Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi Ruhu, uykuya dalmadan öne bu kuralı destekleyecek kadar enerji bırakmıştı. Bu kural olmazsa, bu yetişimciler hayatları boyunca gizemli bölgede sıkışmış olurlardı.



Yi Yun ile Lin Xintong karlı düzlükleri geçmemiş olsalardı, diğerleri gibi onlar da ölene kadar sıkışmış olacaklardı. Elbette, Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nin Ruhu buna izin vermezdi.



Sadece Yi Yun değil, oradakilerin çoğu bunu fark etti. Bu da, rahat bir nefes almalarını sağladı.



Bekledikleri sürece gizemli bölgeden ayrılabilirlermiş gibi görünüyordu. Bu iyi haberdi. Yarım yıldır Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’ne sıkışıp kalmanın acısını çekiyorlardı.



Muhtemelen kısa süre içinde ayrılacağız.



Birçok kişi böyle düşündü. O anda Yi Yun, Lin Xiaodie ve diğerlerine doğru elini sallayarak sesini iletti. “Beni takip edin. Xintong ve benim diyeceklerimiz var…





O anda, gizemli bölgenin dışında, çeşitli oluşumlardan gelen Kıdemliler’in çoğu Tanrıların Mezarı’nda olabilecek bir durumdan gizemli bölge girişini koruyordu.



Gençleri gizemli bölgeye girdiğinden beri on aydır burada beklemekteydiler.



Binlerce, on binlerce yıllık ömürleri olan bu Kıdemliler için, on ay hiçbir şey değildi. Tek seferde yapılacak meditasyon süresi kadardı.



Ancak, bu kısa süre içinde bazı sıkıntılar yaşamışlardı. Muazzam bir testle karşı karşıya kalmışlardı.



Yaklaşık yarım yıl önce, Tanrıların Mezarı’nda aniden, anormal bir değişim olmuştu. On binlerce mil uzakta, girdabın derinliklerinde devasa bir göz ortaya çıkmıştı. Bu göz, çok korkutucuydu. Ruhları oraya çekiliyormuş gibi hissetmelerine neden olmuştu.



Göz ortaya çıktığında, girdabın emiş gücü de artmıştı. Deniz dibinde korkunç siyah bir fırtına yaratmıştı.



Tian Yuan Dünyası’nda yüksek seviyelere sahip olan çeşitli oluşumlardan Kıdemliler, bu fırtınaya dayanmak için uğraşmıştı. Neredeyse girdaba kapılacaklardı.



Bir kez ebedi girdaba çekildiklerinde, mezarları bile olmadan ölmüş olacaklardı. Antik çağlardan beri, bu girdaba çekilen Büyük İmparatorlar bile oradan çıkamamıştı.



Büyük oluşumların Kıdemlileri bununla daha fazla başa çıkamamaya başladığı zaman, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinden bir tapınak hayalî görüntüsü çıkmıştı. Bu devasa tapınak çevredeki tüm türbülans gücünü önleyip ebedi girdaba çökmüştü.



Gözü zorla durdurmuştu!



Bu seviyede bir çarpışma on binlerce mil ötede olmasına rağmen yine de şiddetli baskılar ve şok dalgaları yaratmıştı ve bunlar Tian Yuan Dünyası’nın zirve figürlerine kadar ulaşmıştı. Bu yüzden birçoğu iç yaralanmalar yaşamıştı.



Neyse ki, ondan sonra girdabın gücü azalmıştı. Göz de hayalî tapınak görüntüsü de kaybolmuştu.



Fırtınanın gücü de azaldığından dayanmaları daha kolay bir hâl almıştı.



Ama bu Kıdemliler bundan sonra yine de yarım yıl bekleyeceklerini düşünmemişti. Ve üstelik, gizemli bölgeden tek bir yetişimci bile dışarı çıkmamıştı.



Bu kadar uzun bir süre ilk baştaki beklentilerini fazlasıyla aşmıştı. Birçoğunun endişelenmesine neden olmuştu. Gizemli göz ve hayalî tapınak görüntüsünün çarpışmasından sonra gizemli bölgede bir kaza olmuş olabilir miydi? Hâlâ içeride olan gençlerin başına bir şey gelmiş olabilir miydi?



Bu genç elitler, yetişmeleri için çok büyük miktarda kaynaklar harcadıkları dahilerdi. Oluşumlarının gelecek umutlarıydı. Bir kaza geçirmişlerse, bu telafi edilemez bir kayıp olurdu.



Büyük oluşumların Kıdemlileri endişelenmeden duramıyordu. Artık gençlerinin gizemli bölgede akıl almaz fırsatlar elde etmelerini falan umursamıyorlardı. Tek istedikleri, onların güvenli ve sağlıklı bir şekilde geri dönmeleriydi.



Bu yarım yıllık sürede, büyük oluşumlardan buraya gelmiş olan tek bir Kıdemli bile ayrılmaya cesaret edememişti. Zira onların olmadığı bir dönemde gençler dışarı çıkarsa, korkunç su altı fırtınasına dayanamazlardı.



Bekleme süreleri arttıkça, daha fazla kişi o çarpışmadan dolayı gençlerinin öldüğünden şüphelendi.



Ama, bugün, hiç kimse gizemli bölgenin girişinde aniden bir dalgalanma olmasını beklemiyordu. Sanki bir şey dışarı çıkartılacakmış gibiydi.



Uzun süreli hareketsizliğin ardından gelen bu ani değişim, bir umut ışığı olmuştu.



Gizemli bölgenin girişi etkinleştirildi. Biri çıkıyormuş gibi görünüyor!” Bir Kıdemli sakalını ovarak neşeyle konuştu.



Sonunda!



Bu kadar uzun süre beklemişlerdi ve nihayet birileri çıkıyordu.



Görünüşe göre, o korkunç çarpışmaya rağmen hayatta kalabilmişlerdi!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44244 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr