Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

“Shen Tu Nantian! Sen!”

Lin Xiaodie öfkeyle Shen Tu Nantian’a baktı. O anda Shen Tu Nantian umursamazca başını indirdi ve avucuna baktı. Yüzünde bir sırıtış ortaya çıktı.

“Tahminim doğruydu. Gizemli bölgenin kuralları, düzenlerin işlevini kaybetmesiyle birlikte ortadan kalktı!”

“Yazık oldu… Küçük piç Yi Yun’la Lin Xintong’un ne zaman çıkacağını merak ediyorum. Hazineliğe girdilerse onlara hiçbir şey yapamam… Ama buraya gelirlerse onlardan intikamımı alacağım. Onları sakatlayabilir ve hazinelikte elde ettiklerini ellerinden alabilirim!”

Shen Tu Nantian yavaşça elini yumruk hâline getirdi ve eklemlerini kütürdetti.

Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesine girdiğinden beri kurallar tarafından kısıtlanmaktaydı. Nihayet gücünü kullanabilirdi!

Başını kaldırdı ve alaylı bir şekilde gülümseyerek Lin Ailesi yetişimcilerine baktı.

Lin Ailesi yetişimcilerinin bir kısmı daha önce elenmişti. Yi Yun ve Lin Xintong dışında, burada sadece dört kişi vardı.

Bu insanlar arasında, gizemli bölgeye Yi Yun’la birlikte giren Lin Xiaodie ve Lin Fengyue de vardı. Diğer iki kişi ise, Lin Lang ve Li Daoxuan’dı!

“Hey siz! Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’nde ne gibi fırsatlar elde ettiniz?” Shen Tu Nantian sırıtarak onlara doğru yürüdü.

Lin Xiaodie, Lin Fengyue ve Li Daoxuan hemen boyutlar arası yüzüklerine dokundular. Yaralı Lin Lang da ayağa kalkıp Yuan Qi’sini topladı ve ihtiyatlı davrandı.

En başta, gizemli bölgenin kurallarının koruması altında olduklarından Shen Tu Nantian’dan korkmuyorlardı ama onun saldırısı, gizemli bölgenin kurallarının etkisiz hâle geldiğini göstermişti.

Bu Lin Ailesi öğrencilerinin hepsi zeki insanlardı. Bu durumun ardında yatanı hemen anladılar ve bu yüzden çok gerildiler.

Büyük İmparatoriçe’nin koruyucu kuralları, muhtemelen düzen enerjileriyle birlikte kaybolmuştu!

Bu felaketin haberiydi. Zira hiçbiri Shen Tu Nantian’ın dengi değildi.

“Kazandığınız tüm fırsatları bana verin. Onları kontrol edip iyi mi kötü mü olduklarına bakacağım!”

Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinden elde edilen en küçük fırsat bile önemsiz değildi. Shen Tu Nantian, ellerindeki her şeyi onlardan çalacağını zaten açıkça belirtmişti. Sadece çalmakla kalmayacak, aynı zamanda onları da öldürecekti!

Shen Tu Aşireti ile Lin Aşireti arasındaki tüm bağ koparıldığından, onları öldürse ne olurdu ki?

Yi Yun ile Lin Xintong’u öldüremiyor olduğundan, diğer Lin Ailesi öğrencilerine saldırmak da nefretini hafifletebilirdi. Diğer oluşumlara gelince, Shen Tu Nantian, onların kendisine karşı güçlerini birleştirmesinden endişe duyuyordu.

Lin Ailesi’nin dört öğrencisi bir savaş formasyonu oluşturdu, içlerindeki en büyük kişi daha yirmi üç yaşındaydı. Yetişim seviyesi de Shen Tu Nantian’dan düşük olduğundan, onun dengi değildi!

Shen Tu Nantian, Tian Yuan Dünyası’nın genç nesli içinde en olağanüstü figürlerden biriydi. Yavaşça yetişim yapmış ve temelinin çok sağlam olmasını sağlamıştı. Bu da ona kendinden daha üst seviyedekileri bile aşmasına izin veren bir savaş gücü vermişti. Onun yaşında, onunla kıyaslanacak bir kişi bile yoktu!

Bu koşullar altında, Dao Tohumu’nun zirvesindeki kişiler bile Shen Tu Nantian karşısında ayakta kalabilecekleri konusunda kendine güvenemezdi!

“Hmph! Kendinizi çok değerli zannediyorsunuz!”

Shen Tu Nantian gülümsedi ve kılıcını kınından çekti. Yi Yun kılıcını çaldığından beri, her kılıç çektiğinde Lin Ailesi’nde yaşadığı aşağılamayı hatırlıyordu ve hatırlayacaktı. Ve bunu her hatırladığında nefretle doluyordu.

Ve şimdi, nefretini biraz olsun boşaltmanın zamanı gelmişti!

“Hahaha, Büyük Kardeş Nantian, neden bu ufaklıklarla bizim ilgilenmemize izin vermiyorsun?” Shen Tu Aşireti’nin diğer öğrencileri de ona katıldı.

Ama Shen Tu Nantian elini sallayıp konuştu: “Tek başıma yeterliyim!”

“Elde ettiğiniz fırsatları teslim etmiyor musunuz? Yoksa önce sizi öldürüp, ardından boyutlar arası yüzüklerinizdeki zihinsel bağlantıları silip mi alayım?” Shen Tu Nantian, gücüyle gösteriş yapabildiğinden dolayı keyifliydi. Gücü, buradaki herkesten daha yüksekti. Bu yüzden kendinde diğerlerini aşağılama hakkını görüyordu.

Ve Tanrı’ya Dönüşüm Kulesi’ne girmeden önce, Shen Tu Aşireti bilgileri satmış ve bununla birlikte Lin Ailesi’ne saldırma konusunda diğer oluşumlarla anlaşmıştı.

“Ne yapacağız? Muhtemelen onun dengi değiliz…” Dördü arasında, Lin Lang Yuan Qi’sini kullanarak sesini aktardı.

“Ölene kadar savaşmaktan başka yol yok!” dedi Lin Xiaodie soğuk bir sesle. “Boyutlar arası yüzüklerimizdeki tüm eşyaları versek bile bizi kesinlikle canlı bırakmaz! Muhtemelen çoktan bizi öldürmeye karar vermiştir!”

Lin Xiaodie, Shen Tu Nantian’ın gözlerindeki öldürme niyetini hissetmişti zaten.

Shen Tu Nantian yüksek sesle güldü. “Küçük fıstık, kesinlikle çok zekisin. Oldukça güçlüsün ve çok güzelsin. Seni öldürürsem çok yazık olacak! Aslında senin hayatını bağışlayabilirim. Yetenekli bir genç kızın seks kölem olmasını gerektiren bir çift yetiştirme tekniğine sahibim. Hâlâ bakiresin gibi görünüyor. Teslim olur ve diz çöküp seks kölem olmaya yemin edersen, seni hayatta bırakmayı düşünebilirim!”

“Pui!” Lin Xiaodie tükürdü. “Git de o çift yetiştirme tekniğinde ananla çalış!”

Lin Xiaodie gibi gururlu bir kız, nasıl olur da başkasının seks kölesi olabilirdi? Bu, ölmekten bile daha kötüydü!

Ve Shen Tu Nantian bunu nasıl bilmezdi ki? Söylediği sözler, sadece Lin Xiaodie’yi kızdırmak ve Lin Ailesi’nin haysiyetini ayaklar altına almak içindi.

Yi Yun ve Aile Lideri Lin, Shen Tu Nantian’ın Lin Ailesi’nden çok derinden nefret etmesine neden olmuştu!

“Teklifimi ölmek için mi reddediyorsun?” Shen Tu Nantian’ın gözlerinde öldürme niyeti ortaya çıktı. Yuan Qi’sini dolaştırdı ve tam kılıcını savurmak üzereydi ki, bir anda dondu.

“Ha?”

Shen Tu Nantian aniden yana döndü ve ondan çok da uzakta olmayan bir yere baktı. Yoktan bir sürü altın ışık noktası ortaya çıkmıştı ve bir daire oluşturarak büyüyorlardı. Işık noktalarının ortasında, bir ışık kapısı ortaya çıktı!

Genç bir adam ve kadın yavaşça ışık kapısından dışarı çıktı.

Genç kadın beyaz bir elbise giyiyordu. Görünüşü olağanüstüydü ve bakışları parlak gece göğünün ayı kadar güzeldi.

Genç adamın ise kaşları kılıçlar, gözleri yıldızlar gibiydi. Yüzü bir balta tarafından kesilmiş gibi duruyordu ve masmavi uzun bir cübbe giyiyordu. Bir bilgin gibi görünüyordu ama elinde bir yay tutuyordu. Uzun yayın etrafında sarmal şekilde birkaç kan kırmızısı deseni vardı ve gövdesi altın rengindeydi. Yayın uçlarında iki sarmal ejderha ve her bir ejderhada keskin bir bıçak vardı.

Bu yaya atılan bir bakış bile, bunun olağanüstü bir aurası olan ilahi bir yay olduğunu söylemek için yeterliydi. Bilgin genç de daha korkutucu görünüyordu.

“Yi Yun! Lin Xintong!”

İki gencin ortaya çıkışıyla, bir anlığına donup kalan Shen Tu Nantian oldukça keyiflendi.

Bu ikisi, tam zamanında ortaya çıkmıştı!

Onları bulamayacağı için üzülüp dururken, şimdi onlar kapısına gelmişti!

“Hahahaha!” Shen Tu Nantian çılgınca güldü. Çok heyecanlıydı.

Yi Yun’a olan nefreti, çoktan artık hakkından gelemeyeceği bir zihinsel iblise dönüşmüştü . Gece gündüz intikam düşünüyordu.

Ama Yi Yun, Lin Ailesi tarafından korunduğundan intikamını alamamıştı!

Shen Tu Nantian’ı bundan bile kötü hissettiren şeyse, Yi Yun gibi fakir, sıradan bir insanın yeteneğinin onu aşmış olduğunu fark etmesiydi!

Shen Tu Nantian çok gururluydu, bu yüzden de bunu kabul edemiyordu. Ama gerçekler ortadaydı ve birkaç on yıl boyunca Yi Yun güçlendikten sonra artık onun dengi olamayacağından korkuyordu!

Burada, bu kaderi tersine çevirme fırsatı bulacağını hiç düşünmemişti.

Lin Xintong ise, Shen Tu Nantian’ın kalbinde bir sızıydı. Onu kadını olarak istemişti ama son anda ellerinden kayıp gitmişti.

“Yi Yun! Kız Kardeş Xintong! Neden şimdi ortaya çıktınız?” Lin Xiaodie ve diğerleri, Yi Yun ve Lin Xintong’u gördüklerinde endişelendi. Yi Yun ile Lin Xintong’un sınavlarının az önce bittiğine ve tesadüfen buraya geldiklerine inanıyorlardı.

Onların şimdi ortaya çıkışı da, aç kaplanın ağzına koyunları göndermek gibiydi.

“Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin koruyucu kuralları artık geçerli değil!” Lin Fengyue, uyarı babında sesini Lin Xintong’a iletti.

Shen Tu Nantian, onların değişeceğini zaten tahmin etmişti. Ama onları uyarmak işe yaramazdı.

“Cennet’e yükselmek yerine, Cehennem’e dalmayı seçtiniz!”

Shen Tu Nantian artık Lin Xiaodie ve diğerleriyle ilgilenmiyordu. Arkasını dönüp Lin Xintong ve Yi Yun’a doğru yürüdü.

Lin Xintong’a bakıyordu, Yi Yun ise önemsiz biriydi. Yi Yun, onun yarı yaşında, fakir ve sıradan biriydi.

Diğer oluşumların yetişimcileri de bu sahneyi görünce kıskançlık hissetti.

Lin Xintong ve Yi Yun, en başta en yetenekli olanlar olarak değerlendirilmişti. Uzun süre dışarı çıkmamışlardı ki, bu da fazladan bir şeyler kazandıkları anlamına gelebilirdi. Ancak onların bakış açılarına göre, tüm o faydalar tek başına Shen Tu Nantian tarafından yutulacaktı!