Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesi sadece büyük bir fırsat değildi, aynı zamanda Lin Xintong’un kaderini de ilgilendiriyordu.

Shen Tu Aşireti’nin gizemli bölgeyi keşif durumu hakkındaki bilgiler, genç neslin gizemli bölgenin içine girmeyi başaramadığı ve yaşlı neslin de, gizemli bölgenin en derin kısımlarına girmeyi başaramadığı yönündeydi.

Bu koşullar altında, Lin Ailesi gizemli bölgenin içinde neler olabileceğinden emin değildi.

Ve Lin Xintong’un meridyenlerini iyileştirebilecek bir yöntem hakkında umutlu olsalar da, onu elde etmek kolay olmayacaktı.

Lin Ailesi’nin gücü, Shen Tu Aşireti’nden çok da fazla değildi. Shen Tu Aşireti’nin keşfetmeyi başaramadığı yerlerde onlar da zorluk yaşayacaktı.

Bu sebeple oraya gidecek insanları çok dikkatli seçmek zorundaydılar.

Herkesi göndermek hayalperest bir yaklaşımdı. Lin Ailesi’nde üç Yüce Kıdemli vardı. En güçlü olanı, Shen Tu Aşireti’nin bu fırsatı kullanarak Lin Ailesi’ne saldırma ihtimaline karşı, aileyi savunmak için burada kalmalıydı.

Shen Tu Aşireti Lideri’nin gücüyle, Lin Ailesi dağındaki koruyucu düzenleri kırması için iki saat gerekirdi. Daha sonra Shen Tu Aşireti elitlerine önderlik ederek Lin Ailesi’ni yok edebilirdi.

Lin Ailesi gibi büyük aşiretlerin, normal koşullar altında Yüce Kıdemlileri’nin bölgeden ayrılmalarına izin vermesi çok tehlikeli olurdu.

Bu nedenle, Lin Ailesi bu yolculuğa sadece iki Yüce Kıdemli götürebilirdi. Ve ikisi güçlerini birleştirdiğinde, genç nesli sorunsuz bir şekilde gizemli bölgeye götürebilirdi.

Shen Tu Nantian’ın yeşim parşömeninde yazılanlara göre, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesi tehlikelerle doluydu.

Genç neslin takip edeceği yollar görece daha hoşgörülü ve yumuşaktı. Genellikle yaralanma ve ölüm pek olmazdı. Ama yaşlı nesil, her an ölüm tehlikesiyle yüz yüze olacaktı.

Tek bir şey bile elde edemeden ölebilirlerdi.

“İçeri girmek istiyorum.”

Lin Ailesi görüşmesinde, ilk konuşan kişi Su Jie oldu.

Shen Tu Aşireti, gizemli bölgeyi bir kez araştırmıştı zaten ve kolayca elde edilebilecek fırsatların hepsini almışlardı. Bu yüzden yaşlı neslin içeri girmesi pek iyi bir şey değildi.

Su Jie, Lin Xintong’un Yin Meridyenleri konusunda endişeli olduğundan, gizemli bölgeye şahsen girmek istiyordu.

Aile Lideri Lin başını salladı. “Kıdemli Su, yaşlı nesilden girecekleri belirlemek için acele etmeyelim. Şimdi genç nesli seçmeliyiz. Onlar, en önemli olanlar.”

Yaşlı nesle kıyasla, genç nesil için gizemli bölgeye gireceklerden biri olarak belirlenmek, kesinlikle çok iyi bir görevdi.

Karşılaşacakları tehlikeler, kıdemli nesle göre daha az olacaktı. Ve bir fırsat yakalayamasalar bile eğitimleri için çok değerli bir şans elde etmiş olacaklardı.

Antik çağlardan kalma düzenleri ve mirasları görmelerinin ufuklarını genişletmesiyle, darboğazları aşabilirler ve ilham alabilirlerdi.

Aile Lideri konuştu: “Gizemli bölgenin girişi, Tanrıların Mezarı’nın yakınındaki boyutsal kırılmanın içinde. Oraya girmek istiyorsak, girdabın gelgitlerinin en zayıf olduğu dönemi seçmeliyiz. Yoksa Yüce Kıdemliler bile devasa girdabın emme gücüne dayanmakta, gençlerimizi oraya götürmekte ve kapıyı açmakta zorlanabilir.”

“Ne zaman olacağını belirlemek çok zor. Birkaç ay içinde de olabilir, iki yıl sonra da!”

“Bunun için pek çok hazırlık yapmamız gerekecek!”

“Ve gizemli bölgeye gireceklerin sayısını, şu an için on kişi olarak belirlememiz en iyisi olur.”

“Bu on kişi de, Lin Ailemiz içindeki en iyi elitler olmalı. Bu görev çok kritik! Gizemli bölge içindeki en büyük fırsatlar, gençlerin keşfedeceği bölgelerde olacaktır!”

Aile Lideri Lin konuşurken, pek çok kıdemli arkalarında oturan gençlere baktı.

Bu aile toplantısına, gençler de katılmıştı.

Ve bu toplantıda bulunmaya hak kazanmış gençlerin sayısı, yirmi küsurdu. Onlar, Lin Ailesi genç neslinin göklerin gururlu çocuklarıydı. Genellikle Lin Ailesi’nin en iyi kaynaklarını kullananlardı.

Ve şimdi, içlerinden on kişi seçilecekti.

Bu da tüm gençleri gerginleştirmişti.

Bu yirmi küsur kişinin, Lin Xintong dışında, hepsinin güçleri birbirine yakındı. Ve tam sınırda olanlar, kaderlerine karar verecek seçimi beklerken nefeslerini tutmuştu.

Aralarından hangileri antik Büyük İmparatoriçe’nin bıraktığı mirası görmek istemezdi ki? Belki de şansları yaver gidecek ve varis olarak seçileceklerdi!

Varis olamasalar bile yine de epey fayda kazanacaklardı. Yaşlı neslin bir şeyler elde etme, atılım yapma şansı düşüktü ama genç nesil için durum farklıydı. Hâlâ gençtiler ve bu sebepten hırsa ve pek çok muhtemel fırsata sahiptiler.

“Altı kişiyi tartışmaya bile gerek olmadan seçebileceğimizi düşünüyorum…” Aile Lideri’nin yanında oturan orta yaşlı, siyah elbiseli bir adam konuştu. “Lin Xintong, Lin Qingyun, Lin Lang, Lin Xiaodie, Lin Fengyue ve Li Daoxuan.”

Orta yaşlı adamın saydığı isimler, Lin Ailesi’nin tartışmasız en iyi gençleriydi.

Aralarında, aynı soyadı taşımayan tek kişi, Li Daoxuan’dı. Babasının soyadı Li’ydi ve Lin Ailesi’nden bir kadınla evlenmişti. Babasının gücü olağanüstü olduğundan, Lin Ailesi, Li Daoxuan’ın soyadını Lin’e çevirmesine izin vermemişti. Farklı bir soyada sahip olsa da Lin Ailesi genç neslinde en güçlü altı dahiden biri olması, onun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

Yi Yun bakışlarını bu altı kişi üzerinde gezdirdi. Lin Xintong dışında diğerlerini tanımıyordu, onları daha önce hiç görmemişti.

Yi Yun’un burada bulunduğu birkaç ay içinde, tek gördükleri ‘Metruk Gök Tekniği’ dahileriydi.

‘Metruk Gök Tekniği’ acemileri, ana odak olarak ‘Metruk Gök Tekniği’ni seçerlerdi. Şüphesiz ki, bu öncelikleri dövüş sanatlarındaki başarılarını etkiliyordu. Lin Qingyun ya da Lin Lang gibi dövüş sanatlarına odaklanmış dahilerle kıyaslanamazlardı.

Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesinin amacı, bir varis seçmek olduğundan dövüş sanatları başarılarına bakılması doğaldı. Sadece ‘Metruk Gök Tekniği’nde iyi olmak işe yaramazdı.

Doğrusu, Shen Tu Aşireti, gizemli bölgede antik ‘Metruk Gök Tekniği’ tarifi bulmuş olsa da, bu tarif Büyük İmparatoriçe tarafından değil de, ona aşık olan antik bir Metruk Gök Ustası tarafından bırakılmıştı.

Antik Büyük İmparatoriçe, şüphesiz dövüş sanatlarına odaklanmış ve dövüş sanatları yolunda uçlara ulaşmış bir kadındı.

“Buna bir itirazım yok.” dedi Aile Lideri. Bu altı kişi, gerçekten de olağanüstüydü.

Orta yaşlı adam ekledi: “Dört kişi daha seçmeliyiz. Herkes adayını sunabilir. Öncelikle yeteneğini görmemiz gerek. Sonra yetişim seviyesini görmemiz gerek. Yetişim seviyesi ne kadar yüksekse bir o kadar zorlukla başa çıkabilir ve onları gizemli bölgeye götürmek de kolaylaşır. Ayrıca bu, Kıdemliler üzerindeki baskıyı da hafifletecektir.”

“Kararlaştırılmış altı kişi arasında, Xiaodie ve Yuefeng görece daha gençler. Onları oraya götürmek daha fazla enerji gerektirir. Yetişim seviyesi Yuan Tesisi’nin son aşamalarının altında olan bir kişi daha seçebiliriz. Daha fazlası olmaz.”

Orta yaşlı adam, Shen Tu Aşireti’nin yeşim parşömenini görmüştü ve durumu, Tanrıların Mezarı’na göre değerlendiriyordu.

Ona göre, Lin Ailesi’nin iki Yüce Kıdemlisi, yetişim seviyesi Yuan Tesisi’nin son aşamalarının altında olan iki kişiyi oraya götürebilirdi.

Onlar dışında bir de Aile Lideri Lin vardı. O da yetişim seviyesi aynı düzeyde birini götürebilirdi. Yani toplamda üç kişi.

Bu, güvenliğin sağlanabileceği maksimum sayıydı.

“Aile Lideri, siz ne düşünüyorsunuz? Kimi seçeceksiniz?” diye sordu orta yaşlı adam.

Bunları söylediği an, yetişim seviyesi Yuan Tesisi’nin geç evrelerine ulaşmamış tüm gençler nefeslerini tuttular.

Daha büyük öğrencilerin hâlâ umutları vardı. Ama 16-17 yaşındaki gençler için sadece tek kişilik yer ayrılmıştı. Herkes seçilen kişi olmak istiyordu.

16-17 yaşları, bir savaşçının gelişimi için en kritik dönemdi. Antik gizemli bölgeye girmek, eğitim deneyimleri bakımından çok faydalı olacaktı. Sonuçta Tanrıların Mezarı’nın gelgitlerinin ne zaman azalacağını kim bilebilirdi ki?

O sırada, Lin Xintong’un büyük halası bir gülümsemeyle konuştu: “Bence, yetişim seviyesi Yuan Tesisi’nin geç evrelerinin altında olacak kişi Yu’er olmalı.”

“Yu’er’in gücünün, Yuan Tesisi’nin geç evrelerinin altındakiler arasında en iyi olduğu söylenebilir. Kimsenin buna itirazı olmaz, değil mi?”

Lin Fenggu konuştuktan sonra yüzünde bir gülümsemeyle tüm kıdemlileri taradı.

Bu kıdemliler konumlarını bilmiyorlardı. Onlara baktığında, Lin Fenggu çok memnun oldu. Ardından bilinçsizce Yi Yun’a baktı.

Yi Yun’dan hoşlanmasa da, onun ‘Metruk Gök Tekniği’ yeteneklerinin olağanüstü olduğunu kabul etmek zorundaydı. ‘Metruk Gök Tekniği’nde yeğenleriyle kıyaslanacak olsaydı, yeğenleri rezil olurdu.

Neyse ki, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesine girenlerden biri olmak için ‘Metruk Gök Tekniği’nde yetenekli olmak gerekmiyordu. Önemli olan, dövüş sanatları yeteneğiydi. Bu da, ‘Metruk Gök Tekniği’nde çok yetenekli olanların zayıf olduğu bir konuydu.

Lin Yu, Lin Fenggu’nun büyük yeğenlerinden biriydi. Lin Fenggu onunla gurur duyuyordu, bu nedenle de bu fırsatı kendi soyunun elde etmesini istiyordu.

Lin Fenggu’nun sözlerini duyduktan sonra, gergin ve aynı zamanda beklenti dolu olan gençlerin kalpleri tekledi. Lin Fenggu ailede önemli bir yere sahipti ve Lin Yu’nun olağanüstü yetenekleriyle, hiç umutlarının kalmadıklarını hissetmişlerdi.

Onlar daha güçsüzdü ve arkalarında bir kodaman yoktu, nasıl rekabet edebilirlerdi ki?

Bu gençler arasında, mavi gömlekli bir genç tam karşıya bakıyordu. Etrafına bakınmıyordu ve ifadesi çok sakindi. Yerinde öylece oturuyordu ama yüzünü bir gülümseme kaplamasını engelleyememişti.

O, Lin Yu idi!

Lin Fenggu’nun onu desteklediğini görünce, doğal olarak sevinmişti.

“Aile Lideri, ne düşünüyorsunuz? Bu karara varılmalı, değil mi? Yu’er uygun değilse, kimse uygun değildir. Yu’er…”

Lin Fenggu, Lin Yu’ya çabucak ayağa kalkmasını ve seçildiği için teşekkür etmesini işaret etti.

Lin Yu kalbindeki heyecanı bastırarak sakin bir şekilde ayağa kalktı. Ellerini birleştirdi ve konuşurken sesini sakin tutmaya çalıştı. “Aile Lideri…”

Ama ağzını açtığı an Aile Lideri konuştu: “Bu yer için aklımda biri var zaten.”

Aile Lideri’nin sözleri, berrak gökyüzünde aniden görünen bir şimşek gibiydi. Gülümseyen Lin Yu’nun ifadesi dondu.

Lin Fenggu’nun da gülümsemesi kaybolurken ifadesi çirkinleşti. Bir süre şaşkın kaldıktan sonra konuştu: “Aile Lideri’nin aklındaki kim? Daha yetenekli biriyse elbette hiçbir itirazım olmayacak.”

O sırada, Aile Lideri Lin, Yi Yun’a döndü. “Yi Yun, Büyük İmparatoriçe gizemli bölgesi bir dövüş sanatları mirası bölgesi olsa da, temelinin oldukça sağlam olduğunu düşünüyorum. Ama ‘Metruk Gök Tekniği’ne odaklanırken dövüş sanatlarını ikinci plana atman gerekir. İçeri girip bir göz atmak ister misin?”

Aile Lideri’nin ses tonu arkadaşçaydı. Yanında duran Lin Fenggu’nun yüz kasları seğirmeye başladı. Tüm yüzü mosmor kesilmişti.

Aile Lideri’nin sözlerine itiraz etmek için ayağa kalktı. Ama Aile Lideri göz açıp kapayıncaya kadar Yi Yun’a girmek isteyip istemediğini sormuştu bile.

Bu duygu, insanların içinde yüzüne iki kez tokat atılması gibiydi. Afallamıştı!

Yi Yun! Yine Yi Yun!

Aile Lideri, dövüş sanatları gizemli bölgesine göndermek için, yani ‘Metruk Gök Tekniği’yle alakasız bir şey için Yi Yun’u seçmişti!

ÇN: Yi Yun’un olayı bu teyze. En güçlüye yanaşıp yalakalık yapmak. Kutsal Şehir’de de sıradan insanlarla konuştuğundan fazla bilgelerle konuşmuştur içten pazarlıklı velet.