Bölüm 278: Yalnız Başına Kutsal Yaban’a Seyahat

avatar
11348 21

True Martial World - Bölüm 278: Yalnız Başına Kutsal Yaban’a Seyahat


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

 

 

Tai Ah Kutsal Şehri yetişimcilerinin çoğu için, Kutsal Yaban’a gidip metruk hayvan avlamak çok büyük bir önem taşıyordu. Kutsal Yaban’a her gidişleri yaklaşık yarım ay sürüyordu. Ve bu kadar süre dışarıda kalacaklarından her türlü hazırlığı yapmaları gerekiyordu.

 

Yalnız başına yabana gitmeyi planlayan birinin sadece güçlü olması yetmezdi. Her türden beceri ve hayatta kalma bilgisini öğrenmek zorundaydılar.

 

Yi Yun ayrılmadan önce, Başkentin Dört Belalı Lordu’ndan kazandığı yüzüklerden daha büyük kapasiteye sahip bir yüzük almak için 50,000 ejder runu harcadı.

 

Ardından tüm bir gününü çeşitli malzemeler almaya ayırdı.

 

Kemik kalıntıları, ilaçlar, hayat kurtarıcı düzen diskleri, yedek silahlar vs.

 

Ayrıca Tai Ah Kutsal Şehri’nin etrafını gösteren detaylı bir harita da satın aldı. Kutsal Yaban’ın arazilerini öğrenmek ve karşılaşabileceği her türden metruk hayvanı tanımak için kitaplar okudu. Günün sonunda, hayvanların güçlü ve zayıf yanlarını, alışkanlıklarını vs. öğrenmişti.

 

Tüm bu hazırlıklar kusursuz olmalıydı. Her yıl, ölen Tai Ah Kutsal Şehri yetişimcilerinin %99’u Kutsal Yaban’da eğitimdeyken ölüyordu. Arena savaşlarında kazara ölenlerin sayısı ise buna nazaran çok çok daha azdı.

 

Ve çoğu zaman, önemsiz addedilen bilgiler hayat kurtarabilirdi.

 

Yi Yun daha birkaç gün önce üç yetişimcilik küçük bir grubun öldüğünü duymuştu. Bunun nedeni de, Kalp Delen Yılan’ı, Altın Kuyruklu Yılan sanmış olmalarıydı.

 

Her iki yılan da altın renkte, iki metre uzunluğundaydı, dış görünüşleri arasında neredeyse hiç fark yoktu. Ama Kalp Delen Yılan, Altın Kuyruklu Yılan’dan on kat daha güçlüydü ve ölümcül bir zehre sahipti. Yuan Tesisi’ne yeni geçmiş savaşçılar bile bir ısırığın ardından beş saniyede ölürdü.

 

Kalp Delen Yılan ile Altın Kuyruklu Yılan görünüşlerinden ayırt edilemezdi. Aralarındaki tek fark davranışlarıydı. Altın Kuyruklu Yılan, eğri bir yörünge çizerek yanlamasına kıvrılarak hareket ederdi. Kalp Delen Yılan ise, düz bir çizgi hâlinde!

 

Tai Ah Kutsal Şehri yetişimcilerinin çoğu sadece güçsüzlüklerinden dolayı ölmezdi, dikkatsizliklerinden dolayı ölürlerdi.

 

Yi Yun’un şimdiki gücü fena değildi ama Dünya Onur Listesi’nin üst sıralarındaki yetişimcilere kıyasla çok kötüydü. Onlar bile bu eğitim gezilerinde ölebilirlerken Yi Yun çok daha dikkatli olmalıydı.

 

Bir takım kurmamıştı, eğitime tek başına gidecekti. Bu nedenle de risk çok artıyordu.

 

Bugün gökyüzü açıktı ve güneş, oraya buraya dağılmış beyaz bulutların üzerinde parlıyordu. Yi Yun, eğitim için gideceği Kutsal Yaban seferi için hazırladığı tüm eşyaları toplamıştı.

 

Daha önce bitki toplamak için #60 bitki dağına gittiği zaman Tai Ah Kutsal Şehri’nden ayrılmıştı. Ve o zaman ayrılırken bir ışınlanma düzeni kullanmıştı.

 

Ama bugün, Tai Ah Kutsal Şehri’nden ayrılmak için ana kapıyı kullanıyordu.

 

Giriş kapısına ulaştığı zaman on bin metre yüksekten altındaki geniş yabana baktı.

 

Gökyüzüyle bitişik sonsuz Metruk Araziler, hem görkemli hem de kadim görünüyordu.

 

Su kovası büyüklüğündeki siyah, metal zincirler, uçurumun sarp kısımlarını on bin metre aşağıdaki düzlüklere bağlıyordu. Sis, çok geniş bir alanı kaplıyordu.

 

Bu, Tai Ah Kutsal Şehri’nden Kutsal Yaban’a gidiş yoluydu. Tai Ah Kutsal Şehri’nin girişi, hayvan sürülerinden ve tüm düşmanlardan korunmak için doğal bir bariyerdi.

 

Yi Yun derin bir nefes aldı ve sıçradı. Hafifçe zincirin üzerine indi.

 

Daha sonra zincire sağlam bir halat yerleştirdi ve halatın her iki ucundan da tutarak yer çekiminin marifetiyle aşağı kaydı.

 

On bin metre yükseklikten bir halat kullanarak kaymanın hızı, serbest düşüş hızından çok da farklı değildi.

 

Kadim metruk yabana yaklaşırken kulaklarında rüzgar uğulduyordu.

 

Kutsal Yaban’ın varlığı, kaydedilmemiş çağlara dek uzanıyordu. Derinliklerinde sayısız gizli hazine vardı. Ve orada, benzer şekilde sayısız kahramanın kemikleri gömülüydü…

 

Ama şimdi, Yi Yun kendi ayaklarıyla bu toprakları keşfetmeye gidiyordu.

 

“Boom!”

 

Yi Yun araziye indi. Aşırı hızından dolayı, ayakları yere değdiğinde bir toz bulutu havalandı.

 

Önündeki metruk topraklar aralıklı çim gruplarıyla kaplıydı. Düzlükler bir sürü korunmasız kayayla birlikte siyah renkliydi. Ufukta sayısız uzun ve güçlü kadim ağaçlar görünüyordu.

 

Yi Yun bir yön belirledi ve koşmaya başladı.

 

Sıradan bir savaşçı, Kutsal Yaban’da koşarken uygun bir hız belirlerdi. Çok hızlı olamazdı, elbet bunun nedeni dayanıklılık değil, daha ziyade yüksek hızından dolayı çevrede gizlenen metruk hayvanları keşfedemeyecek olmasıydı. Yeterince tetikte olmazsa metruk hayvanların sürpriz saldırılarıyla karşılaşabilirdi.

 

Tai Ah Kutsal Şehri’nin tarihinde, çok hızlı koştuklarından kazara metruk hayvanların yuvasına dalan ve geride tek parça bir ceset bile bırakamayan yetişimcilerin örnekleri nadir değildi.

 

Ama çok yavaş da gidemezdi. Kutsal Yaban çok engin olduğundan, çok yavaş gitmek fazla zaman kaybına neden olurdu. Böyle biri sadece küçük bir alanı keşfedebilirdi ve birçok fırsatı kaçırırdı.

 

Yi Yun hızlanmadan önce onlarca millik bir alanı geçmek için normal bir hız kullanacaktı. Aynı zamanda Mor Kristal’in enerji görüşünü de açtı.

 

Enerji görüşünde, her enerji orijinal şekline dönüştü, Yi Yun’dan gizlenmenin hiçbir yolu kalmadı.

 

Mor Kristal’e sahipken her an tehlikeye karşı uyanık olmak için çok çaba harcamasına gerek yoktu.

 

Tai Ah Kutsal şehri’nin çevresinde öldürülebilecek çok sayıda metruk hayvan yoktu. Güçlü metruk hayvanlar Tai Ah Kutsal Şehri’nin enerjisinden korkuyor, bu yüzden oradan uzak duruyordu.

 

Yi Yun’un hedefi Göktaşı Uçurumu idi. Efsaneye göre, onlarca milyon yıl önce gökyüzünden Yang alevleriyle yanan büyük bir yıldız, Kutsal Yaban’a düşmüştü. On binlerce mil boyunca uzanan bir dağı parçalayıp devasa bir uçurum oluşturmuştu.

 

Bu derin uçurum, Göktaşı Uçurumu idi!

 

Yıldız düştüğünde, Yang alevleri Kutsal Yaban boyunca yayılmış, sayısız güçlü metruk hayvanı yakarak kül etmişti. Çarpışmanın merkezine yakın olan ilkel türler bile hayatta kalamamış, anında küle dönmüşlerdi!

 

Onlarca milyon yıl sonra doğa, düşen yıldızın yıkıma uğrattığı bölgeleri geri almıştı. Ama yine de Göktaşı Uçurumu, Kutsal Yaban’da büyük bir iz bırakmıştı.

 

Yıldız, Göktaşı Uçurumu ile kaynaşmıştı. Kutsal Yaban’ı silip süpüren Yang alevleri sönmüş olsa da, yine de geriye Göktaşı Uçurumu’nun derinliklerinde yanan Saf Yang alevleri kalmıştı. Milyonlarca mil yarıçaplı bir alandaki tüm Yang Qi burada toplanmıştı!

 

Bu sebeple, Göktaşı Uçurumu’nda çok sayıda Yang temelli metruk hayvan vardı.

 

Yi Yun’un ‘On Bin Hayvan Totemi’ni yoğunlaştırma yolundaki ilk özellik tercihi de Saf Yang idi.

 

Gökkuşağı Uçurumu’nun, Yi Yun’un ilk hedefi olmasının sebebi buydu.

 

Ama Yi Yun mevcut gücüyle Göktaşı Uçurumu’nun derinliklerine girmeye cesaret edemezdi. ‘Görünüş Totemi’ni yoğunlaştırmak için sadece Göktaşı Uçurumu’nun çevresindeki metruk hayvanları öldürmeye cesaret edebilirdi.

 

Yi Yun, kulaklarında rüzgar uğuldarken ilerleyişine devam etti.

 

Yabani düzlüklerin büyük bir kısmını katettikten sonra bir çayırla karşılaştı. Çimler, yarı insan boyundaydı ve onlara, Donmuş Yıldız Çimi deniyordu.

 

Donmuş Yıldız Çimi’nin yapraklarında, yıllar boyu oluşturduğu soğuk çiy olurdu. Bu çiyin sıcaklığı, donma noktasının altında olsa da buz hâline gelmezdi. Donmuş Yıldız Çimi çayırlarından sıradan bir ölümlü geçecek olursa daha birkaç adım atmışken bu çiyin soğukluğundan dolayı donardı.

 

Yi Yun, Yuan Qi’sini topladı ve vücudundaki kanla birlikte deveran ettirdi, bunu yaparak bedeninden yayılacak denli bir sıcaklık oluşturdu.

 

Sonra da Donmuş Yıldız Çimi çayırına daldı. Parlayan çiy boncukları, büyüleyici gün ışığını yansıtıyordu. Yi Yun’un vücudu ıslansa da yalnızca vücudunun dış yüzeyini etkileyen hafif bir soğukluk hissetti ve bu soğukluk hareketlerini etkilemedi.

 

Mükemmel hareket teknikleri ve enerji görüşüyle, bu karmaşık araziyi gökyüzünde uçan bir kartal gibi, bazen de gizlenen bir yılan gibi baştan başa katetti.

 

Yi Yun, yolda bazı metruk hayvanlarla da karşılaştı. Yabani düzlüklerde yerin on metre altına saklanmış Hayalet Piton’la, bir tepenin zirvesine çıkan Üç Benekli Kaplan’la ve başka metruk hayvanlarla! Ama bunların hepsini enerji görüşüyle tespit ettiğinden erkenden kaçınabilmişti.

 

Yi Yun’un bu gezideki amacı açıktı. Saf Yang temelli metruk hayvanları öldürmek, onların Saf Yang enerjilerini ve kanlarını özümsemek ve bir ‘Görünüş Totemi’ yoğunlaştırmak!

 

Hedefine ilerlerken çok değerli metruk hayvanlarla karşılaşmadıkça durmayacaktı.

 

Göktaşı Uçurumu çok uzaktaydı. Yi Yun ihtiyatlı bir şekilde ve gizlice yolunda ilerledi. Sadece Güneş ufukta kaybolduğunda ve takımyıldızları gökyüzünde görünmeye başladığında durmak zorunda kaldı.

 

Kıraç bir düzlüğe gelmişti. Gece esintisi çakılların kaymasına neden oluyor, gecenin sessizliğini durmaksızın bozuyordu.

 

Kutsal Yaban, gece vakti daha da tehlikeliydi. Yi Yun dayanıklılığını korumak için ya uyumak ya da meditasyon yapmak zorundaydı.

 

Bin Ordu Sabresi’ni kullanarak, çabucak uyuyabileceği bir çukur kazdı. Çukurun içini, uyumak için uygun yumuşak otlarla doldurdu.

 

Savaşçılar fiziksel olarak güçlü olsalar da Donmuş Yıldız Çimi’nin soğuk çiyi kemiklere işliyordu. Bir kısmının savaşçının bedenine girmesi ve Qi’si ile kanına bir miktar zarar vermesi kaçınılmazdı.

 

Yi Yun çukurun çevresine birkaç tuzak kazdı ve onların içine üçgen şeklinde düzen diskleri yerleştirdi.

 

Her düzen diski yumruk büyüklüğündeydi ve içinde zayıf bir patlayıcı enerji barındırıyordu. Bunlara ‘Ateşleme Düzen Diski’ deniyordu ve çoğu savaşçı için eğitime Kutsal Yaban’a giderken bunları da yanına almak büyük bir zorunluluktu.

 

Bu ‘Ateşleme Düzen Diskleri’ metruk hayvanları öldüremezdi ama bir uyarı olarak kullanılabilirdi. Neticede, savaşçılar bile uyurken veya meditasyon yaparken çevrelerinde olan biten her şeyin farkında olamazlardı. Öte yandan, muazzam gizlenme yeteneklerine sahip metruk hayvanlar da vardı. Yetişimcilerin başlıca ölüm nedenleri, savaşçıların uyurken veya meditasyon yaparken sürpriz bir saldırıyla karşı karşıya kalmasıydı.

 

Uyku ve meditasyon zaruriydi. Uzun süre tetikte ve gergin olan biri daha metruk hayvan saldırısıyla karşılaşmadan zihinsel olarak tükenir ve dövüş yeteneklerini büyük ölçüde kaybederdi.

 

Bu nedenle, hayatlarını korumak için çoğu zaman bu uygun fiyatlı ‘Ateşleme Düzen Diski’ni kullanırlardı.

 

Yi Yun ‘Ateşleme Düzen Diski’ni kurduktan sonra boyutlar arası yüzüğünden bez bir torba çıkardı. Bez torbanın içindeki tüm tozu etrafa yaydı.

 

Bu toz, kral seviye metruk hayvanların dışkılarının toz hâline getirilmesi ile yapılırdı. Bu toz, sadece metruk hayvanların tespit edebileceği özel bir koku yayardı. Bu da, diğer metruk hayvanlarda bu bölgenin kral seviye bir metruk hayvanın bölgesi olduğu yanılgısını oluşturur ve bu bölgeden uzak durmalarına neden olurdu.

 

Yi Yun iki kademeli koruma sistemini kurduktan sonra iyi bir pullu zırh giydi, Bin Ordu Sabresi’ni beline, Tai Cang Yayı’nı sırtına astı ve çukura girdi.

 

Silahlarıyla beraber olmak, metruk hayvan avlamak için yabana giden savaşçıların dışarıda kalmak zorunda olduklarında edindikleri bir huydu. Bir kargaşa anında, hemen savaşabilir bir duruma gelmeliydiler.

 

Kutsal Yaban’da tehlikenin her türü mevcuttu. Her şeye karşı dikkatli olunmalıydı.

 

Ama tüm bu önlemler alınsa bile, her şeyin yolunda gideceğine dair teminat vermek de imkansızdı…

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr