Çeviri: Eynuma Düzenleme: bebebiskuvisi

“Maçın galibi Yi Yun!” diyerek hakem Kutsal Yaban Sahnesi’ndeki maçın sonucunu yüksek sesle ilan etti.

İnsanlar bunu duyduklarında hâlâ bir rüyada olduklarını sandılar. Önceden Li Hong Cennete Yükselen Dağ’ı oluşturduğunda ezici ve karşı konulmaz hissettiriyordu. Bu insanların onunla kafa kafaya bir mücadelede güç kullanmanın imkansız olduğunu düşünmelerini sağlıyordu.

Ama o Yi Yun tarafından yenilmişti. Cennete Yükselen Dağ ve asanın her ikisi de Yi Yun tarafından parçalara ayrılmıştı!

“Dünya Onur Listesi’nde bin civarında yer alan Li Hong bile Yi Yun tarafından yenildi! Yi Yun cennetlere meydan okuyor!”

Çaylak sıralama yarışmasında neredeyse bininci sıraya yerleşmişti. Geçmiş yıllarda sadece birkaç önemli insan yılın ilk yarısında ilk bin civarı bir sıralamaya ulaşmıştı, ki bu da çok sınırlıydı. Bu Tai Ah Kutsal Krallığı’ndaki büyük grupların kendisine dikkat etmesi ve onlara kendini kabul ettirmesi için yeterliydi.

Herkes Yi Yun’un diğer bir ya da iki ay içerisinde ilk bine ulaşacağından emindi. Hatta bu kadar sürmeye de bilirdi.

Dünya Onur Listesi’nde ilk bine bir yıldan kısa sürede girmek! O, hala insan mıydı?

Birisi, “Ne dersiniz? Şu an… ilk bine girebilir mi sizce?” dedi ve bunu duyanlar hayrete düştüler. Şimdiden ilk bine girmek mi?

Daha fazla düşününce, Yi Yun’un çaylak sıralama yarışmasında hala bir maçı daha olduğunu fark ettiler!

Birisi, “Bu… bu imkansız!” dedi. Yi Yun, Li Hong’u ezici bir şekilde yenmesine rağmen çok fazla enerji harcamıştı. Bugün ilk bine girmesi pek olası değildi.

Sonuçta, ilk bindeki insanlar Yuan Tesisi Âlemi’ndeki savaşçılardı. Yuan Tesisi Âlemi’ndeki biriyle savaşırsa, onun muazzam miktardaki Yuan Qi’si Yi Yun’u bataklığa sokmak için yeterliydi.

Ne olursa olsun Yi Yun'un bu yılki Tai Ah Kutsal Şehri çaylak yarışmasındaki sonuçları, geçen yüzyılda görülmemiş bir sonuçtu!

İki ay içinde ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde ustalaşmak daha da korku vericiydi.

O anda seyirci koltuklarının köşesinde olan Yang Dingkun mosmor oldu.

Li Hong’un, Yi Yun'un saldırısıyla uçmasıyla ve asasının ikiye bölünmesiyle Yang Dingkun, sanki o saldırı kendisine çarpmış gibi hissetmişti.

O kaybetti….

50.000 ejder runu ve ‘Yasaların Gerçeği’ni de kaybetti!

Li Hong hala 50.000 ejder rununu kendisine ödemek zorundaydı ama üzüntüsünün sebebi bu değildi. Asıl sebebi ‘Yasaların Gerçeği’ni kaybetmesiydi!

Chu Kraliyet Ailesi’nin mirasından oldu. Normal şartlarda bir yabancı 'Yasaların Gerçeği'ni öğrenmek isterse, Chu Kraliyet Evi’ne girmek zorunda kalırdı. Ancak Yi Yun daha önce Chu Kraliyet Ailesi’nin davetini reddetmişti.

Ama şimdi Yang Dingkun, Yi Yun'a 'Yasaların Gerçeği'ni kaptırmıştı. Ailesi bunu öğrenirse cezalandırılması işten bile değildi!

Cezası, kaynak kısıtlaması veya daha sert bir ceza olabilirdi. Bunları düşününce yüzü titremeye başladı.

Yumruklarını sıkıca sıktı ve vücudu titredi. "Bu nasıl olabilir? Li Hong, bu çöp! Şu küçük piçe kaybetti!”

Yang Dingkun dişlerini sıktı. Yi Yun'a 'Yasaların Gerçeği'ni vermeme yollarını düşünüyordu ama Tai Ah Kutsal Şehri’ndeki tüm kumarlar yasa koruyucuların yetkisindeydi. Yasa uygulayıcılar acımasız ve tarafsızdı. ‘Yasaların Gerçeği’ni yasa koruyucuların elinden almayı düşünmek hayalperestçe olurdu!

O anda havada bir patlama oldu ve arena alevler içinde kaldı!

Oh?

Standlarda olan yasa koruyucular hayrete düştü.

"Bu, Kıdemliler tarafından yapılan bir duyurudur!"

Birkaç yasa koruyucu ayağa kalktı ve alevler içerisindeki bilgileri emdi. Bilgiler anında kulaklarına geldi.

"Yi Yun! İki Kıdemli, Jian Ge ve Cang Yan seni çağırıyor!” Hakem Yi Yun'a seslendi. Bu hakem aynı zamanda bir yasa koruyucuydu da.

Bunu duyan yetişimcilerin dilleri tutuldu.

Kıdemliler tarafından bir başka çağırma daha!

Tai Ah Kutsal Şehri'ne girdikten sonra Yi Yun üç ay içerisinde kaç kere Kıdemliler tarafından çağrılmıştı?

Seyircilerin çoğu birkaç yıldır Tai Ah Kutsal Şehri'nde bulunuyordu; tek başına Kıdemlilerle görüşmeyi bırak, sadece dün Yi Yun sayesinde Kıdemlileri görme fırsatı bulmuşlardı.

Eğer dün gelmeleri Yi Yun için olmasaydı Kutsal Şehir’in Kıdemlilerii şahsen bir çaylak yarışmasını izlemek için arenaya gelirler miydi?

Yi Yun yumruklarını birleştirip, "Bu astınız şimdi gidiyor." dedi.

Yi Yun ayrılmak üzereyken hakem sordu. “Yi Yun hala bir maçın var, devam etmeyi düşünüyor musun?”

Yi Yun’un sıralaması 1.028’di. Başka bir meydan okumayla ilk bine girebilirdi.

Yi Yun bir süre tereddüt etti.

İlk bine girmek için Yuan Tesisi Âlemi’ndeki savaşçılara meydan okumalıydı!

Şu anki durumunda Yuan Tesisi Âlemi’ndeki biriyle savaşıp yükselmesi çok zordu.

Parlak Güneş Qi’siyle güçlendirilmiş Sabre Gerçeği’nin Yirmi Üç Kelimesi’nden ‘Yüce Hüküm’ ve ‘Öldürmenin Özü’nü en fazla üç-dört sefer daha kullanabilirdi.

Eğer rakibi bu dört saldırıya da dayanabilirse kaybederdi.

Li Hong ile olan savaş Yi Yun’un zayıf yönlerini ortaya koymuştu. Yetişim seviyesi düşüktü ve Yuan Qi miktarı yeterli değildi.

Rakipleri bunu iyice anladıysa savunma taktiklerini kullanabilir ve Yi Yun'un tüm enerjisini harcamasına izin verebilirlerdi. Böyle olursa da Yi Yun'un kazanma şansı pek kalmazdı.

Yi Yun başını salladı ve, "Şu an için hayır." dedi.

Elbette arenaya geri dönecekti. Ama şimdi zamanı değildi. Bugün sindireceği çok şey vardı. Ve aynı zamanda yasaları en kısa sürede anlamayı istiyordu.

Kendisine yardımcı olacak yasaların gücüyle Yuan Qi’yi kullanma verimliliği artacaktı.

Bu sayede Yuan Qi eksikliğini telafi edebilirdi.

Hakem, “Peki.” diyerek başını salladı. Bir yasa koruyucu Yi Yun’un yanına geldi ve, "Beni takip et, seni Merkezi İlahi Kule’ye götüreceğim!" dedi.

…

On beş dakika sonra Merkezi İlahi Kule’nin salonunda Yi Yun, Kıdemli Jian Ge ve Cang Yan'la buluştu.

Yi Yun girdikten sonra Cang Yan, Yi Yun'a bir canavarmış gibi baktı. Öte yandan Jian Ge, Yi Yun’a baştan aşağı bakıp değerlendirdi.

“Velet gerçekten iki ay içinde 'Tai Ah Kutsal Tekniği'nde ustalaşmaya başardın mı?” Cang Yan hala bu durumu inanılmaz buluyordu.

“Uh…” Yi Yun nasıl cevap vereceğini bilmiyordu. Cang Yan'a aslında sadece 12-13 günde ustalaştığını söylemeli miydi?

Yi Yun’un cevap veremediğini görünce Cang Yan sessizce bunu tasdikledi.

“Bu şaşırtıcı! O zamanlar Yaşlı adam Jian’ın 'Tai Ah Kutsal Tekniği’nde ustalaşması dört ay kadar sürmüştü. Sen İhtiyar Jian’ın yarısı sürede kavradın.”

Cang Yan Yi Yun'dan övgüyle söz ederken Jian Ge’nin eksikliklerini de açıklamıştı.

Jian Ge başta başka bir şey söylemek istemişti ancak Cang Yan'ın sözlerini duyunca biraz utandı. Hafifçe öksürerek yavaşça dedi ki: “Yaşlı adam Cang ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde ustalaşmanın beş ay aldığını hatırlıyor mu? Bu benden bir ay daha fazla.”

Jian Ge’nin sözlerini duyduktan sonra Cang Yan’ın yaşlı yüzü kırmızıya döndü ve sadece güldü.

Cang Yan gururla, “’Tai Ah Kutsal Tekniği’ni hızlı öğrenmen hiçbir anlama gelmiyor. Ayrıca yavaş olmama rağmen senden dört yüz yıl önce bir bilge olmayı başardım.” dedi.

Jian Ge bunu duyunca suskunlaştı. Yaşlı adam Cang'ın derisi gerçekten kalındı.

“İhtiyar aptal neden benden sekiz yüz yaş büyük olduğundan bahsetmiyorsun!?”

Jian Ge ve Cang Yan aynı zamanlarda bilge olmuşlardı. Dostça bir ilişkileri vardı ve bu yüzden ağız dalaşları normaldi.

Ç.N.: Yazar 400 yıl farka aynı zamanlarda diyor. Ne diyeyim

Fakat gençlerin önünde, haysiyetlerini korumak için kavgadan kaçınmazlardı.

Yi Yun, Kıdemlilerin önünde bu şekilde kavga etmesinin sebebinin gururlarından dolayı olduğunu hissetti.

Yi Yun, Cang Yan ve Jian Ge’nin kendisine öğrencileri gibi davrandıklarını biliyordu. Bu yüzden özgürce davranıyorlardı ve bunları yapmaktan çekinmiyorlardı.

Bu açıkça bu iki yaşlı adamın onu takdir ettiğini gösteriyordu!

Cang Yan, Yi Yun’a döndü ve dedi ki: “Haha! Erken mi erken! Bu konuda... Velet! Daha önce de ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni öğrenenlerin bir bilge olamayabileceğinden bahsetmiştim. Bu gerçekten doğrudur. Geçtiğimiz 5.000 yılda 'Tai Ah Kutsal Tekniği'ni benden daha hızlı öğrenen pek çok kişi vardı ama  bir bilgeye dönüşenlerin sayısı parmaklarla sayılabilir! Her ne kadar 'Tai Ah Kutsal Tekniği'ni iki ayda öğrenmiş olsan da götün kalkmasın. Hala bir bilge olmaktan çok uzaksın.”

Cang Yan, Yi Yun’un erken başarılarının onun başına bela getireceğinden korkuyordu bu yüzden ona tavsiye vermişti.

İki hayat sürdükten sonra Yi Yun da elbette bunu anlamıştı. Saygıyla cevapladı. “Bu astınız anladı.”

“Pekala.” dedi Cang Yan. “Bundan bahsetmişken yaklaşık 100.000 yıl önce birisi ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde en hızlı ustalaşma rekorunu kırdı. O kişi bir bilge oldu ve bilgeler arasındaki en iyilerden biriydi.”

“Oh? 'Tai Ah Kutsal Tekniği’nde ustalaşmanın bir rekoru mu vardı?” Yi Yun bir süre tökezledi. 'Tai Ah Kutsal Tekniği'nde ustalaşmanın rekorunu bilen var mıydı ki?

Bunu daha önceden bilseydi daha ustalaştığı zaman gidip ilan ederdi.

Yi Yun biraz üzgün hissetti, çünkü böyle bir rekorun ödülleri kesinlikle ilgi çekici olurdu!

Onur puanları kazanmak için hangi rekorları kırabileceğine dair kafasında not aldı.

“Bu kıdemli ne kadar sürede 'Tai Ah Kutsal Tekniği'nde ustalaştı?” diye sordu Yi Yun.

Cang Yan iki parmağını uzattı ve, “Yirmi gün!” dedi.

“Yirmi gün mü?”

Yi Yun şok oldu. “Çok hızlı!?”

Bu konuda sadece Mor Kristal sayesinde ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’ni on günden fazla sürede ustalaştığını biliyordu. Ama Tai Ah Kutsal Krallığı tarihinde 'Tai Ah Kutsal Tekniği'nde kendi çabasıyla bu kadar hızlı ustalaşan biri vardı?

Ne tür bir yeteneği vardı bu kişinin!?

Bu kişinin tesadüfen karşılaştığı olaylar olmuş olabilirdi ama ne olursa olsun Mor Kristal ile kıyaslanamayacağına inanıyordu.

"Şaşırdın mı? Ben de duyduğumda şaşırmıştım. Aslında... o kişinin Saf Yang Beden’i vardı. Bu durum  'Tai Ah Kutsal Tekniği'ni öğrenme hızını ikiye katlamıştı. Sonunda ona Saf Yang Ölümsüzü unvanı verildi. Saf Yang Sarayı’nı kurdu...ama ne yazık ki Saf Yang Sarayı yok edildi. Dünya fani sonuçta...” Cang Yan yavaşça söyledi. Yi Yun biraz şaşkına dönmüştü. Saf Yang Beden mi?

‘Tai Ah Kutsal Tekniği' Saf Yang temelliydi, bu sebeple Saf Yang Beden’e sahip birinin çabucak ustalaşması anlaşılabilirdi.

Bu düşünceyle birlikte, 'Tai Ah Kutsal Tekniği'nde ustalaşma rekorunu kıramadığı için olan pişmanlığından kurtuldu. Saf Yang Beden’e sahip değildi, bu yüzden ‘Tai Ah Kutsal Tekniği’nde  on günde ustalaşmasını açıklayamazdı.

Ama...Saf Yang Beden bir yerden tanıdık geliyordu sanki...

Yi Yun aniden bir düşünceye daldı.

Lin Xintong!

Lin Xintong’un doğal Yin Meridyenleri yok muydu?

Doğal Yin Meridyenleri yüzünden Lin Xintong sona ermiş meridyenlerine bir çözüm bulmak için dünyayı dolaşmak zorunda kalmıştı.

Yi Yun, Lin Xintong'a çok borçluydu ve önceden Lin Xintong’un sona ermiş meridyenlerine yardımcı olmaya söz vermişti.

Şimdi Lin Xintong’un bedeniyle ilgili bir şeye yardım edemezdi ama yine de sordu. “Kıdemli, bu astınız doğal Yin Meridyenleri’yle ilgili bir şeyler duymuştu. Bu durumda olan insanlar dört yüz yaşını geçemez ve yüksek bir seviyeye ulaştıklarında bir sınıra ulaşırlar...ama Kıdemliler’in söylediğine göre, bu Saf Yang Beden’e sahip olan kişi bir bilge olmuş.”

Ç.N.: Burada demek istediğini tam anlatamadım galiba. Demek istediği Doğal Yin’e sahip biri ilerleyemezken nasıl oluyorda saf Yang’a sahip olan biri” bilge oluyor. Yani en azından ben öyle anladım.

“Merak ediyorum da Saf Yang Beden ile doğal Yin Meridyenlerini nötrlemek mümkün müdür? İkisi arasında bir ilişki var mı?”

Ç.N.: Arkadaşlar bu benim TMW’deki son bölümüm çeviriyi bırakıyorum/ uzun süreli ara veriyorum. Sen kimdin diyenler olacak yukarıda çevirmen adında ismim yazıyor. Bundan sonra Bebe tek başına devam edecek eskisi gibi. Benim için güzel bir yoldu. Çok günü gününe yetiştiremedim bazen beklediniz bazen geç attım (bu bölümde geç geldi çaktırmayın). İyi Okumalar hepinize.

Bebe Notu: Eynuma arkadaşıma teşekkür ediyorum. Dediği gibi bundan sonrasını ben alıyorum. Buradan itibaren her gün bir bölüm gelmeye başlayacak premiuma geçene kadar.

Bu bölümle birlikte Çaylak Sıralama Yarışması Arcı bitti. Yeni arcımız Metruk Gök Ustası Arcı. İyi okumalar.