Bölüm 901: Tekrar Savaşmak

avatar
3826 18

True Martial World - Bölüm 901: Tekrar Savaşmak


 

Bölüm 901: Tekrar Savaşmak

 

 

Tüm öğrenciler, yedi yıl sonra Yıldızlı Saray'a geri döndü.

 

Yedi yıl, milyarlarca yıl boyunca uçan bir toprak yığınında duran Luo İlahi Salonu'nda kısacık bir andı.

 

Öğrenciler Yıldızlı Sarayı'na döndüğünde, buranın sonsuzluk hissi olan bir yer olduğunu hissetmeye başladı. Onlar değişiyordu fakat burası değişmiyordu. Bu garip bir histi. Sanki zaman, İlkel Semavi Cennet bir evren olarak şekle girmekte başarısız olduktan sonra durmuştu.

 

“Hepiniz Yıldızlı Saray'a ilk geldiğinizde, birkaçınız dışında geri kalanınızın sıradan, hatta korkunç sonuçları oldu. Aslında o birkaç kişinin arasında da sadece biri, dahi standartına ulaştı. Kıdemli Duanmu yerdekileri süzerken aniden konuştu.

 

Onun bunu söylediğini duyunca herkes birbirine baktı. Kıdemli Duanmu kim olduğunu belirtmemişti fakat o dahinin Prenses Beyaz Tilki olduğu belliydi.

 

Prenses Beyaz Tilki gerçekten olağanüstüydü ve tartışmaya yer bırakmıyordu. Peki ya Gölge İkizler, Wufeng, Jian Zhu, Luo Mo ve Yi Yun? Onlar sıradan veya sıradanın birazcık üstünde mi sayılıyordu?

 

Sonuçları geri kalanlardan çok daha iyiydi, o zaman geri kalanlar izlemeye bile değmez olmaz mıydı?

 

Gölge İkizler, Jian Zhu ve diğerleri kaşlarını çattı. Prenses Beyaz Tilki'yle aralarındaki bir boşluk vardı fakat Kıdemli Duanmu'nun açıklamasından sadece Prenses Beyaz Tilki'nin standarta ulaştığı fakat en iyi dahilerden biri olmadığı belliydi. Bu standart ne kadar yüksekti?

 

Kıdemli Duanmu, iç karartıcı bir gülümsemeyle dedi ki: ”Sinirlenmenize gerek yok. Önceki performansınız, Yıldızlı Saray'ın on milyonlarca yıllık tarihinde sadece geçer olarak sayılabilir. Bakalım yedi yıllık meditasyonunuz ne meyve verecek.”

 

Prenses Beyaz Tilki'nin ifadesi umursamaz kaldı fakat yıldızlı gece gibi görünen güzel gözleri hayal kırıklığıyla parladı. O üst seviye değil miydi?

 

Kıdemli Duanmu'nun sözleri yüzünden diğer öğrencilerde daha iyisini yapma arzusu belirdi. Onlar kendi eyaletlerinden gelmiş, kalabalıkların onlara saygı duyduğu dahilerdi ama Luo İlahi Salonu sınavlarında tecrübeleri farklı olmuştu. Ancak asla sıralamaya girmekte başarısız olmuş veya sadece dipte olan varlıklar olmamışlardı.

 

Yedi yıllık meditasyon ve bilemeden geçmişlerdi, tek bir gün bile kaytarmamışlardı. Nasıl olur da kendilerinin dipte yer almasına izin verirlerdi?

 

Kalabalık arasından Ran Xueyi soğukça Yi Yun'a baktı. Dokuz dakika dayanmayı başarmış ve sonuçlarının kötü olmadığına inanmıştı, ancak sonradan Yi Yun'un çıkmadan önce Antik Fey'le ölümcül bir mücadeleye kapıldığını öğrenmişti.

 

Yi Yun'dan net bir şekilde güçlüydü fakat Yi Yun'un altına sürgün edilmişti. Bu da Ran Xueyi'i aşırı kızdırmıştı.

 

İlkel Uzay'da, Yi Yun'un Yanan Yıldız ve Yedi Yıldız Taşı'nda meditasyon yapmak gibi büyük bir fırsatı ona vermesinden dolayı onun aptal olduğuna inanmıştı. Aralarındaki farkın giderek büyüyeceğine inanmıştı fakat Yi Yun'un ruhunun mutasyona uğrayacağını hiç beklememişti.

 

Ancak Bai Yueqing, ruh mutasyonunun güçte çok sınırlı bir artış yaşattığını da söylemişti.

 

“Önceki sınavda seni aşağıladım. Ama önceden, gücün cidden benimkinin altındaydı. Bu sefer sana bir fırsat vermeyeceğim.

 

Geçen yedi yıl boyunca meditasyon yaptım ve sürekli olarak anlayışımı doğruladım. Gücüm büyük ölçüde arttı. Zaten baştan beri senden güçlüydüm. Bu sınavda, gücümü göstereceğim.”

 

Ran Xueyi dövüş ruhuyla dolmuştu. Kendini kanıtlamak için sabırsızlanıyordu.

 

Yi Yun, Fey Arıtma Taşı'na baktı, gözlerinde bir dövüş ruhu parladı.

 

Yedi yıl boyunca İlkel Uzay'dan çıkmamıştı. Bu yüzden meditasyonunu ve sonuçlarını doğrulamak için can atıyordu.

 

“O zaman başlayalım.” Kıdemli Duanmu dedi ki: “Geçen sınavın sırasıyla ilerleyeceğiz, sondan başa.”

 

Kıdemli Duanmu bunu söylediğinde Bai Yueqing, kendini yellerken dedi ki: “Kıdemli Duanmu, neden sırayı tersine çevirmiyoruz? Herkesin savaşların en safını görmek istediğine inanıyorum. Bu Prens, iki klanında en iyi dahilerinin performansını görmek için can atıyor.”

 

Bai Yueqing, Prenses Beyaz Tilki'nin gücündeki ilerlemeyi en çok görmek isteyendi. Bu buraya gelişindeki en büyük hedefti. Jian Zhu, Gölge İkizler ve diğerleri ise onlara sadece geçerken bakacaktı. Geri kalanlar ise onlarla uğraşacak değildi.

 

Kıdemli Duanmu, biraz düşündükten sonra dedi ki: “Tamam o zaman, ilk sıradan başlayacağız.”

 

Kıdemli Duanmu, bunu söylediğinde tüm genç elitlerin kalbi heyecana kapıldı. Prenses Beyaz Tilki, Jian Zhu ve diğerleri gibi kişilerin sonda olacağına inamışlardı fakat şimdi ilk mi başlayacaklardı?

 

Bai Yueqing, gülümsedi ve genç kız kardeşine baktı. Ancak Prenses Beyaz Tilki, tek bir kelime etmedi ve sadece ileri bir adım attı.

 

“Kardeşim ve ben de gireceğiz.” Nongyue konuştu.

 

Wufeng bir şey demedi ve sessizce Prenses Beyaz Tilki'nin arkasında durdu.

 

Beyaz Tilki klanı dahileri bir araya toplanmıştı.

 

İlkel Uzay'da Prenses Beyaz Tilki'nin aydınlanma yaşaması, herkesin onu yüceltmesine neden olmuştu. Ona kıyasla en umut verici rakibi, Luo klanının Jian Zhu'su oldukça sıradan sonuçlar elde etmişti.

 

Eğer Luo klanı, birinci raundda korkunç bir kayıp verirse Beyaz Tilki klanının kibirlenmesi kesindi.

 

“Jian Zhu!” Kıdemli Duanmu, Jian Zhu'nun ismini söyledi.

 

Jian Zhu sakin gözüküyordu. Vücudu bir kılıç kadar dik bir şekilde hiçbir şey demeden ileri çıktı. Ancak herkes vücudundan yayılan dövüş ruhunu hissedebiliyordu. Dövüş ruhu sürekli toplanıyordu hatta kemik kılıcının etrafında gezinen siyah bir hava girdabı olana kadar toplanmıştı.

 

Ona en yakın öğrenci, bu dövüş ruhu tarafından etkilenmiş alnından terler akmaya başlamıştı.

 

“Jian Zhu da değişti.”

 

“Bu aura çok güçlü!”

 

“Kendini hazırlıyor. Kılıcını çektiğinde, ne kadar güçlü olduğu belli olmaz.”

 

“Jian Zhu, son yedi yıl boyunca sessizce anlayış kazanıyordu. Merak ediyorum da İlkel Uzay'ın derinliklerinde bu kadar kaldıktan sonra kavrayışı ne kadar derin olacak.” Luo klanı öğrencilerinden biri konuştu.

 

Jian Zhu, Hükümdar Gulan'ın öğrencisiydi. Bu yüzden yetenek veya çalışkanlık yoksunu değildi. Parlaklığı sadece Prenses Beyaz Tilki ve Yi Yun'un anomalileri yüzünden örtülmüştü.

 

Kıdemli Duanmu, Jian Zhu'ya baktı ve hafiften başını salladı.

 

Jian Zhu, gerçekten de onu hayal kırıklığına uğratmamıştı. Sırf aurası bile Kılıç Kalbi'ni oluşturmuş hissi veriyordu.

 

“Luo Mo, Yi Yun ve Ran Xueyi.” Kıdemli Duanmu üçünün ismini söyledi.

 

“Daha baştan bir çatışma olacak. Stresli olacak.” Luo Mo gülümsemeyle konuştu.

 

Stresli olması iyiydi. Dövüş sanatları yolculuğu ileri saldırmaktı. Bu stres, kişinin ilerlemeye devam etmeye zorlanması için bir motivasyon olarak kullanılıyordu.

 

İki klanın da üst seviye öğrencilerinin öne çıktığını görünce, diğer öğrenciler beklentiyle doldu.

 

“İzleyin, Prenses ve diğerleri kesin kazanacak.” Bir Beyaz Tilki klanı öğrencisi gururla konuştu.

 

“Öyle olmayabilir.” Luo klanı öğrencilerinden biriyse altta kalmak istemiyordu.

 

Hepsi Jian Zhu'nun performansını bekliyordu. O anda aurası en güçlüydü. Sırf bakmak bile gözlerine batıyor, sanki kılıçlar kesiyormuş gibi hissettiriyordu.

 

Jian Zhu'nun İlkel Uzay'da kazandığı anlayışın önemsiz bir şey olmadığı belliydi.

 

Fey Arıtma Taşı, tek seferde yirmi kişi alabiliyordu. Bu kişiler dışında, Beyaz Tilki klanı ve Luo klanı altışar öğrenci yolladı.

 

Yirmi kişi, devasa Fey Arıtma Taşı'nın önünde durdu.

 

“Hadi başlayalım.”

 

Yi Yun'un gözlerinde bir ışık parlamasıyla durduğu yer aniden değişti.

 

Yedi yıl önceki gibi uçsuz bucaksız bir düzlüktü.

 

“Savaşmak istediğin Antik Fey'i seç!”

 

“Ranyi Balığı'nı seçiyorum!” Yi Yun'un seçimi, yine Ranyi Balığı olmuştu.

 

Zamanında Yi Yun, Ranyi Balığı'nı öldürmek için ağır yaralar almıştı. Ranyi Balığı'yla olan rövanşında sonucun ne olacağını bilmek istiyordu.

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44293 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr