Bölüm 893: Boşluk Orkidesi'nin Açılması (Bölüm 1)

“Yi Yun, seçimin konusunda emin misin?” Kıdemli Duanmu, uzun bir süre durdu fakat Yi Yun'un niyetini değiştirmeyeceğini fark etti. “Bu seçim sadece birkaç aylık meditasyon zamanı değil. Gelecekte, oran yine önceki seçiminle aynı olacak. Yedi yıl içinde yetişimin sonuçlarına bakacağım. Bu da demek oluyor ki, önümüzdeki yedi yıl boyunca her biriniz, kendi Fey Tanrı Taşı'nda çalışacak. Takas yapmak istemediğiniz sürece değişiklik olmayacaktır. Fakat bence senin için hiç kimse takas yapmayacaktır. Sana son bir kez daha soruyorum, emin misin?”

Kıdemli Duanmu bunu söylediğinde herkes Yi Yun'a baktı.

Yedi yıl! Luo İlahi Salonu sınavları on sekiz yıl sürüyordu. Yedi yıl bu zamanın neredeyse yarısıydı. Bu birinin temellerini attığı çok önemli bir zamandı. Şakası yapılabilecek bir şey değildi. Eğer son üç Fey Tanrı Taşı'nı seçer ve anlayış kazanmakta başarısız olursa Yi Yun yedi yılını boşa harcamış olurdu.

Hİç abartı olmadan yedi yıl, Yi Yun'un gelecekteki başarılarını etkilemek için yeterliydi.

Herkes Yi Yun'un ürkeceğine inanmıştı fakat beklenmedik bir şekilde Yi Yun, hiç tereddüt etmeden başını salladı ve dedi ki: “Kıdemli Duanmu, eminim.”

Kıdemli Duanmu, kaşlarını çattı ve biraz sinirlenmiş gibi görünüyordu fakat yine de Yi Yun'un ismini kaydetti.

Luo İlahi Salonu sırasında herkesin kendi seçimini yapma hakkı vardı fakat aynı zamanda kendi seçimlerinden sorumlu olmalılardı.

Ayrıca Yi Yun'un performansı iyi olabilirdi fakat Kıdemli Duanmu'nun Luo klanında en çok değer verdiği, en önemli öğrenci değildi.

Duanmu'nun en çok değer verdiği kişi, Jian Zhu'ydu.

Eğer Luo İlahi Salonu'ndaki yüz dahiden birisi, gelecekte büyük bir konuma ulaşırsa bu fena olmazdı.

Sınavlarda yetiştirmek için çaba harcanmaya değer kişi, Jian Zhu'ydu. Diğerleri ise onlar yoğurdun kaymağıydı. Yi Yun, hatasında ısrar etse bile onu ikna etmeye çalışmayacaktı.

Yi Yun, gruba geri döndü ve o geri yürürken Ran Xueyi, çoktan Kaos'un bulutlu sisine doğru ilerliyordu. Yüzündeki heyecan saklı değildi. Ran Xueyi için bu, kucağına düşmüş bir hediyeydi.

Ve bu hediye yedi yıl sürecekti.

“Genç Erkek Kardeş Yi, bu fırsatı neden bana verdiğini bilmiyorum; yine de sana teşekkür ederim.” Ran Xueyi, parlayan bir gülümsemeyle konuştu.

Yi Yun, tabii ki de Ran Xueyi'nin aklnıdan geçenleri biliyordu. Dudaklarında minnettarlık vardı fakat kalbinde muhtemelen onu bir aptal olarak görüyordu.

Yi Yun, Ran Xueyi'nin iki yüzlü nazikliğine karşılık vermek için zahmet edecek değildi. Sadece sessiz kaldı ve onu duymuyormuş gibi yaptı.

Ran Xueyi'ye de kızmamıştı, mutlu bir şekilde çalışmak istediği Fey Tanrı Taşı'nı seçmek amacıyla Kaos'un bulutlu sisine girdi.

Hiç şaşılmayacak bir şekilde Ran Xueyi, Yanan Yıldız ve Yedi Yıldız Taşı'nı seçti.

Ran Xueyi'den sonra herkes Kaos'un bulutlu sisine girip, Fey Tanrı Taşları'nı seçti. Çok geçmeden yirmi yedi Fey Tanrı Taşı seçilmişti. Geriye kalan kase boyutundaki Fey Tanrı Taşları'nın meditasyon zamanları bile dolmuştu.

Eğer birisi İlkel Uzay'a girebilirse şanslıydı. Kase boyutundaki Fey Tanrı Taşı'nda bile gerçek bir Fey Tanrı aurası mühürlüydü. İlkel Uzay'a girme şansı olmayan sınava giren çoğu öğrenci ise sadece kötü kalitedeki Antik Fey Taşları'nda yetişim yapmak için Luo İlahi Salonu'nun ön salonunda kalabilirdi.

Bir Antik Fey'i Fey Tanrısı'yla kıyaslamak gece ve gündüzü kıyaslamak gibiydi.

“Tamam, hepiniz seçiminizi yaptınız! Artık, yetişim yapmakta özgürsünüz.” Kıdemli Duanmu bunu söylerken parmağını şıklattı. Elinde buğday tanesi boyutunda bir şey belirdi; o şey bir tohumdu.

“Burada bir Boşluk Orkidesi büyüteceğim. Yedi çiçek açtığında, gelip yetişiminizin sonuçlarını göreceğim.”

Kıdemli Duanmu bunu söylerken Boşluk Orkidesi'nin tohumu kök salmaya ve boşlukta filizlenmeye başladı. Bu uzayda büyüyebilen ilginç bir bitkiydi.

Her yıl bir çiçek açıyordu; yani yedi çiçek, yedi yıl demekti.

Bir Fey Tanrı Taşı'yla yetişim yapma şansı olmayan ilk öğrenci grubu, lütfen şimdilik İlkel Uzay'dan çıkın. Luo İlahi Salonu sizler için çoktan kalacak yerler ayarladı. Konutlarınızın çevresinde, gücünüzü test edebilecek bazı düzen formasyonları olacak.”

“Buna ek olarak, Luo İlahi Salonu'nun bulunduğu kıta çok büyüktür. ”Ne kadar giderseniz, ilkel ve kaotik yasalar o kadar yoğunlaşır.”

“Eğer yasalarda anlayış kazanmak istiyorsanız, İlkel Uzay'ın derinliklerine yürüyebilirsiniz. Ancak İlkel Uzay'ın derinlikleri çok tehlikelidir. Orada çeşit çeşit beklenmedik nesnelerle karşılaşabilirsiniz. Bu yüzden yeteneğinize göre davranın ve çok derinlere gitmeyin, yoksa dışarıda ölebilirsiniz. Önceki Luo İlahi Salonu sınavlarında, öğrencilerin kaybolması yaygın bir şeydi. Birçok sefer, cesetlerinin bile bulanamadığı oldu. Hadi bakalım, hepiniz iyi iş çıkarın!”

Kıdemli Duanmu konuşurken geçici olarak Fey Tanrı Taşı'na atanmayan öğrencileri, İlkel Uzay'dan çıkardı.

Bir anda İlkel Uzay'da sadece yirmi sekiz kişi kaldı.

İlk yirmi yedi Fey Tanrı Taşı'nın her birinde bir kişi vardı; Yi Yun ise son üç özel Fey Tanrı Taşı'nı almıştı.

İlkel Uzay'ın ışınlanma bağlantı noktası, geçici olarak mühürlenmişti. Tüm İlkel Uzay'da sanki unutulmuş bir dünya gibi tek bir ses yoktu.

Yirmi yedi gri Fey Tanrı Taşı usulca sanki gizemli mezarlarmış gibi bulutlu siste uçarken Boşluk Orkidesi sessizce büyüdü.

Üç Tanrı Mührü'ne ilk yürüyen, Prenses Beyaz Tilki'ydi. Bilincini Fey Tanrı Taşı'na aktarınca üç Fey Tanrısı aurasına bağladı.

Sessizce boşlukta dururken beyaz elbisesi uçuştu. Uzun saçı elektrik parlamalarıyla parıldarken dans ediyordu. Başı hafiften yana eğilmişti, sanki bir şeyi dinliyor gibi boynundaki güzel hatları sergiliyordu.

Prenses Beyaz Tilki'nin meditasyon yapmaya başladığını görünce Jian Zhu, Delici Yıldız Taşı'nın önüne yürüdü.

Herkes ileri çıktı, Yi Yun'un yeri ise bulutlu sisin en derinlerindeydi.

İlkel Uzay, Kaos'un gazlarıyla doluydu. Bu gazlar, Evrenin oluşumundaki Köken'in gazlarıydı. Kaos gazlarından anlayış kazanmakta kolay değildi. Yi Yun dahil oradaki genç elitler, o seviyede değildi.

Yi Yun, Mor Kristal Fey Tanrı Taşı'nın önünde oturdu.

Yi Yun'un yanında yirmi yedinci Fey Tanrı Taşı'nda meditasyon yapan bir Beyaz Tilki klanı kızı vardı. Önündeki acınası Fey Tanrı Taşı'na bakınca kendi kendine mırıldandı: “Ahhh, Fey Tanrı Taşım çok küçük!”

İsmi, Lan Xiaomo'ydu. Uzun boylu değildi ve lacivert uzun saçları vardı. O Beyaz Tilki klanının safkanlarından farklıydı; bu da kan bağının saf olmadığını işaret ediyordu.

Önceki sınavda Lan Xiaomo, İlkel Uzay'a girmeye zar zor hak kazanmıştı.

Ancak onun Fey Tanrı Taşına kıyasla Yi Yun, daha kötü görünüyordu.

Lan Xiaomo kendini tutamayıp yan tarafa baktı. Meraktan gizlice Yi Yun'un solundaki gri siyah küp Fey Tanrı Taşı'na baktı.

Hiç şaşmaksızın bir şey hissetmedi. Fey Tanrı Taşı, sanki orada hiçbir şey yokmuş gibi boş geliyordu.

“Bu tür bir şeyden herhangi bir şey kavranabilir mi?”

Lan Xiaomo, buğulu gözlerini kırptı ve neden olduğunu anlayamadı. Yi Yun, aptal görünmüyordu.

“Zamanla farkına varır. Hiç kimsenin boş bir taşa yedi yıl bakacak sabrı yok. Yedi yıl boşa gidecek olsa da, yine de yasalarda anlayış kazanacak büyük bir kıta var. Yetişim hızı, bir Fey Tanrı Taşı'yla meditasyon yapmaktan kötü olsa da en azından iyi sayılır.”

Lan Xiaomo, aklında bu düşünceyle bilincini kase boyutundaki Fey Tanrı Taşı'na aktarınca derin bir meditasyon durumuna girdi.