Bölüm 847: Antik Zamanlardan Gelen Hırlama

avatar
4150 17

True Martial World - Bölüm 847: Antik Zamanlardan Gelen Hırlama


 

Bölüm 847: Antik Zamanlardan Gelen Hırlama

 

Altıncı seviyedeyken Yi Yun'un Görünüş Totemi hafiften yaralanmıştı ve Yi Yun, daha o seviyede rahatça duramıyordu.

 

Kalabalık Yi Yun'un, Ran Yu ile işbirliğini kabul etse de en az bir hafta kadar kendini siyah sise tam alıştırmak için altıncı seviyede kalacağına inanmıştı. Vücudunun yaşam kaynağı güçlendikten sonra yedinci seviyeye girme cesaretini gösterecekti. Lakin şimdi öylece girmişti; bu dengesiz değil miydi?

 

Ran Yu, Yi Yun'un sözleri yüzünden neredeyse kafayı yemek üzereydi. Lakin Yi Yun'un aniden aşağı zıplaması onu da şaşkına çevirmişti.

 

İçgüdüsel olarak arkasından gitmek için birkaç adım attı ama Yi Yun'un vücudunun yere iner inmez yedinci seviyenin zeminindeki siyah sise gömüldüğünü gördü.

 

O anda Luo Tian da yedinci seviyedeydi. Kuşkuyla Yi Yun'un gelişini izledi.

 

Bu serseri neden aşağı indi?

 

Luo Tian'ın önündeki siyah ejder hızla yenileniyordu. İyileşmesinin büyük bir kısmını bitirmişti ve Luo Tian'a atılıp, Devasa Şeytan Gorili kan bağına sahip olan Fey'i yemeyi planlıyordu. Ancak bir insanın aniden aşağıya ineceğini hiç beklememişti.

 

Görünüşe göre bu insan, Devasa Şeytan Gorili kan bağı olan Fey'den daha zayıftı.

 

Siyah Rüzgar Vadisi'ndeki siyah hayalet gölgeleri hep zayıflardan başlardı. Bu nedenle siyah ejder kükredi ve Yi Yun'a atıldı.

 

Yavaşça Luo Tian'la başa çıkmadan önce gücünü eski haline döndürmek için Yi Yun'u yutmayı kafayı takmış gibi gözüküyordu.

 

Bu manzara Siyah Rüzgar Vadisi'ndeki yetişimcilerin ilgisini çekti. Siyah gölge ejderi sonunda Yi Yun'a ulaşmıştı ve onlar da Yi Yun'un onu nasıl engelleyeceğini görmek istiyordu.

 

Tüm Luo klanı öğrencileri, biraz sonra olacakları kaçırmaktan korktuğundan gözlerini fal taşı gibi açmıştı. Yi Yun'un fiziksel gücünün eksik olduğunu biliyorlardı. Fakat Yi Yun'un kendisini ölümüne göndereceğinden de şüpheliydiler.

 

Siyah ejder üstüne atlarken Şeytan gazları ezici bir baskıyla dalgalandı.

 

"Şaooo!"

 

"Roaaar!"

 

Yi Yun'un arkasından, üç bacaklı Altın Karga ve Dokuz Yenidoğan Görünüş Totemi beraber fırladı.

 

Üç bacaklı Altın Karga kanatlarını açtı. Kanatları onlarca metre uzunluğundaydı ve Yi Yun'u altın bir ateş duvarı gibi sardı. Altın Karga'nın vücudu kan dalgaları kabarırken yoğun bir cehennem gibiydi.

 

Siyah hayalet ejderi ise daha da vahşiydi. Havaya yükseldi ve bir kırbaç gibi atılıp üç bacaklı Altın Karga'nın vücuduna vurdu.

 

"Boom!"

 

Dağların ve nehirlerin parçalanması gibi bir patlama sesi duyuldu. Üç bacaklı Altın Karga çığlık atarken vücudu siyah hayalet ejderinin kuyruğu tarafından geriye uçtu.

 

Siyah hayalet ejderi cidden korkunçtu. Üç bacaklı Altın Karga rakibi değildi.

 

Ancak üç bacaklı Altın Karga ejderin kuyruğu tarafından darbe alırken o da onun kuyruğuna pençe atmıştı. Ejderin siyah gazdan oluşan kuyruğu, Altın Karga'nın üç çiziğiyle yaralandı. Hatta siyah kan akmaya bile başlamıştı.

 

Siyah gazdan oluşan ejder aslında kanayabiliyor muydu?

 

O anda hiç kimse bunu düşünmeye uğraşmadı. Siyah ejderin, Altın Karga'yı geri püskürttükten sonra Dokuz Yenidoğan'a saldırdığını gördüler.

 

Dokuz Yenidoğan uluyarak zıpladı ve siyah hayalet ejderiyle havada şiddetli bir savaşa kapıldı.

 

Bir anda siyah rüzgarlar uludu ve dört bir yana yansıdı.

 

Dokuz yılan başı, tek bir ejdere karşı savaşıyordu. Ancak Dokuz Yenidoğan ejder tarafından tamamen bastırılmıştı.

 

Ejderin savunması korkunçtu. Dokuz Yenidoğan'ın dokuz başı ısırdı fakat savunmasını geçemiyordu.

 

Ka Ka Ka!

 

Ejder, vücudunu Dokuz Yenidoğan'ın etrafına doladı. Büyük gövdesi, Dokuz Yenidoğan'ın dokuz başına dolaştı. Dokuz Yenidoğan'ı ölümüne boğmaya çalışıyordu.

 

Hiç kimse ejderin gösterdiği dehşetten dolayı gücünden şüphe etmiyordu.

 

"Pa! Pa! Pa!"

 

Dokuz Yenidoğan toteminin vücudunda bir dizi patlama sesi duyulabiliyordu. Görüntüsü sanki siyah ejder onu gerçekten de ölümüne boğacakmış gibi kararmaya ve titremeye başladı.

 

Dokuz Yenidoğan tamamen yenilgiye uğradığında, efendisi Yi Yun da ağır yaralara maruz kalacaktı. Dokuz Yenidoğan totemini bir daha yapması çok uzun zaman alırdı. Ve bu Yi Yun'un, siyah ejderin pençelerinden kolayca kaçabilmesi şartıylaydı. Ancak siyah ejder, Yi Yun'a bu şansı nasıl verebilirdi?

 

Bunu görünce Ran Yu, gülerek kükredi.

 

"Ne aptal ama. Ne kadar güçlü olduğunu merak ediyordum. Utanmazca bir de bana kaybeden dersin ha. Şimdi yedinci seviyeye zıplayıp ölümüne susayan sensin. Dokuz Yenidoğan yok oldu ve Altın Karga ağır yaralı. Dokuz Yenidoğan ve Altın Karga totemlerini kaybederek, dişsiz bir kaplan gibisin. O zayıf bedenin siyah ejdere nasıl dayanabilir ki? Eğer Siyah Rüzgar Vadisi'nde ölürsen, cesedin yenecek ve tamamen yok olacaksın. Haha!"

 

Ran Yu önceden gösterdiği iyiliğin değerini bilmeyen Yi Yun tarafından dalga geçilmişti ve çoktan bir yanardağ gibi kızmıştı. Şimdi Yi Yun'un, siyah ejder tarafından yenmek üzere olduğunu görünce, artık o genelde takındığı sakin görünüşünü koruyamayıp o kötü sözleri etti.

 

Cidden Luo klanı öğrencilerine göre Yi Yun, yedinci seviyeye geçmek için Görünüş Totemi'ne güvenmişti. Görünüş Totemleri'ni kaybettiğinde fiziksel gücü tamamen önemsiz olacaktı.

 

Bırak Yi Yun'u, Luo Tian ve Gu Luo'nun vücutları bile yedinci seviyedeki canavarlar tarafından çabucak yenirdi.

 

"Rooaaaarr! Roooaaaaar!"

 

Dokuz Yenidoğan öfkeli kükremeler çıkardı. Siyah ejder çenesini açtı ve Dokuz Yenidoğan'ın boynunu kırmak üzereydi. Ardından Yi Yun' yemeden önce Dokuz Yenidoğan'ı yiyecekti. Bunların hepsi bir anda olacak şeylerdi.

 

Lakin o anda Yi Yun'un vücudundan derin bir hırlama sesi geldi.

 

Bu ses başta çok azdı fakat giderek yükselmeye başladı.

 

Sağlam ve güçlüydü, sanki uzun zaman nehirlerini aşmış antik zamanlardan gelmişti.

 

Hırlama gizemli ve derindi. Kolayca Siyah Rüzgar Vadisi'nin bariyerlerini geçip, her yerde ve herkesin kulağında yankılandı. .

 

Sesin garip bir büyülü etkisi var gibiydi. Bu Luo Tian'ın, antik Devasa Şeytan Gorili'nin kükremesi gibi kulak yırtıcı değildi fakat herkesin kalbinde yankılanmış gibiydi. Kan bağlarında can buldu, bu da onlara tedirgin edici bir his verdi.

 

Luo klanı öğrencilerinin birçoğunun kafası karışmıştı. Fakat birisinin aklına aniden bir şey geldi ve yüz ifadesi değişti.

 

O anda Yi Yun'un arkasında bir tutam siyah duman belirdi. Siyah duman seyrek ve zayıftı ama inanılmaz olan siyah dumanın dışarı çıktıktan sonra uzayı bozmaya başlamış olmasıydı.

 

Bu On İki Semavi Cennet'in uzamsal boyutuydu; yani bir tutam siyah dumanca nasıl bozulabilirdi?

 

Ayrıca bu siyah duman Luo klanının öğrencilerinin kanıyla güçlü bir yankı buluyordu. Hatta bazıları nefes almayı bile zor bulmuştu. Zayıf kan bağları olanlarda ise yankı ve huzursuzluk daha büyüktü. Hatta bazı zayıf olanların içinde Yi Yun'a, daha doğrusu siyah dumana diz çöküp secde etme hissi oluşmuştu.

 

Havada oturan Cang Mang bile o anda ayağa kalktı. Gözleri parıldayan derin bir su göleti gibiydi. Sessizce Yi Yun'un arkasındaki siyah duman tutamına baktı. Fakat böylesi açıklanamaz bir olayın nasıl olduğunu kavrayamıyordu.

 

Siyah duman tutamının çok ince görünmesine rağmen aslında çok ağır olduğuna karar vermişti. Siyah duman tutamı dağları ezmeye yeterdi.

 

"Cidden o his!" Kalabalığın arasından birisi aniden bağırdı.

 

"Antikefey, bu bir kudretli Antikefey'in ortaya çıkışı! Şu ince kan bağı olan Antikefey hayali görüntüsünü, kan bağı yoluyla çağırabilen Gökefeyler değil. Antik zamanlardan hakiki bir görkemli Fey'in hayaleti. Antik görkemli Fey'in gücünün yüzde 1'ine sahip olsa bile sonuçta hakiki bir Antikefey!"

 

Bu ani ses birçok kişiyi şoke etmişti.

 

Ne? Antikefey?

 

Bu şaka değil?

 

Herkes dönüp konuşan Luo klanı öğrencisine baktı.

 

O kişi Anka Kuşu Firminya Eyaleti'ndendi. Aşireti normalde antik bir Gökefey'di. Aşiretlerinin atalarına saygılarını sundukları aile seromonilerinde, atalarının şekil aldığı nadir durumlar olurdu. O anda atalarının verdiği his, Yi Yun'un arkasındaki siyah dumanla aynıydı.

 

Ve o anda başka bir şey söyleyemeye gerek yoktu. Çünkü her şeyi kendi gözleriyle görebiliyorlardı.

 

Bu manzara Luo klanı öğrencilerinin hepsinin ağzını açtırmıştı; sanki ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

 

Yi Yun'un arkasından silik bir siyah dumanın yükselip, yavaşça bulanık bir ejder kafası şekli aldığını gördüler.

 

Siyah sisten oluşan bu hayali görüntü, Luo Tian'ın oluşturduğu antik Devasa Şeytan Gorili'nin kan bağı hayali görüntüsüne veya Ran Yu'nun oluşturduğu Ranyi Balığı kan bağı hayali görüntüsüne ya da Yi Yun'un kendisinin çağırdığı iki Görünüş Totemi'ne kıyasla çok gerçek dışı görünüyordu.

 

Önceki tüm hayali görüntüler aşırı gerçekçiydi, sanki hakiki bir Antikefey ortaya çıkmış gibiydi. Lakin bu hayali görüntü bulanıktı ve belirsizdi.

 

Lakin yine de görünüyordu.

 

Siyah sisli hayali görüntü, Antik Cennet Yiyen Ejder şeklini aldı.

 

Antikefey? Hakiki bir Antikefey?

 

Fey ırkı hariç hiçbir ırk, bu kelimenin arkasındaki gerçek anlamı bilmiyordu.

 

Antikefey kan bağı kelimeleri, hep Luo klanı öğrencilerinin dillerinde takılı olsa da ve ayinlerde Antikefey atalarına kurban vermek için Antikefey kan bağlarını çağırsalar da hiçbiri gerçekte Antikefey görmemişti.

 

Gökefey aşiretleri çağlar boyu süre gelmişti. Artık kan bağları varsa incelmişti. Bu da Gökefeylerin kan bağlarını uyandırmasının zor olmasının nedeniydi.

 

Antikefeyler, milyarlarca yıl önce Evrenin doğumunda yaşamış varlıklardı. Vücutları, Semavi Dao yasaları tarafından doğal olarak oluşturulmuştu.

 

Çeşit çeşit Antikefey olsa da her türün sayısı çok sınırlıydı. Bazıları Evrende türünün tek örneği olan özel Antikefeylerdi. Bazı Antikefeylerin sayısı çoktu. Fakat yine de bir elle sayılabilirlerdi. Genelde ancak birinin ölümünden sonra bir başkası doğardı.

 

Bugüne kadar çeşitli nedenlerden dolayı Antikefeylerin sayısı azalmıştı. Bu Antikefeylerin nadirliğini vurguluyordu.

 

Bu koşullar altında, hakiki bir Antikefey hayali görüntüsü Yi Yun'un arkasından çıkmıştı. Hayali görüntü, aşırı bulanık ve ince olsa da herkesi Luo Tian'ın antik Devasa Şeytan Gorili'ni oluşturmasından bin kat daha çok şok etmişti.

 

"Antikefey... gerçek bir Antikefey? Antikefey kemiğini sadece dört gün emdi, nasıl Antikefey hayali görüntüsü oluşturabiliyor?"

 

Siyah Rüzgar Vadisi'nin altıncı seviyesindeki Ran Yu aşırı gergin hissediyordu.

 

Yi Yun'un önceden tükettiği Antikefey kemiğinin, Cennet Yiyen Ejder'in kemiği olduğunu biliyordu.

 

Lakin sadece Antikefey kemiğini emmesi, Antikefey hayali görüntüsü oluşturmasını mı sağlamıştı?

 

Antikefey kemikleri çok değerli olsa da Luo klanının tümünde, ödül olarak Antikefey kemiği alan dahiler vardı. Ne de olsa bir Antikefey çok büyüktü. Antikefeylerin beş yüz kilometre uzunluğunda bir vücudunun olması nadir değildi. Antikefeyler nadir olsa da ölümlerinden sonra büyük miktarda kemik bırakırlardı.

 

Ancak Antikefey kemiğini emen Luo klanı dahilerinden herhangi birinin, sırf küçük bir kemiği bir kereliğine emdi diye Antikefey hayali görüntüsü oluşturabilmesi duyulmuş bir şey değildi.

 

Ran Yu bunu inanılmaz buluyordu. Benzer şekilde Luo Tian da kabullenemiyordu. O anda hâlâ Devasa Şeytan Gorili şeklini koruyordu. Fakat Yi Yun'un oluşturduğu Antikefey hayali görüntüsünü görünce, kendi kan bağının sanki Antikefey hayali görüntüsü tarafından çekiliyormuşçasına yankılandığını hissetti. Gurur duyduğu Devasa Şeytan Gorili kan bağının, Yi Yun'un arkasındaki silik siyah gölgeden kötü olduğu belliydi.

 

Bu onun için büyük bir darbeydi. Oradaki Luo klanı öğrencileri arasında ailelerinin tarihiyle gurur duyan ve Antikefey atalarının kan bağıyla böbürlenenler vardı. Yi Yun'u bir insan olduğu için küçümsemişlerdi. Fakat bunun sonucu o insanın, Yi Yun'un ataları olarak gördüğü ve ayinlerde taptıkları Antikefey'i oluşturmasıydı. Ve sözde Antikefey soyu  terk edilmişti. Bunu kim kabul edebilirdi?

 

Ancak Siyah Rüzgar Vadisi'nin yedinci seviyesinde, o anda siyah gölgenin tepkisi tüm Luo klanı öğrencilerinin yüzünde çirkin bir ifade oluşmasına neden oldu.

 

Siyah hayalet ejderin korktuğunu gördüler.

 

Kendini çoktan Dokuz Yenidoğan'dan ayırmıştı ve can düşmanıyla yüzleşiyormuş gibi Antik Cennet Yiyen Ejder'e bakıyordu.

 

Siyah gölge gibi bir varlık, çağlar boyunca siyah sisin yoğunlaşmasıyla oluşmuştu. Antikefey algısı, doğal bir içgüdüsüydü. Bu yüzden oradaki Luo klanı öğrencilerinden daha keskince hissedebiliyordu.

 

Antik Cennet Yiyen Ejder'in görüntüsünün ortaya çıkışıyla derin bir endişeye kapılmıştı.

 

İkisi de ejder olsa da yaşam doğal düzeninin iki ayrı seviyesinden gelen iki farklı yaşam formu idiler.

 

Siyah hayalet gölgesi sadece bir ejder şeklini almıştı. Hatta bırak ejderi, Aşırı Yang Tenviri'nin şeklini bile alabilirdi fakat bu bir b.ka yaramazdı.

 

Bu gerçek bir ejder ve sahte bir ejder arasındaki farktı.

 

O anda Antik Cennet Yiyen Ejder kükredi ve siyah ejdere saldırdı.

 

Milyarlarca yıldır harekete geçmemiş bu Antikefey hayvanı, uyandığı anda bir fırtınanın habercisi olmuştu.

 

Hu! Hu! Hu!

 

Gökyüzünün renk değiştirmesiyle güçlü bir rüzgar, dört bir yandan esti.

 

Cennet Yiyen Ejder'in ağzında devasa bir girdap belirdi. Tüm siyah gazlar ve sisler girdaba kapıldı.

 

Dördüncü ve beşinci seviyedeki Luo klanı öğrencileri, girdabın korkunç çekiş gücünü hissedebiliyordu.

 

Yüz ifadeleri değişirken dayanmak için kan bağı güçlerini aktifleştirdiler.

 

Bu...

 

Cennet yiyen?

 

'Cennet Yiyen'; bu iki kelime Cennet Yiyen Ejder'in yücelttiği yasalarının açıklamasıydı. Cennet Yiyen korkunç bir çekiş yasasıydı.

 

Böylesi korkunç bir çekiş gücü her tarafı kaplamıştı. Sanki Siyah Rüzgar Vadisi'nin yedinci seviyesinde hiç yoktan bir kara delik belirmişti. Büyük miktarda siyah gaz, Cennet Yiyen Ejder tarafından yenmişti fakat hayali görüntüsü aynı kalmıştı. Daha da somutlaşmış gibi görünmüyordu.

 

Ancak Cennet Yiyen Ejder'i oluşturan Yi Yun, büyük bir kazanç sağlamıştı.

 

Yi Yun'un vücudunda küçücük bir yaşam enerjisi kalmıştı. Sırf Antikefey hayali görüntüsünü oluşturmak bile vücudunda önceden depolanan tüm yaşam gücünü tüketmişti.

 

Bu yaşam gücü, Dokuz Yenidoğan ve üç bacaklı Altın Karga tarafından toplanmıştı. Yoksa Cennet Yiyen Ejder hayali görüntüsünü oluşturmayı kaldırması imkansızdı.

 

Lakin şimdi Cennet Yiyen Ejder, manyak gibi siyah sisi yiyordu, bu da Yi Yun'u büyük ölçüde beslemişti.

 

Yi Yun'un boşalmış yaşam gücü kısa bir sürede hızla arttı ve çok geçmeden ağzına kadar doldu. Sonra yaşam gücü zorla eti ve kanıyla birleşip vücudunu yeniden yapmaya başladı.

 

Yi Yun'un vücut gücü cidden azdı.

 

Antikefey kemiğini emmek için Mor Kristali kullanmış, vücudunun Cennet Yiyen Ejder kan bağıyla dolmasını ve hayali görüntüsünü oluşturmasını sağlamış olsa da Yi Yun'un asıl fiziği çok zayıftı.

 

Eğer Yi Yun'un bedeni daha güçlü olursa ardından da sayısız kazanç gelirdi.

 

O anda Antik Cennet Yiyen Ejder bir kez daha kükredi ve siyah ejder gölgesine doğru uçmaya başladı.

 

Siyah hayalet gölgesi, Cennet Yiyen Ejder'den korksa da ölüm kalım anında boş boş oturacak değildi. Kükredi ve Cennet Yiyen Ejder'e saldırdı!

 

Umutsuz bir mücadeleye girişmek istiyordu.

 

Ancak aradaki fark çok büyüktü. Bu yaşamın doğal düzeninden gelen bir farklılıktı ve siyah hayalet gölgenin gücünün yüzde 20'sinden fazlasını kullanamamasına neden olmuştu.

 

"Chi La!"

 

Cennet Yiyen Ejder ısırdı ve siyah hayalet gölgenin eti ve kanında bir ağız dolusu kopardı. Hemen ardından kuyruğunu siyah gölgeye savurdu ve rüzgar ile bulutların hareketlenmesine neden olunca, siyah gölge şiddetle sarsılmaya başladı.

 

Kopardığı o et ve kanı ise doğrudan yuttu. Ardından sindirip, yaşam gücünün bir parçası yaptı.

 

Bunu görünce Luo klanı öğrencileri ayaklarının tabanından yükselen bir ürperti hissetti. Cennet Yiyen Ejder siyah hayaletin doğrudan bir kısmını yemeyi başarmıştı.

 

"Yi Yun... Yi Yun Siyah Rüzgar Vadisi'ne indi fakat daha vücut gücünü hiç kullanmadı. Baştan sona kadar Görünüş Totemi kullandı ve şimdi de  Antikefey kan bağının gücünü kullanıyor..." Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nin Gökefey öğrencilerinden biri konuştu. Konuşurken gıdığı titriyordu.

 

Yi Yun'un fiziksel gücünün yeterli olmadığından emin olduklarından birçoğu Yi Yun'un Görünüş Totemleri'nin artık saldırılara dayanamadığında acı çekmesini görmeyi bekliyordu. Ne de olsa Yer Gök Yuan Qi'si temelde Siyah Rüzgar Vadisi'nde bir işe yaramazdı.

 

Lakin şimdi Görünüş Totemleri'nin saldırılara dayanamamasına rağmen Yi Yun yine de bedenini kullanmamıştı. Görünüş Totemleri'nin yerini alması için daha korkunç bir Antikefey kan bağı çağırmıştı.

 

Siyah Rüzgar Vadisi, Fey ırkının kan bağı için bir testti. Fey ırkının kan bağı her zaman gurur duydukları bir şey olmuştu. Lakin hangi kan bağı gerçek bir Antikefey kan bağından daha soylu ve değerli olabilirdi?

 

Yi Yun'un Antikefey kan bağına kıyasla onların ufacık Fey kan bağı yalan olmuştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr