True Martial World - Bölüm 815: Anka Kuşu Firminya Eyaleti

---

 

Bölüm 815: Anka Kuşu Firminya Eyaleti

 

Ran Yu'nun, Ejder İmparatoru'nun önüne oturmasından kısa bir süre sonra başka biri antik Fey sütununun önünden kalktı ve Lie Ya'nın bulunduğu Kun Peng antik Fey sütununa doğru yürüdü.

 

Lie Ya'nın gözbebekleri hemen küçüldü çünkü o kişi Gu Luo'ydu.

 

Gu Luo kasvetli kişiliği olan biriydi ve Ran Yu'dan daha gösterişsiz takılıyordu.

 

Gücü olağanüstüydü ve neredeyse Ran Yu'yla aynıydı.

 

Yine de kalabalıktan hiç kimsenin dikkatini çekmemişti.

 

Gu Luo yüz hatlarını bile gri cübbesiyle saklamaya alışmış biriydi.

 

Başına sardığı gri peçe sadece gözlerini görünür kılıyordu.

 

Gözlerinden sadece biri açıktı ama gözbebeklerinin rengi griydi.

 

Diğer gözü sıkıca kapalıydı ve üstünde çirkin bir yara vardı.

 

Savaşçılar onun yetişim seviyesine glediğinde o tür küçük yaraları tamamen iyileştirebilirdi.

 

Düşük seviyeli savaşçılar bile iksirler kullanarak hücreleri hızlandırıp o tür yaraların gitmesini sağlayabilirdi.

 

Ancak Gu Luo bilerek yarayı iyileştirmiyor gibiydi.

 

Hepsi Gökateş Salonu öğrencisi olsa da hiç kimse Gu Luo'yla yakın değildi.

 

Hep yalnız takılıyordu çünkü hiç kimse yanına gidip sohbet etmiyordu. Bunun büyük bir nedeni yüzünde hep ölü bir adama benzer ifade olmasıydı.

 

"Gu Luo sessiz kaldı ama görünüşe göre o da iki sütunun kabulünü görecek." Diye düşündü, Lie Ya.

 

Ran Yu kutsal sütunun önünde meditasyon yaparken pek zaman harcamamıştı, bu yüzden bunu gördüğünde kasvetin örttüğü güzel ve bilgin yüzünde büyük bir değişiklik olmuştu.

 

Gu Luo!

 

Luo İlahi Salonu sınavlarından önce Gu Luo, Ateş Bulutu Eyaleti'nden ayrılmış ve kendini on yıl boyunca deneyimsel eğitime adamıştı.

 

Döndükten sonra sadece tek gözü kalmıştı ve yaydığı aura Ran Yu'nun anlayamayacağı bir şeydi.

 

Ateş Bulutu Eyaleti'nin ana dağında liste yayınlandığında Ran Yu sıralamasına göre Gu Luo'nun üstünde olduğundan biraz daha avantajlı görünmüştü.

 

Lakin Gu Luo döndüğünden beri bir kez bile Ran Yu'yla gerçekten dövüşmemişti.

 

Tian Shi'nin dışında Gu Luo, Ran Yu'nun en büyük düşmanıydı.

 

Diğerleri ise... Ran Yu onları küçümsüyordu.

 

Xushui Gökefey'i doğuştan onurla doluydu.

 

Sıradan doğumlu olan diğer kişilerin lafının edilmesi bile değmezdi.

 

"Gu Luo da iki kutsal sütuna girişti."

 

"Doğuştan canavar olan bu ikiliye kıyasla aramızdaki fark çok büyük."

 

Birçok kişi özelden konuşurken Luo Fengling dişini sıkıyordu.

 

Sırf Ateş Bulutu Eyaleti bile ona muazzam bir baskı hissettiriyordu.

 

Antikefey Binası'ndaki yıldızlı gökyüzü hareketsizdi ve ona sanki zaman yokmuş gibi hissettiriyordu.

 

Cang Mang aniden gözlerini açtı ve bağırdı: "Bir günlük zaman doldu!"

 

Bir anda tüm yetişimcilerin yüzünde farklı farklı yüz ifadeleri belirdi.

 

Bazıları telaşlı görünürken, bazılarıysa sessizce düşünüyordu.

 

Sadece Ran Yu umursamaz görünüyordu.

 

Gu Luo ise tek gri gözüyle her zamanki gibi cansız görünüyordu, bu da ne düşündüğünün anlaşılmasını önlüyordu.

 

"Zaman doldu!"

 

Cang Mang bir kez daha bağırdı: "Durma zamanı."

 

Ancak hâlâ isteksizmiş gibi kutsal sütunların önünde duran birkaç yetişimci vardı.

 

Bu bir insandan beklenecek normal bir davranıştı fakat birkaç saniye daha hiçbir şeyi değiştirmeyecekti.

 

Her zaman başarısızlıklarını kabul etmek istemeyen kişiler olmuştu.

 

O anda yabancı bir ses hepsinin düşüncesini kesti. "Eğer bir günde kabul göremiyorsanız, birkaç saniye daha kalmanız bile bir işe yaramaz."

 

Ran Yu bir şeyin farkına vardı ve hemen sese doğru döndü.

 

Bir anda yüz ifadesi çirkinleşti, "Sen!"

 

Gu Luo sessizce gelen kişiye baktı.

 

Diğer tüm yetişimciler şaşırmıştı.

 

Aniden kulaklarında çalkalanan sesten önce hiçbir şey hissetmemişlerdi.

 

"Bu Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nden, Luo Tian!"

 

Bai Chen ihtiyatlı bir şekilde fısıldadı.

 

Gelen adam ince yapılı saçı toplu biriydi.

 

Elleri ayakları çıplaktı ve etrafına sarılı uzun bir kuyruk vardı.

 

"Luo Tian?"

 

Luo Fengling bu ismi biraz tanıdık buldu.

 

"Luo Tian, Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nin genç neslinin arasında en güçlü olan kişi.

Şanı Tian Shi'den biraz daha az olsa da ondan çok daha güçlü."

 

Ateş Bulutu Eyaleti'nin arasındaki yetişimciler arasında rekabet olduğu gibi Ateş Bulutu Eyaleti ve Anka Kuşu Firminya Eyaleti arasında da on binlerce yıldır süre gelen bir rekabet vardı.

 

Bu iki eyalet arasındaki çekişme yetişimcilerin arasındakinden zayıf kalmıyordu.

 

"Ateş Bulutu Eyaleti'nin, Luo İlahi Salonu sınavları için eksiği mi var?

Evde anasının memesini emmesi gereken bebeleri niye getirdiniz?"

 

Luo Tian bunu söylerken kalabalığı süzdü.

 

Bahsettiği bebeler doğal olarak Luo Fengling, Bai Chen ve Yi Yun'du.

 

Luo Tian gözleriyle Yi Yun ve diğerlerini süzdükten sonra sonunda Ran Yu ve Gu Luo'da durdu.

 

"Ancak ikiniz birazcık niteliklisiniz."

 

"Küstah!"

 

Ran Yu soğuk sesle homurdandı.

 

"Ne yüksek sesli konuşma ama, güzeeeel.

Buraya geldiğinize göre, size Ateş Bulutu Eyaleti'nin yüceliğini göstereceğiz."

 

Ran Yu kendinden çok emindi ve güveni de kendisinden geliyordu.

 

Diğer Ateş Bulutu Eyaleti öğrencilerini umursamıyordu.

 

Ayrıca anlayış kazandığı antik Fey sütunları, Ejder İmparatoru ve İmparatoriçe Yer Dao Ağacı kutsal sütunlarıydı.

 

Bu iki sütundan hiçbiri kolay değildi.

 

Özellikle İmparatoriçe, Yer Dao Ağacı güveninin temeliydi.

 

"Elbette, ben de neler yapabileceğini görmek isterim."

 

Luo Tian kollarını göğsünde birleştirdi ve kışkırtıcı bir sesle konuştu.

 

O anda bir düzineden fazla kişi içeri girdi ve hepsi Anka Kuşu Firminya Eyaleti öğrencileriydi.

 

Luo Tian'ın arkasında durdular ve ilgiyle Ateş Bulutu Eyaleti öğrencilerine baktılar, o anda salondaki hava birden gerginleşmişti.

 

Ran Yu, Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nden olanları süzdü.

 

Sırf yetişim seviyelerinden bile en az altmış yıl yetişim yapmış kıdemli öğrenciler oldukları belli oluyordu.

 

Prens Pingnan'ın grupsal gücü pek geniş değildi.

 

Sadece Ateş Bulutu Eyaleti'nden birkaç genç öğrenci aday gösterebilmişti ama diğer eyaletlerde bu prestiji yoktu.

 

Luo klanı savaşa girdiğinde Anka Kuşu Firminya Eyaleti ıssız yerde olduğundan gücünün bir kısmını koruyabilmişti.

 

Şimdi, gönderdiği tüm öğrenciler Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nin kıdemli öğrencileriydi.

 

Anka Kuşu Firminya Eyaleti yetişimcilerinin kendilerinden emin bakışlarını görünce hazırlıklı geldikleri belli oluyordu.

 

Ran Yu derin bir nefes aldı ve gözlerinde bir ışın parladı.

 

Hepiniz kendinizden emin olsanız bile sizleri ayağımın altına alacağım.

 

Anka Kuşu Firminya Eyaleti'nin yetişimcilerinin burada olmasıyla, kutsal sütunların önünde oturan yetişimciler doğal olarak ayağa kalktı.

 

Birçoğu huzursuz görünüyordu, Luo Fengling'in narin yüzündeyse kararlı bir bakış vardı.

 

Yi Yun'un da ayağa kalktığını fark etti.

 

Yavaşça kollarını çırptı, gözleri hala önceki gibiydi.

 

"Genç Erkek Kardeş Yi, nasıldı?"

 

Bai Chen sormak için eğildi.

 

Yi Yun'la arasında pek yaş farkı yoktu.

 

"İyiydi." dedi, Yi Yun.

 

"Yedi Renkli Anka Kuşu'nun kabulünü gördün mü?"

 

Bai Chen bir daha sordu.

 

Aslında sadece kibarlığından sormuştu, Yi Yun'un kabul görebileceğine inanmıyordu.

 

"Evet, kabul gördüm." Yi Yun başını sallayarak dedi.

 

Yi Yun'un cevabını duyunca Luo Fengling ve Bai Chen şaşırdı.

 

Lie Ya ve diğerleri de onların konuşmasını duymuştu.

 

Ne?

 

Yi Yun önce Yedi Renkli Anka Kuşu'na bakmış sonra İmparatoriçe Yer Dao Ağacı'na gitmiş, sonra da Aşırı Yang Tenviri'ne gidip en sonunda Yedi Renkli Anka Kuşu'na geri dönmüştü, sanki alışverişe çıkmış gibi ordan oraya gitmişti.

 

Şimdiyse Yedi Renkli Anka Kuşu kutsal sütununun kabulünü gördüğünü mü söylüyordu?

 

Ne maskaralık ama.

 

Bu çocuk kutsal sütunun kabulünü görmenin ne demek olduğunu biliyor muydu?

 

Eğer sadece gösteriş yapmak için yalan söylüyorsa o zaman çabucak foyası ortaya çıkardı.

 

"Haha, çok iyi."

 

Bai Chen zorla güldü ama huzursuz hissediyordu.

 

Sen ciddi misin?

 

.....