Bölüm 777: Otorite Kurmak

avatar
4719 22

True Martial World - Bölüm 777: Otorite Kurmak


 

Bölüm 777: Otorite Kurmak

 

Dong Hu, Yi Yun'un elindeki kalıntıya göz dikmişti. Yaralı Yi Yun'dan korkmuyordu. Yi Yun yaralı olmasa bile yanında üç kişi olduğundan korkmazdı. Ayrıca Dong Hu On Bin Fey Semavi Cennet'teki bir Fey ırkı kabilesinde büyümüştü. Klanın kan bağı sıradan olsa da, onun gibi düşük alemden gelen Yi Yun bir kenara, Fey ırkının üyeleri doğal olarak insanlardan daha güçlü bedenlere sahipti.

 

Bu olayın Luo Fengling'in hoşnutsuzluğuna neden olacağı konusundaysa Dong Hu endişelenmiyordu.

 

Luo Fengling gibi biri yetişimine adanmıştı. Her bir iki yılda inzivasından çıkıyordu ve peşinde olduğu şey Luo İlahi Salonuna girip Luo Klanında güçlü bir kişi olmaktı. Luo Fengling'in dövüş yoluna kıyasla kahya öğrencilerin arasındaki olaylar tamamen önemsizdi, bu yüzden neden önemseyecekti ki?

 

Luo Fengling inzivadan çıksa bile onunla karşılaşmayabilirlerdi. Karşılaşsalar bile Yi Yun'un onları şikayet etmesi imkansızdı. Saray hizmetçileri aralarında kavga ettiğinde imparatora bir diğerini şikayet etmesi gibi bir şey hiç olmuş muydu?

 

Bir tarikatın öğrencileri arasında her zaman çıkar çatışmaları yaşanırdı, bu son derece yaygın bir şeydi. Dong Hu hatta daha fazla kazanç sağlamak için Yi Yun'un pastasından bir dilim almak istiyordu, onun ateş elementi materyallerini dağıtma sorumluluğunu istiyordu.

 

“Evlat, On Bin Fey Semavi Cennet'te ilk seferin. Bildiğin hiç kimse yok. Hem etrafı da bilmiyorsun, sana burada zorbalık ederler. Yoksa bu kadar kötü dayak yer miydin. Hadi benden sana bir öneri, gel benim yardımcım ol ve beni takip et. Sana koruma sözü veriyorum.” Dong Hu kıkırdayarak konuştu. Eğer bu çocuk dediklerine düşerse, Fey hayvanlarını ona besletip dağıtım gibi iyi bir işi kendine alabilirdi. Doğal olarak öyle olursa Yi Yun'u da korurdu.

 

Ateş Bulutu Eyaleti gibi bir oluşumda yalnız olmak kolay değildi. Birkaç piyon alması onu yavaşça geliştirebilirdi.

 

“Yardımcın mı olayım?”

 

Yi Yun elindeki kalıntıyla oynuyordu. Aslında Yi Yun, Luo Fengling'in verdiği kalıntıyı pek umursamıyordu. Eğer Yuan Açılış Aleminin geç evresindeki sıradan bir savaşçı olsaydı, bu kalıntıyı kullanarak yaralarının çoğunu iyileştirirdi.

 

Ancak yetişim tekniği veya yasalardaki anlayış bakımından, hem Yuan Temeli hem de Dao Tohumu sıradan savaşçılardan tamamen farklıydı.

 

Bir savaşçı ne kadar güçlüyse yaşam gücü de o kadar güçlüydü, bu yüzden de yaralanmaları daha zor olurdu. Buna karşılık, yaralandıklarında iyileşmelerinin bedeli de daha büyük olurdu.

 

Böylesi bir kalıntı Yi Yun'un çektiği ağır yaralarda pek etki yapmazdı.

 

Yi Yun'un iyileşmesi çoğunlukla Mor Kristal'e dayanıyordu. Son birkaç günde, ruh kruvazöründeyken Mor Kristal ile kendini iyileştirmişti, bu yüzden çoktan gücünün bir kısmını yenilemişti.

 

Gücünün bir kısmını yenilemiş olsa da, Yi Yun savaşmak için Yuan Qi'sini kullanamazdı. Bunun nedeni kullandığı anda meridyenlerinin çalışacağı ve eski yaralarının tekrar açılmasına neden olacağıydı. Bir iki hareket yaparak heyecan verici bir deneyim yaşayabilirdi, ama Yi Yun onun ardından büyük bir bedel ödemek zorundaydı, bu yüzden buna pek değmiyordu.

 

Yi Yun kalıntıyı pek umursamıyordu, ama bu canilere de vermeyi planlamıyordu.

 

“İsmin Dong Hu (Beyaz Kaplan), sanırım sen bilinç kazanan bir kaplan olmalısın?” Yi Yun'un karşılık vermesi Dong Hu'nun yüzünü kaskatı etti. Hemen ardından yüzü çirkinleşti.

 

Fey ırkı üç büyük sınıfa ayrılıyordu: Gök Fey, Yer Fey ve Antik Fey...

 

Gök Fey, Fey ırkının asilleriydi. On Bin Fey Semavi Cennet'te çok az Gök Fey vardı, bu yüzden normalde büyük aşiretler, oluşumlar ve krallıklar kuruyorlardı.

 

Mesela Luo Klanı bir Gök Feydi.

 

Tüm Gök Feyler uzun tarihleri olan türlerdi. Vücutlarında Fey ırkının ilkel güçlü kişilerine dayanan asil kan akıyordu. Ancak kan bağlarındaki zenginlik, farklı ailelerin çocukları arasında belirli değişiklikler gösteriyordu.

 

Eğer birinin kan bağı yeterince zenginse, büyürken ilkel Fey ırkı güçlerini uyandırabilirdi. Bu ardından önemsiz bir konu olurdu.

 

Gök Feyler, Fey ırkında yüksek seviyeli varlıklardı. Görünüşleri insanlara benzemeye eğilimliydi. Doğurdukları bebekler insan bebeklerinin şeklindeydi, bu yüzden kan bağlarındaki farklılıklar hemen hemen aynı görünüyordu. Sadece yeterince güçlü kan bağına sahip olan birkaç üye Antik Fey'e dönüşebilirdi. Bu da nihai dövüş formlarıydı.

 

İkinci Fey ırkı Yer Feydi, Gök Feyin altında olan bir türdü.

 

Onlar normalde hayvanlar veya bitkilerdi. Yer Gök özünü yeterince uzun süre emdikten sonra aniden bir gün bilinç kazanabilirlerdi. Yavaşça Dao'larında yetişim yapıp sonunda insan formu alırlardı.

 

İnsanlarla aynı zekaya sahiplerdi ve yarı insan yarı fey sayılabilirlerdi.

 

Yer Feyler çiftleşerek sayılarını büyük ölçüde arttırmış ve yavaşça ortaya Yer Fey türleri çıkmıştı.

 

Yer Feylerin çocukları genelde hayvanımsı kişiliklere sahip olurdu. Mesela bebeklerin uzun köpek dişleri, pençeleri, kürkleri, kuyrukları vb. şeyleri olurdu. Yavaşça yetişim yaparak tamamen değişim geçirirlerdi.

 

Yer Fey üyelerinin bir Gök Fey üyesiyle karşılaştığında doğuştan gelen aşağılık kompleksi tetiklenirdi.

 

Lakin insanların karşısında doğuştan gelen bir üstünlük kompleksleri olurdu.

 

Yer Fey türlerinin bedenleri nispeten insan bedenlerinden güçlüydü, fakat algıları insanlardan alttaydı. Açık konuşmak gerekirse zekaları da insanlardan kötüydü, bu yüzden miras yaratılışı, yetişim tekniklerini öğrenmek veya yasalarla ilgili anlayış konusunda insanlardan alttaydılar.

 

Üçüncü ırk, Antik Fey ise aslında Gök Fey türlerinin atalarıydı. Tam evrenin formasyonunun başlangıcında Yer ve Gök yoğunlaşmasından oluşmuşlardı. Onlar Evrendeki ilk yaşamlardı ve doğal tanrılara en yakın varlıklardı.

 

Antik Feylerin ilginç efsaneleri vardı. Mesela, Fey ırkının efsaneleri Antik Fey Ejderhalarından veya Bai Ze'den bahsediyordu.

 

Onlar da çocuk yapabiliyordu, fakat üreme yetenekleri çok düşüktü. Antik Feyler sayı bakımından normalden çok azdı, bu yüzden zaman geçtikçe neredeyse tükenme sınırına gelmişlerdi.

 

Bu nedenle On Bin Fey Semavi Cennet'te Fey ırkından bahsedilirken sadece Gök Fey ve Yer Fey ırkından konuşulurdu.

 

Ateş Bulutu Eyaleti'nin Gökateş Salonu ve Yerateş Salonunun sınıflandırılması da Gök Fey ve Yer Feyden geliyordu.

 

Dong Hu'nun aşireti bir Yer Fey türündendi. Ayrıca ataları on binlerce yıl önce yaşamış ve Dao'ya ulaşmış bir kaplandı.

 

Bu gurur duyulacak bir geçmiş değildi ve Yi Yun sadece Dong Hu'nun kökenleriyle dalga geçmemiş, üstüne üstlük bir de ‘Dao'ya ulaşan kaplan’ yerine ‘bilinç kazanan kaplan’ sözlerini kullanmıştı.

 

Yi Yun Fey ırkı üyelerinin insanların yazdığı doğaüstü romanlarda bulunan ruhlara benzediğini ima ediyordu, bu yüzden bu tahammül edebilecekleri bir şey değildi.

 

Dong Hu sinirlenmişti, yanındaki Bai Wei ismindeki kız ise kıkırdamaya başlamıştı. Dong Hu'nun kökenlerine gülerken yüzünde iyi bir şov izlemeyi bekliyormuş gibi bir ifade vardı. Yi Yun'un bu olayı nasıl sonlandıracağını dört gözle bekliyordu.

 

Yi Yun ölümden korkmuyor muydu? Bu kadar ağır yaralı olmasına rağmen neden Dong Hu ve Sun Lie'yi kışkırtıyordu. Luo Klanında, öğrenciler arasındaki savaşlar genelde şiddetli oluyordu.

 

Dong Hu, Bai Wei tarafından dalga geçildikten sonra somurttu. Yi Yuna bakarken vahşi bir şekilde konuştu: “Seni küçük insan, sen önce kendine bak, düşük alem pisliği. Atalarımla dalga geçmeye hakkın yok. Bu benim, Dong Hu'nun Ateş Bulutu Eyaleti'ne ilk gelişi. Buraya gelecek güce sahibim, ama gösterecek bir yerim yok. Bugün seni kullanarak otoritemi kuracağım!”

 

Dong Hu konuşurken Yi Yun'u tuttu. Vücudu büyük ve kaslıydı, vücudundaki tüyler aşırı kalındı. Tıpkı bir kaplana benziyordu!

 

Yer Fey türlerinin zayıf algıları olabilirdi, fakat fizikleri insanların ötesindeydi. Özellikle de Dong Hu'nun atasının Dao'ya ulaşan bir kaplan olmasıyla, fizik gücü son derece korkunçtu!

 

Dong Hu'nun saldırışını izlemesiyle Yi Yun anında beş adım geri atıp geri çekildi.

 

Yi Yun hafiften gücünü geri kazanmış olsa da eski yaraları tekrar açılabileceğinden diğerleriyle rahatça savaşmaya cesaret edemiyordu.

 

Dong Hu'nun pençelerine karşı Yi Yun dantianındaki enerjiyi kullandı. “Fiyuuv!”

 

Yi Yun'un dantianından bir ışık ışını doğrudan Dong Hu'ya fırladı!

 

Bu ışık ışını Yi Yun'un İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarıydı.

 

Yi Yun'un kendisi yaralıydı, bu yüzden savaşamazdı. Ama gücünün ufacık bir kısmını yenilemişti. Çoktan zar zor olsa da İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarını kullanabiliyordu. Daha güçlü olan Şeytan Tanrı kuklası ise... Yi Yun şeytani enerjinin kontrolünü kaybedeceğinden korkuyordu, bu yüzden dışarı çağırmamıştı.

 

Dong Hu ve dostlarının İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarını tanıma konusuysa endişelenmesini gerektiren bir şey değildi. Bu en ilkel halindeki İlk Gerçek Ejderha Altını olsaydı belki On Bin Fey Semavi Cennet'teki çok okumuş Fey ırkı üyeleri tanıyabilirdi. Ancak Yi Yun'un İlk Gerçek Ejderha Altını çoktan kan ve etten oluşan bir bedene dönüşmüştü. Azure Yang Lordu'nun on milyonlarca yıl boyunca arıtmasından sonra, Fey ırkının zayıf görkemli kişileri görse bile avatarın neyden yapıldığını anlayamayabilirdi.

 

Dong Hu ışık ışınının ne olduğunu o anda çıkaramadı, ama saldırı ivmesi hiç azalmamıştı.

 

“Bam!”

 

Dong Hu'nun pençeleri İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarının göğsünü yakaladı, ama daha zaferi hissedemeden kutsal bir metal parçasını tutmuş gibi hissetti. Pençesinden gelen güç İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarının savunmalarının üstesinden gelememişti.

 

Bu da ne?

 

Dong Hu paniklemişti. O anda, İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarı doğrudan Dong Hu'nun yüzüne yumruk attı.

 

Dong Hu'nun vücudu ne kadar güçlü olursa olsun İlk Gerçek Ejderha Altını gibi bir kutsal metalden kötüydü. Bu yumruk beraberinde korkunç çatlama sesleri getirdi.

 

Dong Hu'nun görüşü karardı ve bacakları boşaldı. Saldırının ivmesi onu yere göçürtürken ayağının altındaki fayanslar çatladı.

 

“Oh? Ne sert kafaymış?”

 

Yi Yun hafiften şaşırdı. İlk Gerçek Ejderha Altını avatarının o yumruğuyla Dong Hu'nun kafatasını parçalara ayırabileceğine inanmıştı. Fey ırkı güçlü yaşam enerjisine sahip olsa da bir iki ay yatakta kalmak zorunda kalırdı. O yumrukla İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarının büyük bir direnç hissedeceğini hiç beklememişti. Dong Hu'nun kafası kesinlikle bir çekiç olarak kullanılabilirdi.

 

Lakin yine de Dong Hu yumruk yüzünden sersemlemiş ve zihni bir anlığına boşalmıştı.

 

İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarı zıpladı ve tam Dong Hu'nun önüne inerek ona uçan bir tekme attı.

 

Bu tekme Dong Hu'nun yüzüne gelmişti.

 

İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarının bacağı çok sertti, bu yüzden Dong Hu'nun burun kemiğini parçalamıştı. Dong Hu'nun devasa bedeni, İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarının tekmesi tarafından bir kum torbası gibi havaya uçtu. Lakin aniden İlk Gerçek Ejderha Altını Avatarı havada uçan Dong Hu'nun bileğini tuttu ve onu yere yapıştırdı!

 

“Boom!”

 

Dong Hunun'un tüm bedeninin yere yapışmasıyla etrafta bir patlama sesi yankılandı. Birçok eklemi kırılmış ve organları parçalanıp meridyenleri kopmuştu. Yaraları Yi Yun'unkinden hafif değildi.

 

“Ah, Ah, Ah!”

 

Dong Hu moloz yığınının içinde çığlık attı. Yan taraftan izleyen Sun Lie ve Bai Wei'nin yüzü soldu. Olayların aniden böyle değişeceğini beklememişlerdi. Ölümün kapısından gibi gözüken Yi Yun'un ağır yaralı dantianından aniden göz alıcı bir yıldız fırlamış ve acımasızca Dong Hu'yu dövmüştü.

 

“Bu şey de ne? Kukla mı yoksa başka bir şey mi?”

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44316 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr