Bölüm 739: Boğazı Mühürlemek İçin Tek Bir Kılıç Saldırısı

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı kılıcının altına koymak?

Yi Yun'un bunu söylemesi hem Metruk Irkını hem de İnsan Irkını şaşırtmıştı. Şeytan Tanrı'yı alt etmek? Bu ne Lin Xintong'un, ne Kutsal Ruh'un, ne de iki güçlü düzenin hiçbir şey yapamadığı Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ydı!

“Beni alt etmek mi istiyorsun? Hahaha!”

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı aniden gülerek kükredi. Yi Yun'la birkaç defa kılıç çarpıştırmıştı ve gücü hakkında kabaca bir tahmini vardı. Yi Yun'un tüm yapabileceği o iyileşirken sinsice saldırmaktı.

“Ne şaka ama... Ben iyileşirken sinsice saldırdığın her seferde, basit bir saldırım bile Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'ndeyken dahi seni yaralayabilirdi. Beni kılıcının altına koymak gibi bir şey söylemen cidden cesaretin olduğunu gösteriyor!”

Bunları söyledikten sonra Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı saldırdı. Elindeki kargı basit ve donuk gözüküyordu, fakat eşsiz bir kutsal silahtı.

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın saldıları hep sıradan savurmalar veya saplamalardı, yine de böylesi basit hareketler bile rakipsiz kalıyordu.

Lakin şimdi Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısı doğrudan Yi Yun'un kalbine doğru ilerliyordu.

Yi Yun'un etrafında Tanrı'ya Dönüşüm Kulesi'ni ondan izole eden mühürlü bir bölge vardı ve geri çekilmesi için bir yol yoktu. Geri çekilme şansı olsa bile, Yi Yun bunu yapacak değildi. İçten içe bunun Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı öldürmek için en iyi fırsat olduğunu biliyordu. Bu fırsatı kaçırdığında başka bir şansı olmayacaktı!

O anda, zaman Yi Yun için yavaşlamış gibiydi.

Büyük İmparatoriçe Gizemli Bölgesi'ndeki disk düzeninde, Azure Yang Lordu'nun Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya saldırdığı an aklında oynayıp durdu.

Disk düzeninin görüntülerinde, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı elinde kargıyla kutsal bir at sürüyordu, fakat yine de Azure Yang Lordu'nun tek bir kılıç saldırısına yenilmişti!

O kılıç saldırısı Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı delen gök mavisi bir şimşek gibiydi.

On milyonlarca yıl önce, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı zirvesindeyken şu ankinden daha da etkileyiciydi.

O saldırı...

O saldırının gücünün sadece yüzde birini üretmesi gerekiyordu.

‘Zamanında, Azure Yang Lordu yedi Şeytan Öğrencisi'ni güçlerinin zirvesindeyken yok etti. Benim sadece birini öldürmem gerekiyor ve o da ağır yaralı. Eğer onu yok edemezsem, On İki Semavi Cennet'e gitme düşüncem bir hayal olmaz mı?’ diye düşündü Yi Yun.

Elinde Saf Yang Kırık Kılıç ile aklının birden zenginleştiğini hissetti. Açıklanamaz bir irade Saf Yang Kırık Kılıçta toplandı. Bu Yi Yun'un öncekinden daha güçlü olan Kılıç Niyeti'ydi.

Kılıç alemleri Kılıç Niyeti'nde anlayış kazanmak, Kılıç Kalbi oluşturmak, Kılıç Ruhu'nu güçlendirmek ve sonunda Kılıcın Semavi Daosu'nu yaratmak şeklinde ayrılmıştı.

Yi Yun Saf Yang Kılıç Sarayı'nda neredeyse bir yıl boyunca Dao aydınlanma arayışına girmişti ve çoktan Kılıç Niyeti'nde Büyük Başarı Seviyesine ulaşmıştı. Ve şimdi, Kılıç Kalbi oluşturmanın sınırlarına ulaşmaya başlamıştı.

Kılıç Kalbi bir savaşçının mizacıydı. Bir kılıç tekniği değil, Kılıç Dao'sunun yüce iradesiydi.

Boyun eğmez irade ve karşı konulamaz güçle ilerlemek!

*Si Si Si*

Yi Yun'un arkasında aynı anda Dokuz Yenidoğan ve Altın Karga'nın hayali görüntüsü belirdi. Bir ışın boşluğu deldi, siyah kargıdan kaçınıp doğrudan Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın boğazına ilerledi!

Oh!?

Durumu görünce kalabalığın kalbi titremeye başladı!

Savaşçılar kapıştığında genelde bir taraf saldırır ve diğeri önce savuşturmaya çalışıp sonra rakibini nasıl yok edeceğini düşünürdü.

Lakin Yi Yun'un saldırısı savunmak için değil saldırmak içindi!

Boğazına saplayabilmek için bilerek Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısından kaçınmamıştı!

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın güçlü saldırısı insanları korkudan titretti. Sırf saldırılara dayanmak bile neredeyse imkansızdı. Yine de Yi Yun kaçınmamıştı. Bu resmen dönüşü olmayan bir saldırıydı.

“Kargı onu kesmek üzere. Ölümüyle bir saldırı mı yapmak istiyor?”

“Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın saldırı gücü çok çetin. Eğer Yi Yun'un kılıç ışını doğrudan kargıyla çarpışırsa kılıç ışını kesinlikle parçalanır. Bu da Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya da hiç zarar vermez. Yi Yun bu yüzden kargıdan kaçındı, fakat bunu yapmak...”

İnsanlar nefeslerini tuttu. Yi Yun kendini umursamayıp ölümüyle Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'yı yaralamak istese bile, bu Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'ya nasıl bir hasar verebilirdi ki?

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı sadece korkunç bir saldırı gücü değil, ayrıca olağanüstü bir savunmaya da sahipti!

“Yun-er!”

Jiang Xioarou'nun kalbi durdu. Çaresizce Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısının Yi Yun'un kalbine doğru ilerleyişini izledi.

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı sırıttı. “Benimle ölmek mi istiyorsun? Buna layık değilsin!”

“Ka-cha!”

Siyah kargı Yi Yun'un koruyucu Yuan Qi'sini kağıt keser gibi deldi.

Tam kargı Yi Yun'un vücudunu delecekti ki...

Sou!

Yi Yun'un dantianından bir ışık hüzmesi çıktı ve Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısıyla yüzleşti.

O anlık parlamada, ışık hüzmesinin boyutu hızla büyüdü ve altın cüppeli genç birine döndü. Gencin görünüşü Yi Yun'a çok benziyordu, sanki aynı kalıptan çıkmış gibilerdi. Tek fark, cildinin sanki metalik bir dokusu varmış gibi soluk bir altın parlaması olmasıydı.

Genç adam ortaya çıktığında Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısını karşıladı. Ellerini sallamasıyla vücudundan bir dizi parlak görüntü çıktı. Bu göüntüler... Uçan sabrelerdi!

999 uçan sabre, gökyüzünden yağan kar gibi havada kaotik bir biçimde dans etti.

Bu Yi Yun'un Bin Kar Alanı'ydı.

Boom!

Uçan sabreler siyah kargıyla çarpıştı ve korkunç şok dalgalarının dışarı patlamasına neden oldu. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargısı ivmesini büyük ölçüde kaybetmesine rağmen, yine de altın gencin göğsüne sertçe çarptı.

Gencin vücudu titredi ve siyah kargıya vurduktan sonra geriye doğru uçtu.

O sırada, siyah kargının korkunç enerjisi patladı ve etrafa yayıldı. Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın yarattığı mühürlü bölge bile yarılıp çöktü.

Böylesi enerjik bir fırtınada, Yi Yun'un bedeni ışık hüzmelerine dönüşüp altın cübbeli gence doğru atıldı. Yi Yun'un bedeni gencin dantianıyla birleştikten sonra yok oldu.

Boom!

Genç adam darbe yemiş bir dağ gibiydi. Vücudu bir dağa düştü.

Çakıl taşları göçüp genci yer altına gömdü.

Bu da ne?

Bunu görünce herkes afalladı.

Jiang Xiaorou bile tamamen şaşkına dönmüştü. Yi Yun'a bu kadar benzeye altın cübbeli bu genç kimdi?

Yi Yun o saldırıya nasıl karşı koyabilmişti? Genç adam ölmüş müydü?

Kalabalık endişelendi. O sırada birisi aniden bağırdı: “Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın boğazına bakın!”

Bağırmasıyla, hekes dönüp baktı ve Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın bir eliyle kargıyı, diğer eliyle de boğazını tuttuğunu gördü.

Parmaklarının arasından şeytani kan akıyordu.

Yaralanmıştı!

Yi Yun'un saldırısı Azure Yang Lordu'nun o zamanki saldırısının cazibesini tekrar canlandırmıştı. O anda, Kılıç Kalbi'nin sınırlarına bile ulaşmıştı.

Saldırı gücünün sınırlarına ulaşması için Yi Yun Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın kargı ışınından kaçınmıştı. Tüm Kılıç Niyeti, Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın tam zayıf noktasına akın etmişti!

Bir kılıç saldırısıyla boğazı mühürlemek!

Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı yavaşça elini çekti. Boğazında bir parmak kalınlığında bir yara kalmıştı.

Yara küçük olsa da çok derindi. Yaranın etrafındaki et, sanki kendini iyileştirmeye çalışıyormuş gibi kıvranıyordu.

Ancak yaranın etrafında ölümsüz bir Kılıç Niyeti vardı. Sürekli yarayı yırtıyor ve açıyordu!

Kılıç Niyeti'ni söndürmek zordu ve zamanla sürekli hasara neden oluyordu.