Bölüm 696: Bin Kar Alanı

Saf Yang Kılıç Sarayı'ndaki tüm hazineleri barındıran Semavi Yapı Salonu doğrudan Dao Aydınlanma Salonu'nun girişine bağlıydı.

Gri kıyafetli kıdemli Yi Yun'u kolundan tuttu ve uzayda bir sıçramayla Semavi Yapı Salonu'nun önüne geldi.

Semavi Yapı Salonu'nun iç uzayı on binlerce metre çapındaydı. Salonun ortasında yirmi metre uzunluğunda bir piramit duruyordu. Piramit tamamen altın rengindeydi ve bilinmeyen bir materyalden yapılmıştı. Etrafa gizemli bir hava yayıyordu.

“Hazineler o piramidin içinde. Cennete Yükseliş Alemi'ndeki savaşçıların kullandıklarının hepsi birinci seviyede. Bilincini içeri gönderince hazineleri göreceksin. Her hazinenin altında bir tanıtım var.”

“Tamam.”

Yi Yun bilincini gönderdi ve bir anda hazine piramidinin birinci seviyesi gözlerinin önünde belirdi. Her çeşit hazine havada uçuşuyordu ve bu manzara bayağı göz kamaştırıcıydı.

Saf Yang Kılıç Sarayı'ndaki hazineler Tian Yuan Dünyası'ndakilere kıyasla kat ve kat daha iyiydi.

Özellikle de Yi Yun'un baktığı Cennete Yükseliş Alemi savaşçıları için olanlar... Bu hazinelerden biri Tian Yuan Dünyası'na salınsa bir kargaşa çıkarırdı. Tabii ki şimdi Siyah Zırhlı Şeytan Tanrı'nın önündeki her şeyi katletmesiyle, bu kişiler hazine için birbirini öldürse de büyük çaplı bir olay çıkmazdı.

Yi Yun hazinelere birer birer baktı. Hepsi Saf Yang Kılıç Sarayı'nın sahibinin tüm hayatı boyunca topladığı hazineler olduğundan çok fazla vardı.

İnferno Kılıcı. Kılıç Saf Yang ateşiyle tavlanmış, Saf Yang Ruhuyla da dövülmüştü. Her saldırı ateşler püskürtüyordu ve bu aşırı baskıcıydı. Kılıç iki metre uzunluğundaydı ve bir mızrağı andırıyordu.

Yi Yun geçmişte kullandığı Bin Ordu Sabresi'ni hatırladı, o da biraz buna benziyordu. Ancak elinde zaten Yang Kırık Kılıç vardı, bu yüzden şimdilik İnferno Kılıcı'nı düşünmüyordu.

Semavi Yapı Salonu'ndaki silahlar kılıçlarla sınırlı değildi. Sabreler, mızraklar ve baltalı kargılar da vardı.

Silahların dışındaki her çeşit büyülü eşya da vardı.

Mesela, Kara Mikrop Muskası. Bu şey içinde şeytani bir ruhun mühürlü olduğu lanetli bir muskaydı. Savaşçı kanını kullanarak bedenini ele geçirmesi için şeytani ruhu çağırabilirdi. Böylece bedeninde büyük bir güç artışı olurdu, hatta kendinden bir alem yüksekte olan biriyle dövüşebilirdi. Ancak şeytani ruh bedeninden çıktıktan sonra savaşçı aşırı zayıflardı. Hatta şeytani ruh bu zayıflıktan yararlanıp savaşçıyı yemeği olarak yutabilirdi.

Semavi Yapı Salonu'nunda bu tür şeytani eşyalar da vardı. Saf Yang Kılıç Sarayı'nın sahibinin koleksiyonu iyiyi kötüden ayırt etme konusunda seçici değildi.

Yi Yun diğer şeylere baktı. Seçmesi için geniş bir hazine yelpazesi vardı. Bazıları ruhu güçlendiriyordu, diğerleriyse Yer Gök Yuan Qi'sini emebiliyordu. Kanlı Ay'ın hazine koleksiyonuna kıyasla Saf Yang Kılıç Sarayı'nın Semavi Yapı Salonu tıpkı çürük armutla olgun armut gibiydi. Kısacası tamamen farklı seviyedelerdi.

“Kafir Kan Sabresi. Kanın tadını aldıktan sonra güçlenir. Bu öldürmeye özel bir sabredir.”

“Rüzgar Uluyan Bayrak, semavi şimşeği tetikler, kişinin bedenini güçlendirerek çok hızlı hale getirir. Bu da güzel. Ben de Dokuz Yenidoğan olduğundan şimşeği tetiklemem gerekiyor. Bu bayrak bana uygun.”

Bu ikisi Yi Yun'u cezbetmişti, fakat seçmek için acelesi yoktu. Lakin Yi Yun kısa bir süre sonra gözlerini alamadığı bir hazine gördü.

Bin Kar Alanı! Kullanılınca, kar yağıyormuş gibi düşmanı Bin Kar Alanı'yla kaplar, alandaki tüm düşmanlar kar taneleriyle sonsuz parçalara ayrılır ve geriye sadece iskeletleri kalır.

Bin Kar Alanı'ndaki düşmanlar ayaz yasalarıyla değil... Uçan sabrelerle öldürülürler!

Alanı oluşturan 999 uçan sabre vardır. Uçan sabreler havada, sayısız kar tanesi gibi dans eder. Alanın ismi kullanıcının bedeninin uçan sabre gibi olmasıyla, toplam oluşan sabre sayısının bine çıkmasındandı!

Düşmanlar Bin Kar Alanı'nda hapsolduğunda güzel kar tanelerini görürler, bu aynı zamanda onların kıyameti olur.

Saf Yang Kılıç Sarayı'nın sahibinin Bin Kar Alanı'nı koleksiyonuna eklemesinin nedeni sıradışı gücü yüzündendi. Bu yetenek On İki Semavi Cennet'te bile üst seviye olarak sayılırdı.

Kullanması bile çok zahmetliydi. Kullanıcının olağanüstü ruhsal gücü ve enerji kontrolü olması gerekiyordu. Yoksa 999 uçan sabreyi kontrol etmek nasıl kolay olabilirdi ki?

Bu kadar çok uçan sabreyi düşmanı öldürmek için oluşturduktan sonra, kötü bir şekilde kontrol etmek tüm alanın çökmesine ve büyük açık vermesine neden olabilirdi. Bu resmen kelleni kesilmek için uzatmakla aynı şeydi

Bin Kar Alanı'nda ustalaştığında, bu onu kendi yetişim seviyesindekilerin arasında durdurulamaz yapardı. Yetişim seviyesi kendisinden büyük olan birini öldürmek zorunda olsa bile, işi çok kolay olurdu.

Bu hazine 999 uçan sabreden oluşuyordu, fakat sadece bir büyülü eşya olarak sayılıyordu. Bu yüzden hepsini bir set olarak alabilirdi.

999 uçan sabrenin her biri on beş santim uzunluğundaydı ve hepsi yüce seviye sabreydi. Aynı materyalden yapılmışlardı ve bir usta tarafından tek bir set haline getirilmişlerdi. Böylesi bir uçan sabre seti yapmak çok zordu ve değeri saçma derecede yüksekti.

Ne de olsa, tek seferde bu kadar çok uçan sabre yapmak demirci ustası için bile çok çetindi. Eğer döverken tek bir hata bile yaparsa o zaman bu uçan sabre seti mükemmel olarak sayılamazdı.

Bin Kar Alanı'nın şartları aşırı talepkar olsa da, Yi Yun'un en iyi olduğu şey enerji kontrolüydü. Her uçan sabre köken enerjisiyle güçlendiriliyordu, bu yüzden onları Mor Kristal ile kontrol etmek parmak oynatmak kadar kolay olacaktı. Bu resmen Yi Yun için biçilmiş kaftan olan uçan sabre düzeniydi.

Bin Kar Alanı'nın uçan sabrelerinin aşağısında Bin Kar Alanı Sabre Kılavuzu vardı.

Yi Yun içine göz attı ve hemen aralarındaki yakınlığı hissetti. Yi Yun hem kılıç hem de sabrede yetişim yapan biriydi. Başarım açısından Kılıç Niyeti'nden zayıf olsa da, Sabre Niyeti'nde de anlayış kazanmıştı. Bunun nedeni, Yi Yun'un Saf Yang Kılıç Sarayı'na girmiş olması ve Azure Yang Lordu'nun kılıç ustalığına tanıklık etmiş olmasıydı. Daha iyi öğretmenleri olduğundan daha çok anlayış kazanmıştı.

Sabre teknikleriyse... Sabre Mezarı'na girmek dışında diğer her şeyi kendi kendine öğrenmişti.

Yi Yun Bin Kar Alanı'nın sabre kılavuzunu okumaya devam etti. Yi Yun, sabre kılavuzunun ileri safhasında, Bin Kar uçan sabrelerini üreten kişinin sabreleri nasıl geliştirip üreteceğine dair bıraktığı yöntemi görünce şaşırmıştı.

Bin Kar Uçan Sabrenin yaratıcısı On İki Semavi Cennet'te Sanatçı Tanrı unvanı almış biriydi. Yaratıcının yazdıklarına göre Bin Kar Alanı antik bir harabede bulunmuş bir sabre kılavuzuydu. Çok güçlü ve şaşaalı hareketleri olsa da ona göre değildi. Bu nedenle, Bin Kar Alanı'nı daha önce hiç kullanmamıştı.

Yaşamının geç evrelerinde yetişim seviyesi ve Dao'daki anlayışı darboğaza dayanıp daha fazla atılım yapamayacağını işaret ettiğinde, tüm çabalarını eşya yapmaya adamıştı. Çeşitli kutsal silahlar yaratmaya çalışmıştı ve ayrıca bu sırada 999 Bin Kar Uçan Sabresini üretmişti.

Bin Kar Uçan Sabreleri demircinin en iyi yeteneklerinin bir araya gelmesiydi, fakat kullandığı materyaller üst seviye değildi. Bu da Bin Kar Uçan Sabrelerinin büyümeye fazladan yerinin sonuçlanmıştı.

Bin Kar Uçan Sabrelerini nasıl geliştireceğiniyse sabre kılavuzuna yazmıştı.

Yi Yun derin bir nefes aldı, bu uçan sabre setini gerçekten de istiyordu. Sırf Bin Kar Alanı'nda harcadığı zaman diğer hazinelere bakarken harcadığı zamanın toplamından çoktu.

Yi Yun hemen Bin Kar Alanı'nı seçme dürtüsüne direndi ve diğerlerine bakmaya devam etti. Birkaç hazine daha gördü, hepsi yüce seviye olsa da Bin Kar Alanı'ndan kötülerdi.

Yi Yun'un gözleri hazineleri süzdüğü sırada bir anlığına duraksadı. Bu hazine de onu bayağı cezbetmişti.